İngiltere’de, 4 Temmuz’da yapılan genel seçimleri büyük farkla İşçi Partisi kazandı. 14 yıl sonra iktidara gelen İşçi Partisi 412 sandalye kazanarak, partinin eski liderlerinden Tonny Blair döneminden beri en büyük zaferini elde etti. Öte yandan ülkede 2010’dan bu yana iktidarda olan Muhafazakar Parti tarihi hezimete uğrayarak partinin 200 yıllık tarihindeki en düşük milletvekili sayısını çıkardı.
İskoç Özgürlük Partisi neredeyse haritadan silinirken Liberal Demokratlar büyük sıçrama yaptı. Aşırı sağcı, sıfır göç politikasını savunan Reform UK Partisi 5 milletvekili çıkardı. Partinin lideri Nigel Farage, sekizinci denemesinde meclise girmeyi başardı.
Seçimlere katılım oranı yüzde 60 ile 2001’den beri en düşük seviyeye geriledi. Sandığa gitmeyen küskün seçmenlerin sayısına bakıldığında İşçi Partisi’nin zaferinde büyük eksiklik göze çarpıyordu. Seçmenlerin tercihi üzerinde, İşçi Partisi yönetiminin başarısından öte, Muhafazakar Parti’nin kötü yönetimi etkili oldu. Seçmen değişim istiyordu.
Muhafazakârlar neden tarihi yenilgi aldı?
Birleşik Krallık’ı Brexit oylamasına iktidarda olan Muhafazakâr Parti götürmüştü. Brexit tartışmalarıyla iç siyaset alevlendi. Brexit sürecinin kötü yönetilmesinin ardından Başbakanlık koltuğuna oturan Boris Johnson, Partygate skandalı nedeniyle üç yıl sonra istifa etmek zorunda kaldı. Ardından göreve gelen Liz Truss’ın mini bütçe paketinin piyasalarda yarattığı türbülans, seçmenler arasında huzursuzluğu artırdı. Truss, sadece 49 gün görev yaptıktan sonra istifa ederek İngiltere’nin en kısa süre görevde kalan başbakanı oldu.
Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle yaşam maliyeti krizi büyüdü, ülkede enflasyon 2022 sonlarında yüzde 11,1 ile zirve yaptı. Enerji fiyatlarında rekor artışın yaşandığı dönemde enerji ve doğalgaz faturaları kabardı. Enflasyonu kontrol altına almayı hedefleyen yönetim, kamu sektöründe ücretlere enflasyonun altında zam yaptı. Zaten Brexit sonrası sektörlerde yaşanan personel sıkıntısı, ülke genelinde artan grevlerle daha da büyüdü. Ulaştırmadan sağlığa kadar hemen hemen tüm sektörler grevlerden etkilendi. Halkın sağlık hizmetlerinden memnuniyeti rekor düşük seviyeye geriledi. Ulusal Sağlık Servisi NHS’te rutin tedavi için bekleyenlerin sayısı 8 milyona yaklaştı.
İşçi Partisi ulusal sağlık sistemini iyileştirmesi vadediyor
İşçi Partisi’nin en büyük vaatlerinden biri Ulusal Sağlık Servisi’ni iyileştirmek ve ayda ek 40 bin randevu oluşturmak. NHS’deki bekleme listelerinin temizlenmesi için yıllık 1,3 milyar sterlinlik ek fon sağlamayı planlıyor. Bu fonun bir kısmı, yurt dışı vergi statüsünün kaldırılmasıyla elde edilecek.
Planın büyük bölümü ise modernizasyon ve verimlilik artışına dayanıyor.
İşçi Partisi her ne kadar gelir vergisi, KDV ve ulusal sigortayı arttırmayacağını taahhüt etse de, varlıklı kesim üzerindeki vergileri artıracağı beklentisi var. Sermaye vergisinde artış ihtimali üzerinde duruluyor. Diğer yandan ülkedeki yabancı uyruklulara sağlanan avantajlı vergi statüsünü kaldıracaklarını açıklamasının ardından ülkede ikamet eden zengin yatırımcılar arasında “çıkış planı” hareketliliği yaşanıyor. Non-dom statüsünün kaldırılmasıyla 3 milyar sterlin yakın bir kaynak elde edilmesi planlanıyor. Non-dom statüsünün kaldırılmasıyla İngiltere’nin “cazibe merkezi” olma özelliğini yitirebileceği belirtiliyor.
Ücret alt sınırını yenileme vaadi
İşçi Partisi hükümetinin bir başka vaadi ise, ücret alt sınırını “gerçek bir yaşam ücretini” yansıtacak şekilde yenilemek. Maliye Bakanı Rachel Reeves, göreve gelmesinin ardından ilk konuşmasında, İşçi Partisi’nin “daha müreffeh, daha iyi işlerde makul ücretler ödenen bir ülke” yaratmak ve çalışan aileler için ücretleri artırarak “hayat pahalılığı krizinin nedenlerini” ele almak istediğini söyledi. Ancak iş grupları, istihdam uzmanları ve ekonomistler, asgari ücretin artırılmasına yönelik sürekli baskının enflasyonu körükleme, işletmeleri sıkıştırma ve daha düşük ücretli çalışanların çocuk bakımı ve işe gidip gelme maliyetlerini düşürmek için tasarlanan programlardan yararlanamama riskini taşıdığını ifade ediyor.
Starmer’ın ücretleri artırma hedefini iş dünyası grupları ve İngiltere Merkez Bankası ile karşı karşıya getirme tehlikesi taşıyor.
İş dünyası grupları, Nisan ayında yürürlüğe giren ve asgari ücretteki yüzde 10’luk artışın şirket bütçelerini zorladığından ve işe alım kabiliyetlerini sınırladığından şikayet ediyor.
İngiltere Merkez Bankası (BOE), borçlanma maliyetlerini 16 yılın en yüksek seviyesinden aşağı çekip çekmeyeceğine karar vereceği Ağustos ayındaki toplantısı öncesinde İşçi Partisi’nin ücretleri
artırma planlarını yakından izliyor.
Hükümetin bazı vergilerde artışa gitmesi kaçınılmaz
Kurumlardan arka arkaya İngiltere hükümetine yüksek kamu borcu uyarısı geliyor. Mali Araştırmalar Enstitüsü (IFS), geçen ayki değerlendirmesinde, Birleşik Krallık’ın son 60 yılın en yüksek borç seviyesine, neredeyse rekor seviyedeki yüksek vergilere ve kamu hizmetleri gözle görülür bir şekilde zorlanırken artan kamu harcamalarına dikkat çekti.
Kuruma göre, Birleşik Krallık’ın başlıca siyasi partileri manifestolarında kamu maliyesine ilişkin kritik konuları ele almakta başarısız oldular ve önümüzdeki beş yıl içinde vergilerin artırılmaması
“önemli bir sürpriz” olur.
Greenwich Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Cem Oyvat, İşçi Partisi programına bakıldığında, önceki
İşçi Partisi programlarına göre risk almayan, daha merkezde duran bir program olduğunun dikkat
çekiyor. Muhafazakar iktidara göre çok büyük radikal değişimler olmayacağını bildiren Oyvat, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Üç büyük verginin değiştirilmeyeceği vadediliyor, sadece özel okulların KDV’lerinde artış vaadi var. Program büyümenin İşçi Partisi iktidarı boyunca artacağı ve bu şekilde vergi gelirlerinin ciddi anlamda artacağı varsayımına dayanıyor. Yapılan yorumlardan bazıları da şunu söylüyor, eğer bu büyüme artışı yakalanamazsa İşçi Partisi, bütçe açığını kapatmak için servet kazancı vergisi gibi vergilerde artışa gidebileceği yorumları yapılıyor. Bence de böyle bir ihtimal var. Bütçe tarafında büyük bir endişe oluşursa varlıklı kesimi hedef alan vergi artışlarından yanayım. Bizim çalışmalarımızda da daha varlıklı kesimden vergi alınan ve kamu harcamalarıyla desteklenen programların hem gelir eşitsizliğini azaltma anlamında hem de büyüme ve istihdam yaratma anlamında çok olumlu etkilerinin olduğunu biliyoruz.”
İşçi Partisi’nden büyümeyi canlandırma planı
İşçi Partisi’nin temel vaadi, büyümeyi canlandırmak. Hatta İşçi Partisi lideri Starmer, yıllık yüzde 2,5 büyüme oranı hedefliyor. Mevcut koşullar göz önüne alındığında bu büyüme rakamına ulaşması kolay gözükmüyor. Hükümet, durdurulan konut inşaatı projelerinin önünü açmak için planlama reformu gibi önlemlere odaklanacak, beş yılda 1,5 milyon yeni konut inşa etmeyi hedefliyor.
Hükümet, limanlara, gigafactory’lere ve çeliğe para aktaracak 7,3 milyar sterlinlik bir ulusal varlık fonu oluşturma sözü verdi.
Goldman Sachs, İşçi Partisi’nin mali politika gündeminin “yakın vadede talep büyümesine mütevazi bir destek” sağlamasını beklediğini kaydederek 2025 ve 2026 için GSYH büyüme tahminlerini yüzde 0,1 puan yükseltti. Goldman Sachs ekonomistlerine göre, planlama sistemindeki reformlar konut inşasını ve verimliliği artırabilir ve AB ile daha yakın ticari bağlar Brexit’in bazı maliyetlerini azaltabilir.
İşçi Partisi iktidarının AB ile ilişkilerde yeni bir dönem getirmesi bekleniyor. Brexit nedeniyle çalkantılı bir dönem geçiren İngiltere-AB ilişkileri istikrar kazanabilir.
Starmer, Gümrük Birliğine yeniden katılmayı ve serbest dolaşımı reddetse de AB’nin Emisyon Ticaret Sistemi ile bağlantı kurma ihtimaline dikkat çekiliyor. Ticaret kontrollerinin gevşetilmesi ve potansiyel savunma paktı anlaşması hedefler arasında yer alıyor.