Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Yaşam

Motivatör Beyin
“Çevremde, her şeye kanmaya hazır insanlar var!” - Phineas Taylor Barnum
  • 21 Haziran 2024 09:27
  • Prof.Dr. Uğur Batı Davranış Bilimleri Uzmanı
Motivatör Beyin

Karar vermeye yönelik en önemli problemlerden bir tanesi de duygusal karar vermedir. Bazen öyle “gaza gelirsiniz” ki ileride geçmişe dönüp baktığınızda bu kararı nasıl verdiğinizi siz de anlamazsınız. Futbol maçları bu tarz örneklerle doludur. Binlerce seyirci futbolcuları öyle gaza getirirler ki futbolcular yaptıkları şeylere daha sonra kendileri de bir anlam veremezler. 2014 FIFA Dünya Kupası maçında İtalya’nın defans oyuncusu Chiellini’yi ısırdığı için dokuz milli maç ve dört ay futboldan men cezası alan Luiz Suarez’in Chiellini ve tüm futbol camiasından özür dilemesi buna örnek olarak verilebilir. Sadece futbolcular değil tabii ki. Seyirciler de gaza gelir ve yılda en az birkaç defa seyircilerin sebep olduğu “statlarda görmek istemediğimiz” hareketleri televizyonlardan izleriz.


Andre Carnegie’ın dediği gibi kendilerini şevklendirip motive etmesini, heyecanlandırmasını bilmeyen insanlar, öteki yetenekleri ne kadar üstün olursa olsun, alelade işler yapmakla yetinirler. Buna insanın doğası denebilir.


Siyaset de futboldan pek farklı değildir, siyasi kararlarımızı çoğunlukla duygusal veririz. Bunu bilen siyasetçiler de insanları gaz getirmek için çeşitli yollar dener: Sert tartışmalar, kavgalar, incitici sözler vs. Karşı görüşte olduğumuz siyasetçiye öyle kızarız ki “o adama” haddini bildireceğimiz günü iple çekeriz. Gaza gelmek bazen öfke ve nefret boyutuna da ulaşabilir. Öfke ve nefretle karar vermenin ne derece sağlıksız bir şey olduğuna daha önceki bölümlerde değinmiştik. Burada gaza gelerek karar vermenin beynimizi ilgilendiren kısmına bakalım.


Westen ve dört meslektaşı gaza gelen bir beynin nasıl verdiği incelediler. Normal şartlar altında düşünen ve karar veren bireylerle kendi görüşünü savunan bir adamla ilgili olarak aleyhte propagandaya maruz kalan bireylerin beyinlerini MR cihazlarıyla inceleyen bilim adamları çok şaşırtıcı bir sonuca ulaştı. O da şu: Gaza gelerek ve tahrik edilerek karar vermeye çalıştığımızda beynimiz her zamanki karar verme bölgelerini kullanmıyor. Motivasyon, “neden”lere bağlıdır. Gaza gelmeler nedenlere bağlıdır. Fakat insanı yönlendiren nedenler, mantıksal olmaktan ziyade öncelikle dürtüsel ve duygusaldır. Doğru olduğunu bildiğimiz birçok şeyi yapmamamız ve yanlış olduğunu bildiğimiz birçok davranışı tekrar edip durmamız da bu durumdan kaynaklanır. İçgüdü diyebileceğimiz programlanmış hazır davranışlar beynimizin “sistem 1” olarak yazına giren bir bölgesinde programlanır. Memeli hayvanlar ile paylaştığımız için buraya memeli beyni de denir. Hızlı hareket eden bir bölgedir ve hayatımızı korumak amaçlı programlanmıştır. Ancak düşünme, tartma, mukayese yapma gibi özellikleri yoktur.


Yukarıda bahsedilen soyut kavramların anlaşılması ise bu kez “sistem 2” olarak adnlandırılan bir bölgedir. Neo korteks denilen neredeyse sadece insana özgü olan bir bölgedir Daha yavaştır, çok enerji harcar ve her zaman kullandığımız bir bölge değildir. İşte hiç ihtiyaç duymadığınız bir şeyi satın almanız için “sistem 1”inize hitap etmeye çalışır reklamcılar. Memeli beyni duygusal ve kişisel olduğundan bu stratejileri kullanırlar. “Yanlız kalmaktan korkuyor musun” gibi. Sonra “sistem 2”nizi ikna etmeye çalışırlar. Bunu yaparken neokorteksin ilgileneceği bilgi ve kıyasları sunarlar. Zaman ilerledikçe, insanlar her türlü seçimle, kararlarla, inanmakla ve inanmamakla karşı karşıya kalabiliyor. İnanmak beynin bir psikolojik dengeleme eylemi olup, çok ilkel dönemlerden kalan bir dürtüdür. Beynin, gerçekten bir bilgisayar gibi çalıştığını düşünürsek inanma esnasında genelde beyin, kontrolü ele alır ancak içindeki bilgi ve deneyim kadar size yardımcı olur.


Çünkü bilinçli kontrol yok gibidir. Bazı zamanlar iyi sonuçlar verebilir. Bu beynin zaman odaklı çalışmasına bağlıdır. Çağdaş insan için bilginin rolü gittikçe arttığı için aslında her şeye kolayca inanması zorlaşan bir süreçtir. Bilgi arttıkça olaylara bakışımız daha bilinçli daha doğru olmaktadır. Ne olursa olsun gündelik yaşamımızda beynin bir sığınma anlamında açığını kapatıp, homeostatise hizmet amaçlı inanmalar da bitmeyecektir. Limbik sistemin hem duygu hem de hafızayla ilgilendiği olgusu göz önünde bulundurulduğunda, duygu ve kavram arasında birbirine bağlılık beklenen bir durumdur. Çevremize baktığımızda bunun birçok örneğini görebiliriz; mutlu aile ve başarı hatıraları ya da bir kokunun bize çağrıştırdığı, geçmişte yaşadığımız olumlu bir deneyim gibi. Bir duyguyla bağlantı kurulamadığı sürece hiçbir şeyin var olması mümkün değildir diyebiliriz. Duygular düşündüklerimize ve yaptıklarımıza gerçeklik etkisi katar.


Hafızamız ile duyusal deneyimlerimiz arasında doğrudan bağlantı olduğu genel kabul görmüş bir gerçektir. Öğrenmemiz de bu bağlamda düşündüğümüzde yaşadığımız duygusal deneyimlerle pekiştiğinde daha kolay olmaktadır. Birine bir şeyi tam anlamıyla öğretebilmek için konunun kendine anlam veren tüm parçalara sinmiş olması gerekir. İnsanlar konuyu kendilerine arz ettiği öneme bakarak değerlendirmelidir. Bunun anlamı, hem duygusal hem de derinden gelen dürtü ve ihtiyaçları kabul etmek demektir. Duygular, öğrenme biçimlerimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Öğrettiğimiz bir şeyin duygusal bileşenlerini görmezden gelirsek öğrencilerimizi konunun anlamlılığından yoksun bırakmış oluruz. İnsanlar futbol maçlarında hayatta yapmayacakları çılgınlıkları, taşkınlıkları yapıyor. Sonradan mahkeme karşısına çıkarılan bu insanların kendileri de bu işi nasıl yaptıklarına anlam vermiyorlar. Bu tür durumlarla karşılaştığınızda, vücudunuzu sakinleştirici bir şeyler yapmayı denemenizde fayda var. Durmak, dinlenmek, yatmak, uzanmak gibi şeyler bunlar arasında sayılabilir.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 35. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 35. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Yapay Zekanın Enerji Sektöründeki Yeri ve Öneriler
Yapay Zekanın Enerji Sektöründeki Yeri ve Öneriler
Yapay zekanın enerji sektöründe kullanılması yeni zorlukları beraberinde getirebilir ancak akla hayale gelmeyecek senaryoların hayata geçirmesini de sağlayabilir
Her Üç Şirketten Biri Ara Zam Yapmayı Düşünüyor
Her Üç Şirketten Biri Ara Zam Yapmayı Düşünüyor
Yılın ilk yarısında enflasyon Merkez Bankası’nın tahminlerini aşarken, gözler ücretlerde yaşanan kaybın telafi edilip edilmeyeceğine çevrildi. Hükümet asgari ücrete ara zamma sıcak bakmazken, özel sektör zam konusunda ikiye bölündü.
Hisseye ‘Yabancı’ Yatırımcı
Hisseye ‘Yabancı’ Yatırımcı
Seçim sonrası hızlanan yabancı sermaye girişi swap ve tahvilde yoğunlaştı. Hisse tarafı trendin dışında kalıyor. Bu durumun sebeplerini ve önümüzdeki dönem beklentilerini uluslararası kurumlara sorduk
Nvidia’yı Zirveye Taşıyan Yapay Zeka Çipiyle İlgili Bilmeniz Gereken Yedi Şey
Nvidia’yı Zirveye Taşıyan Yapay Zeka Çipiyle İlgili Bilmeniz Gereken Yedi Şey
H100 isimli işlemci, tüm endüstrileri dönüştürmeyi vaat ederken geliştiricisi Nvidia’yı dünyanın en değerli şirketi haline getirdi.
Teknolojide Takip Edilecek 8 İsim
Teknolojide Takip Edilecek 8 İsim
Teknolojinin geleceğini şekillendirmede sandığınızdan daha büyük bir rol oynayabilecek startup kurucuları, Büyük Teknoloji yöneticileri, gösterişsiz yatırımcılar ve hatta bir bürokrat. İşte 2024’te teknoloji sektöründe takip edilmesi gereken 8 isim.
Çıkmadan Para Çekmek Bes’i Bozar mı?
Çıkmadan Para Çekmek Bes’i Bozar mı?
Kredide teminat gösterme hakkının ardından toplam büyüklüğü 1 trilyon lirayı geçen 16 milyon katılımcı için bireysel emeklilik fonlarından kısmi çekiş hakkı da 1 Temmuz’da başlıyor. Uzmanlar kısmi çekiş hakkı için en az 5 yıl sistemde olma ve ödeme sonrası 3 yıl sistemde kalma gibi şartları ancak 250 bin katılımcının sağlayabileceği, ilk aşamada bunların da yüzde 10’unun yararlanacağı görüşünde
Önce Çiftçiydik Şimdi Girişimci
Önce Çiftçiydik Şimdi Girişimci
Ekonomi de bir nevi portföydür aslında, riski dağıtmalı, ağırlığı tek bir yere vermemeliyiz
Ev Sahibi Sahalara Dönüyor
Ev Sahibi Sahalara Dönüyor
İki yıldır yürürlükte olan konut kiralarındaki yüzde 25’lik zam tavanı uygulaması 2 Temmuz’dan itibaren kalkacak. Piyasa aktörlerine göre nasıl ki tavana uyum keskin bir şekilde olmadıysa, şimdi yeni duruma da uyum bıçakla kesilir gibi olmayacak... Piyasanın kendi rutinini bulması bir yılı bulacak...
Çalışma Hayatındaki Hızlı Dönüşüm Çalışanları Yorabilir
Çalışma Hayatındaki Hızlı Dönüşüm Çalışanları Yorabilir
Bir yandan teknolojinin hızla gelişmesi ve dijitalleşme, diğer yandan yeni kuşakların yaşam tarzı ve hayata bakışı çalışma hayatında da derin bir dönüşüme neden oluyor
Yapay Zeka ve Teknoloji Detoksu İmkansız Bir Denge mi?
Yapay Zeka ve Teknoloji Detoksu İmkansız Bir Denge mi?
Teknolojinin hızına yetişmek zor olabilir, ancak dengeyi bulmak ve bilinçli kullanım, hem zihinsel sağlığımızı korumanın hem de güncel kalmanın anahtarı
En Uzun Süreli Merkez Bankası Başkanı
En Uzun Süreli Merkez Bankası Başkanı
Uzun ve eşine az rastlanır görev süresinde dikkat çeken Romanya Merkez Bankası Başkanı’nın macerası devam ediyor.
Başarı İçin Liyakat Dışındaki Unsurlara Güveniyoruz
Başarı İçin Liyakat Dışındaki Unsurlara Güveniyoruz
Türkiye’de liyakatin başarı üzerinde etkili olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 26. Bu oran ile 29 ülke içinde son sırada yer alıyoruz
Blue Horizon’un Seyri Cebelitarık’ta Dünya Turuna Dönüştü
Blue Horizon’un Seyri Cebelitarık’ta Dünya Turuna Dönüştü
Hint Okyanusu’nun karışık rüzgarları, akıntılar, otopilot arızaları, Karayip Adaları’nın masmavi sularında pandemi esareti... Tüm bunlar yelkenli teknesi Blue Horizon ile dünya turu yapan kaptan Fatih Aksu’nun yaşadıkları. Beş yıl sonra Türkiye’ye dönen Aksu ile Yedi Denizler’in hikayesini Bloomberg Businessweek Türkiye için konuştuk.
Einstein: İzafiyet Teorisi ve Otonom Araçlar
Einstein: İzafiyet Teorisi ve Otonom Araçlar
Otonom araçların kullanılmaya başlanması ve yaygınlaşmasıyla zaman algımız değişecek.