Günümüzde, pazarlamanın teknolojinin sunduğu imkanlar ve araçlar ile temel tanımının ve uygulamalarının gözden geçirilmesi gerektiği bir döneme giriyoruz. Pazarlama, birçok yönden evrilmiş ve parçalanmış bir yapıya bürünmüş durumda. Bu durum, sektördeki uzmanlar ve kurumlar arasında süregelen bir güç mücadelesini ve yönetimsel bir belirsizliği de beraberinde getiriyor. Pazarlamanın tekrar tanımlanmasına mı yoksa tamamen farklı bir yaklaşıma mı ihtiyaç duyulduğunu sorgulamak artık kaçınılmaz bir hale gelmiştir.
Pazarlamanın Çok Yönlü Evrimi
Pazarlamanın çeşitli tanımlamalarına baktığımızda; Geleneksel, Dijital, Kurumsal, İnteraktif, Sosyal, İçerik, Etkinlik, Influcer ve Deneyimsel Pazarlama gibi sayısız kategoriyle karşılaşıyoruz. Bu kategorilerin çoğalması, pazarlama disiplininin temel prensiplerinden uzaklaştığını ve kontrolsüz bir çeşitlilik içine girdiğini gösteriyor. Bu durum, pazarlamanın bütünleşik bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğuna da işaret ediyor.
İlişki Ekosistemi ve Duygusal Bağların Önemi
Yeni dönem pazarlamanın temelinde, ilişkilerin ve duygusal bağların sürdürülebilir olmasının önemi yatıyor. İletişimde deneyim, samimiyet, şeffaflık, ulaşılabilirlik ve sürdürülebilirlik gibi unsurlar öne çıkıyor. Pazarlama faaliyetlerinin bu unsurlarla uyumlu hale getirilmesi gerekli. Dijital dünya ve dijital vatandaşların iletişimdeki önemi artarken, bireylerin artık ürün ve hizmet odaklı pazarlama faaliyetlerinden ziyade, samimi ilişkiler kurmayı tercih ettikleri görülüyor. Ayrıca bu ilişkinin bireyin hayatını kolaylaştıran, ona fayda ve anlam katan bir değer üzerine inşa edilmesi de artık tüketicilerin en öncelikli beklentileri arasında.
Kurumların pazarlama departmanları, direktörleri ve uzmanları, uyguladıkları marka pazarlama stratejilerini ve görev tanımlarını, sürdürülebilir ve samimi bir ilişki boyutunda yeniden tanımlamaya ihtiyaç duymaktadır. Pazarlama unvanını taşıyan profesyonellerin, sadece satış odaklı değil, duygusal ölçümlemeler yaparak ilişki kavramı üzerine yoğunlaşmaları gerekmektedir. İlişki, pazarlama iletişiminden daha uzun soluklu, deneyime ve diyaloga dayalı, kuvvetli ve sürdürülebilir bir yaklaşım olarak öne çıkıyor.
Kavramsal olarak, iletişim genellikle bir eylem veya süreç olarak görülürken, ilişki ise bu etkileşimlerin sürekliliği ve kalitesi ile ilgili daha geniş bir kavramdır. İyi bir iletişim, sağlıklı ilişkilerin gelişmesi için kritik öneme sahiptir, ancak ilişkiler aynı zamanda güven, ortak tutku ve değerler gibi iletişim dışı unsurları da içerir.
Pazarlama Kavramının Yeniden Tanımlanması
Karl Marx’ın 11. Tezinde belirttiği gibi, “Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.” Bu cümleyi pazarlama dünyası için uyarladığımızda, pazarlamacıların pazarlama kavramını çeşitli biçimlerde yorumladıklarını, ancak asıl sorunun bu kavramı değiştirmek olduğunu görüyoruz.
Bu yazım ile yıllardır pazarlamanın metodolojilerinin evrildiğini savunanlara, değişimin sadece metodlarda değil, kavramın kendisinde de gerçekleşebileceğini hatırlatmak istiyorum. Bu, pazarlama dünyasının karşısındaki en büyük zorlukları ve geleceğe yönelik stratejileri tartışmaya açan bir çağrıdır. Bu değişim sürecinde, pazarlama dünyasının sadece kendini yeniden tanımlaması değil, aynı zamanda genel iş yapış biçimi ve toplumsal anlayışın da dönüşümünü sağlaması beklenebilir. Bu yeni yaklaşımın, doğru bir tartışmaya evrildiği takdirde pazarlama dünyasına kavramsal bir yenilenme fırsatı sunmakla kalmayacak, aynı zamanda potansiyel müşteri kavramıyla daha derin ve anlamlı bir etkileşimi mümkün kılacaktır.