“Geleceğe giden köprü”, istediğimiz durumu inşa edebileceğimiz, gelecekte bir yolculuğa çıkmayı hedeflerken, ekosistem ve dünyadaki bu hızlı değişimleri planlayabilmek, değişime ayak uydurabilmek adına daha da önem kazanıyor. Albert Einstein “Zaman göründüğü gibi değildir, tek yönlü akmaz ve gelecek, geçmişle eş zamanlı olarak var olur” der. Bizlerin şu anda bilinen gerçekliklerden farklı bir şeyi ve mümkünse geleceği hayal etmesi çok önemlidir. Çünkü geçmiş yaşamı düşünerek geleceği gerçekleştirilebilecek arzu edilen durumlara yönelik belirli hedeflerin düzenlenmesi ve tanımlanması için bir modeli tasarlamak daha da öne çıkmaktadır. Geleceğe köprü kurmak, şirketlerin ve ülkelerin ulaşmak istediği hedeflere odaklanmasını sağlar.
Temel olarak arzu edilen durum veya sonuç, birey veya grup tarafından takip edilen hedef olmalıdır. Ülkeler bu vizyonla değişen ekosistemde “geleceğe giden köprüyü “ tekrar inşa etmeye çalışıyor. Küresel değişimin eşiğinde otomotiv, “geleceğe giden köprü”de en önemli araç mı? Otomotiv sektörünün e-mobilite, sürdürülebilirlik ve elektrikli otomobillerin taşıdığı yeni ekosisteminin gelişiminde küresel dinamikler giderek daha önemli hale geliyor. Küresel otomotiv sektörü, küresel sorunların, enerji krizlerinin, tedarik zincirlerinin ve çip krizinin olumsuz etkisi altında kaldığı bir dönemde ilerlerken, bugün oluşan yeni dünyada artan mobilite ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor. Kıtaların otomotivde liderlik adımları hızlı bir rekabete dönüşürken, ülkelerin geçmişte attığı stratejik yatırım adımları yavaş yavaş otomotiv üretiminde büyük üreticilerin genel üretim durumlarını etkilerken, değişim ekosistemi de tamamıyla yeniden tasarlıyor.
Otomotiv de dünyada “Made In China” fırtınası
ilde adet bazında üretimle ölçülen dünyanın en büyük otomotiv endüstrisi ve 2024 itibarıyla hem satış hem de sahiplik açısından dünyanın en büyük otomobil pazarı konumunda yer alıyor. Geçmişte 1949’dan 1980’e kadarki dönemde otomotiv sektöründe ilerleme yavaş olurken, Çin’in ekonomik reform döneminde, yedinci beş yıllık planında, yerli otomobile öncelik vermesinin ardından yabancı yatırım ve ortak girişimler, yabancı teknoloji ve sermayenin bu ülkeye çekilmesinde önemli bir rol oynadı. Amerika ve Avrupa şirketleri, Çin’de araç üretmek için uzun vadeli sözleşmeler imzalayan ilk katılımcılar arasında yer alırken, otomotiv bileşenlerinin kademeli olarak yerelleştirilmesine ve topluca “Dört Büyük” olarak bilinen şirketler önemli yerel oyuncuların güçlenmesine yol açtı. Çin’in 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne girmesi, otomotiv sektörünün büyümesini daha da hızlandırırken, tarife indirimleri ve artan rekabet, otomobil satışlarında artışa neden oldu.
Çin, 2008 yılında dünyanın en büyük otomobil üreticisi haline geldi. Made in China 2025 gibi stratejik girişimler ve endüstriyel politika, özellikle elektrikli araç üretimine öncelik verdi. 2020’lerde Çin ana karasındaki otomotiv endüstrisi, elektrikli araç teknolojisi ve gelişmiş destekli sürüş sistemleri gibi alanlara giderek daha fazla odaklanılmasıyla yerli üreticilerin pazar hakimiyetinde bir artış yaşandı. İç pazar büyüklüğü, teknoloji ve tedarik zincirleri de yabancı otomobil üreticilerinin Çinli üreticilerle daha fazla ortaklık arayışına girmesine neden oldu. 2023 yılında Çin, Japonya’yı geçerek dünyanın en büyük otomobil ihracatçısı oldu.
Ancak sektör, önemli devlet sübvansiyonları ve Çin’in endüstriyel kapasite fazlası iddiaları nedeniyle, özellikle elektrikli araç alanında, diğer ülkelerden ve ekonomik bölgelerden gelen yoğun incelemeler, artan tarifeler ve diğer kısıtlamalarla da karşı karşıya kaldı. Bu küresel gelişmeler çerçevesinde Türk otomotiv sektörü de dünyada rekabet ortamında başarılı bir şekilde gelişmeye devam ediyor.
Türk otomotiv sektörünün 69 yıldaki kilometre taşları
Türk otomotiv sanayinin üretim yolculuğu 1950’li yıllarda ticari araç üretimiyle başlayarak 1960’lı yıllarda otomobil üretimini de kapsadı.
• 1955: Ticari kamyonet
• 1959: Otomobil üretimine yönelik yatırımların ilk adımı atıldı
• 1962: Kamyon ve otobüs üretimi başladı
• 1966: Yerli otomotiv üretimine Anadol ile başlandı
• 1968: Kurulan yeni şirket, 1971 yılında ilk modeli üretmeye başladı.
• 1969: Kurulan yeni şirket, 1971 yılında ilk modelini piyasaya sürdü.
Bu dönemde o zamana kadar yan sanayi koltuk, döşeme, lastik, kauçuk parça ve akü üretirken, sonrasında Türkiye, aynı zamanda motor parçaları, piston, segman, valf ve dişli üretimine de başladı. Sonrasında birçok başarılı girişim ve şirket faaliyetlerine başladı.
• 1990’lar: İlk yerli modeller büyük yatırımlarla İzmir ve Sakarya’da üretilerek yola çıktı.
• 1997: Japon ve Koreli üreticiler yerli ortakları ile üretimi ilk kez yerli olarak başlattı.
• 2019: Yeni yerli elektrikli otomobil kamuoyuna tanıtıldı.
Ve 2024: Dünyanın önemli Çin otomotiv devi ülkemizde yatırım kararı aldı
Türk Otomotiv Sektörü dünyada değişen ekosistemde payını artırıyor
Türkiye, otomotiv sektöründe hem tedarik hem de ana üretim açısından Avrupa’nın en önemli ülkelerinden biri konumunda yer alıyor. Stratejik konumu, üretim merkezlerinin lojistik olarak Avrupa’ya yakınlığı üreticilerin ve özellikle son dönemde Asyalı üreticilerin odağı haline geliyor. Son 20-25 yılda önemli bir yapısal değişim yaşayan Türk otomotiv sektörü, sürdürülebilir üretim rekabet gücünü Ar-Ge alanına da taşıyarak tasarım yeteneğine ulaşmayı hedeflerken, gelişmiş pazarlara ihracat yapmayı hedefleyen bir sanayi yapısına dönüştü. Üretiminin yarısından fazlasını ihraç eden Türk otomotiv sektörü, otomotiv satışları açısından da Avrupa’da önemli bir konuma sahip. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği’nin (ACEA) 2023 yılı son raporlarına göre, AB ülkeleri, İngiltere, Türkiye, Belarus, Kazakistan, Rusya, Sırbistan, Ukrayna ve Özbekistan’ın da aralarında bulunduğu Avrupa’da 322 otomobil montaj, akü ve motor fabrikası bulunuyor.
Türkiye, AB’de ise beşinci ülke konumunda. Türkiye, AB üyeleriyle kıyaslandığında listede yer alan 17 ülke arasında beşinci sırada yer alıyor. Türkiye, otomotiv ihracatında ülke grubu bazında ihracatta payını hızla artırıyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, sanayi grubunda otomotiv endüstrisi Temmuz 2024’de 3,1 milyar dolarlık ihracat yaptı. Türkiye’nin altı aylık otomotiv ihracatının yarısından fazlası beş Avrupa ülkesine yapılırken, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Türk Otomotiv Endüstrisi, 2024 yılının ilk yarısını 17 milyar 701 milyon 161 bin dolarlık ihracatla kapattı.