Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

De-Regülasyon
Son 20 yılını regülasyonlara ve istikrarlı bir ekonomi oluşturmaya harcayan Avrupa artık başta ekonomi olmak üzere sorunlarını aşmak için deregülasyon dönemini başlatmak zorunda kalabilir.
  • 28 Şubat 2025 00:49
  • Dr. Ali Yürüdü
De-Regülasyon

Almanya seçimleri geride kaldı. Ancak dünyada politik ekonominin önündeki belirsizlikler artmaya devam ediyor. Böylece bu belirsizlik sürecini yaratan ve çözmesini beklediğimiz isimlerin başlıcaları olan Trump ve Putin’in yanına Merz de eklenmiş oldu. Ancak Merz’in durumu ABD ve Rusya’dan farklı olarak dış ülke ilişkilerinden ziyade daha yapısal ve zorlu, çünkü sorun başkalarında değil, aslında kendilerinde.


Almanya’nın ve hatta genellersek Avrupa’nın yapısal ve zorlu problemlerini ABD ile kıyaslayabiliriz. Çünkü birbirinin zıttı iki ekonomik modelden bahsediyoruz bence. Avrupa sanayiyi önceliklendirmiş ama ihtiyatı elden bırakmadığı için yatırımlarda geride kalmış vaziyette. ABD ise zaman zaman sarsıntıları göze alarak her koldan büyümeyi hedefliyor. Son dönemdeki stratejisine baktığımızda ABD Başkanı Trump’ın vergi indirimleri, harcama planlarını finanse edebilmek için çok daha yüksek büyüme oranlarının önünü açmayı hedefleyen bir deregülasyon politikası dikkat çekiyor.


Yaklaşık yirmi yıl kadar önce yavaş, istikrarlı ve iyi kontrol edilen, bolca düzenlemeye tabi bir ekonomik modeli oturtan Avrupa, günümüze geldiğimizde bu hantallığa boğulmuş vaziyette. Dünya ise aradan geçen yirmi yılda daha hızlı dönmeye başladı. Avrupa başta tek bir ekosistem yaratmanın, Avrupa ülkelerinin daha büyük bir pazarla, daha istikrarlı bir büyüme elde edeceğini düşünüyordu. Biri düşerse, öteki kaldıracaktı. Ancak bu parçalı büyüme ve düzenleme modeli, zaman içerisinde bürokrasiyi haddinden fazla benimsedi. Bu durumu bir örnekle açıklayabilirim. 2018 yılında yürürlüğe konulan GDPR (Genel Veri Koruma Yönetmeliği), AB vatandaşlarının kişisel verileri koruma amacını taşıyordu. Kişisel verilerin işlenmesi ve saklanması konusunda Avrupa şirketlerine sıkı düzenlemeler yapıldı. Hatta başka bir ülkede faaliyet gösteren bir şirkette olsanız, Avrupalı birinin verilerini korumak hususunda aynı düzenlemelere tabisinizdir. Her ne kadar güvenlik konusunda bireylerin lehine de olsa, şirketlerin bu noktada sorumluluğunu artırmış olmak, Avrupalı şirketlere büyük yatırım yapma zorunlulukları getirdi. İhlalleri hemen bildirmek, saklamak gibi birçok yükümlülük şirketlerin üstüne yıkıldı. Tabi bu altyapı için çok yatırım gerekiyordu. Daha küçük ölçekli şirketler için bu yatırımların yarattığı maliyet ve harcadıkları zaman rekabette zorluk çıkardı. Büyük uluslararası şirketler, daha küçük Avrupalı şirketleri uyum sürecinde geçerek pazar hakimiyetini güçlendirdi ve daha kolay uyum sağlayabilen teknoloji şirketleri çoğunlukla Amerikalıydı. Her ne kadar artık dünyada verinin en kıymetli hazine olmasından kaynaklı artık veriyi korumak bir standart olsa da, Avrupa’da özellikle gelişen teknoloji şirketleri uyum sürecinde bu sancılarla ciddi biçimde pazar kaybettiler.


Görüldüğü gibi iki kıta farklı yönlerde. Biri geçen yılları regülasyona, diğeri ise deregülasyona, yani düzenlemeleri gevşetmeye harcıyor. Ekonomiler sarsıntı yaşadıkça regülasyon istenir. Ancak Avrupa’nın şu an yüzleştiği gibi bir durgunluk deregülasyonu elzem kılıyor. Yukarıda dünya artık daha hızlı dönüyor derken, kastettiğim şeyi açmakta fayda var. GDPR’yi örnek verme sebebim de zira bu. Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak ekonomik faaliyetlerin içerisinde artık teknolojinin getirdiklerini ve hatta neler getirebileceğini görmezden gelmek kaybettirir. Teknolojiye dayalı her ne yapıyorsak, ekonomide yaratacağı sıçramayı ya da düşüşleri öngörmekte bir hayli zor. Yok saymak gibi bir seçenek hiçbir ülke için yok. Dolayısıyla Avrupa deregülasyona bir noktada evet derse ve en büyük ekonomisi Almanya meşhur borç frenini indirirse harcama yapması gereken yerlerden birisi de burası gibi görünüyor. Ancak teknolojiden önce dış ilişkileri düzeltmek için Almanya’nın önünde yine sanayiye, daha doğrusu savunma sanayine yönelik çözmesi gereken sorunlar var.


Bilindiği gibi, ABD, Avrupa’nın daha fazla savunma harcaması yapmasını istiyor. Geçtiğimiz günlerde İngiltere, Trump’ın bu çağrısına uyum sağladı ve önümüzdeki on yıl içerisinde savunma harcamalarını gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde üçüne çıkaracağını açıkladı. Şimdi gözler Almanya’da. Dünya Merz’in yaklaşımını yakından takip ediyor.


Her şey bir kenara, bugünden ötesi var. Elimizde emekliliğinde bakılması gereken, yaşlanan bir Avrupa nüfusu, bu yüzden büyümesi zorunlu olan bir Avrupa ekonomisi var. Son dönemde yapılan araştırmalara göre iki sene süren durgunluğun ardından, ellerinde en az milli hasılasının yüzde birini harcayabilecek kaynak var. İlki savunma, ikincisinin ise düzenlemelerin hafifletilmesi ile biraz daha başarı şansı doğurabilecek bir teknoloji sektörü var. Ancak zaman az. Almanya için Scholz, Avrupa’nın en büyük ikinci ekonomisinin lideri Macron’la elektrikli araçlardan, enerjiye kadar birçok konuda karşı karşıya gelmişti. Artık her iki ülkede, uluslararası rekabet arenasında geride kalmanın ve hatta geride kalmış olmanın, yakın gelecekte daha büyük sıkıntılara gebe olduğunu biliyorlar.


Demografi öngörüsü çalışmalarına göre 2040 yılına kadar her yıl ortalama iki milyon çalışanın işgücünden ayrılacağı düşünülürse, inovasyon ve verimliliği sağlamak şart. Gelecekte bu nüfusa bakabilmek için ise en marjinal verimi artıracak olan teknoloji sektörüne yatırım gerekiyor. Bu yatırımların hızlıca hayata geçebilmesi için ise bir Avrupa ülkesinin kendi düzenlemelerini aşıp, Avrupa standartlarına da uyum sağlamak için uğraştığı sürecin hafifletilmesi ve hızlandırılması gerekiyor. Diğer ülke ilişkilerinin ekonomi için yaratabileceği sorunları aşmak için ise, savunma harcamalarını artırmak elzem görünüyor. Dolayısıyla, tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, alışılagelmişten farklı olarak Avrupa için deregülasyon ve harcama zamanı artık ertelenemeyecek kadar elzem diyebiliriz.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 70. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 70. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Para Piyasası Fonlarından Çıkış Zamanı mı?
Para Piyasası Fonlarından Çıkış Zamanı mı?
Sermaye piyasalarının derinleşmesinde çok önemli katkısı olan yatırım fonu pazarına girişler yavaşlayarak da olsa devam ederken, piyasalardaki dalgalanma yatırımcıyı fon türleri arasında geçiş yapmaya zorluyor. Son günlerde yatırımcıların fonlarla ilgili en çok merak ettiği konu ise 2024 yılının gözdesi olan para piyasası fonlarından çıkış zamanının gelip gelmediği. Fon türleri arasında serbest fonların ardından en büyük aktif toplamına sahip para piyasası fonlarında, regülasyonlar ve gerileyen getirilerin etkisiyle 4 haftada 133 milyar liralık net çıkış yaşandı.
Trump’ın Güç Politikası: Dünya Düzeni Kökten Değişebilir mi?
Trump’ın Güç Politikası: Dünya Düzeni Kökten Değişebilir mi?
Donald Trump, küresel ticaret ve dünya düzeni kurumlarına yönelik hamleleriyle, ABD’nin uzun yıllardır benimsediği çok taraflı, ittifak odaklı dış politikasını terk ederek, tek taraflı ve çıkarlar peşinde koşmayı amaçlıyor. Bu yaklaşım, zorlayıcı ve güç temelli ilişkilerle tanımlanan, yeni bir dünya düzenine işaret ediyor. Sonuç olarak, ABD’nin güvenilirliği azalırken, süper rakip güçlerden Çin ve Rusya’nın etkisi artabilir ve küresel ticaret ile uluslararası istikrar derin sarsıntılara uğrayabilir.
Trump Petrolün Ateşini Düşürür mü?
Trump Petrolün Ateşini Düşürür mü?
ABD Başkanı Donald Trump’ın OPEC ve fiili lideri Suudi Arabistan’a ham petrol üretimini artırma çağrısı, Ukrayna’daki savaşın sona ereceğine yönelik beklentiler, ABD’nin Trump ile daha fazla petrol üretmesi, yavaşlayan ülke büyümeleri ile talebin azalması ve artan stoklar petrol fiyatları üzerinde baskı yaratıyor.
Kripto Piyasasında Ralli Sonrası Soğuma ve Yeni Dönem
Kripto Piyasasında Ralli Sonrası Soğuma ve Yeni Dönem
“Hiçbir şeyin olmadığı on yıllar var ve on yılların olduğu haftalar var”
Değerli Konut Sahipleri Beyandan Uzak Durdu
Değerli Konut Sahipleri Beyandan Uzak Durdu
2021’de başlatılan Değerli Konut Vergisi’nde son beyan tarihi 20 Şubat’ta sona erdi. 42 milyon adetlik konut stoğunun yaklaşık 850 bininin lüks konut olarak kabul edildiği Türkiye’de 2024 yılında 9 ilde tahsilat yapılabilirken 72 ilde tahsilat sıfır çekti. İstanbul 93,5 milyon lirayla ilk sırada yer alırken Adana 157 bin lirada, Antalya da 81 bin lirada kaldı.
Alman Siyasetinde Kartlar Yeniden Dağıtılıyor
Alman Siyasetinde Kartlar Yeniden Dağıtılıyor
CDU/CSU ittifakının zaferiyle sonuçlanan Almanya seçimleri, ülkede siyasi dengeleri kökten değiştirdi. Zayıflayan ekonomi ve artan siyasi kutuplaşma, yeni hükümet için büyük zorluklar yaratıyor.
Knot Veda Ederken
Knot Veda Ederken
Euro Bölgesi’nde finansal istikrarın saglanmasında önemli rol oynayan Hollanda Merkez Bankası Baskanı Klaas Knot görev süresinin sonuna gelirken sarsıntıda bir Avrupa bırakıyor.
Türkiye’de Fintek 2025: Yatırımlar ve Riskler Artıyor
Türkiye’de Fintek 2025: Yatırımlar ve Riskler Artıyor
Türkiye’de fintek sektörü güçlü bir ivme kazanırken, sektöre yapılan yatırımlar geçen yıl 194 milyon dolar ile rekor seviyelere ulaştı. 2025 yılında yatırım iştahının daha da artması bekleniyor. Sektör temsilcilerine göre, yapay zekanın finansal sistemlere entegrasyonu ile yeni riskler ortaya çıkabilir. Sektördeki yetenek açığının ise ekosistemin sürdürülebilir büyümesini tehdit edebileceği düşünülüyor.
Yapay Zeka ile Mutlu İşyerlerinin Sırrı Ne Olabilir?
Yapay Zeka ile Mutlu İşyerlerinin Sırrı Ne Olabilir?
İş süreçlerinde yapay zekanın etkin kullanımı, çalışanların rutin işlerden kurtulup daha yaratıcı, stratejik ve insan odaklı işlere yönelmesine olanak tanıyacak.
İkinci Elde Yeni Dönem
İkinci Elde Yeni Dönem
2024 yılında sıfır kilometre araç pazarı rekor tazelerken ikinci el araç pazarı yılın ikinci yarısında hareketlilikten payını aldı. Yeni modellerin peş peşe lansmanı yapılsa da artan güvenlik ekipmanları, GSR2 zorunluluğu ve teknolojik “oyuncaklar”, sınırlı da olsa artan döviz kuru gibi etkenlerle sıfır kilometre araçlarda fiyatlar sınırları zorluyor.
Mobilitede 2025: Sürdürülebilirlik ve Dijital Dönüşüm Yılı
Mobilitede 2025: Sürdürülebilirlik ve Dijital Dönüşüm Yılı
Mobilite sektörü, teknolojik gelişmeler, mevzuat değişiklikleri ve değişen tüketici tercihleriyle şekillenerek hızla gelişimini sürdürüyor. Son yıllardaki dönüştürücü gelişmelere dayanarak, 2025’te mobilite de en çok tartışılan konular arasında yer alacak.
Silikon Vadisi’nin Demokratlardan Cumhuriyetçi Kanada Yolculuğu
Silikon Vadisi’nin Demokratlardan Cumhuriyetçi Kanada Yolculuğu
Demokrat Parti’nin önde gelen isimlerinin tekno-iyimserliği 2016’dan sonra bozuldu ve ayrılık oradan büyüdü.
ABD Bürokrasisinde Musk ve DOGE Dönemi
ABD Bürokrasisinde Musk ve DOGE Dönemi
Yaşlılardan Lüteriyen yardım ağlarına kadar, Musk’ın hedefi olacağı düşünülmeyen milyonlarca insan tehdit altında olabilir.
DeepSeek’in Zirve Tırmanışı Piyasaya Sürülmeden Başlamıştı
DeepSeek’in Zirve Tırmanışı Piyasaya Sürülmeden Başlamıştı
Sohbet robotları için kitle kaynaklı bir derecelendirme sistemi, yapay zekâ uzmanlarının hangi modellerin en iyi sonucu verdiğini öğrenmesinin yolu haline geldi.
Unicorn Patlaması Bitti ve Startuplar Can Çekişiyor
Unicorn Patlaması Bitti ve Startuplar Can Çekişiyor
Silikon Vadisi’nde milyar dolarlık startup balonu sönüyor ve 1 trilyon dolardan fazla değer, geleceği belirsiz şirketlerde kilitli kalmış durumda.