Carry Trade nedir?
Yatırımcıların iki ülke para birimi arasındaki faiz oranları farkından yararlanarak düşük faizle borçlanıp, yüksek faize yatırım yapmasına carry trade denir. 2022 yılının başlarında ABD ve Avrupa’da faizler henüz sıfıra yakınken, yatırımcıların odağı dolar ya da euro cinsinden borçlanıp, Brezilya, Şili ve Kolombiya gibi ülkelerdeki yüksek faize yatırım yapma yönündeydi. Ama bu coşku Fed’in faiz artırımları ile geride kaldı. Diğer yandan bu işlemde dikkatli olunmalı çünkü döviz kurları öngörülemeyen düşüşlere eğilimli olduğu için büyük miktarda kayıplar da yaşanabilir.
Neden “carry trade” deniyor?
Finans piyasalarında bir varlığın ‘taşınması’ onu elde tutmaktan sağlanan getiri anlamına geliyor. Carry trade işlemi bir para birimi satın almayı ve kâr elde edilene kadar onu taşımayı içerdiğinden bu ad veriliyor.
Nasıl çalışır?
Teoriye göre carry trade stratejisi hiç çalışmamalıdır çünkü yüksek faiz oranları bir ülkenin kötü ekonomisine ya da daha hızlı enflasyon anlamına gelmektedir ve bu durumda para biriminin değer kaybetmesi beklenir. Yani faiz farkından sağlanan getiri para biriminin değer kaybetmesi ile eriyecektir. Bu nedenle iki ülke arasındaki faiz oranı farkı, yatırımcıların yüksek faizli para biriminin düşük faizli para birime karşı değer kaybetmesini beklediği oranı yansıtmalıdır.
Öyleyse neden işe yarıyor?
Uygulamada ise yatırımcılar getirisi yüksekse genelde kötü ekonomik temelleri göz ardı edilerek ve yüksek faizli para birimine yapılan yatırım ile o para biriminin güçlenmesine katkıda bulunuluyor. Böylece talep başladığı zaman daha fazla yatırımcı bu işlemi gerçekleştirerek para biriminin güçlenmesini destekliyor. Ayrıca teori de her zaman gerçeklerle uyuşmuyor çünkü yüksek faiz oranları politika yapıcıların ekonomilerini düzeltmeye başladıkları ve ülke varlıklarının değer kazanacak bir dönüm noktasında olunduğu anlamına da gelebiliyor.
Örnekleri neler?
Yatırımcılar uzun zamandır Güney Afrika randı, Macar forinti ve Meksika pesosuna yatırım yaparak bu stratejiyi kullanıyor. 2018’de ise Türkiye ve Arjantin, ekonomi politikaları ile carry trade imkanı sundu. 2022’ye gelindiğinde ise çoğu Latin Amerika ülkesinin Merkez Bankası pandemi sonrası enflasyon şokuna yanıt olarak faiz artırmaya başladığı dönemde yatırımcılar burada da fırsat gördü.
Kim yapıyor?
Bu stratejiyi kullananlar 1990’lara kadar gelişmekte olan ülke para birimlerine yatırım yapan hedge fonlarıydı ve ana akım finans tarafında çok az biliniyordu. Ardından Japonya Merkez Bankası faiz oranlarını sıfıra yakın bir noktaya indirdi ve yatırımcılar burada dolar bazlı varlıkları satın almak için yen cinsi borçlanma ile kâr elde edilebileceğini fark ettiler. Uluslararası Yatırım Bankası’na göre ise günümüzde bu stratejiyi kullananlar tahvil ve sabit varlıklara yatırım yapan yatırımcılar. Ayrıca işlemler genelde kısa vadeli.
Nasıl yapılır?
En yaygın carry trade yolu faiz oranının düşük olduğu A ülkesinden borç para alarak oranların daha yüksek olduğu B ülkesinin para birimine çevirmek ve B ülkesinin tahvillerinden almaktır. Yerel para birimi tahvillerine yatırım yapmak istemeyen veya yapamayan yatırımcılar ise döviz swapları ile vadeli işlem sözleşmeleri aracılığı ile döviz kuru hareketine dayalı getiri sunan araçlara yönelebilir.
Getiriler cazip mi?
Bazı araştırmalar risk arındırıldıktan sonra getirilerin hisse senetlerini geride bıraktığını söylüyor. Gelişmekte olan sekiz para biriminin dolara karşı performansını izleyen Bloomberg Kümülatif FX Carry Trade Endeksi’ne bakıldığında son 20 yılın 12’sinde pozitif getiri elde edildiği görülüyor.
Neler ters gidebilir?
Merkez Bankaları faiz oranlarını neredeyse sıfır noktasına indirirken yavaş tepki veren ABD’li hedge fonu FX Concepts, 2013 yılında batmıştı. 1998 yılında ise sadece bir haftada yen, dolar karşısında %16 değerlendi ve yen cinsi borç alıp diğer ülkelere yatırım yapan carry trade yatırımcılarının kârı silindi.
Sorunlar neden aniden ortaya çıkıyor?
Carry trade’in terse dönmesi düşük faizli para biriminde para politikasının sıkılaşması, yatırım yapılan ülke para birimindeki cazibeyi azaltan öngörülemeyen bir olay olabilir. Örneğin ABD ve Euro Bölgesi ve hatta Japonya’daki para politikasını normalleştirme çabaları, bu para birimlerini yakın gelecekte carry trade işlemini finanse etmek için kullanmanın etkisi negatif olabilir.