Kızıldeniz Aden Körfezi’ndeki jeopolitik gerilimler ve saldırılar, küresel ticaretin bölgesel çatışmalar karşısında savunmasızlığını açığa çıkarırken, otomotiv endüstrisi için de sapmalara, teslimat gecikmelerine ve maliyet yaratan diğer etkilere yol açıyor.
Büyük otomotiv üreticileri tedarikte sıkıntı yaşıyor
Otomotiv sektörü ve oluşan yeni ekosistem, küresel taşımacılıkta kargo gemilerine yapılan saldırılar nedeniyle Aralık 2023’ten bu yana büyük aksamalarla karşı karşıya kaldı.
Otomotiv üreticileri, yan sanayi üretimlerinde tedariklerini maliyet yönetimi sebebiyle farklı kıtalardan yaparken, planda olmayan risklerle karşı karşıya kalarak, parça eksikliği nedeniyle Avrupa’daki bazı üretim operasyonlarının askıya alındığını bildiriyorlar. Birçok üretici üretim hatlarını duraklatırken, bazıları gecikmeleri azaltmak için, maliyeti artıran bir unsur olmasına rağmen imkânlar ölçüsünde hava taşımacılığına başvurmaya çalışıyor.
Otomotivde sürdürülebilirlik: Elektrikli araçlar
Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre, bugün dünya genelinde 26 milyondan fazla elektrikli araç yollarda seyahat ediyor. Küresel otomobil endüstrisinin elektrikli araçlarda 2025’te, bu yılki 6,6 milyona kıyasla 20,6 milyon satış rakamına ulaşacağı öngörülüyor. Bu kapsamda Çin ve Avrupa’nın 2025’te küresel olarak tüm elektrikli araç satışlarının yüzde 80’ini oluşturacağı ve ABD’nin de dünyadaki elektrikli araç satışlarının yüzde 15’ini temsil edeceği tahmin edilirken, Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği, (ACEA) elektrikli araçların payının 2024’te yaklaşık yüzde 20’ye çıkacağını belirtiyor. 2030 yılına kadar da dünyada elektrikli araç sayısının 80,7 milyona ulaşması öngörülüyor.
Kızıldeniz’in elektrikli araçlara uzun vadede etkisi: Elektrikli araçlar sekteye uğruyor
Son gelişmeler hem yan sanayi hem de otomotiv üreticilerini, hammadde ve ürün tedarikindeki sorunlardan ötürü, üretimi durdurma noktasına getirirken, otomotiv üreticilerinin lojistikte yaşadıkları aksamaların devamında kârlılıkları ve gelecekteki stratejik harcama kararları üzerinde de orta ve uzun vadeli etkiler ortaya çıkacak gibi gözüküyor. Otomotiv sektörü elektrikli ve bağlantılı araçlara 2026 yılına kadar 500 milyar dolarlık bir Ar-Ge yatırımı planlarken, özellikle elektrifikasyon, bataryalar, otonom araçlar ve yazılım için de kıtalararası rekabet ediyorlar.
Bu yoğun sermaye ihtiyacı yanında, yaşanan lojistik sıkıntıları ve bunların yarattığı ek maliyetlerle birlikte ürün donanım eksikliği, sektörün sürdürülebilirlik ve e-mobilite adımlarını da sekteye uğratıyor. Pandemi, yarı iletken krizi, coğrafi gerginlik, hammadde sıkıntısı sonrası bir de beklenmeyen Kızıldeniz etkisiyle, yeni ekosistem dönüşümünde ek maliyetlere önemli ölçüde maruz kalan herhangi bir otomobil üreticisinin planları, gelecekteki rekabetçi konumlanma açısından ciddi şekilde etkilenebilir.
Tedarik zinciri zayıflıkları, nakliye maliyetleri ve gecikmeler
Asya’dan deniz yoluyla taşınan elektrikli araçlar, alternatif olarak hava, demiryolu ve karayoluyla nakliye edilmeye çalışılıyor. Ancak son raporlara göre demiryolu, 2023 yılında AB’nin Asya’dan yaptığı otomobil parça ithalatının yüzde 5’e yakınını oluşturuyor. Şüphesiz ki daha uzun rotalar üretici ve tedarikçi şirketler için nakliye maliyetlerini fazlasıyla artırıyor. Süveyş Kanalı, küresel konteyner taşımacılığı trafiğinin yaklaşık yüzde12’sini oluşturuyor. Asya’dan gelen ve Süveyş Kanalı üzerinden gidemeyen ürünlerin, Güney Afrika çevresinde 6 bin 500 kilometre fazladan rota izleyen gemilerdeki yolculuğu 20 güne kadar uzayabiliyor.
Bu nedenle nakliye maliyetleri hızla artıyor. Artışlar yüzde 10 ile bölgesine göre yüzde 40’a kadar çıkabiliyor. Yapılan araştırmalar, Asya’dan Kuzey Avrupa’ya olan yolculuğa ortalama 10 gün eklemenin, ek yakıt maliyetini yaklaşık 1 milyon dolar seviyesine getirdiği ve büyük ölçüde Asya’dan gelen önemli bileşen tedarikine bağlı Avrupa otomotiv endüstrisini şimdiden etkilemeye başladığı yönünde.
Kızıldeniz ve Asya etkisi
Çin, Güney Kore ve Japonya gibi ülkeleri de içeren Asya, benzinli, hibrit ve elektrikli otomobiller de dahil olmak üzere, çeşitli araçlarda kullanılan otomotiv bileşenleri için önemli bir üretim merkezi olarak kabul ediliyor. Özellikle Çin, maliyet verimliliği ve sanayi kümelenme avantajlarıyla, Avrupalı otomobil üreticilerinin tedarik zincirlerinin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. İstatistikler, Avrupa otomotiv endüstrisindeki bileşenlerin yaklaşık yüzde 70’inin Kızıldeniz yoluyla Asya’dan taşındığını ortaya koyuyor. Bu zorlayıcı durum, şanzımanlar, motorlar ve elektronik elemanlar gibi kritik bileşenler teslim edilene kadar satış sonrası otomobil montaj tesisleri faaliyetlerini durdurmaya zorlanabilir. Devam eden krizin, öngörülemeyen gemi tarifeleri ve konteyner dengesizliğinden kaynaklanan ekipman eksiklikleri nedeniyle, limanlarda sıkışıklık ve gecikmelere neden olma potansiyeli de var.
Dünya konteyner gemisi kapasitesinin yaklaşık üçte birini temsil eden 800’den fazla geminin Kızıldeniz saldırılarından etkilendiğini ve Ümit Burnu çevresinde rota değişikliği yaptığı tahmin ediliyor. Araç taşıyıcı denizyolu şirketlerini etkileyen diğer bir konu da, 2023 yılında yeni taşıyıcı gemi siparişlerinde artış olmasına rağmen, çoğunun 2025 yılına kadar teslim edilmesinin beklenmemesi. Bu durum da küresel tedarik zinciri zorluklarının bir süre daha devam edeceğinin göstergelerinden biri olarak ortaya çıkıyor. Kızıldeniz’in kapalı kalması ve nakliye maliyetlerinin yüksek seyretmesi nedeniyle yaşanan zorluklar ve oluşan enflasyonist etkiler, fiyat artışı olarak yeni elektrikli otomobil alıcılarının satın alımının önünde bir bariyer olması bekleniyor.