Su, dünyamız ve gelecek nesillerimiz için çok önemli, doğal, sınırlı ve yeri doldurulamaz bir kaynak. Suyun sürdürülebilirliği gelecekteki dünyayı, çevreyi, ekolojik sistemi korurken, sosyal ve ekonomik kalkınma açısından hayati öneme sahiptir.
İklim değişikliği, kuraklık ve küresel ısınma arttıkça dünyada suya erişilebilirlik ciddi şekilde etkileniyor. Diğer taraftan yer altı sularımızın kirlenmesi de dünyamızdaki tüm canlıların yaşamını tehdit ediyor.
Su, küresel sağlığı ve üretkenliği iyileştirmenin anahtarıdır. Bu da suyun sürdürülebilirliğini sağlamanın ne kadar önemli olduğu anlamına geliyor.
Suyun sürdürülebilirliği nedir?
Suyun sürdürülebilirliği, tüketim, tarımsal süreçler ve biyolojik çeşitlilik için gelecek nesillere yakıt sağlamaya devam edebilecek temiz suyun bakımı ve mevcudiyeti anlamına gelir. Aralık 2016’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 10 yıl boyunca suya daha fazla odaklanılmasına yardımcı olmak amacıyla “Uluslararası Eylem 10 Yılı (2018-2028) - Sürdürülebilir Kalkınma İçin Su” kararını oybirliğiyle kabul etti.
BM ve DSÖ’ye göre dünya nüfusu 8 milyar insanı geçti. Küresel ölçekte, sürdürülebilir suya sahip olmak, gezegendeki her insana, yaşamı sürdürmek için gerekli olan günlük minimum 20 ila 50 litre suya uygun erişim sağlamak olarak tanımlanıyor. Dünya nüfusunun yüzde 40’ı, yaklaşık 2,2 milyar insan ise hijyenik olarak arıtılmış veya temiz güvenli suya ulaşamıyor. (WHO/UNICEF, 2023) Sanayileşme suyun sürdürülebilirliği için bir tehdit Sanayileşme özellikle gelişmiş ülkelerde su talebinin yüzde 20’sini oluşturuyor.
Küreselleşme ve sanayileşmenin faydalarının su ve diğer doğal kaynaklar üzerinde sürdürülemez etkiler yaratmaması en önemli uğraşlarımızdan biri olmak zorunda. Dünyanın yarısından fazlası hâlihazırda kentsel alanlarda yaşıyor. 2050 yılına gelindiğinde 9 milyarlık dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlasının şehirlerde yaşaması bekleniyor. Küresel su talebinin 2050 yılına kadar yüzde 55 oranında artacağı öngörülüyor. 2025 yılına kadar dünya nüfusunun üçte ikisinin su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşaması beklenirken, 2050 yılına gelindiğinde tahminen altı milyar insan iklim değişikliği, kirlilik ve giderek sürdürülemez hale gelen tüketim ve üretim nedeniyle su kıtlığıyla karşı karşıya kalacak.
Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı yılın en azından bir bölümünde ciddi su kıtlığı yaşıyor (IPCC, 2022). Son 50 yılda suyla ilgili afetler listesinin başında yer alıyor ve doğal afetlerle bağlantılı tüm ölümlerin yüzde 70’inden sorumlu (Dünya Bankası, 2022) olduğu görülüyor.
Bazı tahminlere göre atık suyun yüzde 80’den fazlası arıtılmadan deşarj ediliyor. Son 30 yılda sel, kuraklık ve fırtınalar 4,2 milyar insanı etkilemiş (afetlerden etkilenen tüm insanların yüzde 95’i) ve 1,3 trilyon dolar tutarında hasara (tüm hasarın yüzde 63’ü) neden olmuş.
Otomobil üreticilerinin suyu korumak için attığı adımlar
Son istatistiklere göre küresel otomotiv endüstrisi, yıllar geçtikçe su tüketimini sürekli olarak artırıyor. Dünya genelinde otomotiv imalat sektörünün yaklaşık 39 milyar metreküp su tükettiği tahmin ediliyor.
Otomobil üreticileri, üretim süreçlerinde su tasarrufu sağlayan teknolojilerden, su geri dönüşüm sistemlerini uygulamaya kadar, su kıtlığı üzerindeki etkilerini azaltmak ve üretim süreçlerinde su kullanımını en aza indirmek için yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyor. Boyahanelerde susuz veya suyu azaltılmış sistemlerin benimsenmesi gibi ileri teknolojiler su israfını etkili bir şekilde azaltmaya odaklanma adımı olarak yer alıyor.
Otomotiv üretimi, soğutma, durulama ve temizleme gibi su gerektiren çeşitli işlemleri içerir. Su tasarrufu sağlamak için otomobil üreticileri, kullanılmış suyu arıtarak yeniden kullanıma uygun hale getiren gelişmiş su geri dönüşüm sistemleri uyguluyor. Bu yaklaşım hem su tüketimini azaltmaya yardımcı oluyor hem de atık suyun çevreye deşarjını en aza indiriyor.
Otomotiv sektöründe su kullanımında devrim yaratmak Su Geri Dönüşümü, Susuz Temizleme Teknolojileri ve Su-Akıllı Üretim Tesisleri ile otomobil üreticileri, yağmur suyu toplama, su tasarruflu sıhhi tesisat armatürleri ve optimize edilmiş soğutma sistemleri dahil olmak üzere su tasarrufu önlemlerini içerecek şekilde üretim tesislerini yeniden tasarlıyor.
Otomotiv endüstrisinde sürdürülebilirliği ileriye taşımak, su tüketimini azaltmaya yönelik ortak çabalarla kuvvetleniyor. Otomobil üreticileri, geri dönüşüm sistemleri ve susuz temizleme yöntemleri gibi su tasarrufu sağlayan teknolojileri benimseyerek ekolojik ayak izlerini de en aza indirmeye uğraşıyor. Otomotiv endüstrisi sürdürülebilirliğe öncelik vermeye devam ederken, diğer farklı sanayilerin ve paydaşların su tüketimini daha da azaltmak için işbirliği yapması ve en iyi uygulamaları paylaşması hayati önem taşıyor. Endüstriler birlikte çalışarak çevreye daha duyarlı ve verimli bir gelecek tesisi için geçişi hızlandırabilir.