Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

Ticaret Savaşlarının Jeo-ekonomisi
ABD-Çin ekonomik gerginliğinin dünya ekonomisi ve küresel güvenlik perspektifinden doğurduğu sonuçlar
  • 17 Mayıs 2024 10:53
  • Şahin Yaman
Ticaret Savaşlarının Jeo-ekonomisi

ABD Başkanı Joe Biden, Çin elektrikli araçları, ileri teknoloji ihtiva eden piller, güneş pilleri, çelik, alüminyum ve tıbbi ekipmanlara yönelik önemli yeni gümrük tarifeleri getirdi ve bu süreçte Donald Trump’a da göndermelerde bulundu. Trump yönetimiyle başlayıp Biden yönetimiyle sertleşerek devam eden ABD’nin Çin’e karşı korumacılık stratejisi, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki siyasi, güvenlik ve ekonomik ilişkilerdeki gerginliği topyekûn ve gittikçe artıran bir stratejik yönelime işaret ediyor. Demokrat başkan Biden 14 Mayıs 2024 Salı günü yaptığı açıklamada, Çin hükümetinin şirketlerine ciddi sübvansiyonlar sağladığını iddia ediyor. Biden’a göre ‘‘uzun süredir adil değil. Yıllardır Çin hükümeti Çin şirketlerine devlet parası pompalıyor... Bu rekabet değil, hile. Bu da küresel ticarette haksız bir avantaj sağlıyor”. Tabi burada sanki ABD Mikro endüstrisine 50 milyar dolar, Boeing’e onlarca milyar dolar ve kamuoyunun bilmediği muhtemelen çok ciddi destek programları uyguluyor. Diğer yandan Çin Ticaret Bakanlığı, Pekin’in ABD’nin tarife artışlarına karşı olduğunu ve çıkarlarını korumak için önlemler alacağını ifade etti. Kısaca Çin-ABD Ticaret savaşının her geçen gün ABD’nin Çin’e karşı aldığı yeni önlemlerle devam ettiğine şahit oluyoruz.


Biden, bir taraftan Cumhuriyetçi selefi Donald Trump tarafından konulan gümrük tarifelerini korurken, Çin’e karşı diğer mal kalemleri üzerindeki vergileri de artırıyor. Bunlar arasında elektrikli araç tarifelerinin yüzde 100’ün üzerine çıkarılması ve yarı iletkenlere konulan gümrük tarifelerinin yüzde 50’ye kadar artırılması da bulunuyor. Yeni önlemler, Beyaz Saray’ın belirttiğine göre, çelik ve alüminyum, yarı iletkenler, elektrikli araçlar, kritik mineraller, güneş pilleri ve vinçler dâhil olmak üzere 18 milyar dolar değerinde ithal Çin malını etkiliyor. Bu önlemler, Amerika’nın Çin’den ithal ettiği çok az sayıdaki elektrikli aracı içerse de, iktisadi etkileri bir yana bir miktar siyasi saike de sahip gibi görünüyor. ABD, 2023 yılında Çin’den 427 milyar dolarlık mal ithal ederken, dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’e ancak 148 milyar dolarlık mal satabilmiş görünüyor. Bu ticaret açığı karşılaştırmalı üstünlükler teorisine göre oldukça normal olmakla beraber, on yıllardır devam ettiğinden, Washington’da giderek daha hassas bir konu haline gelen ve getirilen bir durum. ABD Ticaret Temsilcisi Katherine Tai, revize edilen tarifelerin, Çin’in ABD fikri mülkiyetini çaldığı gerekçesiyle meşru olduğunu belirtse de bu politikalar basbayağı belden aşağı uygulamalar ve DTÖ kuralları ile Çin’in Katılım Protokolü yükümlülüklerine aykırı uygulamalar. Ancak işine gelince ABD pragmatik davranmaktan, Çin’den önemli girdi ithalatını muaf tutmaktan da geri kalmıyor. ABD Ticaret Temsilcisi Tai, Çin’den yüzlerce endüstriyel makine ithalat kategorisinin gümrük tarifelerinden muaf olacağını belirtti.


Bu önlemler siyasi açıdan ise, Biden ve Trump’ın, Çin konusunda kim daha sert sen mi? Ben mi ? şeklindeki, hararetli ve çocuksu bir kampanyaya da denk geldiğinden iyice ilginç bir hal alıyor. Biden, düşük işsizlik ve üst düzey ekonomik büyüme arka planında bile seçmenleri ekonomi politikalarının etkinliğine ikna etmekte zorlanıyor. Geçen ay yapılan bir Reuters/Ipsos anketi, Trump’ın ekonomi konusunda Biden’a karşı yedi puanlık bir üstünlüğü olduğunu gösterdi. Analistler, bahse konu ticari vergi artışı ve anlaşmazlığın elektrikli araçların maliyetlerini artırabileceğini, bu durumun Biden’ın iklim hedeflerini ve imalat sanayiinde istihdam yaratma hedefini sekteye uğratabileceğinin altını çiziyorlar. Biden aslında, Çin ile rekabette bu dönemi kazanmak istediğini ancak bir ticaret savaşı başlatmak istemediğini söylemişti. Son aylarda Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ile yapılan birebir görüşmelerde gerilimi hafifletmeye çalıştı.


Sonuç olarak ABD Hegemeonyasının gerilemeye başlaması ve ABD’nin BRICS karşısında rekabet gücü kaybı sonucunda her iki ABD başkan adayı da, Washington’da bir zamanlar hüküm süren, herkese öğretmenlik yaparak vaaz verdikleri serbest ticaret fikrinden ayrılmış bulunuyorlar. Bu kırılma, Çin’in 2001’de Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmasıyla başlamış olup halihazırda doruğa çıkmış görünüyor. Uzun zamandır beklenen tarife güncellemesinin bir parçası olarak, Biden bu yıl EV’ler için yüzde 100’e kadar olan tarifeleri artıracak, toplam tarifeleri yüzde 102,5’e getirecek, lityum iyon EV pilleri ve diğer pil parçaları için yüzde 7,5’ten yüzde 25’e ve güneş panelleri yapmak için kullanılan fotovoltaik hücreler için yüzde 25’ten yüzde 50’ye kadar artıracak. 2025 ve 2026’da, yarı iletkenler ve elektrikli araçlarda kullanılmayan lityum iyon piller, grafit ve kalıcı mıknatıslar ile kauçuk tıbbi ve cerrahi eldivenler de dâhil olmak üzere daha fazla tarife izleyecek.


Peki Jeoekonomik ve Stratejik sonuçları neler olabilir?


Stratejik bakış açısından ABD-Çin ticaret savaşı özü itibariyle çok yönlü bir ABD yaklaşımı olup ekonomik, siyasi ve güvenlik düşüncelerinin karmaşık bir etkileşimini yansıtıyor.


1. Küresel Ekonomik Strateji: Temelinde, ticaret savaşı, ABD’nin uzun süredir devam eden ekonomik gerileyişi ve rekabet gücü kaybına karşı stratejik bir manevrayı temsil ediyor. Özellikle Çin’de ticaret dengesizlikleri, fikri mülkiyet hırsızlığı ve pazar erişim engelleri konusunda gerekçelerini göstererek ABD, gümrük tarifeleri ve diğer ticaret engelleri uygulayarak, yerli Amerikan endüstrilerini korumayı, Çin ile ticaret açığını azaltmayı ve Pekin’i ticaret uygulamalarını reform yapmaya zorlamayı amaçladığını deklare ediyor. Ana neden ABD’nin ekonomik açıdan kendine güvenini kaybetmesi. Çin’le eşit şartlarda rekabet edebileceğine yönelik özgüveni artık buharlaşmış görünüyor.


2. Küresel Siyasi Dengeler: Ticaret savaşı, hem iç politik hem de uluslararası politik dinamikler tarafından yönlendiriliyor. İç politik arenada, Çin’e karşı sertlik göstermek, küreselleşme ve sanayileşme süreçlerinden fazla etkilenen siyasi seçmenlerin duyarlılıklarına hitap etmeyi amaçlayan siyasetçiler için çok kolay mutabık kalınan bir siyasi sömürü, bir birleşme noktası olarak hizmet ediyor. Uluslararası cephede ise, küresel ekonomide nüfuz ve liderlik için ABD ve Çin arasındaki daha geniş bir jeoekonomik ve stratejik rekabeti yansıtıyor.


3. Küresel Güvenlik Stratejik Parametreler: Ekonomik boyutun ötesinde, ticaret savaşlarının ulusal güvenlik ve jeopolitik istikrar açısından da kritik sonuçları bulunuyor. ABD, Çin’in ekonomik yükselişini, özellikle Asya-Pasifik bölgesindeki askeri üstünlüğüne, stratejik çıkarlarına potansiyel bir tehdit, bir meydan okuma olarak görüyor. ABD, Çin’in ekonomik büyümesini ve teknolojik ilerlemesini baltalayıp kısıtlayarak, stratejik avantajını korumayı ve böylece daha iddialı bir Çin’in olası güvenlik tehditlerini caydırmayı amaçlıyor. Ancak şunu unutmayalım ki 2023 yılı rakamları itibariyle Çin (Hong Kong dahil) ABD’nin iki katı ihracat yapıyor.


4. Uzun Vadeli Stratejik Etkiler: Ticaret savaşının küresel düzen ve ABD-Çin ilişkilerinin geleceği açısından önemli uzun vadeli etkileri de olacak. Ticaret savaşları iki ülke arasındaki stratejik rekabeti yoğunlaştırarak, kopmanın ve yeni bir Soğuk Savaş’ın ortaya çıkmasıyla ilgili endişeleri körükledi. ABD hâlihazırda eski sistemi terk etmiş (Bretton Woods) yeni bir ekonomik sistem ise önerememektedir. Çin ise BRICS ülkeleriyle birlikte Çok Kutuplu Adil Bir Uluslararası Ekonomik Sistem istediğine vurgu yapmaktadır. Ayrıca, ana müttefikler ve ortaklarla ilişkileri gererek, iklim değişikliği ve küresel sağlık krizleri gibi ortak zorluklara karşı birleşik bir cephe oluşturma çabaları, Ukrayna ile Rusya Federasyonu stratejik olarak zorlama, Japonya, Hindistan, Tayvan ve Filipinler ile Çin’i kuşatma girişimleriyle uluslararası ticaret ve finanstaki riskleri de daha da yükseltmiş ve karmaşıklaştırmıştır. Özetle, stratejik bakış açısından ABDÇin ticaret savaşının özü, ekonomik, siyasi ve güvenlik boyutları da ihtiva ediyor. 21’inci yüzyılın küresel güç dengelerindeki geniş değişiklikler, tebarüz etmekte olan yeni küresel ekonomik dengeler ve ekonomik sistem ile büyük güç rekabetinin gelişen doğasını da yansıtıyor.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 30. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 30. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Gitmek İstediğimiz Yere Bu Yoldan Gidiliyor
Gitmek İstediğimiz Yere Bu Yoldan Gidiliyor
Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yazdı;
Fazla Mesai Yapanların Sadece Yarısı Parasını Alabiliyor
Fazla Mesai Yapanların Sadece Yarısı Parasını Alabiliyor
Uzaktan çalışmayla yeniden ele alınması beklenen fazla mesaide vaziyetimiz nasıl? DİSK araştırmasına göre son 12 ayda fazla mesai yaptığını belirtenlerin oranı yüzde 37. Ancak katılımcıların yüzde 20’si, fazla mesai yapanların ise yaklaşık yarısı ücretini alabiliyor. Yüzde 7’si ise fazla mesai ücreti yerine izin alamazken ücretin de kısmen ödendiğini belirtmiş.
Avrupa’da da Çalışanların Fazla Mesaisi Ödenmiyor
Avrupa’da da Çalışanların Fazla Mesaisi Ödenmiyor
2023 Almanya’sında çalışanlar ortalama 31,6 saat fazla mesai yaptı, bunun 18,4 saati için ödeme yapılmadı.
Yolun Henüz Çok Başındayız
Yolun Henüz Çok Başındayız
Önümüzdeki altı ayda enflasyonla mücadele hem çok daha kritik hem de çok daha zor olacak.
Sürdürülebilirlik Lideri Kim Olmalı?
Sürdürülebilirlik Lideri Kim Olmalı?
Günümüzde şirketlerin sürdürülebilirlik konusundaki performansları finansal performansları kadar önem taşıyor. Bu durumda şirketler için cevap bulunması gereken yeni bir soru ortaya çıkıyor: Sürdürülebilirlik çalışmalarından kim sorumlu olacak?
Ülke Kredileri
Ülke Kredileri
İhracatçılar makine teçhizat yatırım yapmak istediklerinde yüksek maliyetli kredilerle karşı karşıya kalıyorlar. Burada çözüm çok da bilinmeyen ECA kredilerinde olabilir.
Dünyayı Kurtarırken Kâr Etmek Mümkün mü?
Dünyayı Kurtarırken Kâr Etmek Mümkün mü?
Sürdürülebilir bir iş modelini benimseyen şirketler daha verimli bir hale gelirken daha çok kâra geçtiklerini de gördüler.
Para Portföyle Giriyor, Doğrudan Yatırımlarla Yurtdışına Çıkıyor
Para Portföyle Giriyor, Doğrudan Yatırımlarla Yurtdışına Çıkıyor
Portföy hesabı üzerinden rekor haftalık girişlere sahne olan Türkiye’de, doğrudan yatırımlar için tablo aynı şekilde işlemiyor. Artan finansman, işçilik ve girdi maliyetleri, yurtiçindeki yatırımcının dümeni yurtdışına kırmasıyla sonuçlandı. Son 3 yılda Türkiye’den yurtdışına yapılan yatırımların tutarı 15 milyar doları aştı.
Tedarik Darboğazından Çıkış Var mı?
Tedarik Darboğazından Çıkış Var mı?
Yine Kızıldeniz sorunu, yine Husi problemi. Navlun maliyetleri yine artışta. Mayıs’ın ikinci haftasında konteyner maliyetleri yüzde 16 artarken, Süveyş Kanalı kullanım oranı düşmeye devam ediyor. Maliyetler hangi noktada düşebilir? Denizcilik devleri bu yıldan umutlu görünmüyor…
Avrupa Hava Yolu Sektöründe Değerlemeler: Uçuşa Geçiş Zor mu?
Avrupa Hava Yolu Sektöründe Değerlemeler: Uçuşa Geçiş Zor mu?
Avrupa hava yolu sektörü, salgınlar, fırtınalar, savaşlar ve ücret anlaşmazlıkları gibi sayısız zorlukla boğuşurken, şimdi bir başka önemli endişe ile karşı karşıya; düşük değerlemeler. Bu durum, sektör liderleri için büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor ve piyasa dinamiklerini yakından izleyen yatırımcılar için dikkat çekici hale geliyor
Çalışanı Tavlamanın Yeni Yolu: Tatil Yerinde Uzaktan Çalış
Çalışanı Tavlamanın Yeni Yolu: Tatil Yerinde Uzaktan Çalış
Pandemiyle birlikte hayatımıza giren uzaktan çalışma şirketlerin yeni yetenekleri çekmek için kullandıkları bir yönteme dönüşüyor. Çalışanlarının ücretlerinde iyileştirme yapmakta zorlanan şirketler yaz döneminde tatil beldelerinden uzaktan çalışma imkânı sunarak bunu telafi etme yoluna gidiyorlar.
Geleceği Öngörmek: “Minority Report” (2002) Filmi 2024 Yapay Zeka Adımları
Geleceği Öngörmek: “Minority Report” (2002) Filmi 2024 Yapay Zeka Adımları
Azınlık Raporu, sürücüsüz otomobiller ve giyilebilir teknolojilerle ilgili ilk işaretleri veriyordu.
Boğaziçi Teknopark’tan Büyüme Atağı
Boğaziçi Teknopark’tan Büyüme Atağı
Girişimcileri Etiler ve Kandilli olmak üzere iki kampüste destekleyecek Boğaziçi Teknopark, dört yıl içinde bu bölgelerde toplam 150 bin metrekareye ulaşacak büyüklükte teknopark alanı için yatırımlarını sürdürüyor.
Küresel Çip Savaşında En Güçlü Silah Sübvansiyonlar Olacak
Küresel Çip Savaşında En Güçlü Silah Sübvansiyonlar Olacak
ABD ve müttefikleri, yerli yatırım dalgasından güç alarak yarı iletken üstünlüğü için Çin ile yarışıyor
Yapay Zekâ Ekonomisinin Kaldıraç Etkisi
Yapay Zekâ Ekonomisinin Kaldıraç Etkisi
Astra ve GPT-7 gibi öncü yapay zeka projeler ile yalnızca teknolojik anlamda değil, ekonomik olarak da büyüme ve çeşitlenme potansiyelimizi üst seviyelere taşıyoruz.
Bu Yaz Görmeniz Gereken Rotalar
Bu Yaz Görmeniz Gereken Rotalar
Algoritmayı görmezden gelin. Arkadaşlarınızın size söylediklerini unutun. Eşinizin ailesinin tavsiyelerini göz ardı edin. Bunun yerine, gerçekten önemli olan tercihlere öncelik verin: Sizinkilere... (Bu size para da kazandırabilir)
Çin Büyüdükçe Küreselleşmenin Vidaları Gevşiyor
Çin Büyüdükçe Küreselleşmenin Vidaları Gevşiyor
Rusya ile ilişkileri nedeniyle Batı dünyasındaki imajı daha da kötüye giden Çin için gümrük duvarları daha da yükseliyor. Çin’in düşen satışları ve elde kalan çıktısı ise Türk üreticileri olumsuz etkileyebilir
Putin ve Şi ABD’nin ‘Çevrelemesine’ Karşı Mücadeleyi Artırma Sözü Verdi
Putin ve Şi ABD’nin ‘Çevrelemesine’ Karşı Mücadeleyi Artırma Sözü Verdi
Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ve Rusya lideri Vladimir Putin, rakip güçler arasında artan nükleer gerilim konusunda uyarıda bulunurken, ABD’nin ülkelerini “çevrelemesine” karşı işbirliğini yoğunlaştırma sözü verdi.
Doğu Cephesinde Yeni Bir Şey Var
Doğu Cephesinde Yeni Bir Şey Var
Rus ve Çinli liderin masasında enerji, finans, ticaret ve teknoloji konuları öne çıkıyor.
BIST 100 Yılsonu Beklentilerinin Neresinde?
BIST 100 Yılsonu Beklentilerinin Neresinde?
“BIST 100 endeksi, 2024 yılı beklentileriyle yatırımcıların radarında; yabancı yatırımcı ilgisi ve ekonomik göstergeler endeksin yönünü belirleyecek.”