Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Teknoloji

Kadınlar Yapay Zekâ Kullanımında Erkeklerin Gerisinde Kalıyor
Yapay zekânın hızlı gelişimi iş hayatında cinsiyet eşitsizliğinin artmasına neden olabilir. Kadınların yapay zekâ kullanımında erkeklerin gerisinde kalması, gelecek yıllarda kariyerleri için tehdit oluşturuyor. Çözüm ise eğitimde fırsat eşitliği, yeterli mentorluk ve destek ağlarında yatıyor.
  • 6 Eylül 2024 11:38
Kadınlar Yapay Zekâ Kullanımında Erkeklerin Gerisinde Kalıyor

Son günlerde çok sık gündeme gelen teknoloji rallisi küresel ortamda devamlılık getirebilecek mi soruları ışığında en çok konuşulan konulardan biri yapay zekâ ve yapay zekânın yaşamımıza entegrasyonu. Yapay zekânın gelişimi ve ChatGPT gibi sohbet botlarının gösterdiği atılım günlük yaşamımızda çeşitli değişikliklere yol açtı. Özellikle iş gücü piyasasında oluşan istihdam kaybı kaygıları ve yapay zekâya bağlı yeni iş kollarının oluşumu gibi değişimler beraberinde toplumsal ayrışmaları da getirdi. Dolayısıyla yapay zekânın hayatımıza neler katacağı ve hayatımızdan neler götüreceği konularında ciddi görüş ayrılıkları var.


Sektör fark etmeksizin herkesin hemfikir olduğu bir olgu varsa o da bu değişim sürecine en hızlı adapte olanın kazanacağı. ABD ve küreseldeki işverenlerle yapılan bir ankete göre işverenlerin yüzde 90’ından fazlası 2028 yılına kadar yapay zekâ kullanımının kurumlarında yaygınlaşmasını bekliyor, yüzde 66’sı ise yapay zekâ becerileri olmayan bir kişiye iş vermeyeceğini söylüyor. Yapay zekâ becerilerinin istihdamda bu kadar ön plana çıktığı bir dönemde özellikle internet kullanımıyla birlikte yaşamımıza giren dijital cinsiyet ayrımı kavramı tekrar su yüzüne çıkıyor. Çünkü kadınların ve erkeklerin yapay zekâ kullanımında eşit becerilere sahip olmadığını yahut şartlarının farklılık gösterdiğini belirten araştırmalar var. 2024 yılında yapılan Chicago Üniversitesi’nden Anders Humlum ve Copenhagen Üniversitesi’nden Emilie Vestergaarde ile NHH Üniversitesi’nden Daniel Carvajal’a ait iki araştırma bu varsayımı destekler nitelikte.


Chic ago Üniversitesi’nden Anders Humlum ve Copenhagen Üniversitesi’nden Emilie Vestergaarde tarafından yapılan araştırmada Kasım 2023-Ocak 2024 arasında 11 meslek grubundan 100 bin kişiyle anket yapılıyor. Araştırmadaki kişilerin tamamı ChatGPT’nin varlığından haberdar iken yarısı geçmişte herhangi bir dönemde ChatGPT kullandığını söylüyor.


Araştırmada aynı sektörde ve aynı pozisyonda çalışsalar dahi kadınların ChatGPT kullanımına erkeklere kıyasla çok daha az meyilli olduğu bulgusuna ulaşılıyor. Genele bakıldığında aynı meslek grubundaki kadınların ChatGPT kullanımı erkeklerden yüzde 20 daha düşük iken aynı şirkette ve aynı pozisyonlarda çalışan kadın ve erkeklerde bu fark yüzde 16’ya iniyor. Sektörlere göre bu rakamlar değişiklik gösteriyor. Örneğin öğretmenlerde ChatGPT kullanımı erkeklerde yüzde 50 civarındayken kadınlarda bu oran üçte bire düşüyor. Yazılım geliştiricilerde ise erkeklerin üçte ikisi ChatGPT kullandıklarını belirtirken kadınlarda bu rakam yüzde 50’den daha az.


NHH Üniversitesi’ndeki kadın ve erkek öğrenciler baz alınarak yapılan Daniel Carvajal’ın araştırmasında ise yine kadın öğrencilerin erkek öğrencilere kıyasla yüzde 18 daha az ChatGPT kullandığı görüldü. Öğrencilere ChatGPT kullanım sıklıkları sorulduğunda ChatGPT’yi duymuş olan fakat kullanmayan öğrenci oranı kadınlarda yüzde 11,2 iken erkeklerde yüzde 2,5 olarak tespit edildi. Sadece birkaç kez kullandığını belirten kadınlar (yüzde 31,9) erkeklerden (yüzde 23) daha fazla iken sürekli kullandığını belirten kesimde erkekler (yüzde 44,3) kadınlara (yüzde 24,5) baskın geldi.


Aynı araştırmada yapay zekâ kullanımını ve adaptasyonu etkileyen 3 önemli faktör olduğu gözlemlendi:



  • Kişisel tercihler


Araştırmadaki kadınların yüzde 63’ü ChatGPT kullanımının zor olduğunu düşünmezken yüzde 68’i ChatGPT kullanmaktan keyif aldığını ifade ediyor. Fakat iki durum için de gözlemlenen erkek yüzdesi daha yüksek. Bu, erkeklerin kadınlara kıyasla ChatGPT ’ye yönelik daha güçlü tercihler beslediğini ve ChatGPT kullanımını daha kolay gördüğünü gösteriyor.



  • Yapay zekâya yönelik algı


Kullanıcılarda yapay zekâya yönelik 4 temel algı oluştuğu görülüyor:


-Yapay zekâ kullanımı kopya çekmekten farksız


Yapay zekânın etik olmadığını/ kopya çekmek olduğunu düşünen öğrencilerde kullanımın düştüğü gözlemlendi. Öğrencilerin yüzde 83’ü öğrenme amaçlı kullanılan ChatGPT’nin kopya çekmek olmadığını düşünüyor, yüzde 58’i ise ödevlere yardımcı olarak kullanıldığında etik olarak bir sıkıntı görmüyor.


Burada belirtilmesi gereken bir diğer unsur ise farklı akademik performans seviyelerindeki kadın ve erkeklerde ChatGPT kullanımına yönelik tepkilerin değişkenlik göstermesi. Örneğin yüksek akademik performanslı kadınlarda ChatGPT kullanımının düştüğü gözlemleniyor. Araştırmada yer alan en yüksek akademik performanslı kadınlarda ChatGPT kullanımı yüzde 40 civarındayken en düşük performanslı kadınlarda bu oran yüzde 80’e yakın. Düşük performanslı kadınların yapay zekâ kullanım oranı hemen hemen erkeklerinkiyle aynı. Erkeklerde ise farklı akademik performans gruplarında yapay zekâ kullanımının homojen dağıldığı tespit edildi. Bu durumun gerekçelendirmesine bakıldığında, başarılı kadınların kendilerini kanıtlama ihtiyaçlarının yapay zekâ kullanımlarının önüne geçtiği iddia ediliyor. Bu kadınların çevrelerindeki kişilerde kendileriyle ilgili yanlış algılar yaratmaktan çekinmesi söz konusu. Durum böyleyken kadınların ilerideki iş yaşamında da aynı sebeplerle yapay zekâ kullanmaktan kaçınmaya erkeklerden daha meyilli olacağını düşünmek yanlış olmaz. Araştırmada bahsedilen bu durum kadınlar özelinde bir kısır döngü yaratıyor. Çünkü bu iddianın kaçınılmaz bir sonucu: Becerilerinin sorgulanmasından endişe duyan yetkin bir kadının gerekli yapay zekâ becerilerini edinmekten mahrum kalması. Bu, yapay zekâ kullanımında cinsiyetler arasındaki farkı açabilecek faktörlerden sadece biri.



Bu faktör sadece kadınlar için geçerli olmamakla birlikte araştırmada, kadınların yapay zekâya komut verme yeteneklerinin bu gibi sebeplerden erkeklerin gerisinde kaldığına dair veriler mevcut. Araştırmaya katılan kadınların ChatGPT ‘ye girdiği komutların sadece yüzde 24,9’u doğru geri dönüş sağlıyor. Yani araştırmadaki kadınların ChatGPT’ ye verdiği 108 komuttan sadece 27’si istenen cevaba ulaştırıyor. Erkeklerde ise ortalamada her üç komuttan biri doğru sonuç veriyor.


-Yapay zekâ kullanımı işin kalitesini yükseltiyor


Yapay zekâ kullanımında rol oynayan önemli faktörlerden biri de kullanıcıların yapay zekânın kullanışlı olup olmadığına dair inançları. Bunu anlayabilmek için araştırmada öğrencilere ChatGPT kullanımının temel avantajlarının neler olduğunu düşündükleri soruldu. Kadınların sadece yüzde 17’si yapay zekâ kullanımının notlarına katkıda bulunduğuna inandıklarını söylerken erkeklerin yüzde 32’si aynı görüşü paylaştı. Ayrıca kadınların yüzde 29’u yapay zekânın yapılan işin kalitesini arttırdığına inanırken erkeklerin yüzde 42’si bu inanca sahip. Bunların yanına bir de ChatGPT’nin öğrenme süreçlerini kolaylaştırdığına yönelik görüş eklenebilir. Kadınlarda bu görüşe olan inanç yüzde 48, erkeklerde ise yüzde 63 seviyesinde. Genele bakıldığında yapay zekânın kullanışlılığına dair algı erkeklerde kadınlara kıyasla çok daha kuvvetli. Bu, kullanım oranlarının erkeklerde daha yüksek olmasını açıklayan faktörlerden bir diğeri.


-Yapay zekâ üretti, o halde doğrudur


Yapay zekâ tarafından sağlanan bilginin kesinliğine duyulan güven, teknolojinin kullanımını büyük oranda arttırıyor.


-Yapay zekâyı iyi kullanıyorum, o halde kullanmaya devam edebilirim


Kadınların kendi yapay zekâ becerilerine duydukları güven yapay zekâ kullanımına olan isteklerini büyük oranda etkileyebiliyor. Kadınların yüzde 60’ı ve erkeklerin yüzde 80’i yapay zekâya verdikleri komuta dair belli bir güven hissettiklerini belirtiyor. Fakat erkeklerin yüzde 40’ı yapay zekâya verdikleri komuta fazlasıyla güvenirken kadınların sadece yüzde 17’si aynı oranda güven sergiliyor.


Yapay zekâya verilen komuta duyulan güven duygusunun yanı sıra birinci denemede komutu başarısız olan kadınların yüzde 58’inin iki ya da daha fazla kez komut vermeye meyilli olduğu gözlemlendi. Bu rakam erkeklerde yüzde 73. Araştırmadaki bu oranlara bakıldığında erkeklerin yapay zekâdan başarılı sonuçlar alması olasılığının komutlarını devam ettirme konusundaki kararlılıklarıyla yükseldiğini görülüyor. Cinsiyetler arasında yapay zekâ becerilerinde gözlemlenen uçurumun bir kısmını da bu faktör açıklıyor.


Araştırma sonuçlarına göre güven faktörünün cinsiyetlerin yapay zekâ kullanımına dayalı farkı arttırması iki potansiyel çıkarımla açıklanabilir. Birincisi erkeklerin yapay zekâya komut vermekte daha usta olması ve buna güvenerek hareket etmesi, ikincisi ise erkeklerin kendi yapay zekâ becerileri konusunda fazla özgüvenli olması ve bu özgüvenin getirdiği motivasyonla becerilerini geliştirmesi. Cinsiyetler arasında aşırı özgüvene yönelik fark açık olmakla birlikte erkeklerin yüzde 65’inin kendi becerilerine dair sağlıklı fikirleri olduğu tespit edildi. Bu, araştırmaya göre yine erkeklerin yapay zekâ becerilerinin daha gelişmiş olduğunun bir göstergesi.



  • Deneyim veya maruziyet


Yapay zekâ kullanımı her zaman algıya ya da inanışlara yönelik faktörlerden etkilenmiyor. Araştırmaya göre aynı zamanda geçmiş deneyimlerin ve çevresel faktörlerin de kişilerin yapay zekâ kullanımı üzerinde ciddi etkileri var. Erkekler hem çevrelerinde ChatGPT’ye daha fazla maruz kalıyor hem de yukarıda belirttiğimiz sebeplerden dolayı konuda daha fazla deneyime sahipler. Teknolojide Kadın Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney bu konuda bize bildirdiği görüşlerinde, “Teknoloji eğitimi ve fırsatlarına erişimde cinsiyet farklılıkları rol oynuyor. Erkeklerin teknolojiye daha erken yaşlardan itibaren maruz kalmaları ve bu alanda cesaretlendirilmeleri, onların güvenini artırırken, kız çocukları genellikle aynı düzeyde teşvik edilmiyor. Bu durum, yetişkinlikte de kadınların teknolojiye yönelik özgüven eksikliğine yol açabiliyor. Ayrıca, yapay zekâ sistemlerinin bazen cinsiyet yanlılıkları barındırması, kadınların bu teknolojilere güvenini sarsabiliyor. Örneğin, yapay zekâ tarafından önerilen çözümler veya algoritmik kararlar, kadınlar aleyhine yanlılıklar içerebiliyor. Bu tür olumsuz deneyimler, kadınların yapay zekâ kullanımında kendilerini daha güvensiz hissetmelerine neden olabiliyor” ifadelerini kullandı.


Saydığımız maddeler haricinde araştırmada kadınların yapay zekâ kullanımına ilişkin belirtilen bir diğer nokta daha var. Bu, aslında kadınların kendilerine yönelik yanlış algılar yaratmaktan çekinmesiyle ilişkili bir nokta: Kadınların erkeklere kıyasla otorite figürleriyle ve sosyal normlarla olan ilişkisinin daha bağlayıcı olması. Tabi bu başlı başına incelenmesi gereken ve çeşitli sosyo-kültürel faktörlerden etkilenebilecek bir toplumsal mesele. Fakat genel hatlarıyla bakmak gerekirse okul ve iş yeri gibi ortamlarda getirilecek yapay zekâ kullanımı kısıtlamalarının bu konudaki dijital cinsiyet ayrımını derinleştirebilecek bir etken olduğu görülüyor. Özellikle kadın öğrencilerde yapay zekâ teknolojilerinin kullanımına uyum sağlamada bu konuda var olan kuralların ve otorite figürlerinin tavsiyelerinin ciddi etki yarattığı belirtiliyor. Burada yapay zekânın öğrenme süreçlerine olumlu katkıda bulunması herhangi bir farklılık oluşturmuyor. Aksi şekilde, otorite figürleri tarafından bu konuda getirilecek teşviklerin kadın-erkek arasında yapay zekâ kullanımında görülen uçurumu kapatmada etkili olabileceği söyleniyor.


“Yapay zekâ kadınlara rekabet avantajı sağlıyor”


Gittikçe değişen ve işe alım süreçlerinde yapay zekâ yetkinliklerine giderek daha çok kıymet veren bir iş gücü piyasasında kadınların iş olanaklarına erişimi, ChatGPT kullanımında ortaya çıkan cinsiyet farklılıklarıyla birlikte geleceğe yönelik endişe verici bir olguya dönüştü. Yapay zekâ becerisi talep eden işlerin gelecekte giderek artacağı biliniyor. Ağustos’ta bin 143 işe alım yöneticisiyle yapılan bir ankette yöneticilerin yapay zekâ becerisi olan yüksek performanslı kadınları olmayanlara kıyasla işe alım süreçlerinde yüzde 8 daha çok öncelediği vurgulandı.


Teknolojide Kadın Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney kadınların bu konudaki istihdamına yönelik, “Yapay zekâ, artık birçok sektörde kritik bir beceri olarak kabul ediliyor ve bu alanda yetkinlik sahibi olmak, kadınlara rekabet avantajı sağlıyor. Yapay zekâ becerileri, sadece teknik rollerde değil, aynı zamanda iş analitiği, veri bilimi, pazarlama stratejileri ve hatta insan kaynakları gibi alanlarda da değerli hale gelmiş durumda. Bu beceriler, kadınların yenilikçi çözümler üretmelerine, karar verme süreçlerinde veri odaklı yaklaşımlar geliştirmelerine ve şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarına katkı sunmalarına olanak tanıyor. Dolayısıyla, yapay zekâ bilgisi, kadınların iş gücünde daha stratejik ve liderlik pozisyonlarına ulaşmalarını kolaylaştırabilir. Ancak, burada önemli bir noktaya da dikkat çekmek gerekir: Kadınların yapay zekâ becerilerine erişiminde hala çeşitli engeller bulunabiliyor. Eğitimde fırsat eşitliği, yeterli mentorluk ve destek ağlarının eksikliği gibi faktörler, kadınların bu alanda gelişimini sınırlayabilir. Bu yüzden, kadınların yapay zekâ alanında güçlenmeleri için eğitim ve destek programlarının artırılması, kapsayıcı iş ortamlarının oluşturulması kritik önem taşıyor” dedi.


Kadınların yapay zekâ alanında hem temel yetkinliklerini geliştirmesine hem de istihdamda paylarının arttırılmasına olanak sağlayacak bazı çözüm önerileri var. Özellikle Türkiye’de bu sorunun giderilmesine yönelik Zehra Öney’den aldığımız görüşlerde, “Öncelikle, eğitim büyük bir rol oynuyor. Kadınların yapay zekâ ve ilgili teknolojiler konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlamak için eğitim imkânları genişletilmeli. Okullarda ve üniversitelerde kız öğrencileri teşvik edecek STEM programları, çevrimiçi kurslar ve atölyeler sunulmalı. Bu tür eğitimler, kadınların yapay zekâ gibi teknik konularda özgüvenlerini artırarak, onları bu alana yönlendirebilir.


Rol modellerin ve mentorluk programlarının da önemi büyük. Kadınların, kendilerine ilham verecek ve onlara yol gösterecek başarılı kadın liderleri görmeleri çok değerli. Bu yüzden, teknoloji alanında başarılı kadınların görünürlüğünü artırmak ve mentorluk fırsatları sunmak, kadınların bu alandaki varlığını güçlendirebilir.


Ayrıca, işverenlerin kapsayıcı iş ortamları oluşturması gerekiyor. Kadınların kendilerini güvende ve rahat hissedebilecekleri çalışma koşulları yaratmak, onların bu alanlarda kariyer yapmalarını teşvik eder. Esnek çalışma saatleri, uzaktan çalışma imkânları ve eşit fırsatlar sunan iş kültürü, kadınların teknoloji ve yapay zekâ alanına daha fazla katılımını destekleyebilir.


Türkiye’deki kadın teknoloji toplulukları ve dernekleri de bu konuda önemli bir rol oynuyor. Kadınların bu topluluklara katılarak destek almaları, bilgi paylaşımı yapmaları ve sektörle daha yakından etkileşimde bulunmaları büyük fark yaratabilir” çözümleri sunuldu.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 46. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 46. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Tarımda Geç Gelen “Bahar”
Tarımda Geç Gelen “Bahar”
Türkiye’nin tarımda yıllardır devam eden sorunlarının çözümü için önemli adımlar gelmeye başladı. Sözleşmeli tarım, 2 yıl boş kalan arazilerin kiralanması, planlı üretim gibi hamleler, “reform” arayışının başlangıcı olabilir mi?
Ekonomik Dalgalanmalarda C-Suite İçin Dijital Öncülük Misyonu
Ekonomik Dalgalanmalarda C-Suite İçin Dijital Öncülük Misyonu
C-Suite liderlerinin şirket içinde dijital öncülük çağını başlatması için, teknolojik araçları benimsemekten öteye geçmesi gerekiyor.
Yüzde 5 Efsanesi
Yüzde 5 Efsanesi
Yüzde 5 büyüme potansiyelimizi gelişmiş bir ülke olana kadar sağlamak istiyorsak öncelikle yapısal reform kavramının içini doldurmamız gerekiyor.
Uzun Vadede Değer Üretmek Diye Bir Şey Var mı Gerçekten?
Uzun Vadede Değer Üretmek Diye Bir Şey Var mı Gerçekten?
Uzun vadede hayatta kalabilmek müşterinizin bugün ne istediğinden çok gelecekte ne isteyebileceğini öngörebilmekten geçiyor.
Bilgisayarlar Yapay Zekânın Gelişim Hızını Yakalama Peşinde
Bilgisayarlar Yapay Zekânın Gelişim Hızını Yakalama Peşinde
Yapay zekânın hızlı gelişimiyle birlikte pil ömrü uzun, daha hızlı ve verimli bilgisayarlara ihtiyaç arttı. Bunu sağlamak üzere daha güçlü işlemciler üzerinde çalışan bilişim sektöründe Intel tanıttığı yeni işlemcisiyle bir adım öne çıkmış görünüyor.
Amerika, Bazı Yapay Zekâ Ürünlerini Avrupa’da  Piyasaya Sürmüyor
Amerika, Bazı Yapay Zekâ Ürünlerini Avrupa’da Piyasaya Sürmüyor
Meta ve Apple, Avrupa’daki düzenleyici atmosferi gerekçe göstererek önemli yapay zekâ ürünlerini kıtada piyasaya sürmüyor. Ancak bu hamle daha önce de görülmüştü.
Vadeli İyimserlik
Vadeli İyimserlik
Orta Vadeli Program’da gelecek yıl büyümenin potansiyeline yakın seyredeceği, enflasyonda ise sert düşüş yaşanacağı öngörüldü. Ekonomistler, 2025 için TCMB’nin potansiyel altı büyüme gösteren “çıktı açığı” beklentisiyle OVP’nin yüzde 4’e hızlanmasını bekleyen tahmini arasında hangisine “yakınsayacak?”
Türkiye’nin Stratejik Hamlesi, BRICS ve Çok Kutuplu Dünya Ekonomisine Hazırlık
Türkiye’nin Stratejik Hamlesi, BRICS ve Çok Kutuplu Dünya Ekonomisine Hazırlık
Türkiye, BRICS ülkeleriyle stratejik ilişkiler kurarak ve Asya merkezli jeoekonomik fırsatları değerlendirerek küresel ekonomik arenada önemli bir rol oynayabilir.
Almanya’da Aşırı Sağın Yükselişinin Sırrı Ne?
Almanya’da Aşırı Sağın Yükselişinin Sırrı Ne?
Nazi sloganlarını benimseyen ve ülkede Yahudi soykırım anıtı dikildiği için buna “Utanç Anıtı” adını veren aşırı sağcı Björn Höcke, nasıl oldu da 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez Nazi sempatizanı bir partiyi Thüringen’de iktidara taşıdı?
Eurobond İhraçlarının Altın Yılı
Eurobond İhraçlarının Altın Yılı
“Rasyonel” politika, düşen CDS ve pahalanan TL krediler, eurobond ihraçlarını uçurdu. Türkiye yılbaşından bu yana gerçekleştirdiği 20 milyar doları aşan rekor eurobond ihracıyla uluslararası finansman sahnesinde yerini sağlamlaştırdı. Hem kamu hem de özel sektörün güçlü hamleleriyle dikkat çeken Türkiye, küresel yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor.
Jules Verne Dünyasında Yol Almak: Yirminci Yüzyılda Paris
Jules Verne Dünyasında Yol Almak: Yirminci Yüzyılda Paris
“Bilim Kurgunun Babası” Jules Verne, buharlı gemiler ve telgraf çağında yaşadı ama bir asırdan fazla bir süre boyunca icat edilemeyecek teknolojileri hayal edebildi.
Uçan Arabaların Trilyon Dolarlık Geleceği
Uçan Arabaların Trilyon Dolarlık Geleceği
Mürettebatsız uçuşla yeni bir döneme giren hava yolculuğunda bir tarafta Boeing gibi sektör devleri yer alırken diğer tarafta ise Ehang ve Joby gibi yeni ortaya çıkan dinamik startuplar yer alıyor.
Tarih Tekerrür Eder mi?
Tarih Tekerrür Eder mi?
Borsanın dalgalı seyrettiği dönemlerde hisselerin fiyatları gerileyerek tarihi zirvelerinden uzaklaşır. Ancak geçmiş tecrübeler gösteriyor ki şirketin mali durumu iyiyse, ciddi bir sıkıntısı yoksa işler düzeldiğinde hisse fiyatları tarihi zirvelerini tekrar görür hatta çok daha üzerine çıkabilir. O halde Mayıs’tan bu yana yaşanan dalgalı seyir zirvesinden uzaklaşmış hisseler için fırsat olabilir mi?
Ultra Lüks Segmentte Hizmet Verecek Ilma İlk Seferine Çıktı
Ultra Lüks Segmentte Hizmet Verecek Ilma İlk Seferine Çıktı
Ritz-Carlton Yacht Collection’un yakında görücüye çıkacak 448 yolcu kapasiteli gemisi, tamamen mahremiyet odaklı kardeşinin neredeyse iki katı büyüklüğünde. Ancak büyüklüğüne rağmen Ilma, bir yolcu gemisinden çok daha fazlasını sunuyor.
2 Trilyon Dolarlık Maliyete Sahip Limanların Önemi Artıyor
2 Trilyon Dolarlık Maliyete Sahip Limanların Önemi Artıyor
Küresel ticarete açılan kapılar yeni rekabet, otomasyon ve yeşil enerji çağında maliyetli dönüşümlerle karşı karşıya.