Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

İş Dünyası

İskontoyu Kim İstiyor?
Borsamızda eşit dağıtım varsa ve düşük fiyatlandırma olgusu ile halka arzlara rekor talep her halükarda geliyorsa; iskontolar kurumsal yatırımcının talep ettiği kadar yüksek olmamalı.
  • 16 Mart 2024 10:03
  • Dr. Ali Yürüdü
İskontoyu Kim İstiyor?

Bugünden çok uzak olmayan bir zaman evvel; bankaların kalabalık “ICM” departmanları olurdu. ICM; bankacılık literatüründe Investment and Cash Management” ya da “Institutional Cash Management’ın baş harflerinden oluşur. Yani Türkçesi; Yatırım ve Nakit Yönetimi ya da Kurumsal Nakit Yönetimi demektir. Türkiye’de bankacılık sektörüne uyarlanırken adı Kurumsal Satış olarak tercih edildi. Bu bölümler; vakti zamanında Türkiye’ye yabancı ilgisi yüksekken, personel sayısıyla da büyük olan bölümlere dönüşmüş, oldukça yoğun yurtdışı seyahatleriyle uluslararası kurumsal yatırımcılarla; yabancı yatırım bankaları, hedge fonlar ve mutual fonlar üzerinden irtibata geçerlerdi. Tabi bol seyahatleri ve muhatap oldukları kitlelerin kurumsallık kültürü ve vizyonu; bu birimlerde çalışan bankacılarımızın da vizyonuna pek tabi olumlu yönde katkı yapmıştı.


Gelgelelim zaman içerisinde bu ilgi; ekonominin dinamikleri ve siyaset kültürünün baskın çıkması hasebiyle azalmaya başladı. Günümüzde faizimiz enflasyonsuz baktığımızda göz kamaştırıcı görünse de; yabancı yatırımcı Türkiye ekonomisine olan ilgisini kaybetti. 2013’te Gezi olayları, yıllar içerisinde gerilen diplomatik ilişkiler, darbe girişimi, terör saldırıları, peş peşe gelen seçimlerle gitgide yatırım yapılabilir seviyeden uzaklaşan notumuz; yabancı fonların radarından bizi otomatik olarak çıkarmış oldu.


Bilmeyenler için ufak bir açıklama yapmakta fayda var. Not arttı diye sevinmek ya da düştü diye üzülmek; kaynağa ihtiyaç duyan her ülke için oldukça makuldür. Çünkü bu fonlar; yatırımcılardan para toplarken; o parayla ne yapacaklarının oyun planını başından yatırımcılarına söyler. Mesela; ‘en az üç uluslararası kredi derecelendirme kurumundan yatırım yapılabilir notu yoksa; ben bu ülkenin varlığını fonuma almam’ der. Bu yüzden not önemlidir.


Bu bağlamda 2013’ten bu yana ilk sevinebileceğimiz haber nihayet geçen hafta geldi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Türkiye’nin kredi notunu ‘B’den ‘B+’ya ve not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkardı. Umarız devamı da gelir ve biz tekrar yabancı yatırımcıların radarına girmiş oluruz.


Şimdi tekrar bankaların ICM bölümleri hareketlenir mi bunu zaman gösterecek. Ancak bu bölümlerin işlerinden bir tanesi de halka arza gidecek olan şirketleri; bu yabancı yatırımcılara anlatmaktı. Yabancı yatırımcılarla zamanında roadshowlar (yatırımcı turları) düzenlenir; şirket yönetimine de kendini anlatma fırsatı tanınırdı. Yatırımcı turlarında şirket yönetimi; halka arza aracılık edecek yerli ve yabancı kuruluşlara sunum yapıp kendini anlatırlardı. Analistler; buradan edindikleri bilgilere kendi yorumlarını katarak şirkete ilişkin bir rapor hazırlayıp; söz konusu yabancı yatırımcılara iletirlerdi. Kurumsal yatırımcı da rapordaki bilgiler doğrultusunda şirket ilgilerini çekiyorsa kendi değerlendirmelerini yapardı. Aracı kurumların satış ekipleri ise bu değerlendirme sonucunda kurumsal yatırımcıların talep ve fiyat beklentilerini öğrenmeye çalışırdı.


Şirketin, danışmanları ve birlikte çalıştığı aracı kurumun değerlemeleri ışığında halka arzın talep toplarken ve halka açılma sonrasında borsada performansının başarılı olacağını öngördüğü fiyat aralığı tavsiyesi ile kurumsal yatırımcının hisse almaya razı olduğu fiyat arasındaki fark ise halka arz iskontosudur. Bu noktada şirketin değer tespiti de çok hassas bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkar. Zira bu raporların altına imza atan aracı kurumlar ve şirket sahipleri kanunen sorumludurlar.


Ancak “halka arz iskontosu” tanımı yıllar içinde Türkiye sermaye piyasasında değişime uğradı.


Halka arzlarda eşit ve oransal olmak üzere iki tip dağıtım vardır. Eşit dağıtımda her yatırımcı eşit miktarda hisse alır. Oransal dağıtımda ise yatırımcı, verdiği satın alım emri tutarının büyüklüğüne göre hisse alır. Ancak 2023 yılında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), 750 milyon liraya kadar halka arzların hepsinin borsada satış yöntemiyle, 750 milyon lira üstü talep toplama yoluyla gerçekleştirilecek arzlarda da bireysel yatırımcıya eşit dağıtım yapılmasına karar verdi. Eşit dağıtımı bir örnekle açıklamak gerekirse; toplam hisse sayısı; halka arza katılan kişi sayısına bölündüğünde 10 adet hisse çıkıyorsa; bir milyon TL’lik hisse almak isteseniz de, 1000 liralık hisse almak isteseniz de nihayetinde 10 adet hisse alabilmiş oluyorsunuz.


Dolayısıyla Sermaye Piyasası Kurulu’nun bu kararı ile kurumsal yatırımcının büyük talepler yapması da anlamsız hale gelmiş oldu; çünkü artık bireysel yatırımcıyla eşit hakka sahipti. Böylece aslında iskonto talep hakkı da kurumsal yatırımcıdan; bireysel yatırımcının hakkını da korumaya çalıştığı için Sermaye Piyasası Kurulu’na geçti diyebiliriz. Ancak kurumsal yatırımcının kendi biçtiği değer ile halka arza talep yapacağını vadettiği fiyatla; şirketin kendine biçtiği değer arasındaki farkı önceden halka arz iskontosu diye tanımlarken; artık Sermaye Piyasası Kurulu’yla özdeşleştirdiğimiz halka arz iskontosu değerlemelerde yapılan gözden kaçma, hata payı, risk vb. olarak tanımlanıyor.


Nitekim borsamızda eğer eşit dağıtım varsa ve düşük fiyatlandırma olgusu ile halka arzlara rekor talep her halükarda geliyorsa; bu iskonto; kurumsal yatırımcının talep ettiği kadar yüksek olmamalı. Şirketlerimizin ucuza satılması ve bireysel yatırımcının kurumsal yatırımcıdan farklı olarak çoğunlukla tavan serisi kovalıyor olması; şirket ortaklarını da şaşırtıyor ve şirketim ucuza gitti endişesi doğuruyor. Bu doğrultuda; alternatif getiri araçlarının sınırlı olduğu ülkemizde, borsaya ilginin devam edeceğini varsayabiliriz. Ancak eğer eşit dağıtım ile bireysel yatırımcı haklarını korumak istiyorsak; yatırımcı olma boyutunu ileriye taşımalı, elde tutma süresini uzatacak yöntemlere bakmalı ve halka arzı bir kaynak olarak değerlendirmek isteyen şirketlerimizi borsada ucuza satılma endişesiyle karşı karşıya bırakmamalıyız.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 22. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 22. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
10 Kişilik Milyar Dolarlık Şirket Mümkün mü?
10 Kişilik Milyar Dolarlık Şirket Mümkün mü?
Daha küçük ve esnek yapılar, yapay zeka ve diğer teknolojik araçlarla yarattıkları etkinin daha yüksek olabileceğini gösteriyor
Tüketici Davranışlarında Farklı Ekonomik Bakış: Üçüncü Çağ
Tüketici Davranışlarında Farklı Ekonomik Bakış: Üçüncü Çağ
Geçmişte, emeklilikten sonra yıllık harcamalar düşerken, artık harcamalar 75 yaş ve sonrasına kadar devam ediyor. Artık üreticiler, şirketler iki paralel bakış oluşturmaya çalışıyor
Şirketler ve Yetenekler Yas Döngüsünde
Şirketler ve Yetenekler Yas Döngüsünde
Büyük bir yetenek şirket ilişkisi erozyonu daha kapıda görünüyor
Arjantin’in Enflasyonla Savaşı Bu Kez Bitecek mi?
Arjantin’in Enflasyonla Savaşı Bu Kez Bitecek mi?
Javier Milei’nin enflasyonla mücadelede izlediği farklı stratejisi yarı yolda kalabilir
Şirketinizin Hikâyesi Ne?
Şirketinizin Hikâyesi Ne?
İletişimde samimiyet ve özgünlük her zaman kazandırır
Günlük İşçinin Günlüğü
Günlük İşçinin Günlüğü
Artan işsizlik ve göç, amele pazarlarında iş arayanların sayısını arttırıyor. Ancak kayıt dışı ekonomiyi büyüten ve sosyal güvence olmadan çalışan kişi sayısını artıran günübirlik işler, çalışanların geleceğini riske atarken devletin vergi kaybına uğramasına neden oluyor.
Birkaç Cümle Yetebilir…
Birkaç Cümle Yetebilir…
Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yazdı...
Merkez Bankalarının Altına İlgisi Artıyor
Merkez Bankalarının Altına İlgisi Artıyor
2020 pandemi yılı ve 2022 Rusya- Ukrayna savaşının başlangıç yılı altın rezervi için yeni bir milat başlattı. Merkez bankalarının son sekiz aydır devam eden kuvvetli altın alımlarına bakılırsa, bu döngü 2024 yılında da devam edecek
Kara Kıta Geleceğini Seçiyor
Kara Kıta Geleceğini Seçiyor
Dünyanın en genç nüfus ortalamasına sahip Afrika, bu yıl büyük bir demokrasi sınavından geçiyor. Afrika ülkelerinde yapılacak olan seçimlerden ortaya çıkacak sonuç kıtanın kaderinin yeniden şekillenmesi için büyük önem arz ediyor
Microsoft Dijital Çin Seddi'nin Tuğlalarını Döşüyor
Microsoft Dijital Çin Seddi'nin Tuğlalarını Döşüyor
Şirketin arama motoru, Google ve Facebook’un yıllar önce terk ettiği bir pazar olan Çin’de iyi iş yapıyor
Apple’ın Elektrikli Araç Çıkmazı
Apple’ın Elektrikli Araç Çıkmazı
Tim Cook, Tesla’yı satın alma planlarını, geçtiğimiz 10 yılda bir hurdalık dolduracak kadar otonom sürüş tasarımı üzerinde çalışmaya başlamadan önce durdurmuştu. Hikayenin iç yüzü, kararsızlık üzerine üniversitelerde okutulabilecek bir vaka niteliğinde
Airbus Boeing Krizini Fırsata Çevirebilecek mi?
Airbus Boeing Krizini Fırsata Çevirebilecek mi?
Avrupalı havacılık devi, rakibi Boeing’in 737 Max yolcu uçağındaki kalite sorunları nedeniyle zor durumda kalması üzerine, önümüzdeki on yıllar boyunca sektöre hâkim olmak amacıyla tamamen yeni bir uçak planlamaya başladı
Wall Street’in En Meşhur İşlemlerinden Biri Geri Dönüyor
Wall Street’in En Meşhur İşlemlerinden Biri Geri Dönüyor
Hisse senetlerinde sakin bir seyre yönelik devasa miktarlarda opsiyon satan ETF’lere milyarlarca dolar akıyor
Kod Yazma İşini de Yapay Zekaya mı Bırakacağız?
Kod Yazma İşini de Yapay Zekaya mı Bırakacağız?
Yapay zekanın yetenekleri karşısında hemen hemen her meslek ve kazanılan beceriler risk altında. Nvidia CEO’sunun artık kodlama öğrenmeye gerek kalmadığını söylemesi, kazanılan mesleki yetenekleri yeniden sorgulatırken, işler için gereken becerilerin 2030’a kadar yüzde 65 oranında değişmesi bekleniyor. Milyonlarca çalışan kariyerlerinin ortasında şirket değişimi yerine meslek değişikliğine yönelmek zorunda kalabilir. Beceri ve yaratıcılık ise insan-teknoloji yarışında belirleyici olacak.
Vergiyi İkiye Katlayan İstisnalara Dokunma Zamanı
Vergiyi İkiye Katlayan İstisnalara Dokunma Zamanı
Bakan Şimşek’in çalışma yapıldığını belirttiği vergide muafiyet ve istisnalarla vazgeçilecek gelir bu yıl 2,2 trilyon lira. Bu 1,2 trilyon liralık vergi gelir hedefinin neredeyse iki katı. Bu tutarın 2026’da 3 trilyon lirayı geçeceği hesaplanıyor. Uzmanlar özellikle gayrimenkul değer artışı ve elde tutma süresiyle ilgili tanınan gelir vergisi ve KDV muafiyetlerinin kalkması halinde önemli kaynak yaratılabileceği görüşünde
Piyasaların Gözü Gevşemenin Zamanlamasında
Piyasaların Gözü Gevşemenin Zamanlamasında
Küresel ekonomilerde sıkılaşma döngüsü yerini faiz indirimlerine bırakmaya hazırlanıyor. Sıkı politikaların uygulandığı dönemde rekorlar kıran piyasalar ise, erken gelecek bir gevşemenin enflasyonu yeniden yükselişe geçirmesinden korkuyor.
Borsada Yatırımcı Çok, Çalışan Yok
Borsada Yatırımcı Çok, Çalışan Yok
Borsada son yıllarda yaşanan sert yükseliş yatırımcı sayısını 8 milyona taşıdı. Ancak sektördeki çalışan sayısı hemen hemen aynı kaldı. Kurumlar nitelikli eleman bulmakta zorlanırken, gençler tercihlerini sektörde çalışmak yerine yatırım yapmaktan yana kullanıyor.
Banka Rallisi Temettü Verimini Normalleştirdi
Banka Rallisi Temettü Verimini Normalleştirdi
Bankalar bu yıl da geçen yıl olduğu gibi kârlarının yüzde 15’ini temettü olarak dağıtabiliyor. Ancak kâr artışının hisse fiyatı artışının gerisinde kalmasıyla, geçen yılki temettü verimleri bu yıl yakalanamayacak