Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

Jeo-Ekonomik Parçalanma, IMF’nin Endişeleri ve Türkiye
IMF makalesi, küreselleşme, ticari ve ekonomik bütünleşme sonrasında dünya ekonomisinin çok ciddi bir parçalanmaya işaret ediyor.
  • 22 Aralık 2023 14:52
  • Şahin Yaman Ekonomist, Türkiye DTÖ Eski Müzakerecisi
Jeo-Ekonomik Parçalanma, IMF’nin Endişeleri ve Türkiye

15 Ocak 2023 tarihinde aşağı yukarı bir yıl önce IMF Ekonomistleri tarafından yılın makalesi addedilebilecek ‘Jeoekonomik Parçalanma ve Çok Taraflılığın Geleceği’ (Geoeconomic Fragmentation and the Future of Multilateralism) adlı bir makale yayımlandı . Makalede, onlarca yıllık küreselleşme, ticari ve ekonomik bütünleşme sonrasında dünya ekonomisinin çok ciddi bir parçalanma ve ayrışma riskiyle karşı karşıya olduğuna vurgu yapıyor. Bilindiği üzere Dünya Ekonomisi çok uzun dalgalı bir küreselleşme süreci tecrübe ediyor:


i. Sanayileşme Dönemi (1870-1914): Küresel ticaret, Arjatin, Avustralya, Kanada, Avrupa ve ABD tarafından domine edilirken, altın standardı yerleşti, ulaşım gelişmesi ticaret maliyetlerini düşürdü ve hacmini artırdı.


ii. Yavaşlayan Küreselleşme (1870-1914) (Slowbalization): İkinci Dünya Savaşı Sonrası Dönem (Bretton Woods Dönemi): Yeni kurulan IMF, Dünya Bankası ve GATT gibi kurumların karakterize ettiği, ABD dolarının sistemde anahtar rolü üstlenmesi, savaş sonrası toparlanma ve ticaret liberalizasyon, ekonomik büyümenin hızlanması.


iii.Liberalizasyon Dönemi (2000’ler sonrası): Büyük gelişmekte olan ekonomiler, özellikle Çin, ticaret engellerini kaldırdı.1995’te kurulan DTÖ (WTO), ticaret anlaşmalarını denetleyen çok taraflı bir kurum oldu. Uluslararası ekonomik işbirliği artarak, sınır ötesi sermaye akışları genişledi. iv. 2008 Krizi Sonrası Küreselleşmenin Yavaşlama (Slowbalization) Dönemi: 2008-2010 finansal krizi sonrası, sınır ötesi kredi ve ticaret genişlemesi yavaşladı. Toplamda ve genel olarak küreselleşme, 1870-1914 dönemine benzer bir yavaşlama sürecine girdi.


Yazıda yukarıda özetlenen uzun soluklu küreselleşme döneminin çok özel bir kırılma evresinde olduğumuza ve bu sürecin olumsuz şekilde değişeceğine dair beklenti ve tespitler var.


Ayrıca, Dünya ekonomisinin, 2008 Küresel mali krizin ardından yaşanan sığ ve eşitsiz ekonomik toparlanma ertesinde, Birleşik Krallık ve AB arasındaki Brexit süreci, Trump yönetimiyle iyice alevlenen ABD-Çin ticaret çatışmaları ile akabinde küresel düzlemde sayısı gittikçe artan askeri çatışmanın etkisi altında kaldığı belirtiliyor. Diğer önemli bir tespit ise, düzenli küresel mal ve sermaye akışları dönemin sona erdiği ve uluslararası ticari kısıtlamalarının şiddetlendiği bir dönemde, COVID-19 pandemisi ve Rusya’nın Ukrayna özel operasyonu gibi olayların uluslararası ilişkilerin sinir uçlarını sınadığına, küreselleşmenin ve uluslararasılaşmanın faydalarına yönelik şüpheciliği artırdığına vurgu yapıyor.


Yazarlar “jeoekonomik parçalanma (geoeconomic fragmentation)” olarak adlandırdıkları bir olgu etrafında, çok boyutlu bir süreç olan küresel ekonomik bütünleşmenin ülkelerce alınan politik kararlarla tersine dönüşünün potansiyel ekonomik sonuçlarını keşfetmeyi amaçlayan IMF Personelinin kendi aralarında bir Tartışma Notu aslında. Yılın makalesi addedilebilecek kapsam, derinlik ve çok boyutlulukta bir yazı olduğunu belirtelim.


Makale küreselleşmenin faydalarının birçok alanda hissedildiğini, jeoekonomik parçalanmanın olumsuz sonuçlarının da birçok alanda hissedileceğinin altını net bir şekilde çiziyor. Özetle Yazıda;



  • Küresel ticaretteki ayrışma ve parçalanma sebebiyle Dünya GSYİH’sinde meydana gelecek maliyetin yüzde 0,2 ile yüzde 7 arasında değişebileceğini, teknolojik kopmanın ticaret kısıtlamalarından kaynaklanan kayıpları önemli ölçüde artırabileceğini belirtiyor.

  • Dünya ekonomisindeki GSYİH kayıplarına, bazı ülkelerde teknolojik çatışma ve ayrışmaların etkisiyle meydana gelecek menfi etkiler de eklendiğinde bahse konu kayıpların yüzde 8 ila yüzde 12’ye ulaşabileceği belirtiliyor

  • Yazıda vurgulanan en önemli hususlardan bir tanesi ise jeoekonomik parçalanma sürecinin küresel finans sistemi üzerindeki etkisi. Jeoekonomik parçalanmanın uluslararası para sistemini ve küresel finansal güvenlik ağını zorlayabileceğini, finansal globalleşmenin “finansal bölgeselleşmeye” ve parçalanmış bir küresel ödeme sistemine dönüşebileceğini belirtiyor

  • Genel olarak ve tüm dünya ekonomisi için, Jeoekonomik parçalanma, uluslararası risk paylaşımını azaltarak makroekonomik oynaklığı artırabileceği, daha ciddi krizlere ve ulusal rezervler üzerinde daha fazla baskıya neden olabileceği belirtiliyor

  • Yazı jeoekonomik parçalanma riskleriyle başa çıkmak için çok taraflı kurallar(Bretton Woods, BM v.d) temelli çok taraflı sistemin dünya değişimine adapte olması gerektiğini belirtiyor. Ancak, mevcut jeopolitik gerçekler göz önüne alındığında, çok taraflı uzlaşma yoluyla ilerlemenin her zaman mümkün olmayabileceğini, sistemin işleyişine dair güvenin ülkelerin tercihlerine ve birlikte çalışma isteklerine bağlı olarak aşamalı olarak yeniden inşa edilmesi gerekebileceğini belirtiyor.


Dünya Ekonomisinin Mevcut Durumu ve Türkiye


Dünya ekonomisinin bugünkü yapısı ve çok taraflı kurumları, büyük ölçüde şu an ABD Hegemonyası ile birlikte sona ermekte olan II. Dünya Savaşı sonrası Bretton Woods Liberalizasyon dönemi tarafından şekillendirilmiş olup birkaç önemli özelliğe sahiptir.


Halihazırda:



  • Dünya ekonomisinde ülkeler arasındaki bağlantılar ağı son derece karmaşık hale gelmiş; mal ve hizmet ticareti, finansal akışlar ve insan-bilgi hareketliliği artmıştır.

  • Tedarik zincirleri küreselleşmiş ve ara mal ticareti, nihai mal ticaretini geçmiştir.

  • Kritik mal üretimi yoğunlaşmış ve bu durum, küresel değer zincirlerini piyasa gücü, lojistik riskler ve jeopolitik kesintilere karşı kırılgan hale getirmiştir.

  • Gelişmekte olan ekonomiler, artık küresel ekonomide başat rol oynamaktadır; 1995’te AB, Japonya, Birleşik Krallık ve ABD’nin küresel GSMH payı yüzde 74 iken bu oran 2019’da yüzde 50’ye düşmüştür. Çin, küresel imalatın üçte birini tek başına gerçekleştirmektedir. Bu dönüşümün birdenbire algılanması ya da kabullenilmesi çok kolay olmasa gerek


Türkiye’nin Rolü


Jeoekonomik Parçalanmanın(GEF) risklerini ve etkilerini azaltmak mevcut jeopolitik ortamda, çok taraflı uzlaşma yoluyla ilerleme her zaman mümkün olmayabileceğinden hareketle Türkiye;



  1. Kendi ekonomik ve güvenlik çıkarlarını dikkate alarak öncelikle tebarüz etmekte olan Çok Kutuplu Yeni Dünya Düzenine hazırlık babında çok taraflı (Multilateral), çoklu (Plurilateral) ikili (Bilateral) müzakere tekniklerini güvenlik, ticaret, finans ve uluslararası örgütler bağlamında kendi ulusal çıkarları ekseninde optimize etmeli

  2. Ticaret, finansman, enerji-çevre-teknoloji temelli yeni bir ekonomik milli güvenlik ve milli güvenlik temelli bir ekonomik ulusal sistem tercihi yapmalı, finansal ve ticari açıdan ekonomik bağımlılıklardan kaynaklanan riskleri kabul edilebilir seviyelere çekmelidir.

  3. Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi olan ve oluşan yeni dünya düzeninin potansiyel müzakere karargahının yer alacağı Asya bölgesi ile çok somut ve etkili ticaret, finans, teknoloji ve kültürel kanallar açmalı. Yeni dünya düzeninde oynayacağı aktif rolün provasını yapmaya şimdiden başlamalıdır

  4. 1930’lu yıllarda Gelişme Yolundaki Ülkeler için bir para fonu (IMF) ve Dünya Bankası kurulması fikrini geliştiren Türkiye Cumhuriyeti 21. YY yapay zeka çağının yeni sistem tasarımını yapacak devlet zekasına sahip olduğunu uluslararası ekonomik sistem tasarımında da aktif rol alarak tüm dünyaya göstermelidir.



Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 10. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 10. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Küçük Şirketler Acı Çekiyor
Küçük Şirketler Acı Çekiyor
Müşteriler hâlâ harcama yapıyorken durgunluktan bahsetmek için henüz çok erken. Ancak yüksek borçlanma maliyetleri yüzünden ABD’de küçük şirketler “acı çekiyor”
Avrupa Yapay Zekâ Kurallarına Neden Göz Kırptı?
Avrupa Yapay Zekâ Kurallarına Neden Göz Kırptı?
Bir start-up için çalışan eski bir Fransız yetkili, bölgedeki sektörü korumak için bir kampanya başlattı
Çipleri Sıvıya Daldırmak
Çipleri Sıvıya Daldırmak
Veri merkezleri, sunucuları hava yerine sıvı ile soğutma konusunda daha ciddi hale geliyor
Kitleleri Oyalama Araçları
Kitleleri Oyalama Araçları
Nicolas Maduro Venezuela’da iktidarda kalmak için ne kadar ileri gidecek?
Enerji Şirketleri Pakistan'ı Nasıl Soğuğa Mahkum Etti?
Enerji Şirketleri Pakistan'ı Nasıl Soğuğa Mahkum Etti?
Dünyanın en yoksul ülkelerinden biri olan Pakistan, ihtiyaç duyduğu enerji için gerekli anlaşmaları yaptığını düşünüyordu. Bunun yerine enerji piyasası tüccarlarından unutamayacakları bir ders aldı.
Arjantin’in Yeni Başkanı Gerçeklerle Yüzleşiyor
Arjantin’in Yeni Başkanı Gerçeklerle Yüzleşiyor
Kampanya dönemindeki ateşli politikacının yerini daha pragmatik bir politikacı aldı
İhtiyaç Kredileri Uygulamaları Asya'da Yayılıyor
İhtiyaç Kredileri Uygulamaları Asya'da Yayılıyor
Suçlular akıllı telefonları kullanarak borç almak isteyen kişileri hedef alıyor
2023’ün Hediyesi, Tematik Fonlara Yarayan Teknoloji Hisse Performansları
2023’ün Hediyesi, Tematik Fonlara Yarayan Teknoloji Hisse Performansları
Zor geçen 2023 yılında BES-OKS ve Yatırım Fonları yine birikim sahiplerine olanaklar sunabildi.
Eğitimde “Tabanı” Yükseltmek “Zirveye” Ulaşmak Kadar Önemli
Eğitimde “Tabanı” Yükseltmek “Zirveye” Ulaşmak Kadar Önemli
Türkiye’de en alt yeterlik düzeyi olarak tanımlanan, okuduğunu anlamakta ve basit işlemleri yapmakta zorluk çeken öğrenci oranı yüzde 38,7. Türkiye’nin bu öğrencileri bir üst seviyeye çekmesi en üst seviyedeki öğrenci sayısını artırmaktan daha önemli.
Aranan Yabancıya Artık Ulaşılıyor
Aranan Yabancıya Artık Ulaşılıyor
Ekonomi politikasındaki normalleşme sonucu, yabancıların TL varlıklara ilgisi artıyor. Son haftalarda TL varlıklara giren yabancı tutarı 8 milyar dolara yaklaştı. Sırada New York’taki Yatırımcı toplantısı var...
Hükümetler yapay zekayı uygulamaya ne kadar hazır?
Hükümetler yapay zekayı uygulamaya ne kadar hazır?
Oxford Insights'ın "Hükümet Yapay Zeka Hazırlık Endeksi, 2023" çalışması, ülkelerin yapay zekaya ne kadar hazır olup olmadıklarının bir resmini çiziyor. 193 ülkeyi kapsayan çalışmanın ilk iki sırasında ABD ile Singapur yer alırken, Türkiye ise sıralamada 47. oldu.
“Orta Halli İyi Bir Yıl Bekliyoruz”
“Orta Halli İyi Bir Yıl Bekliyoruz”
Moody’s Analytics Başekonomisti Mark Zandi, Ciner Medya Grubu ABD Temsilcisi Ali Çınar’ın sorularını yanıtladı
Yeşilin Temposu Düşüyor
Yeşilin Temposu Düşüyor
Enerji dönüşümüne hızlı başlayan Türkiye, finansman maliyetleri, yavaş kalan Ar-Ge ve devletin süreçlere fazla müdahalesi nedeniyle temposunu kaybetmeye başlamış gibi görünüyor.
Yeşil Dönüşüm: Hem Risk Hem Fırsat
Yeşil Dönüşüm: Hem Risk Hem Fırsat
Küresel ekonomi için 2,5 trilyon dolar risk yaratan iklim krizi, 2026’da AB’ye karbon vergisi ödemeye başlayacak olan Türkiye’yi de ekonomik açıdan etkileyecek. Ancak bu süreç 800 milyar doları bulan dönüşüm fonları nedeniyle Türkiye için risk olduğu kadar fırsat da barındırıyor.
Artısı... Eksisi...
Artısı... Eksisi...
Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yazdı;
Belirsizlik Korkusu Reel Sektöre İki Yıl Sonra ‘Maaş Hesabı’ Yaptırıyor
Belirsizlik Korkusu Reel Sektöre İki Yıl Sonra ‘Maaş Hesabı’ Yaptırıyor
İki sene boyunca hem ucuz kaynaktan hem de canlı ekonomiden yararlanan şirketler bu kez sıkılaşma ve belirsizlikten korkuyor. İki yıl enflasyon farkı ve refah paylarını fiyatlara yediren şirketler, asgari ücret ve maaş artışından bu kez çekiniyor. Artıştan en fazla etkilenecek sektörler tarım, inşaat, tekstil ve konaklama...
Halka Arzlar Tabana İndi
Halka Arzlar Tabana İndi
Borsa İstanbul’u 8 milyon yatırımcının üzerine taşıyan, “eşit dağıtım uygulaması” çerçevesinde milyonlarca yatırımcının katıldığı halka arzlarda “tavan tavan” dönemi kapanıyor mu? Son yapılan halka arzlarda yaşanan hızlı dağılmalar, tabana girilen onbinlerce emir, halka arz fiyatının altına gelen hisseleri tutmak için ihraççılar tarafından yapılan destek alımları... Borsa, eskiden bildiğimiz, kurumsal yatırımcılı, yabancı yatırımcı katılımlı ama “daha az tavanlı” halka arz dönemine dönüyor olabilir mi?
Ücrette Büyük Sıkışma
Ücrette Büyük Sıkışma
Yüksek enflasyon ve finansman koşulları ücrette son yılların en büyük arz-talep sıkışmasına yol açtı. Dev sanayi kuruluşlarının yer aldığı metal toplu sözleşmesinde istenen ve teklif edilen zam arasında makasın çok açık olmasına asgari ücretteki gerilim de eklenince ücret pazarlıklarında tansiyon yükseldi. Son yıllarda ücretlerin asgari ücretin yüzde 20-50 fazlası aralığına sıkışması gerilimi artırıyor.