Dünya geneline baktığımızda speedtest.net tarafından sağlanan Haziran 2024 verilerine göre ortalama bazda mobil internette ilk sırayı 334,63 Mbps indirme hızı ve 26,16 Mbps yükleme hızıyla Katar alırken sabit internette ise Singapur 285 Mbps indirme hızı ve 240,67 Mbps yükleme hızı ile birincilik tahtına yerleşti. Mobil tarafta dünya ortalamasının indirme hızının 56,43 Mbps ve yükleme hızının 11,53 Mbps olduğu ortamda Türkiye’nin indirme hızı 41,97 Mbps olarak ölçülürken yükleme hızı ise 14,33 Mbps ile indirme hızı konusunda dünya ortalamasının altında kalırken yükleme hızı konusunda ise dünya ortalamalarının üzerinde seyrediyor. Türkiye’nin sabit internet konusunda ise karnesi zayıflıyor. Sabit internette 93,93 Mbps indirme ve 47,27 Mbps yükleme hızlarına karşılık Türkiye ortalaması 42,43 Mbps indirme ve 13,16 Mbps yükleme hızı ile rakiplerinin çok gerisinde kalıyor. Mobil internet hızında 108 ülke arasından Türkiye 58’inci sırada kendine yer buluyor. 2023 yılının Ocak ayında bu sıralama 141 ülke arasından 66’ncı sırayı işaret ederken sabit internette Türkiye kendine 178 ülke arasında 106’ncı sırada yer bulmuştu. Hem mobil hem de sabit internet hızlarında son sırayı alan Küba, ödenen ücrette ise ilk sırayı kimseye kaptırmıyor. Numbeo.com tarafından aylık ihtiyaçlar ve harcamalar ortalamasının listelendiği internet sitesindeki veriler takip edildiğinde Küba’da bir internet kullanıcısının 60 Mbps ve üstü internet için ödediği ortalama ücret 228,17 dolar seviyesinde iken Türkiye 96 ülke arasında söz konusu koşullarda internet ücretine ortalama 11,59 dolar harcayarak 87’nci sırada yer alıyor.
Listede dolar bazında ödemelerde 5,65 dolar ile son sırada Ukrayna bulunurken, Amerika Birleşik Devletleri 70,95 dolar ile 7’nci, Almanya 49,44 dolar ile 18’inci, Çin Halk Cumhuriyeti de 12,25 dolar ile Türkiye’nin bir basamak üstünde yer alıyor.
İnternette kağnı hızına spor araba parası
Dünya ortalamalarına göre internet için ödenen ücret Türkiye’de uygun gözükse de karşılığında alınan hizmetin kalitesinin düşük olması ödenen ücretlerin sorgulanmasına neden oluyor. Türkiye’de internet altyapısı ve kalitesi hakkında görüşlerini paylaşan bilişim uzmanı Füsun Sarp Nebil, Türkiye’de internet altyapı çalışmalarının 2010 yılında duraklama dönemine girdiğini belirterek bu duraksamanın gerekli yatırımların yapılmamasıyla ya da yaptırılmamasıyla alakalı olduğunu belirtti. Türkiye’nin internet altyapısının yetersiz olduğunu vurgulayan ve sadece fiber optik şebeke tarafının değil trafik değişim noktasının olmamasının da büyük bir sorun teşkil ettiğini ifade eden Nebil, network cihazlarının çok uzun zaman önce eskidiği vurgulayarak Türkiye’de internetin çok yavaş, kalitesiz, görünüşte pahalı olmamakla birlikte, alınan hizmete göre pahalı durumda olduğunun altını çizdi. Füsun Sarp Nebil konuyla ilgili görüşlerinde: “Fiber optik şebeke olması gerekenin en az 4 hatta 6-7 katı az olduğu için, hızımız da dünya sıralamasında ancak Afrika ülkeleriyle aynı sıralarda. Bu aynı zamanda siber güvenlik açısından da sorun yaratabilecek bir durum” ifadelerine yer verdi.
Türkiye’de fiber kablo uzunluğu AB ve OECD ortalamasının 18’de 1’i
Vodafone’un “Dijitalleşme Yolunda Sabit Genişbant Politikaları” raporunda da fiber altyapının yetersizliğine vurgu yapılıyor. Türkiye’nin fiber altyapısını Güney Kore ile aynı seviyeye ulaştırması için 4 kat büyüterek 2 milyon kilometreye çıkarması gerektiğini söyleyen Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, bunun için fiber hattının her yıl yüzde 17 büyümesi gerektiğini vurguladı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun “Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin İl Bazında Yıllık İstatistik Bülteni 2024” raporuna göre Türkiye’nin fiber optik kablo uzunluğu 2018-2023 döneminde, yüzde 58 oranında artarak 562 bin kilometreye çıktı. 1,4 milyar nüfusu ile 64,32 milyon kilometre fiber optik şebekeye sahip Çin’de kişi başına düşen fiber kablo 46 metre. Aynı oranı Türkiye’ye uyguladığımızda fiber optik şebeke uzunluğunun 4 milyon kilometre olması gerektiği sonucu çıkıyor. Avrupa Birliği (AB) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerine baktığımızda da fiber optik altyapılarının Türkiye’nin 18 katı olduğunu görüyoruz. Bu ülkelerde fiber optik altyapı uzunluğu 100 nüfusa oranla bin 100 km civarındayken, Türkiye 100 nüfus başına 60 km ile oldukça geride.
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) tarafından 2024 yılının Nisan ayında yayımlanan rapora göre Türkiye’de toplam hanelerin sadece yüzde 25,3’ünde fiber abonelik bulunuyor. Türkiye bu oran ile küresel sıralamada 83 ülke arasında 50’nci sırada yer alıyor. TELKODER Başkanı Halil Nadir Teberci, Türkiye ekonomisinin büyümesi için sadece elektronik haberleşme sektörünü ilgilendiren değil aynı zamanda bütün sektörler için temel ihtiyaç olan fiber altyapıya yönelik çalışmaların hızlandırılması gerektiğini söyledi. “Altyapı büyük önem taşıdığından bir Fiber Strateji Belgesi ve Eylem Planını belirlenmeli, Ortak ve Yaygın Fiber/Optik Altyapısı oluşturulması için ivedilikle çalışılmalıdır” diyen Cebeci, öncelikle altyapının büyütülmesi için gerekli yatırımların yapılmasının önünün açılması ve geçmiş yıllarda sektör oyuncularının da mutabık kaldığı ortak altyapının hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin internet altyapısı ve internet kalitesinde dünya standartlarının çok altında olmasının sebeplerinden birini fiber optik şebekelere bağlayan Füsun Sarp Nebil, fiber optik şebekelerin olması gerekenden minimum 4’de biri, hatta 6-7’de biri kadar olduğunu belirtti. Burada bir diğer sorun ise fiber internet tanımlamalarında yatıyor. Fiberin eve kadar gelenine FTTH (Fiber to the Home) denilirken FTTH olmayan yani binaya kadar gelmeyen, sokaktaki dolaba kadar gelen FTTB (Fiber to The Building) fiber de FTTH olarak tanımlanıyor. Füsun Sarp Nebil bu sebeplerden dolayı internet hızının çok düşük kaldığını tanımlarken hızda düşük seyrin bir diğer sebebini de Türkiye’de ‘İnternet Trafik Değişim Noktası’ (IDN) olmamasından dolayı veri trafiğinin çok dolaşması olarak belirtti.
İnternet abone sayısı 94 milyonu aştı
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 2024 yılı ilk çeyrek pazar verilerine baktığımızda toplam genişbant internet abone sayısı 74,4 milyonu mobil olmak üzere 94,2 milyona ulaştı. Rapora göre toplam genişbant abone sayısının bir önceki çeyreğe göre büyük oranda fiber internetten kaynaklı olarak yüzde 1 oranında arttığı gözlemlenirken, sabit genişbantta ise fiber abone sayısında yüzde 3,4 oranında artış gerçekleştiği ifade edildi. Öte yandan rapora göre 2024 yılı birinci çeyreği itibarıyla toplam internet aboneliğinde bir önceki üç aylık döneme göre yüzde 1 artış kayıtlara geçerken internet abone sayısında yıllık artış oranı ise yüzde 2,9 olarak kayıtlara geçti.
OECD ülkeleri ile Türkiye’nin bir yıllık süreçte sabit internet yaygınlığı karşılaştırıldığında ise Türkiye’nin yaygınlık oranı altyapı çalışmalarının yetersizliğini gözler önüne seriyor. OECD ülkeleri ve Türkiye’de nüfusa göre sabit ve mobil genişbant yaygınlık oranlarına baktığımızda Türkiye’de nüfusa göre sabit genişbant yaygınlık oranı yüzde 23,2 iken OECD ortalaması yüzde 35,6 ve mobil genişbant yaygınlık oranı Türkiye’de yüzde 87,1 iken OECD ortalaması yüzde 131,7 seviyesinde.
Türkiye’de her 4 kişinin 3’ünün kullandığı internet hızı dünya ortalamasının altında
Yüksek tarifeli internet paketleri ve gelen zamlar kullanıcılar tarafından internet cephesinde alınan kaliteye nazaran ödenen ücretleri sorgulatırken bunun üzerine vadedilen internet hızlarının altyapı eksikliğinden dolayı sağlanamaması ise vatandaşı düşük hızlara mahkum etmeye devam ediyor. Bu yılın ilk çeyrek raporlarına göre sabit genişbant internet abonelerinin hızlara göre dağılımına bakıldığında abonelerin yaklaşık yüzde 18’i 10-16 Mbps, yüzde 20’si ise 16-24 Mbps arası hızda bağlantı sunan paketleri tercih ederken 24-50 Mbps arası hızda bağlantı tercih eden abonelerin oranı yüzde 36 oldu. Mevcut dönemde 50 Mbps üzeri hızlardaki bağlantıları tercih eden abonelerin oranı ise yüzde 24 seviyesinde gerçekleşti. Tüketicilerin bu dönemde internet servis sağlayıcılığı hizmetinde bağlantı ve hizmet kalitesinden şikâyetler yüzde 33,52 seviyesinde gerçekleşirken mobil hizmetlerde ise faturalandırmalara yönelik şikâyetler yüzde 24,40 oranında oldu. Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği’nin Elektronik Haberleşmede Aile Giderleri Araştırması’na göre 2023 yılında Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin haberleşme giderinin yıllık 8 bin 934 TL’ye ulaştığı ve bu rakamın 2 bin 62 TL’sini devlete ödenen verginin oluşturduğu gözlemlenirken 2022 yılında bu rakam 5 bin 306 TL seviyesindeydi. Haberleşme harcamalarının 4’te 1’inin vergiye gitmesine karşılık altyapı çalışmalarının yetersizliği alınan hizmete karşılık yapılan harcamaları sorgulatırken hizmet veren firmaların gelir oranlarında artış yatırım harcamalarını geçiyor. 2024 yılı birinci çeyrekte internet servis sağlayıcılığına ilişkin toplam gelir 12,6 milyar TL seviyesine ulaşırken Türk Telekom, Turkcell, TT Mobil ve Vodafone’nin 2023’te yıllık net geliri 171 milyar TL’ye 53,6 yaklaştı. 171 milyar TL’lik yıllık net gelire karşılık aynı mobil işletmecilerin toplam yıllık yatırımı ise 41 milyar TL ile gelirlerin 4’te 1’inden az oldu.
Tüketici her yenilemede tarife yükseltmek zorunda kalıyor
Ülkemizde tüketiciler, gerek GSM hizmetlerinde ve gerekse de ADSL/Fiber hizmetlerinde taahhüt vererek abone oldukları şirket üzerinden taahhüt süresi bitiminde aynı paketi alamamaktan şikâyet eder durumda. Yani örneğin; 10 GB internet 1.000 dakika 250 SMS’lik aboneliğini yeniden taahhüt vererek uygun olan fiyatlardan devam ettirmeyi ümit eden abone bu tarifesini bulamayıp kendisine önerilen daha pahalı ve daha yüksek paketleri seçmek zorunda kalıyor. Eğer sıfırdan abone olunacak ise daha uygun ücretlerle hizmet alabilmek mümkün iken devamlı (eski) abone iseniz daha yüksek ücretlerle karşılaşıyorsunuz. Söz konusu sorunun üç belirgin sebebi olduğunu belirten Tüketici Birliği Federasyonu Dijital Yaşam Çalışma Grup Başkanı Rifat Bayatlıoğlu; “Ülkemizdeki enflasyonist durum ve yanı sıra örneğin ‘asgari ücretlere temmuzda zam yapılabilir mi?’ gibi endişelerin büyük rol oynaması. Hizmet veren şirketler personel gideri ve enflasyondaki belirsizliklerden herkes gibi etkilenmektedir” sözleriyle ilk sebebi açıklarken ikinci sebep olarak da şirketlerin kampanyalarını yeni abone kazanmak üzere kurguladığını ve eski (varolan) abonelerine ise kafesteki kuşmuş gibi yaklaştığını söyledi. Bayatlıoğlu ayrıca Türkiye’de gelişmiş ülkelerin aksine iletişim hizmeti kalitesine ilişkin verilerin kamuoyu ile paylaşılmadığını vurgulayarak tüketicinin karar serbestliğini etkilediğini belirtti ve kamusal hizmet niteliğindeki mobil ağ kalite ölçüm sonuçlarının açıklanmasının tüketicinin daha doğru tercih yapmasını sağlayacağının altını çizdi.