Günümüzde genç yetişkinlerinin üniversite mezunu olma ve çalışma olasılıkları giderek yükselirken, yeni dünyada Z kuşağının ev ya da araba sahibi olma olasılıkları ise düşüyor. Diğer taraftan dünya genelinde değişen aile yapılarıyla birlikte bu kuşağın yaklaşık üçte biri hâlâ ebeveynleriyle beraber yaşıyor.
Dünyanın her yerinde aileler küçülürken, dünya nüfusundaki genel görüntü ailelerin giderek daha dikey hale geldiğini gösteriyor. Artan yaşam süresi ile birlikte yeni nüfusun büyük baba, anneanne gibi aile büyüklerinin çoğunu tanıma ihtimali artıyor.
Mevcut yaşam eğilimleri devam ederse, azalan doğum oranları ile birlikte çocuklu ailelerin sayısı azalırken, 35 yaşına gelindiğinde akrabalık ağının, modern zamanların en küçük akraba ağı olmaya doğru gideceği gözüküyor.
Bugünden yüzyılın sonuna kadar gözlemlenen ve öngörülen dinamiklerin sonuçlarına göre, ailenin, gelecekte ne kadar farklı olursa olsun, insan evriminin başlangıcından bu yana yerine getirdiği barınma ve destek işlevlerini yerine getirmeye devam edeceği görülüyor.
Dünya genelinde değişen aile büyüklükleri dikeyliğin artmasına sebep olurken, yaşamdaki farklılıkları da bize getiriyor. Bu durum ne yazık ki yaşlıların giderek daha az sayıda potansiyel bakıcıya sahip olacağını gösteriyor. Akrabalık ağı olarak anlaşılan aile büyüklüğü, 1950’den bu yana istikrarlı bir şekilde küçülüyor. Buna göre 2100’lü yıllarda 65 yaşında olan bir kadının, 1950’lerde aynı yaştaki bir kadının yalnızca yarısı kadar, yani 25 akrabası olacak.
Aileler küçülüyor, inceliyor ve daha dikey hale geliyor
Çok kuşaklı evlerde yaşamak daha yaygın hale gelirken, bir yanda da yaşlanan nüfus sebebiyle küçük aileler oluşuyor, dünyada genel anlamda doğurganlık düşüyor.
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre Z kuşağının yüzde 31’i kendi evlerini satın almaya veya kiralamaya güçleri yetmediği için ebeveynleriyle birlikte yaşıyor. 18 ila 34 yaş arasındaki genç yetişkinlerin yalnızca yüzde 45’i mali açıdan ebeveynlerinden tamamen bağımsız olduklarını söylüyor.
Z kuşağının çoğunluğu, bugün bunu kendi başına başarmanın, ebeveynlerinin döneminde olduğundan daha zor olduğu konusunda hemfikir durumdalar.
Her ne kadar tüketiciler bir bütün olarak ekonomi konusunda yıllara göre daha fazla güvende hissetse de, genç yetişkinlerin karşılaştıkları alım gücü sorunlarını sektörlerin farklı ürünlerle çözmesi gerekiyor.
Tüketiciler için sunulan ürünlerin yaşam evresi; hedeflemeyi, bireyin yaşam evresini, alışkanlıklarını ve davranışlarını dikkate alır. Yeni ebeveynlerin önceki kuşaklara göre farklı öncelikleri ve satın alma alışkanlıkları var. Yaş ortalamasının özellikle büyük şehirlerde 33-37’ye ulaştığı da dikkate alınırsa, yeni ebeveynler artık genel olarak 23-27 yaş aralığında değiller.
Tüketici davranışlarında ailenin önemi
Bir hanenin büyüklüğü, tüketici davranışını, satın alma kararlarını ve genel tercihleri büyük ölçüde etkiliyor. Tüketici davranışlarında, aile büyüklüğünün önemini anlamak, ürünlerin pazarlamasından üretimine, yeni üretim modellerinin ortaya çıkmasında ve özellikle finansman modellerinin oluşturulmasında temel rol oynuyor.
Demografik bölümleme, hedef pazarı çeşitli demografik faktörlere dayalı olarak daha küçük, daha tanımlanmış gruplara bölmeyi içeren güçlü bir pazarlama stratejisi. Aile büyüklüğü ise bu segmentasyonda önemli rol oynayan faktörlerin başında geliyor.
Aile büyüklüğü, hanedeki bireylerin ihtiyaçlarını, isteklerini ve tercihlerini etkilediği için tüketici davranışı üzerinde doğrudan etkiye sahip olup, bu farklılıkların farkına vararak, değişik büyüklükteki ailelerin özel ihtiyaç ve isteklerine uygun üretim modelleri ve ürünler geliştirmek önem kazanıyor.
Ürün ve hizmetlerin uyarlanması ve yalnızca satın alma sürecini kolaylaştıran ürünler değil, aynı zamanda daha büyük ailelerin özel ihtiyaçlarını karşılayan markalar daha fazla öne çıkıyor.
Aile büyüklüğü çok önemli bir rol oynarken, büyüklüğünün tüketici davranışı üzerindeki etkisini anlamak, ürün ve hizmetleri buna göre uyarlamak, başarılı örnek vaka çalışmalarından öğrenmek de geleceği tasarlamak için önem arz ediyor.
Aile büyüklüğünün tüketici davranışı üzerindeki etkisi
Tüketici davranışları, ait oldukları hanenin büyüklüğünden ciddi ölçüde etkileniyor. Aynı çatı altında yaşayan bireylerin sayısı, satın alma kararları, tercihleri ve genel tüketim kalıpları üzerinde önemli bir etkiye sahip olabiliyor. Bu dinamikleri anlamak tüketici finansman modelleri açısından da önem taşıyor.
Dört veya daha fazla kişiden oluşan aileler, daha küçük ailelere göre genellikle farklı tüketici davranışları sergiliyor, birden fazla bireyin ihtiyaçlarını karşılamak için toplu alımlar yapıyor.
Bir veya iki kişiden oluşan daha küçük ailelerin tüketim alışkanlıkları ise genellikle kolaylık ve kullanım kolaylığını, daha küçük boyutlu veya tek kullanımlık, daha az yer kaplayan ve israf edilmeyen ürünlere odaklanıyor. Ev işlerine ayıracak zamanları ve kaynakları sınırlı olduğundan, alışverişlerinde kolaylık ve verimliliğe öncelik veriyorlar.
Orta büyüklükteki aileler genellikle ebeveynler ve iki veya üç çocuktan oluşan, dört ila altı üyeden oluşuyor. Bu aileler genellikle hem çocukların hem de yetişkinlerin ihtiyaçlarını karşılayan ürün ve hizmetleri önceliklendiriyor.
Otomotivde değişen aile yapısı etkisi
Geçmişte çeşitli aile dinamiklerine uygun, çok yönlü bir araç yelpazesi sunarak, farklı büyüklükteki ailelere hizmet verme olgusunu yakalayan otomotiv sektörü, kompakt sedanlardan geniş minivanlara ve SUV’lara kadar, farklı büyüklükteki ailelere uygun seçenekler sundu.
Geniş oturma ve depolama alanıyla tasarlanmış olan modellerle, daha büyük ailelere veya aile üyeleriyle sık sık seyahat edenlere hitap ettiler. Aile büyüklüğüne dayalı pazarlama yaklaşımı, ailelerin kendi özel ihtiyaçlarını karşılayan bir araç bulmasını sağlayarak onları tüketiciler nezdinde tercih edilen bir seçim haline getirdi.
Farklı büyüklükteki ailelerin benzersiz ihtiyaçlarını anlayıp karşılayan bu markalar, hedef kitleleriyle güçlü bağlantılar kurdu ve aileler arasında güvenilir tercih oldular. Bu kapsamda benzer stratejilerin ve ipuçlarının uygulanması, işletmelerin her büyüklükteki aileye etkili bir şekilde ulaşıp onlarla etkileşime geçmesine yardımcı olabilir ve hane büyüklüğüne dayalı demografik segmentas31 yonun gücünü ortaya çıkarabilir.