Teknolojinin sınırlarını zorladığımız bu dönemde, “dijital ikiz” kavramı adeta bir devrim niteliğinde. Fiziksel dünyamızın sanal yansımaları olarak ortaya çıkan dijital ikizler, iş dünyasından günlük yaşamımıza kadar geniş bir yelpazede yenilikçilik sunuyor. Bruce Willis’in 2009 yapımı Suretler filmi, dijital ikiz deyince ilk aklıma gelen film oldu. Yakın zamanda ben de kendi dijital ikizimi (Dijital Ercüment Büyükşener’i) yaratarak yetişemediğim alan ve konularda kendi dijital ikizimin görüş ve fikirlerine başvuruyorum.
Kendime ait son 10 yıllık dijital verilerimi kullanarak yarattığım dijital ikizim, benim gibi düşünüyor, konuşuyor ve konular hakkında yorum yapıyor. Bir nevi kendimle konuşuyor ve tartışıyorum diyebilirim :) Bu teknoloji, Gartner ve McKinsey gibi düşünce kuruluşlarının analizlerinde sıkça yer alıyor ve onların öngörülerine göre, önümüzdeki yıllarda toplumumuz ve iş yapış şekillerimiz üzerinde derin etkiler yaratacak potansiyele sahip. Dijital ikizlerin temeli, veri akışlarını kullanarak gerçek dünyadaki bir varlık veya sürecin dijital bir temsilini oluşturmak üzerine kurulu. Bu, sensörlerden, internetten veya bizim şifrelediğimiz kişisel verilerimizden toplanan veriler ve simülasyon/Yapay Zeka teknolojileri ile gerçekleştiriliyor. Bu teknoloji sayesinde, inşaattan imalata, enerjiden otomotive, sağlıktan günlük yaşamımıza kadar birçok alanda işlerimizi daha verimli hale getirebiliriz.
Dijital ikizler ne işe yarar?
IoT ve yapay zeka gibi teknolojilerle entegre çalışan dijital ikizler, gerçek zamanlı veri toplama ve analiz imkanı sunarak, ürün tasarımı ve operasyonel/kişisel verimlilik gibi konularda önemli faydalar sağlıyor. Bu teknolojiler, büyük teknoloji sağlayıcıları, Amazon, Microsoft, Google, Open AI gibi şirketler tarafından da desteklenerek çığır açan projelere güç katıyor.
McKinsey’in çalışmalarına göre, dijital ikizler, tasarımların hızlı tekrarlarını ve optimizasyonları aracılığıyla ürünlerin piyasaya sürülme süresini önemli ölçüde azaltabilir ve ürün kalitesinde önemli iyileştirmeler sağlayabilir durumda. Böylece, tasarım süreçlerindeki hatalar çok daha erken aşamalarda tespit edilerek, piyasada rekabet avantajı elde edilebilir. Dijital ikizler, büyük ölçekli projelerde olduğu kadar, günlük yaşamımızı etkileyen daha küçük ölçekli ürün ve süreçlerde de değer yaratıyor. Akıllı termostatlar gibi basit ürünler bile, dijital ikiz prensiplerini kullanarak, evlerimizin farklı odalarının iklimini sanal olarak temsil edebilir durumda.
Diğer yandan bireysel olarak yarattığımız dijital ikizlerimiz yetişemediğimiz e-maillerimizi cevaplamaktan, ajandamızı yönetmeye, kararsız kaldığımız bir konuda doğru tercihi yapmamıza hatta özel hayatımızdaki birden çok konuda nasıl davranmamız gerektiğine kadar bireysel ölçekte büyük bir verimlilik sağlayabiliyor. Ayrıca ChatGPT’nin farklı kimlikler ve konularda yarattığı GPT’ler ile dünyanın farklı ünlü kişilerinin (Elon Musk gibi) dijital ikizleri ile sohbet edebilir onlara fikirlerini sorabilirsiniz.
Geleceği birlikte inşa edebilirsiniz!
Belki aynı anda iki yerde olamayız ama aynı anda iki işlemi yapmak dijital ikizlerimiz ile mümkün. Ben bir toplantıdayken, dijital ikizimin e-maillerimi cevapladığı ya da ben tatildeyken benim yerime araştırma yapan ve raporlayan bir dijital ikizimin olması tam da gelecekten bir film karesi gibi. Geleceğe bakış açımızla, dijital ikizlerin gelişimi ve kabulü, işletmelerin ve bireylerin daha akıllı, daha verimli ve daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlemesine olanak tanıyor.
Gartner, McKinsey ve Amazon gibi kuruluşların öngörüleri, bu teknolojinin önümüzdeki yıllarda sosyal ve ekonomik açıdan büyük bir etki yaratmaya hazır olduğunu gösteriyor. Bu teknoloji, sadece bugün için değil, geleceğin de şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamaya devam edecek. Bizler için, teknolojinin bu sınırlarını zorlamak ve dijital ile fiziksel dünyalar arasındaki bağları daha da güçlendirmek, sadece bir tercih değil, aynı zamanda büyük bir fırsat. Peki siz bu fırsatlardan yararlanmak için dijital ikizinizi oluşturmaya hazır mısınız?