Gelecek 50 yıllık uzay araştırmaları küresel siyasetin çehresini değiştirecek. Yakında uzayda olup bitenler, dünyada insanlığın yaşam biçimini, tarihini de çok hızlı şekillendirecek.
Uzayda güç ve politika da dünyamızı değiştirecek gibi gözükürken, bu adımlar bize bu noktaya nasıl geldiğimizi ve nereye gittiğimizi gösterecek.
Yeni uzay yarışında, kilit oyuncular, ülkeler ve hedefleri ne olacak, işbirliğini teşvik etmek için nelerin değişmesi gerektiğini çalışmamız gerekiyor.
Yeni uzay yarışı nedir?
Uzay artık her zamankinden daha fazla gündemimizde… İnsanları, devletleri, şirketleri, tarihi, politikaları ve çatışmaları etkiliyor.
Geçmişte kalan soğuk savaş dönemi tamamen uzaya çıkmakla ilgiliydi; şimdi orada olana sahip çıkıldığını görebiliyoruz. Daha fazla ülke uzay yolculuğu yapar hale geldikçe bu yolda rekabetin ve işbirliğinin gelişeceği görülüyor.
Uzay adımlarıyla günlük yaşamımızda birçok şey değişti. Bu anlamda uzay, iletişimin, ekonominin ve askeri stratejinin merkezinde yer alıyor ve uluslararası ilişkilerde de önemi giderek artıyor. Dünya üzerindeki rekabetler, ittifaklar ve çatışmalar uzaya yayıldıkça bu kaçınılmaz olarak ‘nüfuz alanları’ ve hatta toprak iddiaları anlamına gelecek. Bu adımlarda rekabeti düzenlemek için evrensel olarak kabul edilmiş bir dizi kuralın, uzaydaki insan faaliyetini düzenleyen kanunların olmayışı, astronomik düzeyde anlaşmazlıklara zemin hazırlıyor.
Yeni uzay yarışına ne sebep oldu ve bir öncekinden farklı olan ne?
Teknolojik gelişmeler ve araştırmalarla uzay yolculuğunun maliyetleri düşerken, uyduların küçülmesi, SpaceX ve yeniden kullanılabilir roketler de gelişmelere ışık tutuyor. Son gelişmeler roketlerin uzaya çıkışını daha ucuz hale getiriyor. Ancak uzay 21’inci yüzyılda çok büyük tartışılacak gündemler arasında yer alıyor.
Son yıllarda Ay’da nadir metaller ve su bulunması; özel şirketlerin uzay konusunda teknik yatırımları atmosferin üstüne çıkarma maliyetini büyük ölçüde düşürürken, büyük güçler yeni silahları denemek için kendi uydularını uçurdular. Bütün bu olaylar ortaya çıkan daha büyük hikâyenin parçalarıydı.
Teknoloji uzaya çıkma yolunda gelişiyor
Yakın zamanda ABD’li şirket, Starship’in bir kısmını fırlatma rampasına geri indirerek dünyada bir ilk olan testi başarıyla tamamladı. Bu, şirketin tamamen yeniden kullanılabilir ve hızla konuşlandırılabilir bir roket geliştirme planının çok daha yakın olduğu anlamına geliyor.
Artık inanılmaz derecede zor diye bir şeyin kalmadığının sinyali iken, operasyonun gelecekteki keşifler için neden bu kadar önemli olduğu ve insanların bu konuda ne gibi çevresel kaygılara sahip olabileceği tartışılmaya başlandı.
Yeni roketin uzay uçuşlarında devrim yarattığı kesin ve o roket, Starship, şimdiye kadar yapılmış en büyük ve en güçlü uzay aracı olarak kendini göstermiş oldu.
Tamamen ve hızlı bir şekilde yeniden kullanılabilecek şekilde tasarlanan roket, arkasında geleneksel bir roket sisteminden ziyade uçak gibi kullanılabilecek, iniş ve yakıt ikmali yapabilen, inişten birkaç saat sonra tekrar kalkabilen bir uzay gemisi geliştirmeyi barındırıyor.
Mars’a yolculuk yakın mı?
İnsanlığın en büyük hayallerinden biri, bir gün Mars’a gidebilmek. Mars gezisi ufukta görünmese de Mars’a ilk başarılı görev olan Viking 1, 20 Ağustos 1975’te fırlatıldı ve on ay sonra 19 Haziran 1976’da indi. Sonrasında 2003, 2011 ve 2020’de fırlatılan araçlar yaklaşık 6 aylık yolculukla Mars’a ulaşabildi.
NASA’nın Artemis Misyonu ile insanlığın Mars’a ilk yolculuğu tekrar gündem oldu. İnsanlı yolculuğun şu anki teknolojiyle gidiş-dönüş zamanının üç yıl sürmesi, bir insanın uzayda tek yolculukta geçirdiği en uzun süre olan 437 günün Rus kozmonot Valeri Polyakov’un kırmış olması süreci zorlaştırıyor.
Şubat 2024’te Rus kozmonot Oleg Kononeko, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda kesintisiz 878 gün kalarak da bu çalışmalara destek oldu.
Çeşitli farklı ülkelerin uzay ajansları Kızıl gezegene insanlı bir görev için çalışırken, NASA SpaceX’de bu yolculuğu 6 aya indirmeyi umuyor. Dünyadan Kızıl Gezegene ulaşmak için gereken süre esas olarak kullanılan itme yöntemine bağlı iken, uzay aracını ışık hızına yakın bir hıza getirmek için güçlü bir lazer kullanacak ve yolculuğu sadece üç güne indirecek bir foton itme sistemi geliştiriliyor.
Mars misyonu: Çok gezegenli bir gelecekte hareketlilik ve mobilite
Bu yapılan çalışmaların tamamı şehirler, ülkeler, medeniyetler büyüdükçe rekabeti artıracak, kaçınılmaz olarak daha fazla güvenli ve konforlu seyahat ile konaklama seçeneğini ortaya çıkacak. Sonunda, Mars’ta bir konferansa katıldığımızı ve check-in sırasında kendimizi uçan bir araçta bulduğumuzu, o noktaya ışınlandığımızı düşünebiliriz. Güneş sistemimizdeki bilinen en büyük seyahat noktalarına ışınlanırken, dünyada nasıl hareket edeceğiz, mobilitemiz nasıl hızlanacak diye düşündüğümüzde bu yönde gelişmeler çok yakın diyebiliriz. Uzun uçuşlar, seyahatler saat bile sürmezken, şehir içi ulaşım daha da kolay olacak. Tatile gidişlerimiz, araçlarımız tamamiyle değişirken insanların Kızıl Gezegende ne kadar yavaş hareket edebileceğini hesaba katmak için Mars’taki tema parklarını ve bunların nasıl organize edilmesi gerektiğini planlayacağız.
Yakın zamanda SpaceX’in küçük bir Teksas kasabasında dünyanın şimdiye kadarki en büyük roketini uçurması, gelecekte çok gezegenli bir insan uygarlığının muhtemel bir gelişmesi olabilir. İster 2050’de ister sonrasında, eninde sonunda Mars Şehri gibi bu dünyanın tamamen dışında olan destinasyonları içeren programları nasıl yöneteceğimizi düşünecek miyiz bunu göreceğiz. Ama esas konu bütün bu araştırmalarla yaşadığımız çağın, kullandığımız ürünlerin, öğrenme biçimimizin ve yeni ekosistemin, e-mobilitenin tamamiyle farklı olacağı.