Yapay zeka (YZ), günümüzde yalnızca teknolojik bir devrim değil, aynı zamanda oluşmakta olan yeni dünya ekonomik düzenin şekillenmesinde de kritik role oynayacak bir aktör konumunda. Dünya Ticaret Örgütü (WTO) sekretaryası tarafından yayımlanan, yapay zekâ (YZ) ve uluslararası ticaret üzerindeki etkilerini ele alan ilk kapsamlı raporunu Trading with Intelligence: How AI Shapes and Is Shaped by International Trade, 2024 Raporu1, bu dönüşümün özellikle uluslararası ticaret üzerindeki etkilerini inceliyor.
Rapor; yapay zekanın, ticaret, lojistik ve tedarik zinciri yönetim sektörlerini dönüştürdüğüne, dijital, yeşil ve kapsayıcı ticaretin geleceğini desteklediğine, hizmet ticaretini hızlandırdığına, hatta yapay zeka ile çalışan yeni ticari ürünlerin doğduğuna vurgu yapıyor. Ancak, yapay zekanın sunduğu fırsatların yanı sıra, “yapay zeka uçurumu”, veri gizliliği, etik sorunlar ve fikri mülkiyet haklarının korunmasına dair önemli zorluk ve riskler bulunduğuna da vurgu yapıyor. DTÖ Raporu ayrıca, yapay zeka gelişim sürecinin faydalarının küresel ölçekte adil şekilde paylaşılmasını sağlamak, doğuracağı riskleri yönetmek ve sektöre dair düzenlemelerdeki ülkeler arası farklılık ve eşitsizlikleri gidermek için küresel işbirliğini teşvik etmek gerekliliğin altını çiziyor. Rapor ilaveten yapay zeka dinamiklerinin uluslararası ticaret üzerindeki potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek için stratejik bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini, bunun yalnızca ticaret politikalarıyla değil, aynı zamanda küresel yönetişimle de ilgisi olduğunun da üzerinde duruyor. DTÖ incelemesi, tüm küresel paydaşları yapay zekanın geleceği konusunda ortak bir vizyon geliştirmeye ve birlikte çalışarak dünya ekonomisi ve ticaretinde daha eşitlikçi, sürdürülebilir bir büyüme sağlamak için işbirliği yapmaya davet ediyor.
YZ’nin ticaret üzerindeki potansiyel etkileri
DTÖ Raporu, yapay zekanın evvelemirde ticaret üzerindeki kapsamlı etkilerine vurgu yaparken teknolojideki gelişim süreçlerinin öncelikle, ticari maliyetleri düşürme etkisine, özellikle de hizmet sektörlerindeki manuel süreçlerin otomasyon evrilişi ile sektörde önemli verimlilik artışı sağlanabileceğini ifade ediyor. Rapora göre, üretimden lojistiğe kadar birçok alan ve sektörde yapay zeka uygulama süreçlerinin hızlanması, işletmelere daha düşük maliyetlerle rekabet etme imkânı tanıyacak ve bu gelişme özellikle gelişmekte olan ülkeler için büyük bir fırsat anlamına geliyor. Ancak Rapor, yapay zekanın bahse konu etkilerinin, yalnızca teknolojiyi erken benimseyen ülkeler ve büyük işletmeler için geçerli olmayacağını; küçük işletmeler/KOBİ’ler ve en az gelişmiş ekonomilerin bahse konu gelişme ve fırsatlardan nasıl faydalandığının da üzerinde düşünülmesi ve politika geliştirilmesi gereken kritik bir mesele olduğunun altını çiziyor.
Yapay zeka uçurumu/ bölünmesi: Zorluklar ve riskler
Rapor yapay zekanın sağladığı fırsatlar yanında, aynı zamanda küresel ölçekte önemli ticari ve ekonomik eşitsizlikler yaratma potansiyeline de sahip olduğunu vurguluyor. Rapor, “yapay zeka (Artificial intelligence divide) bölünmesi”nin sadece gelişmiş altyapılara sahip ekonomiler ile bu teknolojiyi benimseme konusunda geride kalan ülkeler arasındaki uçuruma değil aynı zamanda, büyük firmalarla küçük işletmeler arasındaki farkı da genişletebileceğine işaret ediyor. Yapay zekanın faydalarının tüm dünyada dengeli bir şekilde dağıtılmasını bahse konu eşitsizliklerin giderilmesini sağlamak için kritik bir öneme sahip olduğuna da dikkat çekiyor. Rapor veri yönetimi ve fikri mülkiyet uluslararası ticaretin geleceğini şekillendirecek diğer önemli alanlar olarak görürken yapay zekanın etkili bir şekilde eğitilebilmesi için büyük, doğru ve önyargısız veri setlerine ciddi ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Ayrıca kişisel verilerin korunması, güvenlik ve fikri mülkiyet hakların söz konusu veri paylaşımının önünde büyük engeller oluşturabileceğinin de altını çiziyor.
Yapay zekayı idare etmek: Düzenlemeler (Regulation) ve DTÖ’nün rolü
Rapor Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ), yapay zeka ve ticaretin kesişiminde merkezi kritik bir role sahip olduğunu belirtirken, yapay zeka süreçleri ile dünya ticaretinin düzgün bir şekilde işlemesini sağlamak için düzenleyici regülasyon uyumun önemli olduğuna vurgu yaparak, yapay zekanın hızla evrimleşen doğasının, uluslararası ticaret kurallarının da yeniden şekillenmesini gerektirebileceğini belirtiyor.
Ancak raporda, uluslararası düzeydeki farklı girişimlerin ve düzenleyici yaklaşımların, küresel ticaretin daha parçalı, bölünmüş hale gelebileceği uyarısı da yapılıyor. Rapor bu tür bir parçalanma, uluslararası ticaretin önündeki engelleri daha da artırabileceğine, ayrıca yapay zeka teknolojilerinin yayılmasını kısıtlayabileceğine de vurgu yapıyor. Bu nedenle, DTÖ Raporu bu alanlarda teşkilatın daha fazla iş birliği ve diyalog ortamı sağlamasının, YZ’nin küresel düzeyde faydalarından tüm ülkelerin eşit şekilde yararlanmasını sağlamak için önemli bir adım olduğunu vurguluyor.
Raporda, YZ’nin en önemli ticaret etkisinin hizmetler ticareti üzerinde olacağına dair önemli bir vurgu yapılıyor. YZ’nin, özellikle manuel iş süreçlerine dayalı sektörlerde verimliliği artırma potansiyeline sahip olduğu belirtiliyor. YZ, insanları tamamlayıcı bir araç olarak kullanarak, verimlilik, doğruluk ve kişiselleştirme seviyelerini önemli ölçüde artırabilir. Bu bağlamda, finans, sigorta, profesyonel hizmetler, yönetim ve bilgi sektörleri gibi alanlarda verimlilik artışının açıkça gözlemlendiği işaret ediliyor. Özellikle, düşük becerili çalışanlar için YZ uygulamalarının verimliliği önemli ölçüde artırdığı, çalışan görevlerini daha hızlı ve aynı kaliteyle yerine getirebildiği vurgulanıyor. Raporda, yapılan analizler ve araştırmalar sonucunda, YZ’nin düşük becerili iş gücü için büyük faydalar sağladığı, bunun da genel iş gücü verimliliği üzerinde olumlu etkiler yarattığının da altı çiziliyor.
YZ’nin hizmetlerin geliştirilmesindeki rolü de raporda geniş bir şekilde ele alınıyor. Özellikle sağlık ve enerji sektörlerinde YZ’nin, büyük veri setlerinden anlamlı içgörüler çıkararak yenilikçi hizmetlerin geliştirilmesini teşvik ettiği belirtiliyor. Örneğin, sağlık alanında YZ, ilaç keşfi ve tedavi yöntemlerini geliştirmede önemli bir araç olarak kullanılırken, kişiye özel sağlık çözümlerinin ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Benzer şekilde, akıllı enerji yönetim sistemlerinin geliştirilmesinde YZ’nin büyük rolü olduğu ve bu sistemlerin enerji talebi tahminleri, hava durumu verileri ve cihaz arıza tahminlerini entegre ederek daha verimli ve sürdürülebilir bir enerji kullanımına yol açtığı ifade ediliyor. YZ’nin bu şekilde yeni hizmetlerin ortaya çıkmasını sağlaması, küresel ticarette de bir büyüme ve genişleme yaratacaktır. Bunun yanı sıra, YZ’nin bazı geleneksel hizmetlere olan talebi otomatikleştirerek azaltma potansiyeline de değiniliyor. Özellikle hukuki araştırmalar, sözleşme incelemeleri ve müşteri hizmetleri gibi görevlerin YZ tarafından otomatikleştirilebileceği ve bunun da bazı hizmetlerin dış kaynak kullanımı ihtiyacını azaltacağı belirtiliyor. Örneğin, YZ destekli ‘chat botlar’ ve sanal asistanlar, büyük müşteri hizmetleri ekiplerinin yerine geçebilir ve bunun sonucunda bazı hizmetlerin dışarıya taşınmasının gerekmediği ifade ediliyor. Bu durumun gelişmiş ekonomilerdeki iş gücü dinamiklerine önemli etkiler yaratacağı öngörülebilir.
Raporda ayrıca, YZ’nin AI ile ilgili ürün ve hizmetlere olan talebi artırdığına da dikkat çekilmektedir. YZ uygulamalarının, özellikle derin öğrenme ve yapay sinir ağları gibi teknolojilerle ilişkili yüksek performanslı bilgisayar sistemlerine olan ihtiyacı artırdığı vurgulanmaktadır. Bu donanımlar, YZ’nin karmaşık modelleri eğitmek ve yoğun hesaplamalar yapmak için kritik öneme sahiptir. Ayrıca, YZ sistemlerinin verimli çalışabilmesi için gerekli olan donanımlar ve altyapılar, dünya genelinde ticaretin hızla artmasını sağlayacaktır. Örneğin, YZ’ye dayalı mobil uygulamalar, çok sayıda yabancı kullanıcıya ulaşarak, dijital hizmetlerin ticaretinin hızla büyümesine katkı sağlamaktadır. Bu durum, YZ’nin, yüksek performanslı çipler ve diğer ICT altyapı ürünlerine olan küresel talebi artırdığını ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, raporda, YZ’nin hizmetler ticaretini şekillendireceği ve bu alanda ticaretin hızla artacağı öngörülüyor. Özellikle dijital hizmetler ve YZ uygulamaları, küresel ticaretin en önemli unsurlarından biri haline geliyor. YZ’nin sağladığı verimlilik artışları ve yeni hizmetlerin gelişimi, daha fazla ülkede ve sektörde ticaretin büyümesine yol açacak ve dünya ekonomisi için büyük fırsatlar yaratıyor.
Geleceğe yönelik atılabilecek adımlar ve Türkiye
DTÖ Raporu yapay zekanın gelecekteki etkilerini tam olarak tahmin etmenin zor olduğununa işaret etse de uluslararası ticaretin daha entegre ve uyumlu bir hale gelmesi için koordineli bir yaklaşım gerektiğini belirtiyor. DTÖ’nün, tüm paydaşları kapsayan bir diyalog çerçevesi sunarak, YZ ile ilgili ticaretin güvenli ve güvenilir bir şekilde ilerlemesini sağlayacak düzenlemeleri şekillendirmesi önemlidir. Küresel bir strateji geliştirmek, yalnızca ticaretin değil, YZ’nin potansiyelinden yararlanmayı da mümkün kılabilir.
Sonuç olarak, Trading with Intelligence raporu, YZ’nin uluslararası ticaret üzerindeki etkilerini derinlemesine ele alırken bu alandaki düzenleyici yaklaşımların geleceğini tartışıyor. DTÖ’nün liderliğinde, YZ’nin sunduğu fırsatlar ve riskler arasında doğru dengeyi kurmak, küresel ticaretin sürdürülebilirliğini ve verimliliğini sağlamak için kritik öneme sahip. YZ’nin geleceği, doğru politikalar ve iş birliği ile şekillendirilecek ve tüm ekonomilere fayda sağlayacak şekilde yönetilecektir. YZ, dünya ekonomisinin geleceğini şekillendirirken, Türkiye’nin dijital dönüşümünü hızlandırmak ve küresel ticarette rekabetçi bir oyuncu olabilmesi için sağlam bir strateji geliştirmesi elzemdir. Bu stratejinin, Çin, ABD, Japonya ve Avrupa Birliği (AB) gibi YZ’yi en etkin kullanan ülkelerden alınan derslerle güçlendirilmesi, Türkiye’nin küresel ticaret arenasında başarıya ulaşmasına yardımcı olabilir.