Evlilik yıl dönümlerini kutlamak için Kalamış’ın eski mekanlarından birini tercih eden çift, güzel bir akşam yemeğin ardından hesabı istediklerinde kendilerini yine o tartışmanın içinde bulacaklarını biliyorlardı. Çünkü 4 bin 800 liralık hesabın içinde 400 liralık bir servis ücreti vardı ve diğer küçük eklemelerle birlikte yediklerinin menüdeki fiyat karşılığının oldukça üzerinde bir rakam ortaya çıkmıştı. Genç çift bahşiş vermek istediklerini ancak bunun zorunlu tutulmasının saygısızca olduğunu vurguladı. Elbette sonuç değişmedi, garsonlar uygulamanın yaygın olduğunu belirtti ve çift çaresizce hesaptaki rakamı ödedi. Ancak servis ücreti alındığı için ekstra bir bahşiş bırakmadan kalktı.
Bugün artık iyi ve popüler restoranlarda alışılagelmiş tartışmalarından biri haline gelen servis ücreti aslında hem garsonların hem işletmelerin hem de tüketicilerin çok sıcak bakmadıkları bir konu. Ancak sektör oyuncuları bahşişlerin azalmasından şikayetçi ve bugünkü koşullarda daha çok bahşiş alabilmek için, özellikle lüks lokantalar, servis ücretini kredi kartı ile ödendiği için hesabın içine yedirmeyi tercih ediyor. Çok uzun yıllar garson ve şef garson olarak çalışan Türkiye Otel, Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası (OLEYİS) Başkanı Vedat Böke, “Servis ücreti, adil bir uygulama değil. Ben bu meslekten gelmeme rağmen bu konuya çok sıcak bakmıyorum çünkü zorunlu tutuluyor. Bahşişin anlamı bu değil ki. Ben yediğimden, aldığım hizmetten memnunsam bunun karşılığında bahşiş vermek isterim. Bunu zorunlu yapamazsınız, müşterinin takdirine kalması lazım” diyor.
Ancak bugün pek çok nedenle bahşişler, sektörde yaygın kullanımı ile “tip”ler azalıyor. Bu düşüşün birkaç sebebi var. Öncelikle yüksek enflasyonla birlikte gelen hesaplar iyice büyüdü, hesapla birlikte yüzde 10’luk bahşiş için de daha fazla nakde ihtiyaç duyulmaya başlandı. En büyün banknotun 200 TL olduğu bir ortamda, bahşiş için gereken banknot ya müşterinin yanında olmuyor ya da daha azını vermeyi tercih ediyor. Sunset Grill & Bar’ın sahibi Barış Tansever, “Bahşiş nakit olarak ödenir, ancak bazen müşterinin yanında o kadar çok nakit olmuyor. Bu durumda bahşiş olarak 400 lira verecekken müşteri 200 lira verip kalkıyor. Bugün en büyük banknot 200 lira. Bu hesabı Sunset için yapalım 38 bin lira hesap gelen bir müşteri yüzde 10 bahşiş vermek istese 3 bin 800 lira bırakacak, bunun için 19 adet 200’lük banknot taşıması gerekiyor. Kimse o kadar nakdi yanında taşımıyor. Böyle olunca çocukların bahşiş gelirleri düşmeye başladı” diyor.
Nakit olarak ödenemeyen bahşiş, bugün lüks lokantalarda işletmenin uygulaması yada müşterinin talebi ile hesabın içine yedirilerek kredi kartı ile alınıyor. Ancak hesaptan alınan servis ücreti garsonların da çok tercih ettikleri bir konu değil. Zira hesap içinde alındığı için işletmenin geliri olarak görünen bahşişten yüzde 20 KDV alınıyor. Kredi kartı ile alındığı için banka komisyonu da bahşişten düşülüyor. Gelir verisi, işçi payı gibi pek çok kesinti ile birlikte alınan bahşişin yüzde 55’i gidiyor.
Elbette sosyo-kültürel etkenler de bahşişlerin düşüşünde önemli bir etken. Vedat Böke, “Eskiden bahşiş kültürümüz çok iyiydi. Ama şu anda yok olmak üzere. Kültürel değişimden kaynaklanıyor bu. 2000’li yıllardan bu yana çok ciddi bir düşüş var bahşiş verme alışkanlığında” diyor.
Aslına bakılırsa restoranlardaki sadece yerli müşteriler değil, yabancı müşteriler de “tip” konusunda çok bonkör değil. Ancak burada durum biraz farklı. Zira turistler kendi ülkelerinde olduğu gibi kredi kartı ile bahşiş bırakabileceklerini yada hesap içinde servis ücreti alındığını düşündüğü için nakit bahşiş bırakmadan kalkabiliyor.
Tüm bu gerekçelerle bahşiş gelirleri sürekli azalan yeme içme sektöründe çalışan bulmak giderek zorlaşmaya başladı. Zira sektörde ortalama maaşlar 20 bin TL civarında. Garson, komi ve mutfak çalışanlarının bir bu kadar da bahşiş gelirlerinin olması varsayılıyor. Ancak mevcut durumda bu gelir çoğu çalışan için oluşmuyor.
Bu da kalifiye eleman sayısının azalmasına sektörde çalışacak nitelikli garsonların başka iş kollarına kaymasına hatta yabancı dil bilenlerin yurtdışına gitmesine neden oluyor. Barış Tansever, “Bu sektörde çalışanlar için bahşiş gelirleri çok önemli. Bahşişler azalınca çalıştıracak adam bulmakta zorlanmaya başladık. Sektörde kalanların pek çoğu geçinebilmek için iki işte çalışıyor” diyor ve devam ediyor: “50 milyon turistin geldiği Türkiye’de bu sektörde kim çalışacak? Bu ay Sunset’ten yedisi komi, ikisi garson dokuz kişi ayrıldı.”
Bugün artık sadece yeme içme sektörü özelinde değil beş yıldızlı oteller de dahil konaklama sektöründe de ciddi bir garson sıkıntısı yaşanmaya başladığı bilgisini veriyor Vedat Böke ve devam ediyor: “Turistik bölgelerde yabancılar çalışmaya başladı, adam bardağı kafasından tutup önünüze koyuyor. Çoğu yerde garsonlar müşterinin yüzüne bakmıyor. Bazen oturduğunuz yerden derdinizi anlatabileceğiniz bir Türk garson bulamıyorsunuz. Bu iş eninde sonunda turizm sektörüne zarar verecek.”
Yeme içme sektörünün işveren ve işçi birlikleri ise bu sıkışıklıktan çıkışı kredi kartı ile bahşiş ödenmesinde buldu. Hem işletmeler hem de çalışanlar kredi kartı ile bahşiş ödenmesi için çalışmalar başlattı.
Aslına bakılırsa hesap ile alınan servis ücreti ile kredi kartı ile alınan bahşiş arasında ciddi farklılıklar bulunuyor. Barış Tansever, “Mesela İngiltere’de hesap geldikten sonra kredi kartı cihazından ister yüzde 10 ister yüzde 20 bahşiş ödeniyor. Ama istemezse de, hizmetten memnun kalmamış olabilir, hiç ödemiyor. Kredi kartı ile bahşiş ödemek dünyada yaygın bir uygulama. Ve bu bir lütuf olduğu için vergisi de yok” diyor. Türkiye’de de benzer bir uygulama için yaklaşık dört yıldır çalışmalar yapan meslek birlikleri önce Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ardından da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kapısını çaldı. Her iki bakan da konuya sıcak yaklaştı.
Maliye bakanlığı konu üzerinde çalışmaya başladı. Garsonların bahşişinin kredi kartı ile çekilerek işletmeden tamamen bağımsız garsonlara ait başka bir hesaba aktarılacağı, devlettin de buradan yüzde 10 stopaj alacağı bir sistem üzerinde çalışılmaya başlandı.
Ancak torba kanun hazırlanırken basına sızan çalışmalar, “devlet garsonun bahşişinden vergi alacak” şeklinde yorumlanınca çalışmalar rafa kaldırıldı. Barış Tansever, “Oysa sektörün böyle bir talebi olduğu için Maliye Bakanlığı bu kanunu hazırlamıştı. Çünkü uygulama kayıt dışını azaltıyor, garsonların gelirlerini artırıyor” diyor. Hatta kanun çalışmaları başlayınca meslek birliklerinin bankalar ile de görüşerek garsonlara ait hesaptan daha düşük kredi kartı komisyonu alınmasına dair çalışmalar başlattıkları bilgini de veriyor.
Şu an için beklemeye geçen sektör çalışanlarının konuya ilişkin beklentisi sürüyor. TURYİD (Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği) Başkanı Kaya Demirer, “Yeni uygulama ile çalışanlar için daha fazla gelir oluşacak ve gelirlerin tamamı kayıtlı gelir olacaktır, böylece kazançlarının tamamını belgeleyebilecekler. Nakit bahşişleri gelir olarak gösteremeyen sisteme veda edilecek. Gelir İdaresi için kayıt dışı olan nakit bahşiş ekonomisi üzerinden yüzde 10 ile ilave gelir sağlanacağı gibi yeni düzenleme, sektör çalışanlarının gelirlerini arttırarak nitelikli iş gücünün sektöre kazandırılmasını sağlayacak ve ülkemizin misafirperverlik geleneğine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, bahşişlerin kayıtlı ekonomiye dahil edilmesinin sektördeki şeffaflığı ve vergi uyumunu artırması öngörülüyor.”
Konunun çalışanlar için en önemli kısmı gelirlerindeki artış gibi görünse de resmi olarak artan gelirler çalışanların kredi çekme yada kredi kartı limiti yükseltme gibi konularda işlerini kolaylaştıracak. Uzun vadede ise sosyal güvenlik primleri yükseleceği için emeklilik dönemlerinde daha rahat etmeleri söz konusu olabilecek.
Elbette bu noktada kötü niyetli uygulamalar da söz konusu olabilir. Örneğin bahsi geçen düzenleme kapsamında garsonlar ile anlaşan işletmeler, bazı yüksek hesaplar için garsonlara ait banka hesabını kullanarak KDV’den ödemeden kaçınabilir. Hatta bu hesabı kullandığında kredi kartı komisyonunu da düşük ödeyebilir.
Bu tip uygulamaların önüne geçmek isteyen Maliye Bakanlığı ise yaptığı çalışmada garsonlara verilebilecek bahşişe bir üst sınırlama getirmek istedi. Yüzde 10 olan geleneksel bahşiş oranını koruyan düzenleme kapsamında, daha üzerindeki oranlar için limit koydu. Hatta bir garsonun toplam bahşiş gelirinin brüt asgari ücreti geçtiği durumlarda gelir vergisine tabi olası üzerine de çalışma yapıldı.
Ancak şu an için uygulamanın nasıl sonuçlar vereceği bilinmiyor. Kuşkusuz düzenlemenin olumlu ve olumsuz yanları olacaktır. Ancak atılan bu adımla birlikte yeme içme sektöründe, hem tüketicilweri hem işletmeleri hem de garsonları rahatsız eden bir sorunun çözümü üzerine önemli bir adım atılmış olacak. Kaya Demirer, “Çalışanlar, kredi kartı ile bahşişin tahsilatına izin veren düzenlemenin gelirlerini artıracağı konusunda son derece eminler ve mutluluk duyduklarını açıkça ifade ediyorlar. Ancak diğer taraftan önemli bir talepleri var; alın teri ile kazanılan bahşişlerinin üzerinde her ne nam altında olursa olsun bir üst limit kısıtlaması olmamasını istiyorlar. Emeğin ve hizmetin takdirinin tamamen müşteriye bırakılması yönünde görüş bildiriyorlar. Elde edecekleri aylık bahşiş gelirlerinin aylık asgari brüt ücret ile sınırlanması durumunda, çalışanların ay içinde sürekli olarak bahşiş gelirlerini takip edeceklerini ve üst limite yaklaşması durumunda ise misafirleri tekrardan nakit ödemeye yönlendirecekleri yönünde uyarıda bulunuyorlar. Gelir idaresinin kayıt altına almak istediği ekonomide aksaklıklara yol açacak olan bu durumun istenilen hedefi ıskalama noktasına getirebileceğinin altını çiziyorlar. Bahşiş oranlarının dünya genelinde olduğu gibi yüzde 10’dan başlayarak, alınan hizmetin kalitesine göre yüzde 15 ve hatta yüzde 20’ye kadar yükseleceğine inanan çalışanlar, ek gelir getirecek yeni düzenlemenin özellikle turizm bölgelerindeki istihdamı olumlu yönde etkileyeceğine ve daha nitelikli elemanların sektöre kazandırılmasına katkı sağlayacağına inanıyorlar” diyor.