Bu sorunun sahibi İstanbul Diş Hekimleri Odası Denetleme Kurulu Başkanı Dr. Cenap Koşu. Her dönem birçok kişinin hayallerini süsleyen bir meslek olan Diş Hekimliğinin bugünü ve yarını için meslektaşlarıyla birlikte uzun yıllardır çalışan Dr. Cenap Koşu, sadece birkaç yılda sayıları hızla artan Diş Hekimliği Fakülteleri’nde eğitim gören ya da hakkettikleri kaliteli eğitimi alamayan gençlerin ileride hem diş hekimliği mesleği, daha da önemlisi toplum sağlığı açısından sahip yaratacakları durumu şu şekilde paylaşıyor: “Şurada söyle bir sorunumuz var. Diş hekimliği eğitiminde kalite konusunu çok ihmal ediyoruz gibi geliyor bana. Daha önce diş hekimliği fakültesi sayıları azken bir sorun yoktu ancak şu anda ülkemizde kısa zamanda çok sayıda diş hekimliği fakültesi açıldı. Bu da mesleki başarıyı ve kaliteyi azaltan bir unsur.
Türkiye’de 120 diş hekimliği fakültesi var, Almanya’da ise 30
Türk Diş Hekimleri Birliği Başkanı Tarık İşmen’den aldığım bilgiye göre şu anda Türkiye’de 105 diş hekimliği fakültesi var. Bunlardan 92’sinin öğrencisi var. Ayrıca 15 tane de izni alınmış ve açılmayı bekleyen diş hekimliği fakültesi var ki bununla birlikte toplam sayı 120 oluyor. Buradaki tek sorun diş hekimliği fakültesi sayısı da değil. Bu fakültelerin kontenjanları da çok yüksek. Şu anda 100-200 civarında kontenjanı olan fakülteler var ve bu kadar fazlalık kaliteyi düşürüyor. Şöyle bir örnek vereyim, Prof. Dr. Taner Yücel’in iki yıl önce yaptığı bir araştırmada belirttiği gibi nüfus olarak bize yakın olan Almanya’da 30 tane diş hekimliği fakültesi var. Neredeyse Türkiye’deki diş hekimliği fakülte sayısının dörtte biri kadar. Kontenjanları da 35-40 kişi civarında. Daha da vahimi Türkiye’deki 120 diş hekimliği fakültesi içerisindeki öğretim üyelerinin yüzde 67’si sadece 15 fakültede. Diğerlerinin bazılarının dekanları diş hekimi bile değil. Yani öğretim üyelerine sahip 15 üniversitenin diş hekimliği fakülteleri dışındaki yerlerden mezun olacak arkadaşların belki diş hekimliği diplomaları olacak ama hekim statüsünde olamayacaklar. Ve onlara da çok yazık çünkü zamanlarını orada harcamış olacaklar.
Peki ne yapılmalı?
Acilen YÖK tarafından, Marmara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi gibi kaliteli olan diş hekimliği fakülteleri gibi daha eski ve kadroları güçlü fakültelerin bu sorun hakkında daha fazla çaba göstermesi gerekir. Çünkü sadece kendi eğitimlerinin kalitesi yeteli değil. Çünkü diğer zayıf diş hekimliği fakültelerin sayısının azalmasıyla onların ve mezunlarının kalitesi daha da ortaya çıkacak. Hekimlik konusunda bir 5. Sınıf stajyer öğrenci ile o bölümün başkanının yapacağı cerrahi tedavi aynıdır. Hani ben yüzde 10 az yapayım diye bir şey yok.
Hekimlik böyle bir şey.
O yüzden bu kadar ciddi bir konuda kimseyi düşünmüyorsak bile kendimizi düşünmemiz lazım. Bundan sonra bizi kim tedavi edecek? Meslektaşlarımızın bir kısmı zaten yurt dışına gidiyor. O yüzden bu sorunu biran önce çözmeliyiz. Bu sorunu sadece biz Türk Diş Hekimleri Birliği, İstanbul Diş Hekimleri Odası meslek örgütü olarak değil bütün paydaşlar YÖK, üniversiteler, bakanlıklar olarak ciddi bir adım atılması lazım. Sadece üniversite mezunu olmak, sadece hekim statüsü almak, sadece diploma almak çözüm değil. Bu sadece kendi kendimizi kandırmak olur diye düşünüyorum.
Sorunu açıkça ortaya çıkartamazsak çözümü bulamayız. Her şey çok güzel tozpembe dersek sorun ortadan kalkmış olmaz. Bu sorunu çözmek için Türk Diş Hekimleri Birliği olarak YÖK’le Sağlık Bakanlığı’yla iletişim halindeyiz ve konuyu her platformda gündeme getirmeye çalışıyoruz. Sorunun farkındayız ve çözüm odaklı olmaya çabalıyoruz.
İstanbul Diş Hekimleri Odası Denetleme Kurulu Başkanı Dr. Cenap Koşu bize sorduğu soruyu bir kez daha hatırlayalım “bundan sonra bizi kim tedavi edecek?” Bu sorunun cevabını gönül rahatlığıyla verebileceğimiz günleri umutla bekliyor olacağız.