Geleceğe Dönüş, Robert Zemeckis’in yönettiği, 1985 yapımı başrollerde Michael J. Fox, Christopher Lloyd, Lea Thompson, Crispin Glover ve Thomas F. Wilson yer aldığı Amerikan bilim kurgu filmi.
1985’te geçen film, DeLorean otomobiliyle kazara 1955’e gönderilen bir genç olan Marty McFly’nin (Fox) bir şekilde geleceğe geri dönmek zorunda kalmasını konu alıyor. Geleceğe Dönüş Kaliforniya ve çevresinde, ünlü film stüdyolarındaki setlerde bugünden 39 yıl önce çekildi ve 3 Temmuz 1985’te vizyona girerek, o yılın en çok hasılat yapan filmi oldu.
Geleceğe Dönüş filminin o günden bu yana saygınlığı artarken, eleştirmenler ve izleyiciler tarafından en büyük bilim kurgu filmlerinden biri ve yapılmış en iyi filmler arasında sayılıyor. 2007 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi filmi Ulusal Film Sicilinde muhafaza edilmek üzere seçerken, Geleceğe Dönüş II. Bölüm (1989) ve Geleceğe Dönüş III. Bölüm (1990) olmak üzere iki devam filmi çekildi. Filmin sadık hayran kitlesi ile popüler kültür üzerindeki etkisiyle video oyunlarını, temalı park gezilerini, animasyonlu bir televizyon dizisini, bir sahne müzikalini içeren multimedya serisi ile kalıcı popülaritesi, prodüksiyonu, belgeselleri ve reklamları hakkında çok sayıda kitabın ortaya çıkmasına neden oldu.
“Geleceğe Dönüş” şu an yaşadıklarımızı ve gelecekte yaşayacaklarımızı yansıttı
Geleceğe Dönüş filmi arabaların uçtuğu, kaykayların havada asılı kaldığı ve robotların günlük görevleri yerine getirdiği fütüristtik bir dünyayı sunmuştu. Filmin yaptığı tahminlerle günümüzün gerçek teknolojileri ve tasarımları arasındaki paralellikleri kapsayan birçok şeyi görebildik. Filmde kalabalık hava yollarında uçan arabaların, robot garsonların ve fütüristtik cihazlarla oluşan filmlerin vb. sinemanın dijital çağından önce bize geleceğin dünyasını yansıtmıştı ve birçoğu da hızla gerçek oluyor. 1970’den bu yana teknoloji daha da hızlı gelişti, yaşamlarımız mobiliteden sonra elektrikli mobilite ile tanıştı ve daha da hızlı hayatımızda olmaya devam ediyor.
Amerikalı elektrikli araç üreticisi ve Back to The Future aynı setleri kullandı
Amerikalı elektrikli araç üreticisi, robotaksi otonom araçla farklı bir alana daha girdi. Şirketin CEO’su perşembe günü Los Angeles’taki film stüdyolarında düzenlenen etkinliği sırasında şirketin otonom Robotaxi aracını tanıttı. Gösterilen araba gümüş krom renginde iken, direksiyon ve pedalları yoktu. İndüksiyon yoluyla şarj olacak ve yollarda gezinmek için yapay zekayı kullanacak. Etkinlik boyunca Cybercab olarak da adlandırdığı Robotaxi’nin nihai olarak piyasaya sürülmesinden önce, tamamen otonom, denetimsiz sürüşün kullanıma sunulması sürecinin gelecek yıl üretilen iki model ile ABD’de Teksas ve Kaliforniya’da başlayacağını söyledi. Otonom ulaşım için iyi optimize edilmiş olan Cybercab muhtemelen 2026’da üretime geçecek.
Yapay zeka ana anahtar, değişimin habercisi
Otomobiller, bilgisayar görüşü ve görüntüleri sürüş kararlarına dönüştüren uçtan uca makine öğrenimi adı verilen bir yapay zeka (AI) teknolojisini kullanırken, beklentiler robotaksilerin gerçek anlamda havalanıp ana ulaşım ortamımızın bir parçası haline geleceği anın yakın olduğu. Elektrikli şarj operatörlerinde bu değişimden etkilenmesi beklenirken, merkezi olmayan mikro merkezlerde şehirlere dağılmış otonom şarj teknolojisini benimsenmesi kaçınılmaz olacak.
Dijital çağdan robot çağına mı geçiyoruz?
Robotik çağın, çalışma, yaşama ve dünyayla etkileşim şeklimizi biçimlendiren dönüştürücü bir teknolojik ilerleme dalgasını başlatacağı konuşulurken, çağın merkezinde robot teknolojisinin, yapay zekanın ve otomasyonun yakınlaşması yer alıyor. Bu da inovasyonu benzeri görülmemiş boyutlara taşıyan bir sinerji yaratıyor.
Bu yüzyılda endüstriyel ortamda robotlar, görevleri hassas ve verimli bir şekilde yerine getirmek için üretim süreçlerine sorunsuz bir şekilde entegre olan vazgeçilmez ortaklar olarak ortaya çıktı. Günümüzde üretimde robotların ortaya çıkışı, makinelerin insanlarla birlikte çalıştığı ve çeşitli endüstrilerde uyumlu bir sinerjiyi teşvik ettiği bir paradigma değişimine örnek teşkil etti. Bu robotlar yalnızca tekrarlanan görevleri yerine getirmek için değil, aynı zamanda dinamik, işbirlikçi çabalara katılmak ve salt otomasyondan akıllı, uyarlanabilir sistemlere doğru evrimi sergilemek üzere tasarlandı.
İnsansı robotlar
İnsansı robot, şekil olarak insan vücuduna benzeyen bir robottur. Tasarımını, insan araçları ve ortamlarıyla etkileşim gibi işlevsel, iki ayaklı hareketin incelenmesi gibi deneysel veya başka amaçlara yönelik olarak tanımlayabiliriz.
Geçen haftadaki etkinlikte bir sonraki en büyük konuğu ortaya çıkaran CEO, “Gelecek geleceğe benzemeli” diyerek bir yeni çağı mı başlattı? Arabalarımız için geliştirdiğimiz teknikler, insansı bir robot için de geçerli. Tekerlekli bir robot yerine sadece kolları ve bacakları olan bir robot, hatta herkesin sahip olabileceği bir şey diyerek de kişiselleştirdi. İstediğiniz her şeyi yapacak sloganı ile bir öğretmen, çocuklara bakıcı, köpek gezdiren, çim kesip, alışverişinizi yapan, arkadaşlık yapan bir robot düşündüğünüzde gerçekten yeni bir çağa girdiğimiz, adının da “Robot Çağı” olduğu artık kesin gibi.
Robot çağında yapay zeka ile entegrasyon
Robotik Çağı’nın belirleyici özelliklerinden biri, yapay zekanın robotiğe derin entegrasyonudur. Makine öğrenimi algoritmaları, robotlara çevrelerini algılama ve anlama, bilinçli kararlar verme ve sürekli olarak deneyimlerden öğrenme yeteneği kazandırır. Yapay zeka yeteneklerinin bu şekilde bir araya getirilmesi, robotları önceden programlanmış rutinlerin sınırlarının ötesine taşıyarak karmaşık ve öngörülemeyen ortamlarda ustalıkla gezinmelerine olanak tanıyacak.
Robotik Çağı’nın etkisi endüstriyel ortamların sınırlarının çok ötesine uzanıyor. Hizmet robotları, günlük hayatımızdaki sayısız görevi yerine getirmek üzere tasarlanan robotlarla birlikte bir artışa tanık oldu. Otonom elektrikli süpürgelerden teslimat dronelarına kadar bu robotlar, çeşitli alanlarda kolaylık ve verimlilik sunarak modern yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelecek gibi gözüküyor.
Sağlık hizmetleri alanında robotik, karmaşık prosedürlerde cerrahlara yardımcı olan cerrahi robotlar, fizik tedaviye yardımcı olan rehabilitasyon robotları ve yaşlılara destek sağlayan robotik yoldaşlar ile bir devrim geçirirken, sağlık hizmetlerinde insanlar ve robotlar arasındaki işbirliği, teknolojinin bakım ve tedavi kalitesini artırma ve iyileştirme potansiyelini ortaya koyuyor.
Robotik Çağı aynı zamanda otonom araçların sürekli gelişimiyle de karakterize ediliyor. Kendi kendini süren arabalar, dronelar ve diğer otonom sistemler, ulaşım ve lojistiği yeniden tanımlıyor, daha güvenli ve verimli seyahat ile teslimat modları vaat ediyor.
Robotik Çağı, robotik ve yapay zekanın birleşiminin endüstrileri yeniden şekillendirdiği ve insan-makine işbirliği olanaklarını yeniden tanımladığı teknolojik yolculuğumuzda çok önemli bir anı temsil ediyor. Her yenilikle, akıllı makinelerin karmaşık zorlukların üstesinden gelmede ve genel insan deneyimini iyileştirmede ayrılmaz ortaklar haline geldiği bir geleceğe adım adım yaklaşıyoruz.