Şirketlerin iletişimi her ne kadar kurumsal iletişim departmanlarına teslim edilmiş olsa da iletişim stratejisi aslında kolektif bir çabanın ürünü olmalı. Diğer türlü uzun vadede başarılı bir iletişimden ve güçlü bir itibar yönetiminden bahsedilmesi mümkün mü sizce?
İyi günlerde önemini anlamasak da işler iyi gitmediğinde, beklenmedik gelişmelerin varlığında, krizlerde, spekülatif haberlerin zor durumda bıraktığı zamanlarda en iyi duruşu sergileyenler hatta krizleri fırsata çevirmeyi başaranlar bu ortak çabayı gerçekleştirebilen şirketler…
Burada şirketin bu konudaki tecrübesi kadar, içeride sağladığı koordinasyon da önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Peki bu kolektif çabaya kimler dahil olmalı? Buna şirketin kurumsal iletişim bölümü kadar, halka açıksa yatırımcı ilişkileri, CEO, CFO ve tüm üst yönetimi hatta yönetim kurulunu da dahil edebiliriz, etmeliyiz de.
Uygulamaya baktığımızda, birçok şirketin organizasyon yapılarında farklı üst düzey yöneticilere raporlayan kurumsal iletişim, yatırımcı ilişkileri ve marka iletişimi gibi paydaşlarla iletişimini yöneten bölümlerinin çoğu zaman spesifik bir ihtiyaç yoksa bir araya gelmek gibi bir gündemleri olmuyor. Bu spesifik ihtiyaçlar da genellikle koordinasyon eksikliğinin ortaya çıkardığı durumlar.
Örneğin, şirketin CEO’sunun bir basın etkinliğinde kullandığı bir cümle veya sorulan bir soruya verdiği bir yanıt, dönüp dolaşıp Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda açıklama yapılması gereken bir konu haline gelebiliyor. Başka bir örnek olarak şirketin üst düzey yöneticilerinin kendi sosyal medya hesaplarından yaptıkları kontrolsüz açıklamaları da gösterebiliriz ki dünyanın en büyük şirketleri bile zaman zaman bu durumdan mustarip olabiliyor.
Bu kapsamda özellikle iletişim birimlerinin ve üst düzey yöneticilerin birbirlerinden habersiz olmaları ve aralarında yeterli koordinasyonu sağlamak üzere gerekli süreçleri oluşturamamış olmaları günümüzde bilginin yayılma hızına da baktığımızda kabul edilemez bir durum. Ancak şirketlerde bu konuda yeterli koordinasyon var mı, kontroller ve süreçler efektif işliyor mu oldukça büyük bir soru işareti? Yoksa bu konular uzun vadeli stratejiler yerine daha çok günü kurtarmaya yönelik bireysel çabalarla mı idare ediliyor?
Bu koordinasyonun değerinin anlaşılması için çok da büyük krizlerin çıkmasına gerek yok aslında. İletişime getireceği disiplin, farklı bakış açılarının sunacağı katma değer ve artıracağı farkındalık ile bireylerin ve bölümlerin bir takımın, ortak bir çabanın parçası olduğuna yapacağı vurgu aslında kontrolün sizde olduğuna dair önemli bir güvence sağlarken birçok krizi çıkmadan da bertaraf edecektir.
Bu alanda başarılı örnekleri görmek istiyorsak uzun yıllardır var olan veya uzun yıllardır halka açık şirketlerin açıklamalarına bir göz atın derim. Bu disiplini, yılların, kurumsallaşmanın ve muhtemelen sayısız krizin verdiği tecrübeyle onlarda çok daha iyi görebiliriz. Tabi doğal olarak bunu her şirket için söylemek mümkün değil.
Sonuç olarak, güçlü ve etkili bir iletişim sadece iletişim uzmanlarının tecrübesi ile sağlanabilecek bir durum değil de organizasyonel süreçlerin etkinliği ve bölümlerin ve kişilerin artan koordinasyonu ve farkındalığı ile başarılacak bir durum diyebilir miyiz?