Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Ekonomi

İşsizlik Dibi Gördü
İşveren tarafında işçilik giderlerinin toplam giderler içindeki payının hızla yükseldiği bir seneyi geride bırakırken istihdam artırmak bir yana işsizliğin artmasının önüne geçmek gerekiyor.
  • 1 Kasım 2024 01:37
  • Dr. Ali Yürüdü
İşsizlik Dibi Gördü

Ülkemizin tüm makroekonomik göstergelerinin içerisinde, en olumlulardan sayabileceğimiz verilerin istihdam piyasasına ait olduğunu söyleyebilirim. Ekonomik aktiviteye göre, hizmet sektöründe ağırlığın fazla olmasını her ne kadar doğru bulmasam da sadece sayılar üzerinden gidersek Türkiye ekonomisi istihdam yaratabilmektedir. En azından şimdiye kadar böyleydi.


Geçtiğimiz yıl, bir önceki yıla göre 880 bin, 2024 yılının son açıklanan verilerine göre ise bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyasladığımızda 1 milyonu aşkın istihdam yarattık. Hem istihdam oranımız arttı, hem de işsizlik oranımız azaldı. Bizim gibi gelişen ekonomilerin hızlı büyüyebildiği dönemler vardır. Genişleyici diyebileceğimiz makroekonomik politikalar, istihdam piyasasında meyvelerini hızlı vermeye başlar. Nitekim hızlı büyümeler, beraberinde enflasyon getirebildiği ve ülkemiz büyürken enflasyon üretme maharetine sahip olduğundan dolayı, işveren, ihtiyacı olan istihdamı ne kadar erken yaratabilirse o kadar fayda sağlar. Büyümenin ivme kaybettiği dönemlerde ise devletler devreye girer. Çünkü istihdam piyasası, başta siyaset bakış açısıyla seçmenin kalbidir. Hiçbir hükümet, işsizliğin arttığı bir devrin müsebbibi olmak istemez. Bunun dünyada en bilindik örneğini salgın döneminde gördük. Bizde de işverene prim desteği gibi birçok farklı yöntemle istihdam piyasasını koruduk. O dönem uygulanan genişleyici makroekonomik politikalar bir yandan üretim kapasitesini de artırdığımız için, hem işsizliğe engel oldu, hem de üzerine istihdam yarattık.


Şimdi ise bu döngünün tersine döneceği eşiğe yaklaşıyoruz. İlk dokuz aylık verilere göre bütçemiz prim desteği kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu’na tüm yıl için aktarılacak tutarın aşıldığını gösteriyor. Dolayısıyla işverene istihdamı koruması için verilen destekler; sıkı maliye politikası uygulaması kapsamında ne kadar devam eder kısmından emin olmamakla birlikte; hali hazırda parlak diye bahsettiğim istihdamın bir de görünmeyen yüzümüz olan kayıt dışılığa doğru kaydırma riskinin gündeme alınması gerekeceğini gösterir.


Gelelim brüt 20 bin 3 TL, net 17 bin 2 TL olarak uygulanan asgari ücrete Temmuz’da ara zam yapılmazken, önümüzde yıl geçerli olacak asgari ücret zammı milyonlarca çalışanın ve pek tabii işverenin gündeminde. Mevcut durumda 17 bin 2 TL olan net asgari ücret, dört kişilik ailenin zorunlu temel gereksinimlerini hesaplayan açlık sınırının gerisinde kalıyor. Hükümetin son dönemde kamuoyuna yansıyan açıklamalarından, enflasyona endeksli bir artış yapılacağı anlaşılıyor. Ancak buradaki temel tartışma 2025 yılında Orta Vadeli Program’ın enflasyon beklentilerine paralel bir artışla yapılırsa, yani yüzde 17.2 oranında bir artıştan, eğer son 12 aylık TÜFE üzerinden gidersek yüzde 40 civarı bir artıştan bahsediyor olacağımız anlamına geliyor. 12 aylık TÜFE dediğimiz ise 2024 yılının son enflasyon rakamı, bu da yine beklentiler doğrultusunda gerçekleşirse yüzde 40’a tekabül ediyor.


Diğer yandan merkezi yönetim bütçemizin uygulama sonuçları yılbaşından bu yana 1 trilyon TL’yi aşkın açığımız olduğunu gösteriyor. Sadece durum tespiti yapmak adına, Türkiye’de finansal kesim dışındaki firmaların 289 milyar dolarlık yükümlülükleri, 165,5 milyarlık varlıkları var. Hedefimiz seneye yine yüzde 4 büyüme. Talep zayıf. Enflasyon katı. Hayat pahalı. Bu kompozisyonda işçinin de işverenin de kaynak yaratılmadan, üretim hacmi artırılmadan, hatta daha kime ne için üretileceği muğlakken, 2025 yılında 532 bin kişilik istihdamı nasıl yaratacağımız kısmı bence soru işareti. Endişem ise işveren kanadında maliyet kısılmaya ilk olarak istihdamdan başlanması. Ücret artışlarını enflasyona göre ayarlamak elbette açıklanabilir. Ama bizim gibi enflasyonu da öngörülemez ve oynak olan ülkelerde gerçekleşen ve beklenen enflasyon arasındaki farkın bu denli büyük olması çalışan kesim açısından öngörülemezliği büyütüyor. Ama bu sene, geminin mevcut yükünün de fazla olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla işveren tarafında işçilik giderlerinin toplam giderler içindeki payının hızla yükseldiği bir seneyi geride bırakacağız. Talebin zayıf olduğu yerde, istihdam artırmak bir yana işsizliğin artmasının önüne geçmek gerekiyor. Dolayısıyla çalışan her zaman hakkını almalı, ama bu sene işveren itirazının daha sesli olabileceğini de göz ardı etmeden önlem alınmalı diye düşünüyorum.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bodrum Cup Dünyaya Yelken Açacak
Bodrum Cup Dünyaya Yelken Açacak
Son iki yıldır “Maximiles Black The Bodrum Cup” adıyla düzenlenen ve her yıl Ekim ayının üçüncü haftasını bir yelkenli şenliğine çeviren yarışlar Ekim ayının tamamını kapsayacak bir denizcilik festivaline dönüşüyor.
Otomotiv İhracatında Oyun Planı Değişecek mi?
Otomotiv İhracatında Oyun Planı Değişecek mi?
Avrupa pazarındaki yavaşlama, finansmana erişimde yaşanan zorluklar ve düşük seyreden döviz kurları gibi zorluklara karşın otomotiv endüstrisi ihracatta rekor kırmaya hazırlanıyor.
Palyatif Bir Kavram Olarak Yakınlardan Tedarik (Nearshoring): Aslanlar Sofrasından Artık Kapmak…
Palyatif Bir Kavram Olarak Yakınlardan Tedarik (Nearshoring): Aslanlar Sofrasından Artık Kapmak…
Nearshoring bir takım palyatif faydalar sağlayabilir ancak asıl soru bunun sürdürülebilir bir strateji olup olmadığıdır.
Asya’da Bayrak Değişimi: İnovasyonda Rekabet ve Elektrikli Araç Ekosistemi
Asya’da Bayrak Değişimi: İnovasyonda Rekabet ve Elektrikli Araç Ekosistemi
Asya’da Japonya bir zamanlar küresel teknoloji inovasyonuna öncülük ediyordu. Nasıl bu kadar geride kaldı sorusu bir yana, Çin ile bayrak değişimi, otomotiv sektöründeki dönüşüm ve teknolojinin neler getirdiğini incelemek geleceği görmek ve planlama açısından oldukça önemli.
‘Fentanil Aşısı’ Uzak Bir İhtimal Ama Buna Değebilir
‘Fentanil Aşısı’ Uzak Bir İhtimal Ama Buna Değebilir
Üzerinde çalışılan aşılar opioid bağımlılığını tedavi etmeyecek ama kazara yaşanan aşırı doz ölümlerin çoğunu önleyebilir.
Hayat Kurtaran Tedaviler Neden Rafa Kaldırılıyor?
Hayat Kurtaran Tedaviler Neden Rafa Kaldırılıyor?
DNA’nın değiştirilmesinin oyunun kurallarını değiştirmesi gerekiyordu. Ancak ilaç şirketleri ve Wall Street, üretimi pahalı olan tedavilerden geri çekiliyor ve ebeveynleri araştırmaları kendi başlarına finanse etmek zorunda bırakıyor.
BYD Küresel Elektrik Araç Piyasasına Meydan Okuyor
BYD Küresel Elektrik Araç Piyasasına Meydan Okuyor
Çinli elektrikli otomotiv devi, otomobilleriyle pazarlara akın ederken, ABD hızla büyüyen markayı dışarıda tutmak için elinden geleni yapıyor.
Zirvesine Hasret Hisseler
Zirvesine Hasret Hisseler
Borsa İstanbul’da yılın ilk yarısında rekorlar kıran hisse senedi fiyatları, temmuz ayından bu yana devam eden düşüş trendi ile yatırımcısına zirveleri mumla arayacak, üzerine şiirler, mektuplar yazdıracak duruma geldi.
Sermaye Piyasalarında İki Yüzü Keskin Bıçak: Yapay Zeka
Sermaye Piyasalarında İki Yüzü Keskin Bıçak: Yapay Zeka
Yapay zeka ve algoritmalar, finansal piyasalarda hızlı ve doğru bir şekilde karmaşık işlemleri gerçekleştirme potansiyeline erişti. Peki bu ne kadar iyi?
İkinci Trump Dönemi Küresel Ekonomiyi Kökten Değiştirebilir
İkinci Trump Dönemi Küresel Ekonomiyi Kökten Değiştirebilir
ABD’de 5 Kasım’da yapılacak 60. Başkanlık seçim süreci tüm dünyada yakından izleniyor. Küresel ekonominin neredeyse dörtte birini temsil eden ülkede, Donald Trump’ın yarışı Kamala Harris’in çok az farkla önünde götürdüğü belirtiliyor. Peki Amerika’daki başkanlık seçimi dünya ticareti için ne anlama geliyor? ABD başkanlık seçimlerinin küresel ekonomi ve ticarete etkileri neler olacak?
Piyasalar Kırmızı ile Mavi Arasında
Piyasalar Kırmızı ile Mavi Arasında
Amerikan seçimleri asla sadece Amerika’nın değil, global ekonomik dinamiklerin de bir parçası ve bu her bir yatırımcının göz önünde bulundurması gereken bir gerçek. 2024 seçimleri, sektörlerin geleceği üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak. Seçimlerin yalnızca siyasi değil, ekonomik sonuçlar doğuracağı açık. Önümüzdeki günler, sadece ABD ekonomisinin değil, dünya ekonomisinin yönü açısından kritik bir dönüm noktası da olacak.
Ücretlendirme Uygulamalarında Şeffaflık Artıyor
Ücretlendirme Uygulamalarında Şeffaflık Artıyor
Üst düzey yöneticilere ödenen ücretlerin açıklanması sermaye piyasalarında daha fazla şeffaflık anlamına gelebilir.
Enerjide 80 Milyar Dolarlık Dönüşüm
Enerjide 80 Milyar Dolarlık Dönüşüm
Türkiye yaklaşık 30 bin megavat olan güneş ve rüzgar enerjisi kurulu gücünü, 2035 yılına kadar dört kat artırarak 120 bin megavata ulaştırmayı hedefliyor. Söz konusu hedefler için 80 milyar dolar yatırıma ihtiyaç duyulurken, yatırım çekmek için izin süreleri iki yıl ve altına indirilecek, her yıl 2 bin megavatlık RES ve GES ihalesine çıkılacak, finansmanı kolaylaştırmak için 20 yıl alım garantisi verilecek. Böylece öngörülebilir bir yatırım ortamı sunularak yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelmesi sağlanacak.
İngiltere Hükümeti’nden 40 Milyar Sterlinlik Vergi Artışıyla “Yeniden İnşa” Hamlesi
İngiltere Hükümeti’nden 40 Milyar Sterlinlik Vergi Artışıyla “Yeniden İnşa” Hamlesi
İşçi Partisi hükümetinin ilk bütçesinde, kamu hizmetlerini finanse etmek ve ekonomiyi onarma hedefiyle kapsamlı vergi artışları açıklandı. Bakan Reeves, ekonomide uzun vadeli yenilenme planını duyururken, sermaye kazancı ve ulusal sigorta vergilerinde köklü değişiklikler yapılacağını belirtti.