I-Charles de Gaulle, Rueff ve ilk Transatlantik (ABD-Avrupa) Gerginlikleri
Rueff; Bretton Woods Para Sisteminin 1970’lerin başında çöküşünden önce ‘Batı para biriminin sorunu her zamankinden daha güncel. On yıldır, uluslararası para sistemi, ömrünü uzatmak amacıyla birçok geçici önlemle yamalanıyor. Bu haliyle çok uzun süre dayanamaz (*Rueff, 1972, s14).’ demiş, gerçekten de1971 yılının Ağustos’unda Richard Nixon’un ABD dolarının altına çevrilebilirliğine son vermesiyle de sistem çökmüştür. Jacques Rueff’ “The Monetary Sin of the West-Batı’nın Para Günahı adlı eseriyle, 20. yüzyılın ortalarında devreye giren ve 25 yıl sonra da ilk çöküşünü yaşayan Bretton Woods uluslararası para sisteminin çelişkilerini derinliğine eleştirmiştir. Aslına bakılırsa, diğerleri yanında Batı’nın Parasal Günahı’nın yazarı Rueff’in, bir bakımdan da Washington’un ekonomik boyunduruğundan kurtulmaya, bağımsızlaşmaya çalışan, Avrupa Para Sistemine giden yolu açmaya çalışan Avrupa’nın ABD ile olan jeoekonomik gerginliklerin parasal boyutunu su yüzüne çıkaran, Triffin’le birlikte önemli ancak pek tanınmayan iktisatçılardan olduğu söylenebilir. Rueff bir açıdan, II. Dünya Savaşı Sonrasında ABD tarafından Batı İttifakı ve Çevresindeki ekonomiler üzerindeki ABD hegemonyasına başkaldıran Fransa Cumhurbaşkanı de Gaulle’ün hislerine iktisadi cephede tercüman olmaktadır. Rueff, o dönemde Batı dünyasını siyasi, askeri ve kültürel açıdan hakimiyeti altına alan Washington’a karşı, iktisadi ya da parasal itirazları kavramsallaştırmaktadır. Yazar muhtariyet/otonomi arayan Avrupa’nın, özellikle ABD’nin dolar merkezli sisteminin getirdiği ekonomik sorunları, Bretton Woods sisteminin çöküşü öncesi ve sonrası tecrübe edilen ekonomik sorunlar bağlamında derinliğine analiz etmektedir. Rueff’e göre Bretton Woods Sisteminin içsel zayıflıkları, sadece global ekonomik dengesizliklere yol açmakla kalmamakta, ABD sistemi ayrıca bir nevi istismar da etmektedir. Kitap teknik düzlemde, ekonomik sistemlerdeki yapısal sorunların çözüme kavuşturulmasının önemini vurgular ve klasik altın standardına dönüşün gerekliliğini savunur. Ancak derinliğine bakıldığında Fransa ve ABD arasında altın sistemine dair o dönemde yaşanan gerginlikler ile Fransa’nın Vietnam Savaşı marjında NATO’un askeri kanadından çekilme meselesinin jeopolitik boyutları olduğunu da göstermektedir.
II-Bretton Woods Sistemi, Washington’un Sistemi İstismarı/Sorunları, Rueff’ün Eleştirileri
Bretton Woods sistemi, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan uluslararası para sistemidir. Bu sistemde, diğer ülkelerin paraları ABD doları karşısında 1 Ons altın/35 ABD Dolar pariteye sabitlenen döviz kurları üzerinden işlem görmekteydi. ABD’nin uluslararası dolaşıma sunduğu dolarlar doğrudan altına dönüştürülebilmekteydi (Convertible). Charles de Gaulle’ün ekonomi danışmanı olan Rueff, bu sistemin içsel çelişkilerini ve uzun vadeli sürdürülemezliğine vurgu yapmıştır. Diğer ülkelerin ve özellikle o dönem Avrupa’nın gözünde doların tek rezerv para birimi olarak kullanılması, ABD’ye ekonomik avantaj sağlarken, diğer ülkelerden enflasyon ve ödemeler bilançosu açıkları yoluyla, ABD’ye haksız kaynak transferi yarattığı şikayetlerine sebep olmuş, sorunlar yaratmıştır. Rueff, Bretton Woods sisteminin çöküşünün, özellikle doların bizatihi küresel rezerv para birimi olarak kullanılmasından kaynaklandığını öne sürer.
ABD’nin özellikle Vietnam Savaşı döneminde Batı ittifakını savunma gerekçesiyle ödemeler bilançosu açığı vermesi, sürekli olarak dolar basması, diğer ülkelerin büyük miktarda dolar rezervi biriktirmesine, en nihayetinde Triffin Paradoksunun da öngördüğü şekilde, ABD’nin 35 dolar karşılığında 1 Ons altın verme yükümlülüğünü yerine getirememesine, 1971’de sistemin çökmesine neden olmuştur. Bu durum, dünya genelinde enflasyona yol açmış ve finansal dengesizlikler oluşturmuştur. Şubat 1970’te Le Monde’da yayımladığı bir makalede, Triffin Paradoksu** yaklaşımını da uygun olarak Rueff, “Eğer doların yabancı para birimleri veya altına çevrilmesi talepleri, ABD’nin karşılayabileceğinden fazla olursa,” Amerikan para otoriteleri altın penceresini kapatmak zorunda kalacağını uyarmıştı.
III-Altın Standardına Dönülme Talebi, ABD’nin Sistemi İstismar Ettiği Şikayeti ve Fransa’nın NATO’dan Çekilmesi
Rueff, Bretton Woods sisteminin çöküşünü önlemek için, klasik altın standardına dönüşü önermiştir. 1971 öncesi ABD 1 ons/35 dolarlık parite sözünü tutamamıştır. 35 dolar getirene bir ons altın vermeyince sistem çökmüştür. Rueff çözüm olarak klasik altın standardı benzeri bir çözümde, her ülkenin kendi altın rezervlerini tutması gerektiğini, bu sistemin, para arz ve talebini daha iyi dengeleyebileceğini ve finansal krizleri önleyeceğini savunur. Rueff, ayrıca ABD Yönetimindeki IMF’nin önerdiği çözümlerin yetersiz olduğunu ve kalıcı bir çözüm sağlamak için köklü reformlar gerektiğini belirtir. Rueff aslında II. Dünya Savaşı sonrası yıkımın yaralarını saran, AET hazırlıklarını yapan ve ABD boyunduruğundan çıkmaya heveslenen Avrupa Kıtasının, ABD hegemonyasına olan itirazını parasal düzlemde dillendiren, siyasi olarak da ‘Atlantik’ten Urallara’ jeopolitik teziyle S.S.C.B/Rusya ile yakınlaşma yoluyla ABD’yi dengelemeye çalışan en gür liderliğin iktisadi sözcülüğünü yapmaktadır. Halihazırda o dönem Avrupa’sından günümüze pek bir şey kalmamış, paradoks teşkil edecek şekilde Washington zayıfladıkça, Brüksel üzerindeki ABD hakimiyet ve kontrolü, ticari, parasal ve jeopolitik düzlemde inanılmaz derecede güçlenmiştir.
IV-Sonuç:
Jacques Rueff, Bretton Woods sisteminin zayıflıklarını ve uzun vadeli sürdürülemezliğini erken dönemde fark etmiş ve eleştirileriyle bu sistemin çöküşünün kaçınılmaz olduğunu ortaya koymuştur. Rueff’in ekonomik düşünceleri ve altın standardına dönüş önerisi, yalnızca teknik bir çözüm olmanın ötesinde, Avrupa’nın ABD hegemonyasına karşı bağımsızlık arayışının da bir ifadesidir. Rueff’in çalışmaları, uluslararası para sistemlerindeki yapısal sorunların çözümünün önemini vurgularken, günümüzde de hala geçerliliğini koruyan, ABD-AB, ABD-BRICS ve AB-Çin gibi Kıta ekonomileri arasındaki ekonomik ve jeopolitik dinamiklere de ışık tutmaktadır. Türkiye’de bir elin parmakları kadar akademisyenin dahi ilgi göstermediği ve kamuoyunun hemen hiç bilmediği Rueff’in analizleri, ülkemizin hem geçmişten dersler çıkarmak hem de sadece dar anlamda uluslararası para politikalarını anlamlandırmak açısından değil, bu politikalarla iç içe geçmiş geleceğe dair güvenlik ve jeopolitik gelişmeleri şekillendirmek için de okunması ve bilinmesi gereken bir iktisatçı olduğu değerlendirilmektedir.
*Rueff, Jacques. (1972). The Monetary Sin of the West. Translated by Roger Glémet. New York: The Macmillan Company.
** Bretton Woods sisteminin çöküşü, Triffin Paradoksunu izah eden en bilinen tarihsel örnektir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan bu sistemde, ABD doları altına dönüştürülebilir tek rezerv para birimi olarak belirlenirken diğer ülkelerin para birimleri dolara sabitlenmiştir. Bu sistemin işleyebilmesi için ABD’nin sürekli dış ticaret açığı vermesi ve dünya piyasalarına yeterli miktarda dolar sunması gerekiyordu. Ancak bu durum, ABD’nin dış borcunun artmasına ve doların değerine duyulan güvenin azalmasına neden olmuştur. Sistemin işleyişi için ABD’nin sürekli olarak dış ticaret açığı vermesi ve karşılığında büyük miktarda dolar basması, bunları alan diğer ülkelerin büyük dolar rezervleri biriktirmesine yol açmıştır. Triffin’in öngördüğü gibi, bu durum en nihayetinde ABD’nin 35 dolar karşılığında 1 ons altın verme yükümlülüğünü yerine getirememesine, ABD Başkanı Richard Nixon, 15 Ağustos 1971’de doların altına dönüştürülebilirliğini sonlandırmasına, sistemin çöküşüne neden olmuştur.