Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

Dünya Ekonomisinin Yeni Tarihi: Bretton Woods’tan Asya Yüzyılına ya da Doğu’nun Yeniden Doğuşu
Asya’nın ekonomik etkisinin artması, Batı merkezli ekonomik sistemlerin sürdürülebilirliğini daha fazla sorgulatırken, BRICS ülkelerinin liderliğinde çok kutuplu bir ekonomik düzenin temellerini güçlendiriyor.
  • 17 Ocak 2025 00:40
  • Dr. Şahin Yaman
Dünya Ekonomisinin Yeni Tarihi: Bretton Woods’tan Asya Yüzyılına ya da Doğu’nun Yeniden Doğuşu

Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi Asya’ya doğru kayarken, önümüzdeki 10 yıl içinde dünya muhtemelen yeni bir ekonomik düzenin inşasına şahitlik edecek ya da de facto, bahse konu düzen kendisini tedricen dayatmaya başlayacak. Yine önümüzdeki beş yıl içinde Çin, ABD’yi geçerek dünyanın en büyük ekonomisi haline gelirken, Hindistan da Japonya dahil Batılı Ekonomileri geride bırakabilir. Bu değişim, G20 Ekonomilerinin ağırlığını Batılı G7 ülkelerinden Çin ve Hindistan’ın dahil olduğu BRICS ile diğer yükselen ekonomilere kaydıracak ve dünya ekonomisinin dinamiklerini kökten, topyekun bir dönüşüm geçirebilir. ABD’nin sürdürdüğü ticaret savaşlarının menfi etkilerine rağmen, Asya’nın ekonomik büyüme modeli, önümüzdeki yapay zeka temelli yenilikçi ekonomik süreçlerde, küresel ekonomi ağırlık merkezinin Batı’dan Doğu’ya kayması (“shift ing the center of world economic gravity”, Quah, 2011) olgusunu daha da kritik hale getirebilir.


Batı ekonomik üstünlüğünde tarihin sonu!


2008 yılı, küresel ekonominin 1929 Büyük Ekonomik Buhranı sonrası tecrübe edilen en büyük çöküşle sonuçlanırken, bahse konu finansal kriz Batı ekonomik ve siyasi sistemleri açısından ciddi bir jeopolitik darbe de teşkil etti. Amerikan Hazinesi’nin eski patronlarından Roger Altman’a göre, söz konusu ekonomik krizin etkisi, Washington ve Avrupa hükümetlerini hem uluslararası nüfuz projeksiyonları için gerekli kaynaklardan hem de küresel meselelerdeki liderlik rollerini sürdürebilmeleri için gerekli olan güvenilirlikten mahrum bırakmıştır (Altman, 2009). Her ne kadar bu zayıflıklar zamanla onarılabilir olsa da Avrupa ve ABD’deki ‘büyük Kurumsal Dejenerasyon (Nial Ferguson, 2008) dünya ekonomisinin ağırlık merkezinin Atlantik Ekonomilerinden uzaklaşarak Doğuya kaymasını hızlandırmış, Batı’ın son 300 yıllık hakimiyetinin gerileyiş sürecine güçlü bir menfi ivme kazandırmıştır.


2008 finansal krizi ve Batı’ya jeo-ekonomik darbe: Asya’nın yükselişi, Batı’nın gerileyişi


2009 finansal krizinin ardından başlayan küresel yeni ekonomik mimariye dair tartışmalar, Covid-19 salgını, hızlanan ABD-Çin, ABD-Avrupa arasındaki ticaret savaşları, Yapay zeka ve çip teknoloji gerginlikleri ile artan sıcak savaş eğilimleriyle daha da karmaşık bir hale gelmiştir. ABD’nin küresel ekonomideki payının azalması ve BRICS ve diğer gelişmekte olan ekonomileri yükselen etkisi, gerileyen Bretton Woods merkezli ekonomik sistemin sürdürülebilirliğini geri dönülemez şekilde sorgulamaya açmış görünüyor. 2008 finansal krizinden bir yıl sonra, Çin’in mal ihracatında ABD ve Almanya’yı geçerek dünya lideri konumuna yükselmesi, küresel ekonomik ağırlık merkezinin Asya’ya kaymasının sadece bir söylem değil Batı ve özellikle de sanayi ihracat devi Almanya ve Hegemon rolündeki ABD için çok acı bir psikolojik şok teşkil etti. Kriz öncesinde 2007 yılında Dünya ihracatından Çin yüzde 8,8, Hindistan yüzde 1,1 pay alırken 2023 yılında Çin’in payı yüzde 14,3’e, Hindistan’ın yüzde 1,8’e çıktı. Diğer yandan yine 2007 yılında Dünya ihracatının neredeyse yüzde 10’unu (9,6) tek başına gerçekleştiren Almanya’ın payı 2023 te yüzde 7,2’ye geriledi. ABD ise kısmi bir başarıya imza attı, 2007 yılındaki ihracat seviyesini cüzi bir artışla korudu (2007 yüzde 8,4, 2023 yüzde 8,5). Aslına bakılırsa, Batı/Atlantik ekonomileri, 2008 finansal krizi sebebiyle sadece askeri ve yumuşak güç (soft power) projeksiyonları ekseninde bir jeopolitik darbeye değil ekonomik üstünlüklerinin sonsuza kadar geride kaldığına dair jeoekonomik bir şokla da derin bir şekilde yüzleşmek durumunda kaldı. Bu süreçte, Asya’nın ekonomik modeli, Batı’nın ekonomik krizlerle zayıflayan liderliğini tamamlayıcı bir şekilde güçlendirdi. Tüm bu gelişmelerin ortaya çıkardığı yalın gerçek, sadece 1944 te teşkil edilen Bretton Woods Sistemi’nin miadını doldurduğunun ciddi şekilde hissedilmeye başlaması değil, üzerine inşa edilen sözde ABD Hegemonyası, büyük keşifler ve sömürgeleştirme (colonzation) dönemiyle başlayan 3-4 asırlık Batı üstünlüğünün de tarihe karışıyor olduğudur. Tüm bu gelişmelerin uluslararası siyasi ve iktisadi ilişkilere yansıması ise, artık yeni bir dünya ekonomi mimarisisin şekillendirilmesinin, jeopolitik çatışmalardan ari bir uluslararası siyasi düzen ile dengeli işleyecek çok taraflı ekonomik sistem için bir gereklilik olarak ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda, Türkiye’nin IMF ve Dünya Bankası’na mesafeli yaklaşımı ve çok kutuplu bir düzen arayışı, bağımsız bir ekonomik strateji geliştirme gerekliliğini daha da belirgin kılıyor. Peki, Türkiye milli menfaatleri ve devlet geleneği perspektifinden, tebarüz eden söz konusu yeni düzene ya da küresel ekonomik yönetişim sistemine nasıl hazırlanmalı, ne tür stratejiler geliştirmeli? Kanaatimizce, Türkiye, bu hızla değişen ve teknolojik sebeplerle ucu bir miktar da açık gibi duran yeni dinamiklerde, jeopolitik ve ekonomik çıkar ve rolünü net bir şekilde yeniden tanımlarken, çok kutuplu dünyanın gerektirdiği esnek ve bağımsız stratejiler geliştirmelidir.


Değişen küresel ekonomik güç dengeleri: Hindistan’ın beklenen kalkışı (Take off !)


2010-2020 yılları arasında Çin’in büyüme hızındaki yavaşlamaya rağmen, Hindistan’ın ivme kazanması Asya ekonomilerinin dünya ekonomisine sağladığı genel büyüme katkısını artırdı. Bu dönemde, BRIC ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) küresel ekonomi içindeki konumlarını daha da güçlendirdi, özellikle Çin ve Hindistan’ın liderlik ettiği Asya’nın artan etkisi, ekonomik düzenin Batı’dan Doğu’ya kayışını hızlandırdı.


Önümüzdeki 10-15 yıl içinde Hindistan’ın, önce mal ticaretinde ardından teknoloji ve hizmet sektörlerinde arz ve talep şokları yaratacak bir kalkış (take-off) sürecine girmesi bekleniyor. Bu kalkış, Hindistan’ı Asya’nın ekonomik lokomotifi haline getirirken BRICS’in küresel düzene etkilerini tamamen dönüştürebilir ve bu etkiler kalıcı hale gelebilir. Hindistan’ın bu olası yükselişi, yalnızca küresel ticaret ve yatırımlar üzerinde değil, aynı zamanda ekonomik güç dengelerinin yeniden şekillenmesinde de belirleyici olabilir.


Asya’nın ekonomik etkisinin bu denli artması, Batı merkezli ekonomik sistemlerin sürdürülebilirliğini daha fazla sorgulatırken, BRICS ülkelerinin liderliğindeki çok kutuplu bir ekonomik düzenin temellerini güçlendiriyor. Bu bağlamda, küresel ekonominin ağırlık merkezinin Batı’dan Doğu’ya kayışının hızlanacağı öngörülmektedir.


Çok Kutuplu Ekonomik Mimari ve Türkiye


Türkiye, tarihsel olarak bağımsızlık ve adalet odaklı bir ekonomik vizyon geliştirdi. 1932 Dünya Ekonomik Konferansı’nda sunduğu önerilerle, büyük güçlerin çıkar çatışmaları nedeniyle hayata geçememiş olsa da, dönemin BM’si Cemiyeti Akvam içinde benzer ekonomilerle birlikte 1929 krizi sonrası gelişmekte olan ülkelerin kalkınma finansmanı ihtiyaçları açısından, IMF ve Dünya Bankası yapılanmalarının embriyonik modellerine dair hazırladığı tekliflerle çağın ilerisinde bir vizyon ortaya koymuş. Önümüzdeki dönemde şekillenmesi beklenen yeni çok kutuplu dünya ekonomik düzeninde Türkiye, bu tarihsel tecrübeden ilham alarak, bağımsız bir politika alanı oluşturabilir, kalkınma ve yatırım finansmanı sahalarında, Dünya Ticaret Örgütü reformlarında, ağırlık kazanacak yeni teknolojik yönetişim süreçleri ile diğer kritik alanların bazılarında öncü rol oynayabilir.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Borsa İstanbul’a “Yabancılar”
Borsa İstanbul’a “Yabancılar”
Yabancı yatırımcılar 2024’te Borsa İstanbul’da satışlarına ara vermezken, diğer gelişmekte olan ülkelere paralel tahvil piyasasında güçlü alımlarıyla dikkati çekti. Hisse senedi piyasasında net 3 milyar dolarlık satış yapan yabancı yatırımcılar, böylece yıllık bazda tarihin en yüksek tutarlı üçüncü satışını gerçekleştirmiş oldu. Gelişmekte olan ülkelerde ise Trump öncesi ve sonrası olmak üzere iki farklı görünüm öne çıkıyor.
Küresel Ekonomi Üzerinde “Trump 2.0” Gölgesi
Küresel Ekonomi Üzerinde “Trump 2.0” Gölgesi
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump 20 Ocak’taki yemin töreniyle görevi devralacak. Peki Trump’ın ikinci dönemi, küresel ekonomi ve uluslararası ilişkilerde hangi taşları yerinden oynatabilir? Ticaret savaşlarının yeniden alevlenmesi, enerji politikalarında değişim ve jeopolitik gerilimlerin etkileriyle dünya, yeni bir belirsizlik dönemine mi giriyor? Trump, neden Kanada ve Grönland’a göz dikti?
Nazım Salur Getir’deki Anlaşmazlığı Bloomberg HT’ye Anlattı
Nazım Salur Getir’deki Anlaşmazlığı Bloomberg HT’ye Anlattı
Getir’in kurucusu Nazım Salur ile büyük hissedar haline gelen Abu Dabi merkezli Mubadala arasında şirketin bölünmesi üzerine yapılan anlaşma çöktü. Mubadala bölünme yerine alternatif bir planı devreye alma isteğini Olağanüstü Genel Kurul’a sunacak. Nazım Salur ise kararın kendilerine bırakılacak şirketlere (kendi ifadesiyle) “çökme”yi amaçladığını savunuyor. Nazım Salur, Bloomberg HT’ye tüm bu yaşananların perde arkasını anlattı.
Mubadala Getir’in İddialarına Yanıt Verdi
Mubadala Getir’in İddialarına Yanıt Verdi
Getir’de yaşanan anlaşmazlığın diğer tarafı olan Mubadala da konuyla ilgili Bloomberg HT’ye özel açıklamalarda bulundu. Mubadala’dan yapılan açıklamada söz konusu teklifin Getir’in geleceğini güvence altına alacak, uygulanabilir ve finansal kaynaklarla desteklenen tek seçenek olduğu belirtildi.
Büyük Ayrışma
Büyük Ayrışma
Küresel ekonomik görünüm 2025 için parlak değil. Ancak bölgeler arası ciddi bir ayrışma var. Bu yıl ABD ve Hindistan büyümede öne çıkan iki ülke olurken, Avrupa ve Çin’de zayıf seyrin sürmesi bekleniyor.
İngiltere’de Tahvil Faizlerindeki Artış Hükümetin Ekonomik Planlarını Tehdit Ediyor
İngiltere’de Tahvil Faizlerindeki Artış Hükümetin Ekonomik Planlarını Tehdit Ediyor
Son haftalarda İngiltere’de tahvil ve para piyasalarında yaşanan türbülans, İşçi Partisi’nin mali planlarına dair endişeleri artırdı. Artan tahvil getirileri ve sterlinin değer kaybı, hükümetin politikalarını yeniden gözden geçirme çağrılarına neden oluyor.
Piyasaların Yeni Normali Ne Olacak?
Piyasaların Yeni Normali Ne Olacak?
Piyasalar, ABD’de uzun süredir ilk kez politika faizi ile piyasa faizi arasındaki yön farkının bu kadar belirginleşmesine şahit oluyor. İstihdam piyasasındaki bozulmadan korkarak yüksek oranlı faiz indirimlerine başlayan Fed, Trump sonrası yükselen faizlerin yeni normal seviyesini kestirmeye çalışıyor. Hala canlı olan ekonomide Trump riskini 120 baz puanlık faiz yükselişiyle fiyatlayan ABD 10 yıllıkları, şu soruyu sorduruyor: Fed’in aradığı yavaşlama işlevini piyasa faizi görecek mi?
Emekli Aylığı “Asgari”yle Yarışı Kaybetti
Emekli Aylığı “Asgari”yle Yarışı Kaybetti
Emekli aylıkları yeni zam oranlarına göre bu hafta yatmaya başlayacak. Toplumun iki en düşük gelirli kesimi karşılaştırıldığında 2019 yılına kadar emekli aylığı asgari ücretin üzerindeyken bu tarihten sonra altında kaldığı görülüyor. Asgari ücret 2015’te 1.000 TL’yken en düşük emekli aylığı yüzde 115’i seviyesinde 1.150 TL’ydi. 2019’da emekli aylığı asgari ücretin yüzde 97,7’ine inerken, 2025’te ise yüzde 73,7’sine geriledi.
Kiranın Ateşi 2025 Yılında Düşer mi?
Kiranın Ateşi 2025 Yılında Düşer mi?
Yaklaşık üç yıldır devam eden hızlı kira artışlarının 2025 yılında hız kesmesi bekleniyor, ancak düşen faizlerle birlikte konut piyasasının yeniden hareketlenmesi kiraların da artmasına neden olabilir.
Karadeniz’in Gazı, Türkiye’nin Gücü Olacak mı?
Karadeniz’in Gazı, Türkiye’nin Gücü Olacak mı?
Dünyada bu yıl için en büyük risk devlet temelli silahlı çatışmalar olarak görülürken enerji piyasalarında da jeopolitik krizler, aktörlerin hamlelerini daraltıyor. Küresel dengeler şekillenirken Karadeniz doğalgazı, Türkiye’nin enerji güvenliğinde beklentileri karşılayabilecek mi?
Finansta Rutinin Sonu
Finansta Rutinin Sonu
Bankalarda rutin işlerin otomasyona geçmesi sadece ABD’de 5 yıl içinde 200 bin iş pozisyonunu tehlikeye atabilir. Yüksek otomasyon potansiyeli sektörü baştan sona değiştirmeye hazırlanırken, yapay zekâ ve büyük veri becerilerinin, teknoloji okuryazarlığının ve siber güvenlik yetkinliklerinin sektörde yüksek talep görmesi bekleniyor.
En Büyük Dış Pazar Sarsılıyor
En Büyük Dış Pazar Sarsılıyor
Dünyanın öncü ihracatçısı ve sanayi devi, Avrupa’nın en büyük ekonomisi ve ülkemizin en büyük ihracat pazarı Almanya’da ekonomi için tehlike çanları çalıyor.
Mesleklerin Dönüşümü ve Geleneksel Rollerin Evrimi Nasıl Olacak?
Mesleklerin Dönüşümü ve Geleneksel Rollerin Evrimi Nasıl Olacak?
Yeni mesleklerin yükselişi, çalışanlar, işletmeler ve eğitim kurumları için bir çağrı niteliğinde.
Rekorun Tadı Yok
Rekorun Tadı Yok
2024 yılını rekor otomobil satışı ile kapatan Türkiye’de yerlilik payı azalırken kapasite kullanımı da geriliyor.
Doğum Gününde Rock’n Roll’un Kralı, Elvis Ve Arabaları
Doğum Gününde Rock’n Roll’un Kralı, Elvis Ve Arabaları
Elvis’in sahip olduğu arabalar 1950’lerden 1970’lere kadar otomobil tasarımındaki köklü değişimlerle hızla gelişen bir dünyanın izlerini ortaya koyuyor.
Toyota’nın Hibrit ve Benzinli Araçlardaki Başarısı Elektrikli Araç Geleceğini Daha da Uzaklaştırıyor
Toyota’nın Hibrit ve Benzinli Araçlardaki Başarısı Elektrikli Araç Geleceğini Daha da Uzaklaştırıyor
Dünyanın 1 numaralı otomobil üreticisi, iyisiyle kötüsüyle hibrit ve benzinli araçlara odaklanmaya devam ediyor.
Sürücüsüz Araç Kazaları Yapay Zeka Yatırımcılarını Niçin Endişelendirmeli?
Sürücüsüz Araç Kazaları Yapay Zeka Yatırımcılarını Niçin Endişelendirmeli?
Robotaksilerin otomasyonun kolay kısmı olması gerekiyordu. General Motors’un çabasının başarısızlığı, endüstrinin çılgın vaatlerini yerine getirmekten ne kadar uzak olduğunu gösteriyor.
Yandex’in Kurucusu Sıfırdan Başlıyor
Yandex’in Kurucusu Sıfırdan Başlıyor
İnternet şirketi Yandex’in kurucu ortağı savaş başladıktan sonra sürgünde yeniden başlamanın peşinde.
Avrupa’nın Liderlik Boşluğu Birliği Tehlikeye Atabilir
Avrupa’nın Liderlik Boşluğu Birliği Tehlikeye Atabilir
Kıtanın pek çok lideri kendi ülkelerinde o kadar baskı altında ki, küresel meselelerde kararlı adımlar atacak siyasi güce sahip değiller.