Her yıl oldugu gibi dünyanın önde gelen kurumsal yatırımcıları yeni yıla girmeden önce 2025 için yatırım ortamına dair beklentilerini açıklamaya basladı. Bu açıklamalara baktıgımızda nüans farkları olmasına ragmen genel olarak öne çıkan baslıklarda benzerliklerin oldugunu görüyoruz. 2024 yılında ABD seçimleri, küresel anlamda enfl asyonla mücadele ve faizlerin yönü yatırım dünyasının gündeminde en fazla yer alan konulardı. 2025 yılına girmeye hazırlandıgımız su günlerde ise bu konuların bir miktar netlestigini görüyoruz. ABD’de beklentilerin üzerinde büyüyen ekonomi, Fed, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Ingiltere Merkez Bankası’nın (BOE) faiz indirim sürecini baslatması, ABD ve Ingiltere’de seçimlerin sonuçlanmıs olması ile bazı belirsizlikler ortadan kalkmıs olsa da hükümet politikaları ve etkilerinin ne olacagı konusunda belirsizliklere de isaret ediliyor. Ayrıca jeopolitik konular basta olmak üzere riskler de oldukça yüksek görülüyor. Ancak genel olarak yatırımcıların 2025 yılına dair beklentilerinin artan risk ve belirsizliklere ragmen olumlu oldugunu söyleyebiliriz.
2025 yılında yatırımcıların gündeminde özellikle öne çıkan konu baslıkları su sekilde:
Ilımlı bir ekonomik görünüm: 2024 yılında enfl asyonla mücadeleden birçok ülke zaferle çıktı. Pek çok kurumsal yatırımcı, baz senaryolarında küresel ekonominin 2025’te büyüme ve enflasyon açısından daha dengeli bir yıl olmasını bekliyor. Ekonomik Isbirligi ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD), Aralık 2024 tarihli son Ekonomik Görünüm raporuna1 göre küresel ekonominin 2024 yılında yüzde 3,2 büyüyecegi ve 2025 yılında bu oranın hafif bir artısla yüzde 3,3 olacagı öngörülüyor. Rapora göre, gelismekte olan piyasaların, gelismis ekonomilere kıyasla büyüme avantajını sürdürmesi ve Asya ülkelerinin, özellikle Hindistan ve Endonezya’nın, büyümenin ana itici gücü olmaya devam etmesi bekleniyor.
Jeopolitik riskler: Artan jeopolitik gerilimler ve devam eden çatısmaların 2025 yılında da önemli bir risk olmaya devam edecegi bekleniyor. Politik gelismelerin ekonomileri önemli ölçüde etkileme potansiyeli ise yatırımcıların daha temkinli hareket edecegine isaret ediyor.
Artan portföy çesitliligi: 2024 yılında özellikle muhtesem yedi olarak adlandırılan ABD’deki mega teknoloji sirketlerinin hisselerinde yatırımcı konsantrasyonu oldukça yogundu. Ancak, 2024 yılında bu sirketler haricinde pek çok sirket bilançolarının gücünü ve esnekligini yüksek faiz ortamına ragmen göstermeye devam etti. Artması muhtemel olan global likidite ile gelismekte olan ülkelere de ilginin artacagını bekleyebiliriz. Dolayısıyla 2025 yılında degerlemeleri göreceli olarak düsük olan güçlü bilançolara ve nakit akısına sahip kaliteli sirketlere yatırımcı ilgisi artmaya devam edecek gibi görünüyor.
Yapay zekâ ve altyapı yatırımları: Yapay zekâ yatırımlarının ve bu alandaki yeniliklerin piyasaların itici gücü olmaya ivmelenerek devam etmesi bekleniyor. Özellikle yapay zekâ ve bu algoritmaların egitilebilmesi için gerekli enerjiyi saglamak üzere altyapı yatırımlarına hız verilecegi öngörülüyor. Barclays’in raporuna göre eger yapay zekâ mevcut hızında gelismeye devam ederse, 2030 yılı itibarıyla ileri seviyede bir modeli egitmek için altı gigawatt güç gerekecegi bunun da yaklasık altı nükleer santralin üretebilecegi enerjiye esdeger olabilecegi tahmin ediliyor.
Sonuç olarak, 2025 yılında sirketlerin bu risk ve belirsizliklere karsı nasıl pozisyon aldıkları ve fırsatları somut adımlarla nasıl degerlendirebildikleri yatırımcı ilgisini çekebilmek adına hikayeleri açısından kritik bir öneme sahip olacak.