Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

Gary North’un Kalın Kitap Teorisi ve Çok Kutupluluğun Magnum Opusu
Dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin ihtiyaçlarını karşılayacak, ticaret, finans, kalkınma ve teknolojik alanları düzenleyecek, geniş katılımlı ve uzun soluklu müzakereler sonunda ortaya çıkacak, kalın bir kitaba ihtiyacı var.
  • 13 Aralık 2024 02:39
  • Dr. Şahin Yaman
Gary North’un Kalın Kitap Teorisi ve Çok Kutupluluğun Magnum Opusu

Mark Skousen’in İktisadi Düşünce Tarihi (2001) kitabında, Gary North’un “Kalın Kitap Teorisi”ne atıf yapar. Bu teoriye göre, her devrim bir fikir manifestosuyla taçlanır ve bu manifestolar genellikle hacimli eserlerdir. Smith’in Milletlerin Zenginliği, Marx’ın Kapital’i, Schumpeter’in İktisadi Çözümlemenin Tarihi gibi eserler, sadece birer kitap olmanın ötesinde, tarihsel dönüşümlerin temel yapı taşları olmuştur.


Kalın kitaplar, tarihin kırılma devirlerinde büyük fikirlerin taşıyıcısı ve dönemin ruhunu yansıtan eserlerdir. Smith’in Milletlerin Zenginliği (1776) ve Marx’ın Kapital’i gibi hacimli eserler, toplumsal, ekonomik ve siyasi dönüşümlerin temel taşlarını oluşturur. North’un, Egemenliğin Araçları (1991) kitabı da bin 287 sayfa olup, Keynes’in Genel Teorisi’nin yalnızca 486 sayfa olmasını muhtemelen yeterince devrimci görmemiştir. Esasen kitapların yalnızca hacim ya da kalınlığının etkileri açısından tek gösterge olamayacağı, meselenin muhtevalarında, siyasi, sosyal ve ekonomik etkilerinde gizli olduğu tabi ki izahtan varestedir. Nitekim dijitalleşme çağında, bilgiye erişimin kolaylaşması, kalın kitapların dijital platformlarla yer değiştirmesine yol açmasına, hatta hacim ve muhtevalarının azalmasına yol açmıştır. Örneğin, Paul Samuelson ve William Nordhaus’un dünyada en çok okunan ve okutulan ders kitabı ‘Economics’ adlı eseri, 1989’da bin 13 sayfa iken, 2009’da 744 sayfaya düşmüştür. Kısaca kitaplarda somutlaşan değişim dönemlerine tepki olarak ortaya çıkan fikri-düşünsel yaklaşımlar, yalnızca hacimleriyle değil, bahse konu büyük dönüşüm dönemlerinin yarattığı siyasi, ekonomik ve jeopolitik ihtiyaçlara ne ölçüde uzun soluklu cevaplar verebildikleriyle değerlendirilir. Bununla birlikte, bu dönüşümlere dair çalışmalar da hiçbir zaman basit, kısa ve sathi çalışmalar üzerine inşa edilmezler.


“II. Dünya Savaşı sonrası dünya düzeni, yalnızca kalın akademik kitaplarla değil, aynı zamanda dönemin ekonomik, parasal ve ticari sistemlerine yön veren kapsamlı raporlarla şekillendi. IMF, Dünya Bankası ve GATT Sistemini ihtiva eden Bretton Woods sisteminin temelini atan White Raporu ve Keynes Planı, savaş sonrası uluslararası finansal mimarinin kurulmasında belirleyici oldu. Bu kapsamda, savaş sonrası ticaret politikalarının küresel bir çerçeveye oturtulmasını amaçlayan Havana Şartı, Uluslararası Ticaret Örgütü’nü hayata geçirmeyi hedefledi ancak ABD Kongresi vetosunun yarattığı siyasi nedenlerle başarısız oldu.


Aynı dönemde hazırlanan Marshall Planı Raporları, Avrupa’nın ekonomik toparlanması, savaşın yarattığı tahribatı onarma yanında, ABD hegemonyasının yapıtaşlarını oluşturdu. Diğer yandan, hegemonyaya bir tepki ve direnç olarak, Güney ya da gelişme yolundaki ülkelerin sorunlarına odaklanan, ticaret ve kalkınma arasındaki ilişkilere dair kapsamlı tahliller sunan UNCTAD raporları, özellikle gelişmekte olan ülkelerin küresel ticaret sistemine entegrasyonu için stratejik öneriler formüle etmiştir. Tüm bu çalışmalar, dünya ekonomisinin yeniden inşasına yönelik sistematik çabaların göstergesi oluyor. DTÖ’nün kuruluş sürecinde de benzer bir zemin oluşturulmuş, özellikle GATT müzakereleri, Dunkel Taslağı ve OECD Ticaret Raporları, ticaretin serbestleştirilmesi ve küresel entegrasyonun sağlanması için somut adımlar atılmasına ülkeler ya da blokların kendi menfaatleri etrafında rehberlik eden oldukça kapsamlı raporlardır. Bu nedenle aslına bakılırsa, savaş sonrası düzeni anlamak, yalnızca iktisadi doktrin kitaplarıyla değil, dönemin ekonomik, finansal ve ticari mimarisini inşa eden bahse konu kapsamlı raporlarla şekillenmiştir.”


Çok kutupluluğun beklenen Magnum Opusu: Bir kalın kitap mı? Çok kutuplu iktisadi düzenine dair muhtemel bir mutabakat metni mi?


Bu bağlamda, Keynes’in Savaşın Ekonomik Sonuçları ve Bretton Woods’ta Keynes ve White’ın planları, dönemin küresel ekonomik düzenini şekillendiren temel belgeler oldu. Benzer şekilde, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) kurulumu sırasında Kanada, AET ve diğer ülkelerin sunduğu raporlar, çok kutuplu bir dünya düzenine ve müzakerelere dair önemli ipuçları sunuyor. Bu, çok kutuplu düzenin yalnızca teorik bir metinle değil, küresel işbirliği temelinde şekillenecek bir anlaşma ile hayata geçeceğini gösteriyor.


Günümüzde, silüeti belirginleşmeye başlayan çok kutuplu dünyada, ticaret, finans, kalkınma, çevre politikaları, yapay zeka ve teknoloji gibi alanlarda yeni bir düzenin fikirsel altyapısının inşa edilmesi gerekiyor. Bu çok kutuplu düzenin temellerini atacak, tüm tarafların eşit katılım sağlayacağı bir manifesto ya da anlaşma gerekir. Özellikle de Bretton Woods sisteminin yıkılmasıyla birlikte, çok kutuplu bir küresel ekonomik düzenin inşası için spesifik bir yol haritası belirlenmesi muhtemel III. dünya savaşının engellenmesi açısından zaruri hale geldi. Bu yeni düzenin temelinde, yükselen BRICS ülkelerinin merkezinde olduğu Güney Koalisyonu ile Kuzey ülkelerinin ağırlığını taşıyan OECD arasında başlatılabilecek kapsamlı bir sistem müzakeresi yer alabilir. Bu müzakereler, mevcut çatışmaların ve savaşların tarafsızlaştırılmasına katkı sağlarken, küresel işbirliği çerçevesinde yeni bir düzenin şekillenmesine zemin hazırlayabilir.


Bu bağlamda, oluşturulacak taslak metinler, çok kutuplu düzenin aşağıdaki temel alanlarda ele alınmasını sağlayabilir:


Dünya Ticaret Örgütü ekseninde çok taraflı ticaret sisteminin çok kutupluluğa uyumu: DTÖ’nün reforme edilerek, mevcut küresel ticaret sisteminde yükselen güçlerin daha fazla temsil edilmesine yönelik bir model geliştirilmesi.


Uluslararası, para, finans ve ödeme sistemleri: Uluslararası kredi, ödeme ve para sistemlerinde yeni işbirliği modellerinin geliştirilmesi.


Kalkınma sorunlarına kapsamlı yaklaşım ve UNCTAD’ın reformu: Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma ihtiyaçlarını karşılayacak daha etkin politika araçlarının oluşturulması.


BM küresel sürdürülebilirlik hedefleri: Çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik hedeflerinin çok kutuplu ekonomik düzene entegre edilmesi.


Yapay zeka, e-ticaret ve teknoloji yönetimi: Yapay zeka, dijitalleşme ve veri paylaşımı gibi alanlarda küresel normların oluşturulması.,


Bu süreçte, geçmişin Dunkel Taslağı ya da Bretton Woods Planları gibi kapsamlı ve somut adımlar içeren modalite taslaklarının oluşturulması gerekiyor. Bahse konu müzakereler, çok taraflı diplomasi mekanizmalarının daha etkin kullanılmasını sağlayarak, küresel düzeyde işbirliğini derinleştirebilir. Bu tür bir mutabakat metni, yalnızca bir ülke veya bloğun değil, tüm tarafların katılımıyla oluşturulacak bir zengin ve gelişmekte olan ekonomilerin ihtiyaçlarına cevap verecek, adil, sürdürlebilir ve kapsayıcı bir manifesto olmalıdır. Ayrıca, bu müzakereler sonucunda hazırlanacak raporlar, geçmişteki örneklerde olduğu gibi hacimli ve kapsamlı nitelikte olacaktır. Bretton Woods sisteminde olduğu gibi, bu tür çalışmalar, çok kutuplu dünyanın ihtiyaçlarını karşılamak için uzun soluklu stratejik belgeler olarak tarihteki yerini alacaktır.


Çok taraflı dünya ekonomik düzeni için modalite taslağı hazırlık çağrısı


Dünya ekonomisinde gelişmiş ve gelişen ekonomilerin menfaatlerini yansıtan, kurallara dayalı, birlikte çalışma arzusunu yansıtacak, beklenilen çok kutuplu yeni ekonomik dengeden henüz biraz uzaktayız. Bu istikamette ne Dünya Ticaret Örgütü, ne de IMF, Dünya Bankası veya diğer benzer uluslararası ekonomik platformlarda yeni bir Bretton Woods denemesi henüz yok. Aslında dünyamız böylesi sistemleri doğuran savaş ve yıkım dönemlerinden birinin ortasında gibi görünüyor. Dolayısıyla halihazırda, hakimiyetleri tedricen erimekte olan Batı ile yükselen BRICS ve gelişme yolundaki ülkelerden müteşekkil, henüz tarafları bir araya getirecek bir yeni bir ticari, finansal ve kalkınma mimarisi müzakere platformu mevcut görünüyor. Lakin tarihin önceki dönemeçlerinde olduğu gibi, hızla belirginleşmekte olan çok kutuplu küresel ekonomik düzen ihtiyacına fikri temel teşkil edecek bir mutabakata çok ciddi ihtiyaç var. Ancak tebarüz etmekte olan bahse konu yeni düzen, muhtemelen yalnızca kalın bir kitap ya da akademik bir çalışmadan ilham almakla sınırlı kalmayacak. Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin ihtiyaçlarını karşılayacak, ticaret, finans, kalkınma ve teknolojik alanları düzenleyecek, geniş katılımlı ve uzun soluklu müzakereler sonunda ortaya çıkacak, küresel iş birliği mutabakat belgesi ekseninde şekillenecektir. Bahse konu mutabakat belgesi ve muhtemel uzun ekleri bir çok kalın iktisat kitabından defalarca daha kalın bir yekun oluşturabilir. Ancak bu belgenin, başta yapay zeka olmak üzere akıl almaz şekilde gelişen teknolojik gelişmeler ışığında gittikçe karmaşıklaşan uluslararası ekonomik ilişkileri düzenleyecek bir uluslararası ekonomik doküman olması gerekiyor. İlaveten, yalnızca bölgesel ya da bölgesel büyük ekonomik blokların temel çıkarları yanında, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir birçok taraflı küresel ekonomik düzene de altyapı teşkil edebilmesi gerekiyor. Özetle çok kutupluluğun nihai eseri, büyük ekonomik fikirleri kapsamaktan öte, dünyanın yeni sistem ihtiyacının düşünsel altyapısını somut gerçeğe, ete kemiğe büründürecek, belki sıkıcı ve teknik ancak dünyanın ihtiyaç duyduğu kalın bir rapor olabilir.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 60. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 60. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Aşırı Sağ Avrupa’yı Sarıyor: Siyasetten Ekonomiye Derin Değişim
Aşırı Sağ Avrupa’yı Sarıyor: Siyasetten Ekonomiye Derin Değişim
Avrupa siyasetinde köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçiliyor. Aşırı sağ partilerin yükselişi, yalnızca ulusal hükümetleri değil, aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) düzeyindeki karar alma süreçlerini de etkiliyor. Bu durum, Avrupa’da demokrasinin geleceği, hukuk devleti ve temel haklar açısından endişelere yol açıyor. Özellikle 2024 Avrupa Parlamentosu seçimleri, bu değişimin boyutlarını ve potansiyel etkilerini gözler önüne serdi.
Avrupa Ekonomileri 2024’te Toparlanma Umutlarını Boşa Çıkardı
Avrupa Ekonomileri 2024’te Toparlanma Umutlarını Boşa Çıkardı
Almanya’da sanayi üretimi çöküşe geçerken, AMB faiz indirimleriyle büyümeyi desteklemeye çalışıyor. Ancak Trump’ın tarife tehdidi ve Euro’daki düşüş, bölgenin kırılganlığını daha da artırıyor.
Avrupa’daki Yavaşlama Türkiye’yi Nasıl Etkiledi?
Avrupa’daki Yavaşlama Türkiye’yi Nasıl Etkiledi?
Avrupa'daki ekonomik yavaşlama ve paritedeki düşüş Türk ihracatçılarını zorluyor. Ancak, zorluklara rağmen Türkiye'nin ihracatındaki süreklilik devam ederken, Avrupa'dan gelen doğrudan yatırımlardaki artış dikkat çekiyor.
Bu Yıl İletişimin Yılı
Bu Yıl İletişimin Yılı
Uluslararası gelişmeler 2025 yılının çok hareketli geçeceğine işaret ediyor.
2025: Küresel Ekonomide Yeni Paradigmalar Yılı
2025: Küresel Ekonomide Yeni Paradigmalar Yılı
2025 yılı, merkez bankalarının parasal gevşemeye geçişiyle küresel ekonomide yeni bir dönemi başlatırken, Borsa İstanbul, gelişen piyasaların negatif görünümüne rağmen yükseliş potansiyeliyle öne çıkıyor.
Quo Vadis - Bu Yolculuk Nereye?
Quo Vadis - Bu Yolculuk Nereye?
Bitcoin, Trump döneminde artan kurumsal ilgi ve yeni düzenleyici adımlar ile finans dünyasında bir dönüşüm yaşıyor. Bitcoin ETF’lerine rekor yatırımlar ve MicroStrategy gibi şirketlerin agresif alımları, Bitcoin’de bundan sonraki hedefin neresi olacağı sorularını sordururken Altcoinler ise teknolojik yenilikler ve likidite akışlarıyla yeni fırsatlar elde etmeye çalışıyor.
Ekonominin Fren Mesafesi Uzuyor
Ekonominin Fren Mesafesi Uzuyor
Ekonomiyi soğutmaya yönelik tedbirler sonuç vermeye başladı. Ancak devam eden güçlü iç talep dezenflasyon sürecini yavaşlatıyor.
Avrupa’nın Teknolojik Geleceği Tehlikede
Avrupa’nın Teknolojik Geleceği Tehlikede
Avrupa, dijital dönüşüm ve teknoloji yarışında iddialı hedefler koydu. Ancak çip, batarya ve yapay zekâ projelerindeki gecikmeler, bölgenin küresel rekabet gücünü tehdit ediyor.
İş Dünyası Suriye’deki Fırsatlara Odaklandı
İş Dünyası Suriye’deki Fırsatlara Odaklandı
Suriyeli muhalifler 13 yıllık bir iç savaşın ardından Esad rejiminin 12 gün içinde devrilmesi ile hükümet kurmaya ve düzeni yeniden sağlamaya çalışıyor. Peki Türkiye-Suriye normalleşme süreci canlanacak mı? Kitlesel bir sığınmacı dönüşünün etkileri ne olur? Ankara-Şam hattındaki yeni dönem hangi sektörleri nasıl etkileyebilir?
İhracatçı 2025 İçin Umudunu Korumakta Zorlanıyor
İhracatçı 2025 İçin Umudunu Korumakta Zorlanıyor
Savaşlar, enflasyonist baskı, finansal kaygılar ve Çin rekabeti altında 2024 yılını geçiren ihracatçılar 2025 yılına umutla bakmak istiyor. Ancak başta döviz kuru olmak üzere bugünün sorunları geleceğin risklerini beslemeye devam edecek gibi…
Piyasaların Dönüşümünde Kadınlar ve Gençler Başrolde
Piyasaların Dönüşümünde Kadınlar ve Gençler Başrolde
Pandemi sonrası sermaye piyasalarına katılan milyonlarca yeni yatırımcı özellikle pay piyasaları ve yatırım fonlarının işleyişinde çok önemli değişikliklere neden olurken, bu dönemde katılımcıların yüzde 43’ünün kadın, yüzde 50’sinin ise 20-34 yaş grubundaki gençlerden oluştuğu görüldü.
İnsan ve Yapay Zeka Uyumu İş Dünyasını Nereye Taşıyor?
İnsan ve Yapay Zeka Uyumu İş Dünyasını Nereye Taşıyor?
Performans artışında yapay zekanın etkisi hızla büyüyor. Yapay zeka yetenek sınırları dahilinde kullanıldığında çalışanların üretkenliğini yüzde 40’a kadar yükseltirken, yanlış kullanım tam tersi bir etki yaratıyor. Şirketler ise artık teknik bir araç olmaktan çıkıp iş dünyasında stratejik bir partner haline gelen yapay zekanın kritik öneminin farkında… SAP’nin Joule sistemi de süreçler arası iş birliğiyle akıllı çözümler sunarak, karmaşık iş süreçlerini daha yönetilebilir hale getirmeyi amaçlıyor.
Ipsos Global Trendler 2024: Yeni Bir Uzlaşı Arayışı – 3
Ipsos Global Trendler 2024: Yeni Bir Uzlaşı Arayışı – 3
Kasım ayı yazımızda Ipsos Global Trendler’in ilk dördünü ele almıştık. Bu yazımızda ise trenleri incelemeye devam ediyor ve beş trende yakından bakıyoruz.
Lüks Tüketim Hız Kesmiyor
Lüks Tüketim Hız Kesmiyor
Rolls-Royce 2023 yılında dünyada satışlarını 6 bin 32 adet ile tamamlayarak bir rekora imza attı.
Doğum Gününde Nostradamus ve Kehanetleri: Otonom Araçlar
Doğum Gününde Nostradamus ve Kehanetleri: Otonom Araçlar
Artık sürücü olmanıza ya da bir sürücü ayarlamanıza gerek kalmadığında işlerin nasıl olacağını hayal etme zamanı geldi.
FedEx CEO’su “Veliaht”ın Gölgesinde Şirketi Dönüştürmeye Hazırlanıyor
FedEx CEO’su “Veliaht”ın Gölgesinde Şirketi Dönüştürmeye Hazırlanıyor
POT: FedEx’in efsanevi kurucusu Fred Smith, şirkette yarı emekli bir role geçti. CEO Raj Subramaniam ise artık şirketi dönüştürmek ve yatırımcıları yatıştırmak gibi karmaşık bir görevin yanı sıra veliaht gözüyle bakılan oğul Smith’e de dikkat etmek zorunda.
Shell’in Nijerya’daki Pisliğini Kim Temizleyecek?
Shell’in Nijerya’daki Pisliğini Kim Temizleyecek?
Enerji devi, sorumlu olduğu sızıntıları giderdiğini iddia ediyor. Eleştirmenler, bir yan kuruluşun satış önerisinin sayısız sızıntının bedelini ödemekten kaçınmasına yardımcı olabileceğini söylüyor.