Bu aralar, hem ekonomik dalgalanmalarla savaşan, hem de uzun yıllardır şirket gemisini su üzerinde tutmaya çalışan yorgun patron ve üst düzey yöneticiler ile daha sık bir araya gelmeye başladım. Bu yöneticilerin serzenişleri bana yaklaşık 12 yıl önce okuduğum İshak Alaton’un “Lüzumlu Adam” ve “Lüzumsuz Adam” kitaplarını hatırlattı. Bu kavramlar, uzun zaman önce iş dünyasında liderlik anlayışına dair köklü bir değişimi ifade ediyordu. Bugünlerde bu kavramı yeniden hatırlıyor ve aynı adı taşıyan özellikle “Lüzumsuz Adam” kitabını yeniden okuyorum. Alaton, bir liderin her işte aranan kişi olmasındansa, doğru sistemleri kurarak “lüzumlu” ama aynı zamanda “lüzumsuz” olabilmesinin önemini vurguluyordu. Peki, bu yaklaşım günümüz iş dünyasının patronları için neden bu kadar kritik hale geldi? Ve bu anlayış ekonomik sistemler üzerinde nasıl bir etki yaratıyor yazımda bu detaylardan bahsetmek istiyorum.
Alaton’un işaret ettiği gibi, bir şirketin sürdürülebilir başarısı, yalnızca kurucusunun ya da CEO’sunun her detaya hakim olmasıyla değil, doğru süreçler, güvenilir ve sürdürülebilir bir ekip kurmasıyla mümkün. Özellikle hızla değişen dijital ve ekonomik dünyada, liderin sürekli olarak her işin başında olması yerine, organizasyonunu kendi ayakları üzerinde durabilen bir yapıya dönüştürmesi çok daha değerli bir bakış açısı haline gelmiş durumda. Patronlar şirketlerini, liderler ise ekiplerini ve sistemlerini güçlendirirler lafını sanırım tekrar hatırlamak gerekiyor.
Lüzumlu Ama Lüzumsuz Olmanın Ekonomik Gücü
Günümüzde şirketler, esneklik ve hızla hareket edebilme yeteneğiyle ayakta kalıyor. Hızla globalleşen ve dijitalleşen dünyada, her ayrıntıyı mikro yönetmeye çalışan bir liderlik anlayışı artık yetersiz kalıyor. Bugünün ekonomik dünyasında başarılı olmanın sırrı, her şeyi kontrol etmeye çalışmak değil; kendi kendine işleyebilecek, sağlam temellere oturtulmuş bir yapı kurmakta yatıyor. Bu noktada lüzumlu ama lüzumsuz olmak, iş dünyasında sürdürülebilirlik, yenilikçilik ve çalışan bağlılığının anahtarı haline de geliyor.
Liderin operasyonel işlerden çekilip, stratejik düşünme alanına geçmesi, şirketin büyümesini ve inovasyonu tetikleyen bir unsur olarak öne çıkıyor. Apple’ın Steve Jobs sonrası başarısı ya da Amazon’un Jeff Bezos’tan sonra yoluna devam edebilmesi, Alaton’un işaret ettiği bu anlayışın somut örnekleri. Şirketler, liderlerinden bağımsız da işleyebilen sistemler kurmuşlarsa, başarı sadece liderlerinin değil, aynı zamanda iyi bir ekosistemin ürünü oluyor.
Günümüz Ekonomisinde Lüzumlu ve Lüzumsuz Olmanın Etkileri
Modern iş dünyasında liderler, “her işin başında olan” değil, “her işin doğru işlediğini kontrol eden” kişiler haline geliyor. Lüzumsuz bir lider, şirketi için mikro yönetici değil, strateji belirleyici rolünü üstleniyor. Bu da onu günümüz ekonomik koşullarında daha esnek ve etkili bir hale getiriyor. Bu anlayışın en büyük faydalarından biri de kriz zamanlarında ortaya çıkıyor. Güçlü bir sistem kuran ve lüzumsuz olmayı başaran bir liderin şirketi, krizlere karşı daha dirençli hale geliyor çünkü tüm süreçler sadece liderin varlığına bağlı değil.
Ekonomik dünyada rekabet gücünü artırmak isteyen şirketler için en kritik adımlardan biri de liderlerin kendilerini operasyonel yüklerden arındırıp stratejiye, uzun vadeli vizyonlara ve doğru insan ilişkilerine odaklamalarıdır. Bu yaklaşım, şirketlerin daha çevik, daha yenilikçi ve krizlere karşı daha hazırlıklı olmasını sağlıyor.
Alaton’un Mirası ve Geleceğin Liderliği
İshak Alaton’un lüzumsuz adam olma öğüdünden önce, ilk kitabın adının Lüzumlu adam olduğunun ve Lüzumsuz Adam kitabına göre daha ince olduğunun da altını çizmek isterim. Bu iki kitap sadece iş dünyasında değil, liderlik kavramının temelinde bir devrim yaratıyor. Şirketlerin sürekli aranan liderler yerine, güvenilir sistemlerle kendi kendine yeten organizasyonlar haline gelmesi, günümüz ekonomik dünyasında fark yaratmanın da anahtarını anlatıyor. Alaton’un lüzumlu ama lüzumsuz olma anlayışı, modern liderlere ve şirketlere ilham verici bir yol haritası sunuyor da diyebilirim.
Sonuç olarak tek bir cümleye indirgemek gerekirse, iş dünyası lüzumsuz liderlerin başında olduğu lüzumlu sistemlerle başarıya ulaşır.