Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Ekonomi

Önce Çiftçiydik Şimdi Girişimci
Ekonomi de bir nevi portföydür aslında, riski dağıtmalı, ağırlığı tek bir yere vermemeliyiz
  • 21 Haziran 2024 10:48
  • Dr. Ali Yürüdü
Önce Çiftçiydik Şimdi Girişimci

Cumhuriyet’in ilk yılları koşullar zorluydu. Borçlu başladık. Nüfus artıyor ve istihdam yaratma zorluğu doğuyordu. Sanayi istenilen ölçüde ivme kaydedemiyordu. Devletin gelişime ve zamana ihtiyacı vardı. 1937 yılında Devletçilik ilkesi anayasaya eklendi.


Artık devlet, ekonomiye kendi yol gösterecekti. Ekonomi planlaması ağırlıklı olarak sanayileşme üzerine kuruluydu. O döneme kadar uzanan evrede toprakla haşır neşir olan toplumumuz, sanayiye gelen yatırımlar, burada işgücünün refahında zamanla kaydedilen artışı görerek meyletmeye başladı. Sanayileşmenin ilk adımlarının atıldığı dokuma, madencilik, kimya gibi alanlarda fabrikalar kuruldu. 1930’larında anayasaya girene kadar benimsenen devletçilik ilkesi, bu 10 yıllık süreçte sanayinin milli hasıladan aldığı payı ikiye katladı.


Tarımınkini ise yarı yarıya düşürdü. Sonrasında ise İkinci Dünya Savaşı’na girmesek bile ekonomimiz üzerinde etkileri derinden hissedildi. Savaş sonrasında ise siyasi etkenlerle ekonomi o günün gündemindeki yerini kaybetti. Tüm bunlar olurken bir yanda devalüasyon, çeşitli vergi düzenlemeleri gördük. Nihayetinde kamu harcamalarımızı karşılayacak paramız yoktu. 1947 yılında ilk kez IMF hayatımıza girdi. 1950’lerde siyasi bakışın değişmesiyle liberal politikalara yöneldik. Tarım, başta makineleşme yoluyla dış kaynaklarla desteklenirken ülkede ihracatın artışı ana hedefti. İhracat, ekonomiyi büyüttü. Ancak yine de 1953’te dış kaynaklar, ödemelerimizi karşılayamaz hale gelmişti. Yine de millileştirme yerini, ithal ikamesine bırakmıştı bile. 1970’lere kadar kalkınma planları ve IMF stand-by düzenlemeleri derken, temelinde önce çiftçi sonra sanayiciydik özetle. 1970’ler sonrası tarımdaki kaynakların sanayiye yönlendirilmesi her ne kadar tarım kesiminde tepkilere yol açsa da 1960’lar sonrası Türkiye’ye yabancı sermaye yatırımları gelmeye başlamıştı. Sanayiciler üretimde gaza bastı ve ticarete yöneldik.


Arada yaşanan siyasi ve ekonomik birçok olaya rağmen 2000’li yıllara kadar bu kompozisyon devam etti. Sonrasında ise geçen yılların ve o süreçte gelişen ekonominin yarattığı istihdam, kazananı tüketmeye yönlendirdi.


Değişen dünyada ürettiğini tüketebilecek kadar da bir refaha sahip olan ülkemiz, hizmet sektöründe son 20 yılda ciddi bir sıçrama yaşadı. Bugün geldiğimiz noktada hizmet sektörü, toplam istihdamımızın yarısını sağlıyor. Tarımdan ve sanayiden sonra hızla büyüyen bu tüketim isteği, bu iki sektörü geride bıraktı. Birilerinin mal ve mamül üretmesi; tüketim isteğine yetişmek için şart oldu. Sanayicimiz önce büyüyen dünyayı lehine çevirmek için ihracatçı olmuştu, sonrasında ise artan refahın doğurduğu mal mülk sahibi olmak isteyen toplum için müteahhit oldu. Hatta o kadar mal mülk sahibi olmak isteyen vardı ki, tarım sektörü kendi sermayesi olan toprağı mala mülke kurban etmeye başladı.


Türkiye’de iş yapmaya çalışan herkes günün sonunda para kazandı. Kısacası herkes para kazandırdığını düşündüğü her işe, yeri geldi şapkasını değiştirip girdi. Genç nüfus vardı, çalıştı, kazandı, aldı. Ama temelinde üretti. Üretmek ve uyum sağlamak için çaba sarf etti. Çünkü potansiyel vardı. Hâlâ var. Fakat şimdi ürettiğini alacak potansiyel yok. Tüketim potansiyeli var ama refahı yetişmiyor. Burada anlattığım örgüde ekonomik aktivitemizin yarısını oluşturan hizmet sektörü bugün geldiğimiz noktada enflasyona yenilir. Ama hemen sonrasında üreteni yer.


Üreten, daha fazla potansiyel gördüğü yere yöneleceğim derken üretmekten vazgeçmemelidir. Payı tarımdan alıp, sanayiye vermek, sanayiden alıp inşaata vermek, hepsinden alıp yarısını hizmet sektörüne yüklemek risklidir. Biz bu riski yüksek enflasyon dönemlerinde gözlerimizle görürüz. Yakın geçmişte pandemi sonrası başlayan konut ve arsa fiyatlarındaki yükseliş, sanayicileri buraya itti. Üretmenin kazandırdığı parayı ona yüze katlayan kârlar, çiftçinin tarımdan hayatı boyunca çalışıp kazanamayacağı paralara satılan arsalarla tek seferde verildi. Ama tarımı ve sanayiyi düşürdük. Elimizde ise, üretmeden de tüketebileceğimiz bir hizmet sektörü var. Potansiyeli büyük, ama enflasyondan en fazla hasar alması muhtemel sektör de hizmet sektörüdür. Bugün Ar-Ge ve inovasyon kelimelerinin hepimize çok “havalı” geldiği noktada; hepimiz “girişimci” olmamalıyız diye düşünüyorum. Her zaman olduğu gibi bir ekonomi de bir nevi portföydür aslında. Riski dağıtmalı, ağırlığı tek bir yere vermemeliyiz. Yıllardır dilimize pelesenk olmuş “yapısal reform” belki de bunları gözeterek başlamalıdır. Kaynaklar hem emek hem de sermaye açısından hep dengeli olmalıdır ki her türlü şoka karşı daha dirayetli kalabilelim.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 35. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 35. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Yapay Zekanın Enerji Sektöründeki Yeri ve Öneriler
Yapay Zekanın Enerji Sektöründeki Yeri ve Öneriler
Yapay zekanın enerji sektöründe kullanılması yeni zorlukları beraberinde getirebilir ancak akla hayale gelmeyecek senaryoların hayata geçirmesini de sağlayabilir
Her Üç Şirketten Biri Ara Zam Yapmayı Düşünüyor
Her Üç Şirketten Biri Ara Zam Yapmayı Düşünüyor
Yılın ilk yarısında enflasyon Merkez Bankası’nın tahminlerini aşarken, gözler ücretlerde yaşanan kaybın telafi edilip edilmeyeceğine çevrildi. Hükümet asgari ücrete ara zamma sıcak bakmazken, özel sektör zam konusunda ikiye bölündü.
Hisseye ‘Yabancı’ Yatırımcı
Hisseye ‘Yabancı’ Yatırımcı
Seçim sonrası hızlanan yabancı sermaye girişi swap ve tahvilde yoğunlaştı. Hisse tarafı trendin dışında kalıyor. Bu durumun sebeplerini ve önümüzdeki dönem beklentilerini uluslararası kurumlara sorduk
Nvidia’yı Zirveye Taşıyan Yapay Zeka Çipiyle İlgili Bilmeniz Gereken Yedi Şey
Nvidia’yı Zirveye Taşıyan Yapay Zeka Çipiyle İlgili Bilmeniz Gereken Yedi Şey
H100 isimli işlemci, tüm endüstrileri dönüştürmeyi vaat ederken geliştiricisi Nvidia’yı dünyanın en değerli şirketi haline getirdi.
Teknolojide Takip Edilecek 8 İsim
Teknolojide Takip Edilecek 8 İsim
Teknolojinin geleceğini şekillendirmede sandığınızdan daha büyük bir rol oynayabilecek startup kurucuları, Büyük Teknoloji yöneticileri, gösterişsiz yatırımcılar ve hatta bir bürokrat. İşte 2024’te teknoloji sektöründe takip edilmesi gereken 8 isim.
Çıkmadan Para Çekmek Bes’i Bozar mı?
Çıkmadan Para Çekmek Bes’i Bozar mı?
Kredide teminat gösterme hakkının ardından toplam büyüklüğü 1 trilyon lirayı geçen 16 milyon katılımcı için bireysel emeklilik fonlarından kısmi çekiş hakkı da 1 Temmuz’da başlıyor. Uzmanlar kısmi çekiş hakkı için en az 5 yıl sistemde olma ve ödeme sonrası 3 yıl sistemde kalma gibi şartları ancak 250 bin katılımcının sağlayabileceği, ilk aşamada bunların da yüzde 10’unun yararlanacağı görüşünde
Ev Sahibi Sahalara Dönüyor
Ev Sahibi Sahalara Dönüyor
İki yıldır yürürlükte olan konut kiralarındaki yüzde 25’lik zam tavanı uygulaması 2 Temmuz’dan itibaren kalkacak. Piyasa aktörlerine göre nasıl ki tavana uyum keskin bir şekilde olmadıysa, şimdi yeni duruma da uyum bıçakla kesilir gibi olmayacak... Piyasanın kendi rutinini bulması bir yılı bulacak...
Çalışma Hayatındaki Hızlı Dönüşüm Çalışanları Yorabilir
Çalışma Hayatındaki Hızlı Dönüşüm Çalışanları Yorabilir
Bir yandan teknolojinin hızla gelişmesi ve dijitalleşme, diğer yandan yeni kuşakların yaşam tarzı ve hayata bakışı çalışma hayatında da derin bir dönüşüme neden oluyor
Yapay Zeka ve Teknoloji Detoksu İmkansız Bir Denge mi?
Yapay Zeka ve Teknoloji Detoksu İmkansız Bir Denge mi?
Teknolojinin hızına yetişmek zor olabilir, ancak dengeyi bulmak ve bilinçli kullanım, hem zihinsel sağlığımızı korumanın hem de güncel kalmanın anahtarı
En Uzun Süreli Merkez Bankası Başkanı
En Uzun Süreli Merkez Bankası Başkanı
Uzun ve eşine az rastlanır görev süresinde dikkat çeken Romanya Merkez Bankası Başkanı’nın macerası devam ediyor.
Başarı İçin Liyakat Dışındaki Unsurlara Güveniyoruz
Başarı İçin Liyakat Dışındaki Unsurlara Güveniyoruz
Türkiye’de liyakatin başarı üzerinde etkili olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 26. Bu oran ile 29 ülke içinde son sırada yer alıyoruz
Blue Horizon’un Seyri Cebelitarık’ta Dünya Turuna Dönüştü
Blue Horizon’un Seyri Cebelitarık’ta Dünya Turuna Dönüştü
Hint Okyanusu’nun karışık rüzgarları, akıntılar, otopilot arızaları, Karayip Adaları’nın masmavi sularında pandemi esareti... Tüm bunlar yelkenli teknesi Blue Horizon ile dünya turu yapan kaptan Fatih Aksu’nun yaşadıkları. Beş yıl sonra Türkiye’ye dönen Aksu ile Yedi Denizler’in hikayesini Bloomberg Businessweek Türkiye için konuştuk.
Einstein: İzafiyet Teorisi ve Otonom Araçlar
Einstein: İzafiyet Teorisi ve Otonom Araçlar
Otonom araçların kullanılmaya başlanması ve yaygınlaşmasıyla zaman algımız değişecek.
Motivatör Beyin
Motivatör Beyin
“Çevremde, her şeye kanmaya hazır insanlar var!” - Phineas Taylor Barnum