Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Özel Dosya

Berlin Duvarı’nın Yıkılışı, Küreselleşmenin Yükselişi ve Günümüz Korumacılığı
Berlin duvarının 9 Kasım 1989’da yıkılması, yalnızca Doğu ile Batı Almanya’yı ayıran bir duvarın ortadan kalkması değil, 30 yıl boyunca ayrı düşen bir halkın birleşmesini ve küreselleşmenin başlangıcını simgeleyen tarihi bir dönüm noktasıdır. Doğu ve Batı’yı ayıran Berlin Duvarı, 1961-1989 yılları arasında şehri Doğu Almanya ile Batı Almanya arasında bölüyordu. Duvarın yıkılması, yalnızca Almanya’nın değil, dünya ekonomilerinin önündeki engellerin de kalktığı yeni bir çağın başlangıcı oldu.
  • 22 Kasım 2024 01:33
  • Koray Öztopçu
Berlin Duvarı’nın Yıkılışı, Küreselleşmenin Yükselişi ve Günümüz Korumacılığı

Doğu’yu ve Batı’yı ayıran duvarın yıkılması ile başlayan yeni bir çağ


1961-1989 yılları arasında Berlin duvarı, şehri sosyalist Doğu Almanya ile kapitalist Batı Almanya arasında bölüyordu. Dünya’da o dönem esen Soğuk Savaş rüzgarları batı ile bariyer oluştururken, ekonomilerin ve küreselleşmenin de önündeki en önemli engeldi. Batı ve Doğu arasındaki rekabet halindeki ideolojileri ve politikaların zıt yönlerini yansıtıyordu.


Duvarın 1989’da yıkılması, Almanya’nın yeniden birleşmesine yönelik ilk adımı işaret ederken, Avrupa da tekrar şekillendi. 1987’de Rus ve Amerikan başkanlarının duvarı yıkalım çağrıları karşılık bulurken, birleşme süreci sonrası Almanya’nın son 25 yılda ekonomik olarak yeniden birleşmesi yavaş ve maliyetli olsa da başarılı oldu ve hem Avrupa hem de küresel ekonomi için önemli yeni fırsatlar yarattı. Çeyrek yüzyıl önce küreselleşmenin iş dünyası ile ilgili politikaların beklenmedik sonuçlarıyla tetiklenen beklenmedik yükselişi, dünya çapında iş dünyası üzerinde uzun vadeli etkiler yarattı.


Küreselleşmeden korumacılığa


30 yıl önce hız kazanan küreselleşme süreci yavaşlarken, özellikle pandemiyle birlikte ülkeler, ekonomik korumacılık politikalarına yönelmeye başladı.


1990’ların başlarında küreselleşme rüzgarıyla hızla ilerlenirken, 25 yıl sonra dünyanın korumacılık politikalarına yöneleceğini kimse tahmin edemezdi. 1989’da Berlin Duvarı’nın ve Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından, İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası kurumların ve batı liberal modelinin de hakim olması bekleniyordu.


Soğuk Savaş’ın gerilimleri geride bırakıldığında, Çin pazarı büyürken, dağılan eski Sovyet bloğu üyeleri de Avrupa’da büyümeye katkı yaptı. Avrupa, ekonomik birleşme yolunda ilerleyerek, AB’nin kurulmasını ve ortak para birimi uygulamasını hayata geçirdi.


Geçmişe bakış: 1995-2014 ve sonrasında Değişen Küresel Denge


1995–2014 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık (G5) dünya çapında patentli tüm yeniliklerin dörtte üçünü üretiyordu. Sonrasında diğer büyük ülkeler - özellikle Çin ve Kore - son yıllarda küresel bilgi birikimine önemli katkılarda bulunmaya başlamış ve birçok sektörde ilk beş lider arasına girmişti.


1995’te Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Japonya sanayi de teknolojik gelişme de hakimken, Çin ve Kore (birlikte “diğer Asya” olarak gösterilmektedir) bu gelişimi giderek daha fazla kullandı.


Otomotivde yeni ekosistemle gelen yıkıcı değişimin etkisinde korumacılık


Otomotivde batının ve Amerika’nın egemen duruşu karşısında elektrikli araçlarla gelişen ekosistem de güçlenen Asya, batının kurallarını değiştiriyor. Geçmişte küreselleşmenin desteklendiği adımlar yaklaşık 80-90 milyon adet satış büyüklüğü gösteren otomotiv sektörünün değişimi açısından da çok önemli.


Yaşanan ekonomik krizler, coğrafyalar ve kıtalar arasında artan gelir farklılıkları, gelişmekte olan ekonomilerin önemli ölçüde verimsiz borç odaklı harcamalara doğru kayması, dünya da teknolojinin daha ekonomik anlamda değer bulması sonucu, Asya-Çin ile ticaret savaşlarını elektrikli araçlar, çip ve diğer katma değer ürünlerle getirdi. Dünyada küresel mali krizlerin derin ve kalıcı olması otomotiv ekosistemini de etkilerken, Avrupa bütünleşme sürecinin kırılganlıklarını görünür hale getiren bölgesel euro krizleri talebe de yansıdı.


Avrupa’da Brexit’in ve devamında oluşan ticaret savaşları ile gerginlikler otomotiv ekosistemini değişimde farklı yöne sürüklerken, Avrupa ve ABD küresel otomotiv ekosisteminde Çin’den gelen elektrikli araçlara açık uluslararası sistemi farklı kullanmayı ve ülkelerine ihracatına hedefli tarifeler uygulamayı neden göstererek ek vergiler koydu. Otomotiv ile yeni başlayan ticaret savaşı gerilimleri, 2010’ların son döneminde dünya büyüme beklentilerine yönelik önemli bir tehdit olarak görüldü.


Çin’ de hızlı büyüme devam ediyor


Çinli otomotiv üreticilerin, önümüzdeki yıllarda Avrupa, ABD, Asya, Okyanusya ve Hindistan’da giderek daha fazla pazar payı alması bekleniyor.


Çin’in global elektrikli araç pazarında 2027 yılına kadar yüzde 20’ye varan bir pazar payı elde edeceği bekleniyor. Avrupa, ABD ve Çin’de üretim yapan otomotiv şirketleri Ar-Ge alanındaki yatırımlarını artırarak, pil, elektronik alt yapı, yapay zeka kullanımı ve otonom sürüş gibi temel bileşenler açısından önde olmaya çalışacak.


Geleneksel otomotiv şirketleri yeni ekosistem içinde gerekli yatırım, girişimleri ve inovasyonları önemli ölçüde artırmayı başaramazlarsa, gelecekte farklı ve yeni şirket oluşumlarını görebiliriz.


Kağıdın icadının Çin’den Avrupa’ya yayılması 1000 yıl sürerken günümüzde iletişim gücü ile dünyada yenilikler daha hızlı ve birçok kanaldan gerçekleşiyor.


Küreselleşmenin etkisiyle bilgi ve teknolojinin sınırlar ötesine yayılması kolaylaşırken, gelişmekte olan pazarlara teknoloji transferi hızla gerçekleşiyor. Son dönemdeki küresel gelişmeler önünü kesmiş olarak görünse bile yenilikler, maliyetler ve üretim, lojistik imkanları daha öne çıkacak.


2025’in en önemli maddesi: Otomotivde küreselleşme?


Berlin Duvarı’nın yıkılmasından 30 yıl sonra dünya hiper-küreselleşme rotasından uzaklaşılıyor.


Yeni rotanın küreselleşmenin daha iyi yönetilen bir versiyonuna, hatta sağlıklı bir dozda küreselleşmeden uzaklaşmaya mı, yoksa giderek kutuplaşan bir dünyaya mı doğru olacağı hala açık bir soru.


Son dönemde yaşadığımız çip krizi, lojistik sıkıntılar, elektrikli araçlarla gelen değişen otomotiv ekosistemi ve tedarik zincirlerinin uluslararası parçalanmasının kırılganlığı, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, enerji kaynaklarının jeopolitik silah haline getirilmesi ve ekonomik bağımlılık riskinin yönetilmesi 2025’te dünya ekonomisi açısından en önemli adım olacak.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 57. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 57. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Bölünmüş Bir G20 Zirvesi
Bölünmüş Bir G20 Zirvesi
Brezilya’nın Rio de Janeiro kentindeki G20 zirvesi bölünmüş bir zirveydi. Bir tarafta topal ördek Biden’ın temsil ettiği ABD, 18 ülke ve Avrupa Birliği (AB) de diğer taraftaydı. Peki bölünmüşlüğün kaynağı neydi? Trump 2.0’ın gelişiyle dünyanın en büyük ekonomileri dağılmışlığı nasıl toparlayabilir?
Yapay Zeka Endüstrisi Trump’tan Regülasyon Karşıtlığı Bekliyor
Yapay Zeka Endüstrisi Trump’tan Regülasyon Karşıtlığı Bekliyor
Seçilmiş başkanın, teknolojinin geliştirilmesinde güvenliği azami hızın önüne koyan kurallar oluşturma girişimlerini tersine çevireceği yönünde yaygın bir beklenti var.
Yapay Zekânın Risklerini İyi Analiz Edebiliyor Muyuz?
Yapay Zekânın Risklerini İyi Analiz Edebiliyor Muyuz?
Şirketlerin yapay zekâyı risk olarak görmemesi ve gerekli önlemleri almamaları geleceğe yönelik en büyük risklerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Piyasa Güvercini Gördü
Piyasa Güvercini Gördü
Merkez Bankası faizi sabit bıraktığı PPK toplantısında söylemini değiştirdi. Piyasa bu değişikliği Aralık ayında faiz indirimi yapılacağı şeklinde yorumladı. Ancak indirimin boyutu ve döngüye dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda konsensüs yok.
Dolar Rallisi “Dalgalı Sulara” mı Girdi?
Dolar Rallisi “Dalgalı Sulara” mı Girdi?
ABD seçimlerinin yarattığı iyimserlik zayıflarken, dolar rallisi kritik piyasa göstergelerinde momentum kaybıyla duraklama sinyalleri veriyor.
Borsada Gözler Noel Baba’da
Borsada Gözler Noel Baba’da
2024 yılı Türk hisse senetleri açısından hem zorluklarla hem de fırsatlarla dolu bir yıl oldu. Yüksek enflasyon, faiz politikaları ve küresel riskler piyasa fiyatlamalarını etkilerken, seçim sonrası toparlanma çabaları yatırımcıların umutlarını canlı tuttu. Şimdi gözler, Merkez Bankası’nın faiz politikaları, jeopolitik gelişmeler ve küresel piyasa dinamikleri eşliğinde yıl sonu bilanço performanslarına ve olası bir yılbaşı rallisinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine çevrildi.
“Ucuz” Ama Neye Göre?
“Ucuz” Ama Neye Göre?
TCMB faizleri düşürmeye başlasa bile dünyanın en yüksek faizini veren ülkelerden biri olmaya devam edeceğiz.
Enflasyonun Günah keçisi Asgari Ücret mi?
Enflasyonun Günah keçisi Asgari Ücret mi?
Enflasyonda gerilemenin beklenen hızda gerçekleşmemesi üzerine ekonomi yönetimi asgari ücretin hedef enflasyona endekslenmesini sıkça telaffuz ediyor. Ekonomistlerse ‘Asgari ücrete yıl başında yapılmış olan zam hâlâ enflasyonu etkiliyor olabilir mi’ diye soruyor.
Avrupa Kışa Hazır mı?
Avrupa Kışa Hazır mı?
Avrupa’da enerji krizi derinleşirken Rusya el yükseltmeye devam ediyor. Avusturya’ya doğal gaz tedarikini keseceğini açıklayan Gazprom, Avrupa’nın tek endişesinin Trump tarifeleri olmayacağının kanıtı gibi...
İngiliz Çiftçilere Vergi Şoku
İngiliz Çiftçilere Vergi Şoku
İngiliz çiftçileri sokağa döken veraset vergisi reformları, aile çiftlikleri üzerinde büyük bir yük oluşturuyor. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin iflası, tarım gelirlerindeki sert düşüş ve artan rekabetle boğuşan sektör, büyük bir dönüşümün eşiğinde.
Yatırımcı “Evine” Geri mi Dönüyor?
Yatırımcı “Evine” Geri mi Dönüyor?
TCMB’nin faiz indirimlerine başlamasının fiyatları yeniden yükselteceği beklentisiyle geleneksel yatırımcılar yönünü tekrar gayrimenkule çevirdi.
Togg’da Yeni Hedef Avrupa
Togg’da Yeni Hedef Avrupa
İç pazarda hedeflediği büyüme hızını yakalayan Togg ihracat hazırlıklarına başladı.
Ticaret Savaşlarından Nükleer Seçeneğe: Aptallığın Temel Yasalarını Çipolla Üzerinden Okumak
Ticaret Savaşlarından Nükleer Seçeneğe: Aptallığın Temel Yasalarını Çipolla Üzerinden Okumak
Cipolla’nın teorilerinin küresel ekonomideki temel gidişatı sorgulamamıza olanak tanıyor.
Elon Musk’ın Yeni Projesi: Trump Hükümeti
Elon Musk’ın Yeni Projesi: Trump Hükümeti
Seçilmiş başkanın kampanyasına en az 132 milyon dolar yatıran dünyanın en zengin adamı, ABD hükümetine para kaybeden bir sosyal ağmış gibi davranmaya hazırlanıyor.
Trump İşçi Sınıfı ve Wall Street’e Aynı Anda Hitap Edebilecek mi?
Trump İşçi Sınıfı ve Wall Street’e Aynı Anda Hitap Edebilecek mi?
Donald Trump vaatlerinin sonucu olarak plütokratik popülizm yapmaya çalışıyor ama evdeki hesap çarşıya uymuyor.
Trump’ın Başkanlığı Avrupa’yı Uykusundan Uyandırabilir
Trump’ın Başkanlığı Avrupa’yı Uykusundan Uyandırabilir
İkinci bir Trump yönetimi bölge için bir felaket gibi görünüyor. Öte yandan bu durum kıtayı sonunda uyuşukluktan kurtarabilir.
CEO’lar Trump’la Geçecek Dört Yılın Kaosuna Hazırlanıyor
CEO’lar Trump’la Geçecek Dört Yılın Kaosuna Hazırlanıyor
Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle ticaret savaşları ve tweet ile idare dönemi yeniden başlayabilir.
Trump’ın Gümrük Vergileri Gerçek Olacak mı?
Trump’ın Gümrük Vergileri Gerçek Olacak mı?
Kaotik politika oluşturma süreci yeni ithalat vergilerinin gelmesini geciktirebilir.