Türkiye’de milyonlarca kullanıcıya sahip olan Instagram, yaşamın ve iş dünyasının önemli bir parçası haline gelmiş durumda. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de Instagram kullanıcı sayısı 40 milyonun üzerinde ve bu kullanıcılar platformu hem kişisel paylaşımlar hem de ticari faaliyetler için yoğun bir şekilde kullanıyor. Ancak, 2 Ağustos 2024 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından alınan bir kararla, Instagram’a erişim engellendi. Bu engellemenin sebebi, çocuklara yönelik cinsel istismar, intihara teşvik ve Atatürk’e hakaret gibi katalog suçların platformda yeterince kontrol edilmemesi olarak açıklandı. Bu gelişme, hem bireyleri hem de işletmeleri derinden etkiledi.
Kapatmanın ekonomik etkileri çok büyük
Instagram’ın kapatılması, dijital ekonomi açıdan pek çok olumsuz etkiye sahip. Türkiye’de Instagram üzerinden günlük rezervasyon, satış gibi aksiyonların yaklaşık 1,9 milyar TL’lik bir ticaret hacmi söz konusu. Platformun kapanmasıyla birlikte, bu ticaret hacmi ciddi bir darbe aldı ve birçok küçük ve orta ölçekli işletme, satışlarını kaybetti. Söz konusu kayıplara farklı başlıklar açısından bakacak olursak, kapanma nedeniyle bu işletmeler ciddi maddi kayıplar yaşadı. Online satışların durması, işletmelerin nakit akışını olumsuz etkiledi ve bazı işletmeler iflasın eşiğine geldi diyebiliriz.
Ayrıca işletmeler, Instagram üzerinden müşterileriyle doğrudan iletişim kurarak müşteri memnuniyetini artırıyorlardı.
Kapanma, bu etkileşimi kesintiye uğrattı ve müşteri memnuniyetsizliği de arttırdı. Müşteri sadakatinin azalması, uzun vadede daha büyük zararlara yol açabilir gibi duruyor. Diğer yandan birçok işletme, Instagram reklamları üzerinden doğru kitlelere ulaşarak ürün ve hizmetlerini tanıtıyordu. Platformun kapatılması, reklam kampanyalarının durmasına ve dolayısıyla reklamlar üzerinden gelen gelirlerinin ve ekonomik değerlerinin düşmesine neden oldu. Bu ekonomik durumu alternatif stratejiler ile aşmak için markaların çok hızlı aksiyon alması gerekiyor.
Alternatif Dijital İletişim Stratejileri Neler?
Bu süreçte işletmeler, dijital pazarlama faaliyetlerini sürdürebilmek için alternatif stratejiler geliştirmek zorunda; Diğer Sosyal Medya Platformları: Facebook, Twitter, LinkedIn ve TikTok gibi platformlar, Instagram’ın yokluğunda işletmelerin dijital pazarlama faaliyetlerini devam ettirebilecekleri önemli kanallar haline geldi diyebiliriz. Özellikle Facebook ve TikTok, geniş kullanıcı tabanları ve güçlü etkileşim özellikleri ile öne çıktı. E-Posta Pazarlaması: E-posta listeleri güncellenerek düzenli haber bültenleri, promosyonlar ve ürün tanıtımları kişiselleştirilmiş pazarlama açısından büyük önem taşıyor. Web Sitesi ve Blog: İşletmeler, web sitelerinin SEO optimizasyonunu güçlendirerek organik trafiği arttırabilir.
Bilgilendirici ve değerli blog içerikleri oluşturarak hem SEO performansını iyileştirebilir hem de müşteri etkileşimini artırabilirler. E-Ticaret Platformları: Amazon, eBay, Etsy gibi uluslararası platformlarda mağaza açarak ürünlerin geniş kitlelere ulaşması sağlanabilir. Yerel e-ticaret siteleri de bu süreçte önemli bir rol oynayabilir. Online Reklamcılık: Google Ads ve programatik reklamcılık gibi alternatif dijital reklam kanalları kullanılarak Instagram’a alternatif olarak geniş ve doğru kitlelere ulaşılması da mümkün. Dijital Kimliği Mecralardan Bağımsız Düşünebilmek Tüm bu süreçleri incelediğimizde Instagram’ın Türkiye’de kapatılması, dijital ekonomi üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattı diyebiliriz.
Ancak, bu süreçte işletmeler alternatif dijital iletişim stratejileri geliştirerek olası zararları minimize etmeye çalışabilir. Dijital pazarlama faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi, bu tür krizlere karşı daha dirençli bir yapının oluşmasına katkı sağlayacaktır. Ayrıca sadece devletler ile mecralar arasındaki sorunları değil, mecraların yok olabileceği veya kendi kendine de kapanabileceği gerçeğini de düşünerek hareket etmek büyük önem taşıyor. Gelecekte benzer durumlarla karşılaşmamak için, işletmelerin dijital pazarlama stratejilerini sürekli olarak gözden geçirmeleri ve çeşitlendirmeleri dijital marka kimliğinin önümüzdeki yıllardaki en büyük sınavı olacak gibi duruyor.