Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

Savaş Ekonomisine Hazırlanmak: Stratejik Vizyon, Ön Hamleler
Savaş ekonomisine hazırlık süreci, Türkiye’nin küresel arenada daha güçlü ve rekabetçi bir aktör olarak yer almasını sağlar.
  • 25 Ekim 2024 00:41
  • Dr. Şahin Yaman
Savaş Ekonomisine Hazırlanmak: Stratejik Vizyon, Ön Hamleler

Günümüzde Türkiye, karmaşık jeopolitik dinamikler içinde ulusal güvenliğini sağlarken ekonomik bağımsızlığını da korumaya çalışıyor. Ukrayna/NATO-Rusya çatışması, Filistin-İsrail gerginliği, Yemen iç savaşı ve Libya’daki huzursuzluk, Türkiye’nin güvenlik algısını tehdit eden unsurları çeşitlendirirken; İran-İsrail gerginliği ve Suriye iç savaşı sınırlarımızı doğrudan etkiliyor. Ayrıca, Batı’nın ülkemize karşı her açıdan desteklediği Yunanistan’ın olası saldırganlık senaryoları ile güneyimizde Batı tarafından desteklenen terör grupları, Türkiye için ek tehditler oluşturuyor. Ülkemize yönelik uygulanan hava savunma ve silah ambargoları bir saldırı hazırlığı şüphesi uyandırıyor.


Bu nedenle, Türkiye’nin olası bir savaş ekonomisi senaryosuna hazırlanması, senaryo planlamaları yapması bir fantezi olmaktan çıkarak hayati bir gereklilik haline geldi. Savaş ekonomisi şartlarına hazırlanmak, mevcut tehditleri yönetmek ve ulusal güvenliği sağlamak amacıyla mevcut kaynakların zor savaş koşullarında etkin kullanımını sağlayarak Türkiye’nin askeri kapasitesini güçlendirmeye ve jeoekonomik çıkarlarını korumaya yardımcı olacak. Bahse konu hazırlık ayrıca, savaşın belirsizlikleri karşısında, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlık ve güvenliğini güçlendirecek etkili ve sürdürülebilir politikalar geliştirmesine ciddi destek olur.


I. Sanayi Altyapısının Hazırlanması: Marmara Bölgesi Temerküzünün Ülke Sathına Yayılması


Türkiye, sanayi altyapısını savunmasız bölgelerden daha güvenli iç bölgelere taşımayı hedeflemeli. Türk sanayiinin Marmara Bölgesi’ndeki temerküzü çok büyük bir milli güvenlik tehdididir. Marmara ve bir ölçüde de Ege bölgelerindeki kritik sanayilerin önemli üretim tesislerinin İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz gibi bölgelere kaydırılması, savaş durumunda daha güvenli bir üretim ortamı sağlar. Bu strateji, yalnızca askeri varlıkları değil, aynı zamanda ekonomik kaynakları da koruyarak Türkiye’nin savaş dönemi ekonomik dinamiklerine dair sürdürülebilirliğini ve savaş sonrası daha dengeli bir iktisadi yapının inşası ve muhkemleştirilmesine de katkı sağlar. Ekonomik milli güvenlik açısından hassasiyet arz eden, gerekli ekonomik altyapı yatırımları ile savaş ekonomisinin idamesinde güvenli üretim süreçleri oluşturmak, önemli kriz dönem ve anlarında Türkiye’nin iktisadi dayanıklılığını arttırır.


II. Üretim Stratejisinde Ülke İçi Mukayeseli Avantajlardan Faydalanmak: Şehir Ekonomilerinde Savaş Ekonomi Diyalektiği


Muhtemel ambargolar, kuşatmalar ve uluslararası ticarette yaşanacak aksaklıklara karşı, Türkiye’nin savaş ekonomisi koşullarında üretim stratejisi, iç şehirler ve bölgeler arasındaki mukayeseli avantajları dikkate almalı, şehir ekonomileri arasındaki etkileşim ve lojistik daha etkin, akışkan ve bağlantılı hale getirilmeli. Özellikle Karadeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu gibi iç bölgelerin potansiyelinin değerlendirilmesi, ülkenin savaş dönemi üretim kapasitesinin artırılmasına, sürdürülebilirliğine ve ekonomik güvenliğine katkıda bulunur. Bu durum, hem savaş dönemi ekonomik büyümeyi destekler hem de bölgesel iktisadi üretim ve refahın sürdürülebilirliğini teşvik eder. Savaş dönemi şartlarında yüksek teknolojili üretim süreçlerine mecburiyet ve devletin özendirilmesiyle sağlanacak ilave ilerleme ve geçişler, Türkiye’nin savaş sonrası dönem uluslararası rekabet gücünün yükselmesine de katkı sağlayabilir.


III. Hassas Sektörler ve Kaynak Güvenliği: Kritik Hammaddeler, Gıda, Enerji ve Sağlık Endüstrileri


Türkiye, savaş ekonomisi koşullarında stratejik gıda, tıbbi cihaz, ilaç ve enerji kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yerli üretime öncelik vermeli. Tarım alanında verimliliği artırmak, ilaç sanayisini güçlendirmek ve yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırmak, ülkenin dışa bağımlılığını azaltır ve güvenliğini artırır. Bu bağlamda, yerel kaynakların etkin yönetimi ve arz güvenliğinin sağlanması, savaş ekonomisi senaryolarına karşı hazırlık sürecinin önemli bir parçası olmalı.


IV. Savunma ve Sivil Sanayi Arasındaki Sinerji Yaratmak: Çift Kullanım Teknolojilerine Yatırım


Türkiye, savunma sanayisi ile sivil sanayi arasındaki işbirliğini güçlendirmeli. Çift kullanım teknolojileri geliştirerek, hem sivil hem de askeri ihtiyaçların karşılanması sağlanmalı. Bu yaklaşım, Türkiye’nin hızlı adaptasyon yeteneğini artırır ve savaş koşullarında üretim kapasitesinin etkili bir şekilde yönlendirilmesine olanak tanır. Ayrıca, Ar-Ge yatırımları ile yenilikçi çözümler geliştirmek, Türkiye’nin askeri ve sivil sanayinin entegre bir biçimde çalışmasını destekler.


V. Bağımsız Dış Ekonomik Politika: Stratejik Manevra Alanları Yaratmak


Türkiye’nin savaş ekonomisine hazırlık sürecinde bağımsız bir dış ekonomik strateji geliştirmesi kritik öneme sahip. Alternatif pazarlar oluşturmak ve dış ekonomik ilişkilerde bağımsız hareket edebilmek, Türkiye’nin ekonomik ve stratejik çıkarlarını korumasına yardımcı olur. Bu strateji, Türkiye’nin küresel arenada etkinliğini artırır ve dışa bağımlılığını azaltır. Çok taraflı ticaret anlaşmaları ve stratejik ortaklıklar, Türkiye’nin ekonomik istikrarını güçlendirmek için önemli.


VI. Harp Lojistiği, Mavi Ekonomi ve Denizcilik


Savaş dönemi lojistiği, malzeme ve kaynakların etkin dağıtımını sağlamak için kritik bir öneme sahip. Türkiye, Doğu Akdeniz, Ege Denizi, Doğu Karadeniz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) gibi stratejik bölgelerdeki askeri limanlar ve tersaneler aracılığıyla denizcilik stratejisini güçlendirmeli. Bu kapsamda, askeri ve ticari lojistik ağlarının entegrasyonu sağlanmalı, deniz yollarının güvence altına alınması için gerekli adımlar atılmalı. Mavi ekonomi çerçevesinde, deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve denizcilik sanayisinin geliştirilmesi, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını artırma potansiyeline sahip. Mavi ekonomi stratejisi, deniz alanlarının yönetimini ve korunmasını da içeriyor. Bu bağlamda, deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve balıkçılık gibi sektörlerin sürdürülebilirliği, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunur.


Ayrıca, deniz güçlerinin artırılması ve lojistik destek sistemlerinin iyileştirilmesi, Türkiye’nin askeri gücünü pekiştirir ve bölgesel güç dengesinin sağlanmasında önemli bir rol oynar. Özellikle, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına erişim ve güvenliğin sağlanması, Türkiye’nin ulusal güvenliği için hayati önem taşıyor. Bu bağlamda, askeri limanların ve tersanelerin modernizasyonu ile deniz altyapısının güçlendirilmesi, Türkiye’nin savaş lojistiği kapasitesini artırır.


VII. Savaş Ekonomisine Uygun Eğitim Modelleri: Geleceğin Uzmanları


Türkiye’deki eğitim sisteminin, savaş ekonomisine uygun yetkinlikleri kazandıracak şekilde yeniden yapılandırılması gerekiyor. Mühendislik, savunma sanayi, enerji, tarım teknolojileri ve sağlık alanlarında ihtisaslaşmış programların oluşturulması, geleceğin uzmanlarının yetiştirilmesine katkıda bulunur. Bu, hem mevcut ihtiyaçların karşılanmasına hem de gelecekteki tehditlere hazırlıklı olunmasına olanak tanır. Eğitim politikalarının, pratik deneyim ve yenilikçi düşünme becerilerini geliştirecek şekilde tasarlanması önemli.


VIII. Savaşa Yönelik Para, Maliye, Dış Ticaret ve İşgücü Politikalarının İnsicamı


Türkiye’nin savaş ekonomisine geçiş sürecinde mali yönetim, dış ticaret politikaları ve işgücü stratejileri arasında uyum sağlamak kritik öneme sahip. Maliye politikaları, savunma harcamalarının finansmanı ve kaynakların verimli kullanımı açısından yenilikçi yaklaşımlar gerektiriyor. Dış ticaret politikaları, stratejik ürünlerin ithalatını ve ihracatını düzenlerken, yerli üretimin gerekirse yarı otarşik şartlarda gerçekleştirilebilmesi ve bu yönde teşvik edilmesine dair bir çerçeve oluşturmalı. Ayrıca, işgücü politikalarının, savaş koşullarında gerekli uzmanlıkların kazandırılması ve iş gücünün etkin kullanımı açısından gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu unsurların entegrasyonu, Türkiye’nin savaş ekonomisine geçişini kolaylaştırır.


Sonuç: Stratejik Hazırlık ve Uygulama Adımları


Türkiye’nin savaş ekonomisine hazırlık süreci, tüm askeri ve ekonomik tehdit unsurlarını dikkate alarak etkili bir strateji geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Hassas endüstri ve altyapının korunması, iç bölgelerin ekonomik potansiyelinin değerlendirilmesi, bağımsız dış ekonomik ilişkilerin kurulması ve eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması, Türkiye’nin askeri ve ekonomik varlıklarını koruma altına alacak önemli adımlar. Bu stratejilerin hayata geçirilmesi, Türkiye’nin gelecekteki tehditlere karşı daha dirençli ve sürdürülebilir bir ekonomi oluşturmasına katkı sağlar.


Özellikle III. Dünya Savaşı gibi senaryolar karşısında Türkiye’nin iktisadi ve finansal hazırlık düzeyinin artırılması, ulusal güvenliğin sağlanmasında kritik bir rol oynar. Stratejik hazırlıklar, sadece askeri kapasitenin artırılmasından ibaret değil; aynı zamanda ekonomik bağımsızlığın güçlendirilmesi, eğitim sisteminin yenilenmesi ve stratejik sanayilerin geliştirilmesi, Türk ekonomisini savaşa hatta savaş sonrası döneme hazırlanmasına dair safhaları da içermeli. Savaş ekonomisine ciddi hazırlık süreci, Türkiye’nin küresel arenada daha güçlü ve rekabetçi bir aktör olarak yer almasını sağlar ve çok kutuplu dünya sistemine etkin bir şekilde eklemlenmesine, daha aktif ve bağımsız rol oynamasına da katkıda bulunur.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 54. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 54. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 53. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 53. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Başarmaya İnanmak
Başarmaya İnanmak
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini ve cumhuriyetin önemini hatırlatan bir gün. Türkiye Cumhuriyeti’nin geride kalan 100 yılı kadar gelecek 100 yılına dair de olguları göz önüne almak gerekiyor.
Çin Uzay Sanayisi SpaceX’i Yakalayabilir mi?
Çin Uzay Sanayisi SpaceX’i Yakalayabilir mi?
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Çin’i bir “uzay gücü” haline getirmek istiyor. Ancak gerek SpaceX’in arayı fazlasıyla açmış olması gerekse Çin’in güvenlik endişeleri ülkenin özel fırlatma girişimlerini engelleyebilir.
Kısayollu Yaşamlar ve Beynimiz
Kısayollu Yaşamlar ve Beynimiz
“Asıl soru, makinelerin değil, insanların düşünüp düşünmediğidir.” - B. F. Skinner
Avrupa Elektrikli Araç Satışlarında Eylül Rüzgarı: Durgunluk Dönemi Tersine mi Dönüyor?
Avrupa Elektrikli Araç Satışlarında Eylül Rüzgarı: Durgunluk Dönemi Tersine mi Dönüyor?
Avrupa’da elektrikli araç satışları, Eylül’de artarak uzun süren düşüş eğilimini tersine çevirdi. Ancak, otomotiv sektöründeki genel zorluklar ve büyük pazarların durgunluğu, içten yanmalı motorlu araç satışlarındaki düşüşü telafi etmeye yetmedi.
Yüksek Enflasyon Beklentisi Kripto Yatırımlarını Destekliyor
Yüksek Enflasyon Beklentisi Kripto Yatırımlarını Destekliyor
Gelişmekte olan ülkelere yönelik yapılan bir çalışma, enflasyon beklentilerinin yükseldiği ortamda, kripto varlıklara ilginin arttığını ortaya koyuyor.
Eğitimde Muhasebe Zamanı
Eğitimde Muhasebe Zamanı
Ekonomik koşulların ağırlaşması ve eğitim sisteminde dönem dönem yapılan değişiklikler nedeniyle okulda olması gerektiği halde olmayan çocuk sayısı son üç yılın rekorunu kırdı. Yoksul aile çocukları ucuz işgücüne dönüşürken, okuldan uzaklaşan çocuklar da toplumsal sorunların yaratıcısı ve parçası olmaya aday hale geldi.
Turizm Sektörü Yaza Hazır mı?
Turizm Sektörü Yaza Hazır mı?
Turizm sektörü yüksek faiz, stabil döviz kuru ve jeopolitik riskler gölgesinde 2024 yılını geçirirken bu sezon yaz tatilini yapmış olan her 10 bireyden 7’si ya erken rezervasyondan ya da indirim kampanyalarından faydalandı. Sektör temsilcileri ise 2025 sezonundan umutlu…
Dünyada Gelecek 10 Yılın Büyümesi Gelişen Ülkelerden
Dünyada Gelecek 10 Yılın Büyümesi Gelişen Ülkelerden
Gelişmekte olan ülkeler, dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme sürecine girerken, 2035 yılına kadar küresel büyümenin yüzde 65’ini sağlayacak ve pandemi sonrası tedarik zincirlerindeki fırsatlarla öne çıkacak.
Borsa Kritik Dönemeçte
Borsa Kritik Dönemeçte
Borsa profesyonelleri ve yatırımcısı, hisse fiyatlarındaki sert düşüşler, kamu alımları, açıklanmaya başlayan bilançolar, Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’nda iki kurum üzerinde yoğunlaşan kısa pozisyonlar ve açığa satış yasağının ne zaman kaldırılacağını tartışıyor.
Dünyanın En Büyük Yapay Zeka Şirketinin Temelinde Fikir Hırsızlığı mı Yatıyor?
Dünyanın En Büyük Yapay Zeka Şirketinin Temelinde Fikir Hırsızlığı mı Yatıyor?
Guy Ravine’in Open AI’si (boşluklu) OpenAI’nin (boşluksuz) istediği bir ticari markaya ve internet sitesine sahip. Yapay zeka devi ile aralarındaki davaların detayları ise tüylerinizin ürpermesine ve insanlığın iyiliği için kullanılacağı iddia edilen şirketin o kadar da masum olmadığını düşünmenize neden olabilir.
2025 İflasların Yılı mı?
2025 İflasların Yılı mı?
Allianz Trade tarafından yayımlanan rapora göre, ticari iflaslar 2026 yılına kadar durmadan artacak ve 2026 yılında istikrara kavuşsa bile yüksek seviyelerde kalmaya devam edecek. Raporda Türkiye, firmaların yüksek finansman maliyetleri ve ekonomik yavaşlamayla yüzleşmek zorunda olduğu iki büyük pazardan biri olarak tanımlanırken, geçen seneye göre yüzde 20 iflas artışı öngörülüyor.
Sıkışan Koşullar Tahsilat Dengesini Bozdu
Sıkışan Koşullar Tahsilat Dengesini Bozdu
Likidite koşullarındaki daralma nedeniyle şirketlerin ödeme dengesi bozulurken en büyük sıkıntı çekler tarafında yaşanıyor. Ödeme dengesini sağlayacak koşulların oluşması için iş dünyasının bir süre daha beklemesi gerekecek gibi.
Elektrikli Otoda Çin Hegemonyası
Elektrikli Otoda Çin Hegemonyası
Dünyada elektrikli otomobillerin geleceği ile ilgili tartışmalar sürerken, Çin’in bu konudaki teknoloji atağı hız kesmeden devam ediyor.
Mars’a Yolculuk, Uzayda Rekabet Yeni Teknolojilerle mi Geliyor?
Mars’a Yolculuk, Uzayda Rekabet Yeni Teknolojilerle mi Geliyor?
Roket teknolojisindeki hızlı gelişim uzay yarışını kızıştırırken gözler Mars’a ilk insanlı yolculuğu kimin yapacağına çevrildi.
Dünya Merkez Bankaları Artık Fed’i Takip Etmiyor
Dünya Merkez Bankaları Artık Fed’i Takip Etmiyor
Faiz oranları konusunda izlenen farklı yollar Amerika’nın küresel etkisinin azaldığının önemli bir işareti.
Faiz İndirimlerinin Ekonomiye Etkisi Zaman Alacak
Faiz İndirimlerinin Ekonomiye Etkisi Zaman Alacak
Konut piyasası şimdiden tepki vermeye başladı, ancak bazı tüketiciler ve ticari borçlular hâlâ ödemelerini yapmakta zorlanıyor.