Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

İş Dünyası

Her Şey Borçlanmakla Başladı
Aldığınız borçla kaynaklarınızı zenginleştirip üretimi artıramazsanız borç can yakar.
  • 14 Haziran 2024 09:44
  • Dr. Ali Yürüdü
Her Şey Borçlanmakla Başladı

Parayı aradığınızda bulabileceğiniz iki yer vardır. Ya kendi cebiniz; yani özkaynağınız, ya da başkasının cebi; yani dış finansmandır. Dünyada 2008 krizinden sonra para arandığında herkese ilk olarak başkasının cebindekini kullanmak mantıklı geldi. Ancak aslında bu eğilim nerdeyse 20 yıldır devam ediyor. İki büyük süper güç olan ABD ve Çin, bu borçlanma stratejisi ile dünyanın geriye kalanı ile arayı açtı. Şimdi ise geçen 20 yılın güç kaynağı olan borç, geleceklerini tehdit ediyor. Bu tehdit, ilk olarak 2008’de ikinci olarak ise pandemide belirgin hale geldi.


Gelişmiş ülkelere baktığımızda 2013 yılında borcun milli hasılaya oranı yüzde 110 seviyesindeyken 2023’te yüzde 119 seviyesine yükseldi. Önümüzdeki 10 yılda bir 10 puan daha yükselmesi bekleniyor. Aslan payı nerdeyse ortalamadan iki kat yukarda borçluluğuyla dikkat çeken Japonya’da. Mevcut durumda pandemi sonrası toparlanma ve Ukrayna-Rusya savaşını ana etken sayabileceğimiz kamu borçluluğunun devam eden riskleri ise jeopolitik ve iklim riskleri. Dolayısıyla kamu borcu riskinin azalması; sadece para politikalarındaki gevşeme ile doğru orantılı konuşabileceğimiz bir konu


Gelişen ülkelerde de durum çok farklı değil hatta daha kötü. 2013 yılında yüzde 36 olan kamu borcunun milli hasılaya oranı 2023’te yüzde 56’ya yükseldi. Önümüzdeki on yılda ise on puandan daha fazla artması bekleniyor. Bu borcun asıl sorumlusu gelişen ülkeler içinde Çin olmakla beraber, eğer faizlerde düşüş beklentisi olmasaydı büyüme tahminleri daha da aşağı gelecek ve gelişen ülkelerin borç riskini artıracaktı.


Bu arada değineceğim husus borcun bulunması değil, ne için kullanılacağı aslında. Çünkü her ülkenin kendine özgü kaynakları ve hedefleri var. Suudi Arabistan’ın petrolü, Rusya’nın doğalgazı mesela doğal kaynağa örnek gösterilebilir. Çin ve Hindistan gibi ülkelerde nüfus yoğundur, işgücü zengindir. Almanya gibi teknolojiye yatırım yapanlar, bugün kendilerine sanayi sektörünü geliştirip kaynak yarattılar. Bu kaynaklara sahip olmak, yaratmak ve üretmek için bir noktada diğerlerinden farklı bir şey yapmış olmak gerekir. Bunların yapmak istediklerinize yetişmediği yerde de borçlanırsınız. Eliniz ne kadar zayıfsa o kadar maliyetli borçlanırsınız. Ancak borç, nihayetinde borçtur ve kullandığınız kaynağı boşa harcamış olursanız ve paraya para katamayacak işler yapamazsanız, vadesi geldiğinde elinizde patlayacak bir bomba olur. Çünkü borç dediğimiz kavram, aslında bir nevi gelecekten çalmaktır. Ve faiz yani borcunuzun size maliyeti geleceğinizde kazanmayı beklediğinizden ödediğiniz paradır. Aldığınız borçla kaynaklarınızı zenginleştirip üretimi artıramazsanız borç can yakar.


Borç verimli kullanıldı demek için; borcu olanın potansiyel büyüme alanlarına odaklanması gerekir. Önce kötü örneği vereyim. Çin inşaat ve gayrimenkul alanlarına ağırlıkla yatırım yaptı ve borcunu büyüttü. Ancak inşaat büyümeye tek seferlik katkı sağlar, uzun vadeli değil. Benzer bir kaynak verimsizliğini bizde 2008 sonrası dönemde gördük. Para musluklarının açıldığı dünyada pastadan payımızı aldık. Ama o payı uzun dönemde büyümeye katkı sağlayacak yatırımlar varken inşaatta kullandık. Gelişen ülkelerde de Japonya kötü örnek gösterilebilir. Nitekim yaşlanan nüfus, bir yandan üretimi azaltırken bir yandan da kamunun sosyal güvenlik maliyetlerini artırıyor.


Almanya ise bütçe disiplini konusunda iyi bir örnektir. Avrupa ortalamasından düşük olan borçluluk göstergeleri şimdiye kadar kullandıkları borcu ağırlıkla sanayi ve teknolojiye ayırarak potansiyel büyümesine yaklaştırmış, üretimi sürekli hale getirmiştir. Her ne kadar Rusya’nın en büyük müşterisi olsa da Ukrayna-Rusya savaşı etkisiyle yükselen enerji fiyatlarıyla, ekonomisi direncini ispat etmiş gibi görünüyor.


Tarih bize bunların neticesinde bir mesaj veriyor. Evet belki Çin, yüksek borçluluğu ile risk altında. Ama geride bıraktığımız yıllarda borcu değerlendirdikleri yerler onları ABD ile rekabet eder hale getirdi. Şimdi ise yavaşlayan inşaat borçluluk üzerinde risk oluşturuyor. Almanya ise hep borcunu verimli kullandı ki; sağlam bir ekonomi emin adımlarla ilerliyor. Ekonomide her zaman belirsizlikler ve riskler vardır. Ama bir ülkenin sahip olduğu kaynakları efektif olarak değerlendirmesi, gelişen dünyaya ayak uydurabilmek için gerekirse borçlanması ama bu borcu sürdürülebilir bir büyüme için kaynak yaratmak için kullanması gerekir. Bugünün büyümesini hızlandırmak için kullanılan borca ödenen faizin bir ülkenin geleceğinden çalmak olduğunu unutmamak gerekir.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 34. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 34. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Şirket Çok Rapor Yok
Şirket Çok Rapor Yok
Borsa İstanbul’da şirket sayısı 550’yi aştı. Ancak bunların neredeyse yüzde 20’si analistlerin izleme listesinde bulunuyor. BIST 100 Endeksi’nde yer alan şirketlerin bile yarısından fazlasıyla ilgili doğru düzgün rapor bulunmuyor.
Herkes Afrika’yı Etki Alanına Alma Peşinde
Herkes Afrika’yı Etki Alanına Alma Peşinde
Afrika on yıllar boyunca açlık ve sefaletle boğuştu. Batılı ülkelerin sözde insani yardım hamleleri kıta genelinde önce ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi daha sonra da jeopolitik menfaatler ile nüfuz arayışını izledi. Son yıllarda Körfez sermayesi Rusya, Çin ve Hindistan’ın kıtadaki önemli yatırımlarını gölgede bırakıyor. Peki adeta etki alanı oluşturma sahasına dönmüş Afrika nasıl yeniden şekilleniyor?
ABD’de Wall Street’in Huzurunu Kaçıran Yeni Nesil Yatırımcılar
ABD’de Wall Street’in Huzurunu Kaçıran Yeni Nesil Yatırımcılar
ABD’de GameStop hisseleriyle ünlü olan ve kullandıkları alım-satım platformu tarafından durdurulana dek Wall Street’te uykuları kaçıran yeni nesil bireysel yatırımcılar nasıl ortaya çıktı ve gerçekten geldikleri gibi gittiler mi?
Pixar Yeniden Ayağa Kalkabilecek mi?
Pixar Yeniden Ayağa Kalkabilecek mi?
Başarısızlıkların ve yanlış adımların ardından animasyon stüdyosu, Ters Yüz 2’nin büyüsünü yeniden yakalamasına yardımcı olmasını istiyor.
Avrupa Sağa Çekmeye Devam Ediyor
Avrupa Sağa Çekmeye Devam Ediyor
Avrupa’da ev ödevini layıkıyla yapmayan merkez partilerden açılan boşluğu aşırı sağ partiler dolduruyor. Güçlenen aşırı sağ AB’nin kuruluş felsefesini yıpratırken Türkiye’nin AB üyeliğini de zora sokuyor.
Futbolun Kalbi Almanya'da Atacak | İnfografik
Futbolun Kalbi Almanya'da Atacak | İnfografik
Avrupa Futbol Şampiyonası başlıyor!
Kripto Paralara ETF Piyangosu Üçüncü Kez Çıkar mı?
Kripto Paralara ETF Piyangosu Üçüncü Kez Çıkar mı?
2024 kripto para piyasaları için ETF yılı oluyor. Peki ETF piyangosu üçüncü kez kripto para piyasalarına çıkar mı?
Paranın Uluslararası Fonu ve 80 Yılda Devri Alem
Paranın Uluslararası Fonu ve 80 Yılda Devri Alem
21. Yüzyıl başlangıcında IMF’nin konumu daha adil ve etkili politikalar geliştirebilmesine bağlı olacak.
Aradığınız Mavi Yakalıya Şu Anda Ulaşılamıyor
Aradığınız Mavi Yakalıya Şu Anda Ulaşılamıyor
Daha büyük beklentileri olan yeni nesil pek çok işi göz ardı ederken işveren mavi yakalı çalışan bulmakta zorlanıyor. Peki emek yoğun sektörlerde yaşanan mavi yaka sorunu nasıl çözülecek?
Yok Artık Lebron James!
Yok Artık Lebron James!
Amerikan Basketbol Ligi (NBA) 11 yıllığına 76 milyar dolarlık bir yayın sözleşmesi yapmaya hazırlanıyor. Söz konusu rakamlar küresel spor yayıncılığı açısından önemli bir dönemece işaret ediyor.
GM Apple CarPlay’i Gösterge Panelinden Kaldırdığı İçin Pişman Olacak mı?
GM Apple CarPlay’i Gösterge Panelinden Kaldırdığı İçin Pişman Olacak mı?
Detroit ve Cupertino arasındaki huzursuz ilişki, GM’nin yeni yazılımının kusurlu bir şekilde piyasaya sürülmesiyle gözler önüne seriliyor.
Bir Ekosistem Olduğumuzu Bir Türlü Anlayamadık
Bir Ekosistem Olduğumuzu Bir Türlü Anlayamadık
Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için…
Yeni Nesil CFO’lardan Beklenti Çok Yüksek
Yeni Nesil CFO’lardan Beklenti Çok Yüksek
Yeni Nesil CFO’lardan şirketin stratejilerine yön veren ve geleceğe daha fazla odaklanan bir yaklaşım göstermesi bekleniyor.
Çin ve Amerika Arasında Kıran Kırana Bir Yapay Zeka Yarışı
Çin ve Amerika Arasında Kıran Kırana Bir Yapay Zeka Yarışı
İki ülke arasında yapay zeka üzerinden devam eden rekabet sadece bu iki ülkenin değil, tüm dünyanın geleceğini belirleyecek.
Tüketiciler Sürdürülebilir Ürünler İstiyor
Tüketiciler Sürdürülebilir Ürünler İstiyor
Yıllardır marka yöneticileri, tüketicilerin sürdürülebilir ürünler satın almayı planladıklarını ancak aslında satın almadıklarını söylüyordu. Şirketler, ürünlerini daha sürdürülebilir hale getirmemek için bu geleneksel düşünceyi gerekçe olarak kullandılar. Bugün sürdürülebilir olarak pazarlanan ürünler artık bu geleneksel inanışın doğru olmadığını ortaya koyuyor.