Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Teknoloji

Otomotiv Sektöründeki Gelişmeler Ne Anlama Geliyor?
Otomotiv sektöründe tüm markalar hayatta kalamayacak ve önümüzdeki 10 yıl, global otomobil dünyasının 100 yılı aşkın tarihindeki en büyük dönüşümü sahne olacak.
  • 11 Nisan 2025 01:07
  • Koray Öztopçu
Otomotiv Sektöründeki Gelişmeler Ne Anlama Geliyor?

Otomobil tarifeleri, gümrük duvarları, otomotiv alıcılarının tercihleri ve otomotiv ekosistemini korumaya yönelik çabalar, dünyanın dört bir yanından farklı stratejilerle gelen yeni markaların sektöre giriş yaptığını gösteriyor. Yeni markalara duyulan güvenin artmasının yanı sıra, geleneksel markaların rekabete uyum sağlama çabası, bize önemli bir değişimin yaşandığını ve otomotiv sektöründe farklı yönlerde adımlar atıldığını gösteriyor. Markalaşma, modeller, yeni buluşlar ve üretim sistemleriyle birlikte değişimin yönü artık daha net. Kesin olan bir şey var; otomotiv sektöründe tüm markalar hayatta kalamayacak ve önümüzdeki 10 yıl, global otomobil dünyasının 100 yılı aşkın tarihindeki en büyük dönüşümü sahne olacak.


Elektrikli araçlar gündemde önemli bir rol oynarken, dünyanın dört bir yanındaki farklı ülkelerin tam elektrikliye geçiş hedefleri, sürekli bir değişim içinde. Birçok hükümet, tamamen içten yanmalı motorlu otomobillere (benzin ve dizel) yönelik 2030 karbon nötr hedefleri doğrultusunda adımlar atarken, bazıları bu dönüşümü esnetmek amacıyla yeni ve hibrit otomobillerin beş yıl daha satışına izin vermeye çalışıyor. Bilinen en önemli gerçek ise her otomobil üreticisi sunduğu ve sattığı elektrikli araç sayısını artırmak için yarışıyor.


Avrupa’nın elektrikli araçlara bakışı


Avrupa’nın otomobil endüstrisini canlandırmak için hazırlanan yeni eylem planında Avrupa Komisyonu, beş amiral gemisi girişimden biri olan elektrikli araç batarya üretimini destekleme kararı aldı. AB, bu yılki karbon emisyonu hedeflerine ulaşmak için batarya, yazılım ve otonom sürüş gibi Avrupa otomobil endüstrisinin temel stratejik teknolojilere erişimini sağlamak üzere bir eylem planı duyurdu. AB’nin GSYİH’sinin yüzde 7’sini oluşturan ve birlik genelinde yaklaşık 14 milyon kişiye istihdam sağlayan otomobil endüstrisini desteklemek için kapsamlı çalışmalar yürütülüyor.


AB, batarya hammaddeleri için güvenli ve rekabetçi bir tedarik zinciri oluşturmak üzere 1,8 milyar euro tutarında bir fon duyurdu. Batarya ve içindeki hammaddelerin güvenli bir şekilde tedarik edilmesi, sektörün sıfır emisyonlu araçlara geçiş sürecinde karşılaştığı temel sorunlardan biri olarak öne çıkarken, tüm ülkeler bu konuda hemfikir. Özellikle batarya üretiminde stratejik bağımlılıkların önüne geçmek için yerli üretimi teşvik etme kararı alındı. Ayrıca Avrupa Komisyonu, Avrupa otomobil üreticilerinin yapay zeka destekli, bağlantılı ve otonom araç üretiminde küresel pazarda lider olmaları gerektiğini vurguladı. Bunu desteklemek için 2025-2027 döneminde 1 milyar euro tutarında ek fon sağlanması planlanıyor. Şarj altyapısının geliştirilmesi için de 570 milyon euro daha ek finansman sağlanacak. Eylem planı ayrıca, sektördeki çalışanların becerilerinin artırılması ve yeniden beceri kazandırılması için daha fazla destek sunarken, KOBİ’lere yönelik desteklerin artırılacağı mesajını da veriyor.


Komisyon, temiz mobilite hedeflerine sadık kalarak, yeni otomobillerin 2025, 2030 ve 2035 için belirlenen emisyon seviyelerine uygun şekilde yola devam ediyor. 2035 yılına kadar yeni araçların emisyonlarını kademeli olarak düşürmeyi ve bu tarihten itibaren yalnızca sıfır emisyonlu modellerin üretilmesini hedefliyor. AB, emisyon hedeflerine bağlı kalacağını açıklarken, otomotiv üreticilerine esneklik sağlamak için 2025-2027 dönemindeki performanslarının ortalamasını baz alarak uyumluluk hedeflerine (emisyon sınırlarına) ulaşmaları için bir yıl yerine üç yıl süre tanıyacak. Komisyon, mevcut hedeflere bağlı kalmakla birlikte, karbon emisyonu standartlarına ilişkin kuralları beklenenden daha erken bir tarihte, 2025’in ikinci yarısında gözden geçirmeyi planlıyor. Öte yandan Komisyon, Avrupa’daki sıfır emisyonlu araçlara olan talebi artırmak için destek sözü verdi ve kurumsal araçların karbonsuzlaştırılmasına yönelik yeni bir teklif sundu. Kurumsal araçlar, yeni araç kayıtlarının yüzde 60’ını oluşturuyor.


Otomobil üreticilerinin ulaşması gereken hedefleri


Bu hedeflere ulaşamayan otomotiv üreticileri, büyük para cezaları ödemek, diğer firmalardan kredi satın almak ya da gelecek yılların satışlarından borç almak gibi geçici çözümlerden birine başvurmak zorunda kalacak. Başa çıkılması gereken yeni teknolojilerin yanı sıra, bu hedefler, bugün elektrikli araç üretmenin ve satmanın ne kadar zor olduğunu da gözler önüne seriyor. Birçok otomotiv üreticisi, böylesine hızlı değişen bir dünyada sürdürülebilirliğini sağlamakta zorlanıyor ve bu yüzden alternatif yollar arayışında. Bu alternatifler arasında bayilerle yeni anlaşmalar yapılması ve otomobil üreticilerinin araç satışlarını doğrudan gerçekleştirmesiyle dağıtımı ve satış süreçlerinde tasarruf sağlanması da yer alıyor. Elektrifikasyon ve doğrudan satış modelleri, hızla değişen otomobil pazarındaki öne çıkan önemli adımlardan bazıları. Öte yandan otonom sürüş, artan güvenlik mevzuatları, kritik bileşenlerin tedarikindeki belirsizlikler, politik istikrarsızlık ve dalgalanan tüketici talepleri sektörde ciddi bir karmaşıklık yaratıyor.


Şu anda kim otomobil üretmek ister?


Dünya’da halihazırda gördüğümüz yeni isimlerin sayısına bakılırsa -ve daha fazlasının yolda olduğu düşünülürse- sadece otomobili değil, aynı zamanda otomobillerin nasıl satıldığını da yeniden tasarlamaya hazır birçok şirket olduğunu görüyoruz.


Çok sayıda kişi, nispeten kısa bir sürede elektrikli otomobillerle özdeşen yeni markaların başarılarından cesaret alırken, alışılmış piyasa zorluklarına ek olarak yeni teknolojik gelişmelere dair haberler merakla bekleniyor. Bilgisayar sistemlerini geleneksel araç mimarisine uyumlandırmak yerine, otomobili yazılım temelli bir yapıyla inşa etme yaklaşımı, hem yeni hem de köklü markalar arasında, “bir sonraki büyük yenilik ne olacak, hangi marka ya da model önce çıkacak?” sorusunu gündeme getiriyor.


Birçok Asya markası, ABD ve Avrupa’daki üreticilerle benzer düşünce yapılarını geliştirirken, geleneksel otomobil üreticilerinin yetişmekte zorlandığı bir geliştirme hızı ve kaliteyi araçlarına entegre ediyor. Çinli firmalar, araç geliştirme süresini 24 ayın altına çekmeyi hedefleyen yenilikler üzerine çalışıyor. Sürekli yazılım güncellemeleri üretmek ve buna yönelik adımlar atmak, artık en önemli stratejilerden biri haline geldi. Aksi takdirde, kullanıcıların Asyalı ve Çin markaları tercih etmeme riskiyle karşı karşıya kalmaları söz konusu.


Geleneksel otomobil üreticilerinin tepkileri


Büyük Avrupalı otomotiv üreticileri genellikle 54 aylık bir geliştirme süreciyle çalışırken, Çinli rakipler bu süreci 32 ila 38 ay arasında yapıyor. Yaklaşık 36 aylık bir geliştirme takvimine sahip olan bir Alman üretici, üç pilot proje için karar aldıktan sonra, ilk taslaklara 2022 Aralık ayının sonunda başladı ve bu araçları 2025’in sonu veya 2026’nın başında yola çıkarmayı hedefliyor. Açık olan şu ki, her otomobil üreticisi bu dönüşümde ayakta kalamayacak. Bugün bildiğimiz ve sevdiğimiz bazı markalar, en büyük otomobil üreticilerinden bazılarının kârlılığı düştükçe piyasadan silinebilir.


Yeni markalara gelince, hepsi Çin menşeli değil. Türkiye, ABD ve İngiltere’den çıkan yeni markalar da araçlarını müşterilere teslim etmeyi başardı. ABD menşeli markalar, çoğunlukla kendi iç pazarı için elektrikli kamyonet ve SUV üretimine odaklanırken, Avrupa pazarına da diğer markalar gibi giriş yapmak istiyor. Bu süreçte, büyük ABD otomobil üreticileri de kendi elektrikli araç planlarıyla karşılık veriyor.


Çin’de zaman zaman acımasız görünebilecek kadar hızlı ilerleyen bu değişim, bazı yeni şirketlerin başarısız olmasına da neden oluyor. Bu durum birçok markanın otomobillerini Avrupa’da satışa sunma hedeflerini gerçekleştiremeyeceği anlamına geliyor. Ancak bu hedefe ulaşabilecek markalar da var. Dünyanın en çok satan elektrikli araç üreticisi olma yarışındaki yeni markalar, sundukları değer, teknoloji, yüksek kalite ve uzun garanti süreleriyle, tıpkı 1970’lerde gelen Japon üreticileri ve 1990’larda yükselen Kore markaları gibi başarıya ulaşabilir.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 75. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 75. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Türkiye’nin Tarife Avantajının Önündeki 4 Engel
Türkiye’nin Tarife Avantajının Önündeki 4 Engel
1 “Tarife avantajı olsa bile Türkiye pahalı...” 2 “Türk şirketlerinin üretim ölçeği ABD piyasası için çok küçük...” 3 “Trump’ın öngörülemezliği, uzun vadeli yatırım stratejisi oluşturmanın önünde engel...” 4 Türkiye’de üretilen ürünlerin katma değer ve sofistikasyonu, tarife avantajını sağlayabilecek ürünlere kıyasla düşük...” Türk iş dünyası, tarifeler yürürlüğe girse dahi Türkiye’nin üretebileceği faydanın, rekabet dezavantajları ve ölçek sorunu nedeniyle düşük olacağı kanısında. Bloomberg Businessweek Türkiye, farklı sektörlerin temsilcilerine kendi sektörlerine dönük rekabet avantaj ve dezavantajlarını sordu... İşte yanıtları...
“De Minimis”
“De Minimis”
Başkan Trump’ın başlattığı ticaret savaşlarında ABD’nin asıl hedefinin Çin olduğu görülüyor. Şimdilik taviz veren yok ama bir noktada müzakerenin geleceği de aşikâr.
Yoksulluk ve Açlık Bir Sorun Değil “Politika Tercihidir”
Yoksulluk ve Açlık Bir Sorun Değil “Politika Tercihidir”
Elon Musk’ın 342 milyar dolarlık net servetinin sadece yüzde 5’i, tek başına 17 milyondan fazla insanı yoksulluktan kurtarabiliyor.
Trump Tarifeleri Gölgesinde İngiltere, Ticarette Yeni Denge Peşinde
Trump Tarifeleri Gölgesinde İngiltere, Ticarette Yeni Denge Peşinde
ABD Başkanı Trump’ın gümrük tarifelerini duyurmasıyla, İngiltere ticarette yeni denge arayışına girdi. Otomotiv başta olmak üzere kırılgan sektörleri destekleme kararı alan İngiliz Hükümeti, yeni dönemde diğer ülkelerle ticari ilişkilerini güçlendirmeye hazırlanıyor.
“Made in China 2025” Stratejisinden Türkiye İçin Dersler!
“Made in China 2025” Stratejisinden Türkiye İçin Dersler!
Çin’in dönüşüm hikayesi insan, kültür ve değer odaklı bir perspektifle bakıldığında bize bambaşka bir pencere açıyor.
Yüzyılda Bir Gelen Fırsat
Yüzyılda Bir Gelen Fırsat
Küresel ekonominin olağan şüphelileri konumundaki risk ve belirsizlikler döneminde Türkiye ve BAE, dünyaya örnek olacak bir ekonomik hikaye yazabilir.
Musk’ın Siyasetinin İlk Kurbanı Tesla Oldu
Musk’ın Siyasetinin İlk Kurbanı Tesla Oldu
Musk markaların nasıl işlediğini anlamadığını ilk kez göstermiyor.
Finansman Maliyetlerindeki Yükseliş Nakit Zenginlerini Öne Çıkardı
Finansman Maliyetlerindeki Yükseliş Nakit Zenginlerini Öne Çıkardı
Ticaret savaşlarının sertleşmesiyle birlikte artan belirsizlikler küresel piyasalarda ciddi oynaklıklara neden oluyor. Buna yurt içindeki gelişmelerin de eklenmesiyle piyasalarda dalga boyları arttı. Döviz kurlarındaki hareketlilik ve faizlerdeki yükseliş şirketler açısından nakdin önemini daha da artırdı.
Yeni Dönem, Yeni Denge: ABD Tarifeleri Dünyayı Nereye Götürüyor?
Yeni Dönem, Yeni Denge: ABD Tarifeleri Dünyayı Nereye Götürüyor?
ABD Başkanı Trump, ekonomik ve finansal piyasalarda yaşanan sarsıntıların ardından büyük gümrük vergisi planından ani bir U dönüşü yaptı. Onlarca ülkeye yönelik yüksek ithalat vergilerini 90 günlüğüne askıya alan Trump yönetimi, Çin’e uygulanan tarifeleri ise yüzde 145’e çıkardı. Yatırımcılar ve hükümetler kısa süreli bir nefes alsa da “tarife arası” küresel ticaret için ne anlama geliyor? Trump ve ekibinin nihai hedefi ne? Belirsizlikle kuşatılmış yeni dönemde dünya ekonomisi nereye sürükleniyor?
Küresel Petrol Piyasasında Tarife Şoku ve Arz Fazlası Riski
Küresel Petrol Piyasasında Tarife Şoku ve Arz Fazlası Riski
Ticaret savaşı, artan petrol arzı ve finans piyasalarındaki sarsıntı küresel ekonomide yaşanan dalgalanmaları kuvvetlendiriyor. Enerji ithalatçısı ülkeler için düşük petrol maliyetinin rahatlatıcı etkisine rağmen resesyon endişeleri yoğunlaşıyor.
‘Smoot-Hawley’den ‘Kurtuluş Günü’ne ‘de ja vu’: Küresel Sistemin Çöküşü ve Savaş Senaryoları
‘Smoot-Hawley’den ‘Kurtuluş Günü’ne ‘de ja vu’: Küresel Sistemin Çöküşü ve Savaş Senaryoları
Bretton Woods sonrası kurulan ekonomik düzenin teminatı ve muhafızı rolündeki ABD; artık bu sistemin sürdürücüsü değil, Trump’ın vurduğu son ticaret politikası darbeleriyle birlikte giderek sistemin istikrarını tehdit eden birincil aktör haline gelmiştir.
Lüks Otomobil Satışları Tam Gaz
Lüks Otomobil Satışları Tam Gaz
Otomotiv sektörü sıkıntılı günler yaşarken, üst segmentteki araç satışları hız kesmiyor. Otomobil sektörünün geneli toparlanmanın yollarını ararken, lüks otomobil satıcıları rekor seviyelerdeki satışlarından memnun.
En Zengin Amerikalılar Ekonominin Canlanmasını Sağladı Harcamayı Bıraktıklarında Ne Olur?
En Zengin Amerikalılar Ekonominin Canlanmasını Sağladı Harcamayı Bıraktıklarında Ne Olur?
Borsadaki düşüş, salgın sonrası genişlemenin temel itici gücü olan servet etkisini tehdit ediyor.
İlk Özel Uzay İstasyonu Kripto Parasıyla Kurulabilir
İlk Özel Uzay İstasyonu Kripto Parasıyla Kurulabilir
Kripto dünyasında milyar dolarlar kazanan Jed McCaleb, şimdi servetini uzayda özel bir istasyon kurmak için harcıyor. NASA’nın Uluslararası Uzay İstasyonu sonrası için açacağı ihalede avantaj sağlamak isteyen McCaleb, proje için servetinin önemli bir kısmını kaybetmeyi göze almış durumda.
Yapay Zeka Startupları İçin Finansal Gerçeklerle Yüzleşme Zamanı
Yapay Zeka Startupları İçin Finansal Gerçeklerle Yüzleşme Zamanı
“AI Valley (Yapay Zeka Vadisi)” kitabından bir alıntı, başarılı gibi görünen Inflection AI ekibinin 2024 yılında neden topluca Microsoft’a geçtiğini anlatıyor.