Global Riskler Raporu her yıl İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda kamuoyu ile paylaşılır. Zurich Sigorta Grubu’nun da sponsoru olduğu bu yılki raporda, önümüzdeki iki yılın ilk beş riski olarak yapay zeka kaynaklı dezenformasyon, olağanüstü hava olayları, toplumsal kutuplaşma, siber güvenlik ve ülkeler arası silahlı çatışma ilk beş risk olarak karşımıza çıkıyor. Global “müesses nizam” temsilcilerinin kısa vade yüzde 82, uzun vadede yüzde 92’sinin kötümser olduğunu görüyoruz.
Geçen yıl hayat pahalılığı ve enflasyon ön plandayken bu yıl sürpriz olarak yapay zeka kaynaklı dezenformasyonun en büyük risk olarak çıkması düşündürücü. Covid döneminde uygulanan genişletici para politikaları, global tedarik zincirindeki sorunlar ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle tüm dünyada yükselen enflasyonun, FED başta olmak üzere merkez bankalarının kararlı tutumu sayesinde kontrol altına alındığı inancı hakim. Enflasyon trendlerindeki bu olumlu algı kalıcı olacak mı göreceğiz.
Yapay zeka teknolojisinin kitlelerin kullanımına açılarak “demokratikleşmesi”, en büyük risk olarak kabul ediliyor. Önümüzdeki iki yılda dünya nüfusunun yarısından fazlasının yaşadığı 45 ülkede yaklaşık 3 milyar seçmen oy kullanacak: ABD, Hindistan, İngiltere, Meksika bu ülkelerden bazıları. Bu seçimlerin adil ve seçmen iradesini yansıtır nitelikte olması çok önemli. Geçmişte, sosyal medya üzerinden 87 milyon seçmenin kişisel profillerinin çıkartılarak seçim sonuçlarını etkilemeye yönelik Facebook-Cambridge Analytica olayı, Rusya’nın, ABD dahil bazı ülkelerdeki seçim sonuçlarını etkileme çabaları, 2016 Ted Cruz ve Donald Trump seçim kampanyaları ve iddiaya göre Brexit Referandumu benzer olayların yaşandığı durumlar. Şimdi yapay zeka teknolojisi ile herhangi bir olay veya liderin ses ve görüntüsünü kolayca taklit edebildiğiniz ve kullanıcı profiline göre görüntü, ses ve mesajları kolayca kişiselleştirebildiğiniz bir dünyada, seçim süreçlerinin manipüle edilme riskinin ne kadar büyük olabileceği ortada. Seçimlerin ötesinde, aynı teknoloji toplumları kutuplaştırma, radikalleştirme, mevcut demokratik kurumlara ve/ veya liderlere duyulan güveni sarsma ve genel olarak toplum içinde karışıklık çıkarma için rahatlıkla kullanılabilir inancı var. Özellikle liberal demokrasiler için büyük bir tehdit.
Küresel ısınma ve ekolojik dengenin bozulmasıyla beraber hayatımıza giren olağanüstü hava olayları diğer büyük bir risk. Kuraklık, sel, fırtına, orman yangınları, tsunami ve hatta artan depremler son üç yılda 1 milyondan fazla can kaybına ve 1 trilyon dolar üzerinde mal kaybına neden oldu. 25 milyon insan sadece olağanüstü hava olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldı. İklim değişikliğinin özellikle gıda ve su güvenliği üzerinde büyük etkisi var. Dünya nüfusunun kalori gereksiniminin büyük bölümünü karşılayan buğday, mısır, pirinç ve soya, küresel ısınmadan en çok etkilenen tahıl grupları. Özellikle Akdeniz havzası ve Anadolu küresel ısınmadan en çok etkilenecek coğrafyalardan. Trendler böyle devam ederse, önümüzdeki 50 yılda Anadolu coğrafyasının önemli bir bölümü çölleşecek.
Ülkeler arası silahlı çatışma diğer önemli bir risk. Rusya-Ukrayna savaşı Avrupa güvenliği ve İsrail-Filistin çatışması da Ortadoğu dengeleri için önemli. Çin tarafından özellikle Tayvan seçimleri sonrası izlenecek politika dünya açısından kritik. Tayvan belli segmentlerde dünya çip üretiminin yaklaşık yüzde 60’ını yapıyor. Aynı kapasiteyi dünyanın başka bir yerinde yaratmak için, eğer ki insan kaynağını bulabilirseniz, yaklaşık 20 yıl ve 300 milyar dolar gerekli. Benzer şekilde yeni dünya düzeni için önemli doğal kaynakların belli ülkelerde yoğunlaşması da çatışma riskini artırıyor. Dünya platin kaynaklarının yüzde 90’ı Güney Afrika’da; kobalt’ın yüzde 46’sı Kongo’da; Lityum’un yüzde 42’si Şili’de.
Ekonomik eşitsizlik, hayat pahalılığı ve istemsiz göç diğer kısa riskler. Hem ülkeler arası eşitsizlik, hem de ülkeler içi eşitsizlik çok ciddi bir ekonomik ve sosyal sorun. İstemsiz göçten, toplumsal kutuplaşmaya; seçim sonuçlarından, bölgesel çatışmalara kadar pek çok sorunun kaynağı. Kolay bir çözümü de gözükmüyor. Özellikle Afrika, Latin Amerika, Asya’nın önemli bir bölümü ve ABD için ciddi bir sorun. Önümüzdeki 10 yıllık risklere baktığımızda ise çevresel ve teknolojik risklerin ağırlıklı olduğunu görüyoruz: olağanüstü hava olayları, dünya ekolojik dengesinin bozulması, biyoçeşitlilik kaybı, doğal kaynak krizleri, istemsiz göç, siber güvenlik ve çevre kirliliği ilk onda.
Peki, bu risklerle nasıl baş edeceğiz? Her ne kadar çok kutuplu bir dünya var gibi gözükse de kısa-orta vadede global sorunlara global çözümler üretebilmek için, ne yazık ki global sistem ABD’nin insiyatifine muhtaç. İşin özü şu ki, ikinci dünya savaşı sonrası kurulan ekonomik ve siyasi düzen, bizzat bu düzeni kuran ABD tarafından bozuldu. O nedenle ABD seçim sonuçları, Trump seçilirse uygulayacağı politikalar, ABD’nin Çin’i global ekonomide nasıl konumlayacağı ve FED’in faiz politikaları dünyanın ekonomik ve siyasi gidişatını belirleyecek. Bir “şairin” dediği gibi:
“Risklerle dolu bu yolda yürürken, Cesaretle adım atmalıyız her bir an. Bilinmeze doğru yelken açarken, Birlikte aşacağız her engeli, her zaman.”
-ChatGPT’nin bir politikacı olarak bu konuda yazmasını istediğim şiir için verdiği yanıt