En çok gözetilen ulus ilkesi. Uluslararası ticaretin sessiz kahramanı dimdik ayakta.
16 Ocak 2025 tarihinde Tomasz Gonciarz ve Thomas Verbeet tarafından Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) sitesinde yayımlanan “Significance of Most-Favoured-Nation Terms in Global Trade: A Comprehensive Analysis” başlıklı makale, küresel ticaretin temel taşlarından biri olan En Çok Gözetilen Ulus (Most-Favoured-Nation – MFN) ilkesinin önemini ve küresel ticaretteki devam eden etkisini kapsamlı bir şekilde ele alır.
Yazıda eski tabirle “En Fazla Müsadeye Mazhar Devlet”/”En Çok Kayrılan Ulus”/”En Çok Gözetilen Ulus” gibi bir DTÖ üyesinin bir ülkeye tanıdığı herhangi bir ticaret ayrıcalığını otomatik olarak diğer tüm üye ülkelere de aynen yansıtması gerektiğine dair çok taraflı sistemin anayasal ilkesi, temel direği mahiyetindeki kuralın uluslararası fiili ticaretin ne kadarını düzenlediği kapsamlı şekilde incelenmektedir.
Makale, küresel mal ticaretinin hâlâ yüzde 80’inden fazlasının MFN esasına göre gerçekleştiğini, bu durumun bölgesel ticaret anlaşmalarına ve korumacılık dalgalarına rağmen DTÖ ilkelerinin ne kadar merkezi bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Doha Kalkınma Turu’nun başarısızlığı ve Anlaşmazlıkların Halli Organı’nın (Appellate Body) duraksamasına rağmen, DTÖ MFN İlkesinin ağırlığını koruması, DTÖ’nün de işlevselliğini büyük ölçüde koruduğuna işaret ediyor.
MFN prensibinin uluslararası ticarete hakimiyeti tüm bloklaşma ve kutuplaşmalara rağmen küresel ticaret sisteminin iktisadının yaralı haliyle bile, AB (Avrupa Birliği / European Union), RCEP (Regional Comprehensive Economic Partnership) ve USMCA (USA-Mexico-Canada Agreement), CPTPP (Comprehensive and Progressive Agreement for Trans-Pacific Partnership) gibi küresel ticaretin bölgesel dinamiklerini belirleyen ve ekonomik rekabeti şekillendiren jeopolitik bölgeselleşme hareketlerinin siyasetine galebe çaldığını, Dünya Ticaret Örgütünün, her şeye rağmen yıkılmadığını, hala ayakta olduğunu gösteriyor.
Ayrımcılığın önlenmesi: Dört temel ticaret kategorisinde mevcut durum
Gonciarz ve Verbeet, MFN ilkesinin ticarette ayrımcılık yapmama (non-discrimination) prensibine dayandığını ve küresel ticaretin istikrarı ile dürüstlüğünü sağladığını vurgulamaktadır. 1990’lardan itibaren ticaretin bölgesel bloklara kaymasına rağmen MFN ilkesi, küresel ticaretin merkezinde yer almaya devam etti. DTÖ içinde MFN ilkesinden sapmalar bulunmakla birlikte, DTÖ Entegre Veri Tabanı (Integrated Database - IDB) verileri, küresel ticaretin yüzde 80’inin hâlâ bu ilke çerçevesinde gerçekleştiğini gösteriyor. Yazarların analiz ettiği küresel ithalat, dört ana kategoride sınıflandırılıyor:
2022 verilerine göre, küresel ithalatın yüzde 53’ü sıfır vergili, yüzde 25’i MFN vergilerine tabi, yüzde 17’si ise tercihli rejimlere uygun olmasına rağmen MFN kapsamında gerçekleşmiş durumda. Yazarlar, karmaşık menşe kuralları ve idari engellerin tercihli rejimlerden faydalanamama oranını artırdığına dikkat çekiyor.
Ticaret Savaşları ve MFN İlkesi: Korumacılık ve Bölgesel Ticaret Anlaşmalarının Etkisi
En çok gözetilen ulus ilkesi/MFN ilkesi, 1994 tarihli GATT’ın Ii. Maddesi, GATS’ın II. Maddesi ve TRIPS Anlaşması’nın 4. Maddesi’nde düzenlenmektedir.
ABD-Çin ticaret savaşları ve korumacılık önlemleri ticaretin yüzde 3’ünden azını etkilerken, MFN ilkesi altında gerçekleşen ticaretin hâkimiyetini koruduğu görülüyor. Küresel ticaretin yüzde 83’ü, tercihli olmayan ticaret rejimleri çerçevesinde gerçekleşiyor.
Hong Kong ve Singapur gibi ekonomiler ithalatlarının neredeyse tamamını MFN vergisinden muaf şekilde gerçekleştiriyor. Buna karşın, tarım ticareti daha fazla politik müdahaleye maruz kalırken özellikle gelişmiş ülkelerin eski sömürgeci politikalarının etkileri devam ediyor.
IV. Sektörel Analiz ve Ticaretin Yapısı: Başlıca Sektörler
Küresel ticaretin yüzde 70’inden fazlasını oluşturan “mineraller ve metaller,” “elektrikli makineler,” “kimyasallar” ve “petrol” gibi sektörlerde MFN şartları altında ticaretin oranı yüzde 80 ile yüzde 94 arasında değişiyor. Buna karşılık, tarım ürünlerinde bu oran daha düşük.
Örneğin, “mineraller ve metaller” sektöründe ticaretin yüzde 85’i MFN ilkesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Ancak “meyve ve sebzeler” kategorisinde MFN payı sadece yüzde 48, bu da tarım ticaretinin daha fazla bölgesel ve ulusal müdahalelere tabi olduğunun bir göstergesidir.
Yıkılmadım ayaktayım
Tomasz Gonciarz ve Thomas Verbeet’in “Significance of Most-Favoured-Nation Terms in Global Trade: A Comprehensive Analysis” başlıklı çalışması, En Çok Gözetilen Ulus (Most-Favoured-Nation–MFN) ilkesinin küresel ticaretteki merkezi rolünü kapsamlı bir şekilde analiz ediyor. Araştırma, küresel mal ticaretinin hâlâ yüzde 80’inden fazlasının MFN esasına göre gerçekleştiğini göstererek, bölgesel ticaret anlaşmalarının artışı ve korumacılık eğilimlerine rağmen, MFN ilkesinin ve DTÖ’nün küresel ticaret sistemindeki belirleyici etkisini vurguluyor. Doha Kalkınma Turu’nun başarısızlığı ve Anlaşmazlıkların Halli Organı’nın (Appellate Body) işleyişindeki sorunlara rağmen, MFN’nin küresel ticaretteki ağırlığını koruması, DTÖ’nün işlevselliğini ve küresel ticaret sisteminin dayanak noktası olma özelliğini devam ettirdiğine işaret ediyor. MFN prensibi, tüm bölgesel dinamiklere, bloklaşmalara ve jeopolitik kutuplaşmalara rağmen, küresel ticaret sisteminin temel taşı olmayı sürdürüyor, DTÖ’nün ve uluslararası ticareti ayakta tutuyor.
Referanslar
Tomasz Gonciarz, Thomas Verbeet, Significance of Most-Favoured-Nation Terms in Global Trade: A Comprehensive Analysis, Staff Working Paper, 15 January 2025, WTO Economic Research and Statistics Division. https://www.wto.org/english/res_e/reser_e/ersd202502_e.pdf