Yeni bir yıla yine yoğun bir gündemle başladığımız şu günlerde, uzun vadeye ve sürdürülebilir değerin nerede olabileceğine odaklanmak gittikçe zorlaşıyor. Risklerin ve fırsatların eksponansiyel olarak arttığı bu dönemde geleceğin başarılı şirketleri bu yoğun gündem konuları arasında uzun vadede doğru aksiyonları planlayabilen ve doğru yatırımları yapabilen şirketler olacak. Dolayısıyla bu şirketlere de yatırımcıların ilgisinin artacağını bekleyebiliriz. Peki yatırımcıların önümüzdeki dönemde şirketlerden beklentileri neler olacak?
Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi PricewaterhouseCoopers (PwC) 2024 Küresel Yatırımcı Araştırmasının1 sonuçlarını yayınladı. Bu araştırmaya göre yatırımcılar 2025 yılı için temkinli iyimser bir beklenti içinde. Araştırmaya dahil olan yatırımcıların yüzde 50’den fazlası bu yıl küresel ekonomide büyüme beklemekle birlikte risklerin daha kompleks ve dinamik olacağını öngörüyor.
Yatırımcıların makroekonomi ve enflasyona ilişkin beklentileri önceki senelere göre daha ılımlı görünüyor. 2022 yılında yapılan aynı araştırmaya göre yatırımcıların yüzde 60’ından fazlası için makroekonomik koşullar ve enflasyon açık ara en önemli risk olarak sıralanırken, son araştırmaya göre riskler daha birbirine yakın ağırlıklarla karşımıza çıkıyor.
Bu riskler karşısında da hali hazırda yatırım yaptıkları veya yapmayı planladıkları şirketlerden beklentileri yüksek ve dolayısıyla her şirketin henüz gündeminde değilse bile mutlaka gündeme alması ve somut adımlar atması gereken konular inovasyon, teknoloji ve yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve iletişim olarak öne çıkıyor.
İnovasyon açısından yatırımcıların beklentileri küçük çaplı gelişmeler değil artık. PwC’nin araştırmasına göre şirketlerin teknolojik gelişmelere, değişen regülasyonlara, müşteri tercihlerine, tedarik zincirine ilişkin risklere, rakip aksiyonlarına, jeopolitik gelişmelere, demografik değişikliklere ve iklim değişikliği hedeflerine göre kendilerini baştan sona yenilemeleri bekleniyor. Bunun için de şirketlerin yatırımlarına hız vermeleri gereken alanların işgücü yeteneklerinin artırılması, uluslararası krizlere daha dayanıklı bir iş modeli geliştirilmesi, yapay zekâ yatırımlarının ölçeklendirilmesi, tedarik zincirinin riskten arındırılması ve karbon emisyonlarının azaltılması olarak değerlendiriliyor.
Araştırmaya katılan yatırımcıların yüzde 73’ü yapay zekâ yatırımlarının geniş ölçekte yapılması gerektiğini düşünüyor. Bununla birlikte yapay zekânın şirketlerin üretkenliklerini, gelirlerini ve kârlılıklarını olumlu olarak etkilemesi bekleniyor. Yapay zekânın şirketlerdeki çalışan sayısını azaltmak yerine artıracağını düşünenlerin oranı ise yüzde 33 civarında. Bunlara ek olarak yatırımcıların büyük bir kısmı, yüzde 87’si, üretken yapay zekânın şirketler tarafından yayınlanan bilgileri analiz etme yeteneklerini artırdığını düşünüyor.
İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında ise yatırımcıların şirketlerden somut adımlar beklediğini görmeye devam ediyoruz. PwC’nin raporuna göre en büyük beklenti sürdürülebilirliğin şirketin stratejisine entegre edilmiş olması ve raporlamaların finansal raporlar kadar güvence verebilir seviyeye gelmesi.
Son olarak araştırmaya katılan yatırımcıların şirketlerde görmek istedikleri bir diğer önemli konu ise kaliteli bir iletişim. Diğer bir deyişle şirketlerin yaptıkları açıklamaların, hazırladıkları raporların, yöneticilerinin verdiği demeçlerin güvenilir verilere ve net stratejik adımlara dayandırılması ve bunun da iyi bir şekilde anlatılabilmesi.