Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Ekonomi

Zenginleşmeden Yaşlanmak
Bugün, Türkiye’nin de dahil olduğu birçok orta gelirli ekonomi, zenginleşmeden yaşlanma riskiyle karşı karşıya
  • 7 Haziran 2024 09:26
  • Cevat Giray Aksoy
Zenginleşmeden Yaşlanmak

İki yüzyıl önce, İngiliz nüfus bilimci ve politik iktisat teorisyeni Thomas Malthus, dünya nüfusunun hızla artarak kaynakları tüketmesi sonucunda büyük bir kıtlığın ortaya çıkacağı yönünde oldukça karamsar tahminlerde bulunmuştu. Ama ne oldu? Tarım ve sanayi devrimleriyle gelen üretim tekniklerindeki muazzam ilerlemeler, modern tıbbın ve sağlık hizmetlerinin gelişimi, doğum oranlarını kontrol altına alan sosyal ve ekonomik politikalar ve uluslararası ticaretin küresel çapta yaygınlaşması, bu karanlık öngörüleri boşa çıkardı.


Bugün ise, kamuoyunun odağı hızla değişen demografik yapının, eğitim, istihdam ve teknolojideki gelişmelerle birlikte ekonomik yapıyı nasıl etkileyeceğine kaymış durumda. Öncelikle, bu hızlı demografik değişimlerle ilgili birkaç dikkat çekici veri sunalım: Yüzyıl önce Amerika’da ortalama yaşam süresi sadece 40 yıldı; fakat bugün bu sayı neredeyse iki katına çıktı. Türkiye’de de benzer bir durum mevcut. 1920’lerde Türkiye’de ortalama yaşam süresi 32 yıldı, 1994’te 68 yıla yükseldi ve bugün ise 78 yıl. Aynı zamanda, doğurganlık oranlarında da dramatik bir düşüş yaşadı; 1960’larda kadın başına altı çocuk olan oran, 2021’de 2.38’e ve bugün 1.51’e düştü. Benzer trendleri, diğer gelişmekte olan ülkelerde de gözlemiyoruz. Ayrıca, 2008-09 finansal krizinden önce, gelişmekte olan piyasalardaki gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyümesinin yüzde 90’ı, işgücü nüfusunun genel nüfustan daha hızlı arttığı ülkelerden gelmekteydi. Ancak, 2040 itibarıyla, bu durum yalnızca gelişmekte olan piyasaların yüzde 20’si için geçerli olacağı öngörülüyor. Bu da, verimlilik önemli ölçüde artmadığı takdirde kişi başına düşen gelirin azalacağı anlamına gelmektedir


Peki, bu hızlı demografik değişimin ve doğurganlık oranlarındaki düşüşün ardındaki sebepler neler? Ana sebeplerden biri, Nobel ödüllü ekonomist Gary Becker’in belirttiği gibi, “kalite-miktar takası” dır. Bu kavram, ebeveynlerin sınırlı kaynaklarını daha fazla çocuk sahibi olmak yerine, mevcut çocuklarının eğitim, sağlık ve genel refahına yatırım yaparak kullanmayı tercih etmeleri anlamına gelir. Yani dünya genelinde, daha az çocuk sahibi olma ve bu çocuklara daha fazla yatırım yapma eğilimi artıyor. Bununla beraber, 20. yüzyılda kadınların iş gücüne katılımı, özellikle yüksek vasıflı işlerde, büyük ölçüde arttı. Bu durum, çocuk sahibi olmanın “fırsat maliyetini”, özellikle anneler için yükseltti. Son yıllarda ise, çocuk yetiştirme maliyetlerinin yüksek olması, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde doğurganlık oranlarını daha da düşürdü.


Peki, bu değişimler politika yapıcıları neden endişelendiriyor ve bu değişimlerin ekonomik etkileri neler olacak? Bu soruları yanıtlamak için “birinci demografik fırsat penceresi” ve “ikinci demografik fırsat penceresi” kavramlarına daha yakından bakmamız gerekiyor.



Birinci Demografik Fırsat Penceresi: Büyüyen İşgücü


Birinci demografik fırsat penceresi, iş gücü piyasasında çalışabilir yaşta (genellikle 15-64 yaş arası) olan nüfusun arttığı ve çocuklar ile yaşlılar gibi bağımlı olarak nitelendirilen nüfusun azaldığı bir süreçtir. Bu durum, daha fazla kişinin çalışarak ekonomiye katkı sağladığı ve tasarruf oranlarının yükseldiği bir zaman dilimini ifade eder. Ülkeler, doğru politikalarla bu dönemi ekonomik büyüme ve kalkınma için bir fırsata çevirebilir.


İkinci Demografik Fırsat Penceresi: Tasarruf ve İnsan Sermayesi Birikimi


Bu dönem, ilk demografik fırsat penceresinin ardından, yaşlanan nüfusun birikmiş tasarruflarını ve yatırımlarını ekonomiye kazandırdığı bir süreçtir. Yüksek tasarruf oranı, ekonominin yüksek yatırım oranlarını sürdürmesine olanak tanır, bu da işçi verimliliğini artırarak kişi başına düşen gelirin yükselmesini sağlar. Yaşlanan nüfusun deneyim ve bilgi birikiminin genç nesillere aktarılması da iş gücü verimliliğini artırarak ekonomiye katkı sağlar.


Ülkeler Daha Erken Yaşlanıyor


2000’lerin başlarına kadar, hızlı nüfus yaşlanması büyük ölçüde yalnızca küçük bir grup gelişmiş ekonomiyi etkiliyordu. Ya bugün? Artık birçok ülke ekonomik kalkınmanın daha erken aşamalarında bu tür sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Örneğin, İsveç, Norveç ve Almanya’da yaşlı bağımlılık oranı yüzde 25’i geçtiğinde, kişi başına düşen gelirleri ABD seviyelerine yakındı. Orta Avrupa ülkelerinde bu oran 2000’lerin ortalarında yüzde 25’i aşarken, kişi başına düşen gelirleri ABD seviyesinin yaklaşık yüzde 45’i kadardı. Türkiye’nin ise 2040 civarında yüzde 25 yaşlı bağımlılık oranına ulaşması bekleniyor ve o dönemde Türkiye’nin kişi başına düşen gelirinin ABD seviyesinin yaklaşık yüzde 60’ı olacağı öngörülüyor. Bugün, Türkiye’nin de dahil olduğu birçok orta gelirli ekonomi, zenginleşmeden yaşlanma riskiyle karşı karşıya. Bu ülkeler, kişi başına düşen milli geliri artırmaya çalışırken, aynı zamanda nüfusu daha uzun çalışmaya teşvik etmek, teknolojik değişimleri ekonomilerine entegre etmek, göç politikalarını dengeli bir şekilde yürüterek iş gücünü gençleştirmek ve sosyal güvenlik sistemini yeniden tasarlamak zorunda.


Türkiye yaşlanan nüfusunun getirdiği zorlukları nasıl aşabilir?


Türkiye’de politika yapıcılar, yaşlanan nüfusun ekonomik ve sosyal etkilerini hafifletmek için eğitim ve beceri geliştirme programlarına öncelik vermelidir. Emeklilik sonrası yaşamı sürdürülebilir kılmak için esnek emeklilik sistemleri ve sosyal güvenlik reformları şart. Sağlık hizmetlerine yapılan yatırımlar ve önleyici sağlık hizmetlerine odaklanmak, yaşlı nüfusun sağlık masraflarını kontrol altında tutmanın anahtarı. Kadınların iş gücüne katılımını teşvik eden politikaların geliştirilmesi ve nitelikli göçmenleri çekmek için cazip şartlar sunulması, iş gücü katılımını artıracak önemli adımlardır. İş gücündeki azalmayı telafi etmek için robotik ve otomasyon teknolojilerine yapılan yatırımlar da kritik bir rol oynayacaktır. Ayrıca, bireylerin tasarruf yapmasını teşvik eden politikalar ve kamu maliyesinin sürdürülebilirliği için disiplinli bütçe politikaları izlenmelidir. Bu stratejiler, Türkiye’nin yaşlanan nüfusun ekonomik ve sosyal etkilerini en aza indirmesine olanak tanıyacaktır.



Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 33. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 33. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Şifreniz Bir Saniyede Kırılabilir!
Şifreniz Bir Saniyede Kırılabilir!
Son yıllarda dijital dönüşüme verilen önemin artmasıyla birlikte siber güvenlik hiç olmadığı kadar önemli hale geldi. Üretken yapay zeka ve kuantum bilgisayarları gibi yeni teknolojiler saldırıları kolaylaştırırken, savunma tarafına da önceden görülmemiş avantajlar sağlıyor. Peki bu sürekli inovasyon gerektiren dinamik çatışmanın ortasında, nelere dikkat edilmeli?
Borsada İşlem Vergisi Hacmi Etkiler mi?
Borsada İşlem Vergisi Hacmi Etkiler mi?
Borsa İstanbul’da hisse senedi işlemlerinden vergi alınması 14 yıl sonra yeniden gündeme geldi. Alım satım üzerinden işlem vergisi alınması öngörülürken, işlem vergisinin oranının ne olacağı belirsizliğini koruyor.
Malın Krallığı Bitiyor
Malın Krallığı Bitiyor
Para politikasının tasarrufu imkansız kıldığı dönemde “rasyonel getiriyi” arayan herkes “mala girdi.” O dönemde fiyatı uçan konut, otomobil gibi ürünlerin de, şirketlerin fazlasını yatırmayı tercih ettiği stoklar da şu anda yükselen alternatif getiri karşısında el yakıyor. “Mala girenin kazandığı” dönemin yerini “paraya geçenin” kazandığı dönem aldı.
Takip Edilecek 10 Yatırımcı
Takip Edilecek 10 Yatırımcı
Finansın geleceğini şekillendiren yatırımcıları, para yöneticilerini, yöneticileri ve stratejistleri tanıyın
Tüketici İçin Belirsizlik Bitti, Peki Nasıl?
Tüketici İçin Belirsizlik Bitti, Peki Nasıl?
Tüketici ‘artık başıma neyin geleceği konusunda bir soru işaretim kalmadı onun için daha hazırlıklıyım’ diyor.
Yeşil Merkez Bankacılıktan, Kalkınma Bankalarına Uzun - İnce – Yeşil Bir Yol
Yeşil Merkez Bankacılıktan, Kalkınma Bankalarına Uzun - İnce – Yeşil Bir Yol
İklim kriziyle mücadelede “kurtarıcı” aradığı için, tüm gözler merkez bankalarına çevrilmiş durumda.
Güçlü Ekonomi Biden’ı Yüksek Fiyatlar Konusunda Aklamayacak
Güçlü Ekonomi Biden’ı Yüksek Fiyatlar Konusunda Aklamayacak
ABD’de enflasyon yavaşlamış olsa da gıda ve enerji, Biden’ın görev süresinin başında olduğundan çok daha pahalı ve çok sayıda seçmen bu konuda oldukça öfkeli.
Otomobilde 7 Temmuz Beklentisi
Otomobilde 7 Temmuz Beklentisi
GSR II regülasyonu dışında kalan araçları 7 Temmuz’dan sonra satamayacak olan otomotiv bayileri kampanyalar ile stokları eritmeye çalışıyor. Peki bu sıkışıklıktan bir fırsat çıkar mı?
IMF, Büyük Seçim Yılı’nın Maliye Politikalarına Zarar Verebileceği Konusunda Uyarıyor
IMF, Büyük Seçim Yılı’nın Maliye Politikalarına Zarar Verebileceği Konusunda Uyarıyor
Uluslararası Para Fonu, dünya nüfusunun yaklaşık yarısına ev sahipliği yapan ülkelerin 2024’te seçime gideceğine dikkat çekerek seçim dönemlerinde geleneksel olarak artan harcamaların kamu maliyesine zarar verebileceği uyarısında bulundu
ABD Seçimleri Yaklaşırken Tırmanan ABD-Çin Gerginliği: Ticaret Savaşlarından Ekonomik Savaş ve Topyekun Çatışmaya Doğru
ABD Seçimleri Yaklaşırken Tırmanan ABD-Çin Gerginliği: Ticaret Savaşlarından Ekonomik Savaş ve Topyekun Çatışmaya Doğru
ABD’nin Çin’den ithal edilen ürünlere getirdiği yeni tarifeler, sadece Çin-ABD arasındaki ticaret savaşlarını değil tüm küresel ekonomik dengeleri ve ticaret ilişkileri etkileyebilecek boyutlar taşıyor.
Sanayi Kırılma Noktasında
Sanayi Kırılma Noktasında
Son bir yılda ekonomide atılan sıkılaşma adımlarına rağmen sanayi sektörü canlılığını korumuştu. Ancak son iki ayda tablo net bir şekilde terse dönmeye başladı. Üstelik dış talep de bu süreçte sanayiciye yardımcı olmuyor.
Çılgın Kalabalığın Ortasında Seçim
Çılgın Kalabalığın Ortasında Seçim
Hindistan, Meksika ve Güney Afrika 2024’ün ilk yarısı bitmeden “sarsıcı” seçim sonuçları ile dünya gündeminde kendine yer buldu
Walmart Mağaza Müdürleri Gerçekten Yılda 500 Bin Dolar Kazanabilir
Walmart Mağaza Müdürleri Gerçekten Yılda 500 Bin Dolar Kazanabilir
Perakende devi, yöneticilerini elde tutma oranını artırmak amacıyla, her biri yüzlerce çalışanı olan ve yıllık satışları 100 milyon doları aşabilen mağaza şeflerinin ücretlerini ve hisse senedi teşviklerini artırdı.
ABD’de “Şimdi Al Sonra Öde” Sistemi Wall Street’i Rahatsız Ediyor
ABD’de “Şimdi Al Sonra Öde” Sistemi Wall Street’i Rahatsız Ediyor
Tüketiciler, alışverişlerini taksitle ödemelerine olanak tanıyan ‘Şimdi Al, Sonra Öde’ ürünlerini benimsedi, ancak bu kredilerden kaç tane olduğu belli değil.
Türkiye’nin Yabancı Yatırımcıları Çekme Stratejisi ve Yerli Yatırımcıların Vergilendirilmesi
Türkiye’nin Yabancı Yatırımcıları Çekme Stratejisi ve Yerli Yatırımcıların Vergilendirilmesi
Hisse senedine vergi getirilirken yerli ve yabancı yatırımcı arasında eşitliğin ve adaletin sağlanması sermaye piyasalarının gelişimi için önemli.
LGS’ye Mahkum Ettiğimiz Gençlerden Bir Gazi Yaşargil Daha Çıkarabilir miyiz?
LGS’ye Mahkum Ettiğimiz Gençlerden Bir Gazi Yaşargil Daha Çıkarabilir miyiz?
Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yazdı;
AR Teknolojisi ve Yapay Zeka ile Geleceğin Sınıfları
AR Teknolojisi ve Yapay Zeka ile Geleceğin Sınıfları
Spacetop G1 ve GPT Edu, eğitim sürecini daha interaktif, erişilebilir ve kişiselleştirilmiş hale getirerek, hem öğrencilere hem de öğretmenlere büyük avantajlar sunuyor.
Otomotivde Yapay Zekanın Gücü
Otomotivde Yapay Zekanın Gücü
Üreticiler ve diğer otomotiv oyuncuları, yapay zekanın otomobil değişimini yönlendirme gücü hakkında daha fazla bilgi edinerek yeni bir performans çağına girecek