Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Ekonomi

Enflasyonla Mücadelenin Hızı Yetersiz
Enflasyonla mücadelenin hakkını vermek istiyorsak tüm iktisadi politikalarımızın birbirini tamamlayıcı, zamanlaması doğru ve tutarlı olması gerekiyor
  • 26 Ocak 2024 09:23
  • Gizem Öztok Altınsaç
Enflasyonla Mücadelenin Hızı Yetersiz

Türkiye ekonomisinin enflasyonla mücadelesi düşünüldüğünden daha uzun sürecek gibi gözüküyor. Bunun en birinci sebebi faiz artırım sürecini, özellikle tüketim talebi bu denli canlı iken, oldukça uzun bir zamana yaymış olmamız. Zaman uzadıkça ya da zamanlamada hata yaptıkça bu yolculukta daha fazla zorlukla karşılaşma riskiniz artıyor. Bugün enflasyonla mücadelede geçmekte olduğumuz süreç bu. Dolayısıyla en başta hızla atacağımız adımın çok daha fazlasını zamana yayıp bugün atmış olsak dahi yeterli gelmiyor.


İkinci bir sebep ise ülke ekonomimizin fiyat-ücret sarmalına girmiş olması. Her şiddetli fiyat artışı sonrası yoğun refah kaybı olduğu için yapılan ücret düzeltmelerini takiben yaşadığımız kur artışı ve yine ani şekilde yaşadığımız fiyat hareketleri gün sonunda aslında nette refah artışı ile sonuçlanamıyor ve enflasyon daha da yükselmiş oluyor. Özellikle ocak ayı ile beraber görmüş olduğumuz fiyat ayarlamaları hem hizmet hem mal gruplarında son derece şiddetli. Hane halkı da eline geçen paranın iki ay sonra kıymetinin kalmayacağı düşüncesi ile ihtiyacı olmasa da gücü yettiğince o parayı hızla harcamaya çalışıyor. Öne çekilen talep de hızla enflasyon yaratıyor. Bu sarmaldan çıkamadığımız gibi daha da sarmala girmiş görünüyoruz. Bu da enflasyon beklentilerini bozuyor.


Enflasyonla mücadelede elimizi zorlayan üçüncü sebep ise konunun para politikası yani faiz artışları konusunu aşmış olması. Türkiye’de enflasyon yüzde 15 değil yüzde 70’e gidiyor. Kaldı ki bu son altı ayın meselesi değil neredeyse 5-6 yılın biriken konusu. Bu hem yapışkanlık (atalet) yaratıyor hem de sadece para politikası ile işi çözmenizi zorlaştırıyor. Para politikasının doğru uygulanması gerek koşul ama yeterli gözükmüyor. Hem çeşitli yatırımlardan zamanında döviz, altın, ev, araba almış olan kesimin elde ettiği refah artışı hâlâ iç talebi güçlü kılıyor, ki sabit gelirli bir kesim de aşırı refah kaybı altında ezilmeye devam ederken oluyor bu. Hem de maliye politikasının genişlemeci olması ve sosyal transferler tarafında, kayıt dışı ekonomi devam ederken, popülist politikaların sürüyor olması ülkemizde tam anlamıyla sıkı bir iktisadi politika var mı sorusunu gündeme getiriyor.


Bu temel üç sebebi bir kenara bıraktık diyelim.



Sadece aylık bazda gelen enflasyon rakamlarının, enflasyonun trendinin bozulup bozulmadığına dair bir bilgi içerdiğini de unutmayalım. Yukarıdakilere katılmayabilirsiniz ama eğer enflasyonun trendinde bir bozulma, iç talepte hâlâ yeteri düzeyde bir yavaşlama yok ise muhakkak bazı adımları eksik atıyoruz demektir. Konuya da sadece para politikası çerçevesinden bakmamak gerek.


Önemli iki değişkene; sanayi üretim endeksi ve perakende satışlara baktığımızda net gördüğümüz tablo şu: Perakende endeksi halen yukarı gidiyor çünkü talep canlı ama üretim düşüyor yani arz azalmakta. Elbette ihracat pazarlarımızdaki sıkıntı ve bunun üretimi baskılaması da söz konusu. Fakat sonuç değişmiyor. Talebin oldukça altında bir arz var ve bu enflasyonist olmayı sürdürüyor. Enflasyonla mücadele uzun soluklu, çok doğru adımları atsanız dahi neredeyse en az üç yıl sürecek bir mesele. Fakat geride bıraktığımız 6 ayda iyileşme başladı derken bir anda trendin yeniden bozulduğuna dair yani enflasyonun tekrar hızlandığına dair işaret görmeye başlıyorsak başa dönme riskimiz var demektir. Onca çabaya rağmen.


Dolayısıyla enflasyonla mücadelenin hakkını vermek istiyorsak tüm iktisadi politikalarımızın birbirini tamamlayıcı, zamanlaması doğru ve tutarlı olması gerekiyor.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Yoksulluk Sınırında Bilim...
Yoksulluk Sınırında Bilim...
Amacı bilim üretmek, bunu yaymak, öğretmek olan öğretim görevlilerinin, bugün Türkiye’de başka bir sorunu var... Herkes gibi geçim derdi. Ne son zamla maaşı 72 bin liraya yükselen bir profesörün kendine bir ev ya da otomobil alma olasılığı var, ne de zamlı maaşı 47 bin liraya çıkan bir araştırma görevlisinin yoksulluk sınırında bilim üretme şansı. Kimisi yurt dışına, kimisi özel sektöre kaçan akademisyenleri tutamazsa, Türkiye’nin yakın gelecekte teknik alanlarda öğrenci yetiştirecek hoca bulamama riski var.
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 15. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 15. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Türkiye’nin Yeni Orta Yaşları
Türkiye’nin Yeni Orta Yaşları
Türkiye’de orta yaş öbeği hızla büyüyor, yeni orta yaşlara hazırlanmayan kurumlar ve markalar çok ciddi sorunlar yaşayacak
Kritik Hammaddelerin Jeopolitiği ve Türkiye İçin Yüksek Strateji
Kritik Hammaddelerin Jeopolitiği ve Türkiye İçin Yüksek Strateji
Kıymetli madenlere duyulan ihtiyaç arttıkça teknoloji geliştiricisi ülkeler arasındaki rekabet kızışıyor.
Geleceğe Miras: Suyun Sürdürülebilirliğinin Önemi ve Otomotiv
Geleceğe Miras: Suyun Sürdürülebilirliğinin Önemi ve Otomotiv
Otomobil üreticileri, su tasarrufu sağlayan teknolojileri benimseyerek ekolojik ayak izlerini en aza indirmeye çalışıyor.
İnfografik | Yapay Zeka İstihdamda Devrim mi, Tehdit mi?
İnfografik | Yapay Zeka İstihdamda Devrim mi, Tehdit mi?
Dünyada yapay zekanın ilerleyişi hem heyecan hem de endişe yaratıyor
Dijital Dönüşümdeki Büyük Adım: Merkez Bankası Dijital Parası
Dijital Dönüşümdeki Büyük Adım: Merkez Bankası Dijital Parası
Merkez bankalarının dijital dönüşüme ayak uydurma çalışmaları olan CBDC’ler yavaş ve temkinli adımlarla ilerliyor.
Faizin Zirvesi Enflasyonu Eritir mi?
Faizin Zirvesi Enflasyonu Eritir mi?
Türkiye, tarihinin en yüksek oranlı faiz artırım döngüsünün sonuna geldi. Merkez Bankası politika faizini 36.5 puanlık artışla yüzde 45’e çıkararak yedi aylık faiz artırım döngüsünü tamamladı. Para politikasında atılan adımların makro etkileri, 6 ile 8 ay gecikmeli olarak kendini gösteriyor. Peki artırımlar şu ana kadar piyasa bazlı hangi parametreyi ne kadar etkiledi? İşte regülasyonlarla da desteklenen “artırım döngüsünün” etki bilançosu...
Yeni yıl, Yeni Zuck
Yeni yıl, Yeni Zuck
Meta 20 yaşına giriyor ve kurucusu yapay zekâ ile elde edeceği başarının (m)ehtaverse üzerine yaptığı bahsi dengeleyeceğini umuyor.
Bitcoin Çılgınlığı Geri Döndü, Peki Bu Hikaye Ne Kadar Sağlam?
Bitcoin Çılgınlığı Geri Döndü, Peki Bu Hikaye Ne Kadar Sağlam?
Sam Bankman-Fried’ın tutuklanmasından bu yana kripto yükselişe geçti. Ve tabii, ETF’ler Bitcoin satın almayı her zamankinden daha kolay hale getirdi. Ancak alıcıların dikkat etmesi gereken konu, temel senaryo aynı kalmaya devam ediyor.
Davos’tan Mesaj Var: Ekonomi ve Toplum İçin İtici Bir Güç!
Davos’tan Mesaj Var: Ekonomi ve Toplum İçin İtici Bir Güç!
Yapay zeka, iş dünyası ve ekonomi için sadece bir itici güç değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğin anahtarı olabilir
Kaplandan Ejderha Olur mu?
Kaplandan Ejderha Olur mu?
Asya’nın yükselen iki devi, Çin ve Hindistan, rekabetleriyle, stratejileriyle, birbirlerine uygulayacakları politikalarda gelecek yılların belki de en çok gündemimizi işgal eden konuları arasında olacak. Çin, şimdilik dünyanın en büyük üretim merkezi olmayı sürdürüyor ancak yaşlanan nüfus ve artan işgücü maliyetleri, Çin'in konumunun tehdit altında olup olmadığı konusunda sorularını sık sık gündeme getiriyor.
Şarj İstasyonlarında “Gerilim” Artıyor
Şarj İstasyonlarında “Gerilim” Artıyor
Elektrikli araçlar tüm dünyada hızla yaygınlık kazanırken yoğun saatlerde yeni oyuncaklarını şarj etmek isteyenleri sert bir rekabet bekliyor. Şarj istasyonu sayıları, elektrikli araçlar kadar hızlı artmazsa gerilim daha da artabilir.
33 bin Doları Olan “Nitelikli”
33 bin Doları Olan “Nitelikli”
Borsada bilgi düzeyi daha düşük olan yeni yatırımcıları korumak için getirilen nitelikli yatırımcı ve uygunluk-yerindelik testleri işlevlerini kaybetmiş görünüyor. Düzenlemelerin çıktığı tarihlerde belirlenen parasal sınırların hiç güncellenmemesi borsadaki yatırımcıların çoğunu “nitelikli” hale getirdi.
2024’ün Kazandıran Fon Teması Ne Olur?
2024’ün Kazandıran Fon Teması Ne Olur?
Getiri arayışı son dönemde yatırımcıları hisse senetlerinden ziyade risk algısına göre farklı alternatifler sunan yatırım fonlarına yönlendirdi. Son bir senede yatırım fonlarında öne çıkan tema hisse senedi olurken bu sene piyasa aktörlerinin beklentisi değişiyor. Yükselen faizlerle sabit getirili varlıklar ön plana çıkıyor. Yıl boyunca fon performanslarında ise belirleyici katalizör yurt içinde ekonomik politikalar, yurt dışında ise Fed olacak gibi görünüyor.
Türkiye’nin Yatırım Fonları Rehberi
Türkiye’nin Yatırım Fonları Rehberi
Fon performansları ışığında fon tercihlerine dair önemli bilgiler
Emeklinin Alım Gücüyle İmtihanı 2008’den Sonra Derinleşti
Emeklinin Alım Gücüyle İmtihanı 2008’den Sonra Derinleşti
SSK ve Bağkur emeklisi zam oranının yüzde 49,25’e çıkarılması ile birlikte memur emeklisiyle aradaki farkı kapattı. Zamla ortalama SSK emekli maaşı 11 bin 800 liraya yükseldi ancak alım gücünü tırpanlayan gelişme 2008’de aylık bağlama oranının yüzde 33’e düşürülmesi oldu. 2008’de asgari ücretin yüzde 40 üzerinde olan ortalama emekli maaşı son zammın ardından yüzde 31 altında kalırken 16 milyon emeklinin yaklaşık 7 milyonu kök aylık sınırı nedeniyle yüzde 33 zam aldı
Yapılandırma mı? Konkordato mu?
Yapılandırma mı? Konkordato mu?
Şirketler ve yöneticiler açısından konkordato ya da finansal yeniden yapılandırma arasında yapılacak tercih zor bir karar içeriyor. Ancak deneyimler, FYY yerine konkordatoyu tercih eden şirketlerin yaşamını sürdürmekte daha çok zorlandığını gösteriyor.
Profesörün Bile Geçinemediği Ülke...
Profesörün Bile Geçinemediği Ülke...
Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yazdı;