7 Aralık 1941 Pearl Harbor; Japonya’nın Amerika’ya saldırdığı bu tarih, sadece Amerika ve Japonya için değil, tüm dünya için tarihte birçok değişime neden oldu. Pearl Harbor, her iki ulus için “milliyetçilik” unsurları globalleşmenin önüne geçtiği bir dönüm noktası oldu. Dünya’da Pearl Harbor, “ulusal üstünlük” kavramının daha önde olmasını sağladı.
Pearl Harbor öncesi Japonya
Japonlar, Pearl Harbor saldırısını batılı ülkelerin ekonomik ambargolarına karşı haklı bir tepki olarak yansıtırken, o dönemde Japonya’nın doğudaki emperyal genişlemesine yanıt olarak, Amerika Birleşik Devletleri de (İngiltere ve Hollanda ile birlikte) Amerika içindeki Japon varlıklarını dondurdu. Bu ambargo, Japonya’nın petrol arzının çoğunu kapsıyordu ve ülkeyi ekonomik olarak köşeye sıkıştırdı.
Milliyetçilik unsurlarına ek olarak, o dönem ABD ticaret ambargosu ile 1940’a gelindiğinde Japonya yakıt ve askeri malzeme kaynaklarının ciddi şekilde tükenmesiyle karşılaştı. O dönem Amerika, petrol endüstrisinde Japonya’nın birincil yakıt kaynağıydı. Temmuz 1940’ta “İhracat Kontrol Yasası”nın geçirilmesi, Başkan Roosevelt’e Japon yayılmacılığına karşı adım atma imkanı sağladı. Japonya, ambargoya birkaç kez diplomatik çözüm girişiminde bulunsa da başarısız oldu.
Pearl Harbor öncesi Amerika
Amerika tarafından o dönem Japonya’ya ambargo uygulanırken, Pearl Harbor’dan önce, Amerikalıların olanlara bakışı 7 Aralık 1941 olaylarından sonra değişti. Pearl Harbor saldırısı sonrası otomotiv endüstrisi çok farklı şekilde etkilendi. II. Dünya Savaşı’nın sonu ile Amerikan otomobilleri altın çağı yaşadı. Birçok şirket bu dönemde en ikonik Amerikan otomobillerinden bazılarını üretmeyi başardı. Bu şirketler ayrıca küresel otomobil pazarına da hakim oldu.
Otomotivde yükselen başarı
30 yılı aşkın bu olağanüstü başarı ve hakimiyet döneminin sırrını, günümüz gelişmelerini de göz önünde bulundurarak düşünmek gerekir. Bu bize, oluşan yeni ekosistemin nasıl şekillendiğini anlamamızda da yardımcı olacak.
II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra ağır bir şekilde bombalanmış olan Japonya ve Almanya’da, üretim, dağıtım ve iletişim hatları ciddi şekilde devre dışı kaldı. Almanya ve Japonya altyapılarını ve otomotiv endüstrilerini yeniden inşa etmeye çalışırken, Amerika Birleşik Devletleri zaten yüksek hacimlerde çelik, kauçuk, cam ve otomobil üretiyordu. II. Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üretim ve imalat yatırımları çoğunlukla savaş çabasına odaklandı. Yerel projelere geçiş hızlıydı.
Almanya ve Japonya yeniden inşa ederken, Amerika Birleşik Devletleri dünya çapında otomobil üretip sattı. Japonya ve Almanya savaş öncesi üretim seviyelerine geri döndüğünde, Alman ve Japon otomobillerinin Amerika Birleşik Devletleri’nde tanıtımı başladı. Bu araçlar Amerikan yapımı otomobillere benziyordu ancak daha pahalıydı. Bu motor şirketleri ortadan kaybolmak yerine lükslerini ve işçiliklerini artırmanın yollarını buldular. En iyi Alman ve Japon otomobilleri ABD otomobil pazarında bir fark oluşturmaya başladıkları 1970’lerde yaratıldı.
Otomotivde üretkenlik kilit konuydu
Japonların Pearl Harbor’ı bombaladığı andan itibaren, Amerika Birleşik Devletleri altyapısını ve üretim kapasitelerini hızla askeri alana kanalize etmeye başladı. Bu dönemde, yeni bir ABD yapımı otomobil için parça satın almak son derece zordu. Ancak, bu askeri malzeme üretim dönemi ABD’yi hammadde ve mamul malları üretmenin ve dağıtmanın daha ucuz ve daha verimli yollarını bulmaya zorladı. Bu artan üretkenlik, otomotiv endüstrisi tarafından hızla benimsenip kullanıldı.
Otomotiv endüstrisine ek destek, Almanya’nın otobanına dayanan eyaletler arası otoyol sisteminin oluşturulmasından geldi. Bu yeni otoyol anlayışı, kişisel araçlara olan talebi artırarak otomobil üreticilerinin gelişmesini sağladı. Otoyollar, tren döneminin sona ermesine de neden oldu. Amerikan otomobillerinin altın çağı için, “ABD II. Dünya Savaşı’na dahil olmasaydı asla yaşanmazdı” diyebiliriz. 1941 itibarıyla, ABD hanelerinin yaklaşık yüzde 88’inin bir aile arabası vardı.
Amerika’nın en büyük otomotiv şirketi 1941’de 691.455 otomobil üretti. Japonya teslim olduğunda, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 26 milyon araba vardı. 1960’larda, bu sayı neredeyse 60 milyona ulaşırken, otoyolların, açık hava sinemalarının ve açık hava restoranlarının doğuşuna neden olan otomobilin savaş sonrası yıllardaki yaygınlığı, Amerikan ve dünya yaşamını sonsuza dek değiştirdi.
Günümüzde otomotiv ekosistemi tekrar tasarlanıyor
Otomotivde, tüketici beklentileri daha dijital, rahat ve kişiselleştirilmiş bir satın alma deneyimine doğru bir kayarken, doğrudan satış ve çevrimiçi sipariş lehine geleneksel bayi modellerinden kaçınan elektrikli araç üreticilerinin yükselişi, müşteri deneyimi için yeni ölçütler belirledi. Bu şirketler, sanal test sürüşlerinden kapıya teslimata kadar kesintisiz bir çevrimiçi satın alma yolculuğu sunarak tüketicilerin araba satın alma sürecinden beklentilerini yeniden şekillendiriyor.
Değişen ekosistemde, Almanya ve Japonya’nın yerini Çin mi alıyor
Küresel elektrikli araç pazarında olağanüstü performanslarıyla ön plana çıkan Çinli otomobil üreticileri, giderek daha fazla akıllı geliştirme ve yapay zeka tarafından yönlendirilen pazar yarışının daha zorlu son aşamasında rakiplerine karşı avantaj elde etmek için stratejiler oluşturuyor.
Akıllı bağlantılı araçlar endüstri inovasyonunun odak noktası haline gelirken ve Çin otomobilleri, temel rekabet gücü olarak yapay zekayı kullanıp yeni bir aşamaya doğru hızla ilerliyor. Akıllı teknolojinin sunduğu fırsatları değerlendirmek ve Çin’in bir otomotiv güç merkezine dönüşümünü teşvik etmek, tüm Çin otomotiv endüstrisinin ele alması gereken bir zorluk olarak görülüyor.
Çin’in önde gelen otomobil şirketlerinin çoğu akıllı inovasyonda önemli adımlar atarak, otomobil güvenliği, insan-makine etkileşimi, akıllı sürüş, yerleşik çipler ve alçak yörüngeli uydular gibi alanlarda ilerlemeler kaydediyor. Çin’in akıllı bağlantılı araçlarının bu yıl hızlı bir büyüme kaydederek, satışların 17 milyona ulaşması ve penetrasyon oranının yüzde 63’ü aşması bekleniyor.
Çin’in akıllı bağlantılı araçlar ve elektrikli araçların gelişimi için stratejik ülke planları, teknoloji meraklısı bir tüketici tabanı ve gelişmiş bir teknoloji ekosistemi içinde teknolojiye açıklık yoluyla inovasyon fırsatlarını aktif bir şekilde destekliyor. Çin’in akıllı bağlantılı araç sektörü için kapsamlı bir endüstriyel sistem temelde şekillenirken, bu sistem temel çipler, sensörler, bilgi işlem platformları ve şasi kontrolü gibi ürün ve teknolojileri kapsıyor.
Çin’deki bu hızlı endüstriyel gelişmeyi desteklemek için 50’den fazla şehir, bağlantılı akıllı araçlar için 32 bin kilometreden fazla test rotası belirledi ve yaklaşık 10 bin kilometrelik yolu akıllı teknolojilerle yeniledi.
Özetle yeni dönemde ticaret savaşları ve korumacılık öne çıkarken teknolojiyi ilerleten ülkeler otomotiv ekosisteminde önde olacak.