Küresel ekonomi adına bence oldukça ilginç günlerden geçiyoruz. Nerdeyse dünyanın her yerinde benzer ekonomik açmazlar var. Herkes ilk taşı kimin atacağına bakıyor gibi geliyor bazen. Herkes ekonomik büyüme istiyor… Herkes enfl asyonun sakinleştiğine inanmak istiyor… Ama kimse faiz indirecek kadar kendine güvenemiyor. Çünkü ortaya atılan her fikir çürütülebilir vaziyette. Herkesin bekle-gör durumunda kaldığı ortamda, yatırımcıların da hevesi kaçtı. Herkes, yarın hatta her an birilerinin bir hamlesiyle terste kalmaktan korkuyor. Alınacak risk bile yok. E tabi, risk yoksa getiri de yok. Yani özetle, heyecan yok…
Büyük resme baktığımızda herkes için en büyük tedirginlik faktörü ABD Başkanı Donald Trump. Herkesin malumu olduğu üzere, dünyanın en büyük ithalatçısı olan Amerika, aslında hepimizin müşterisi konumunda. Nerede, ne zaman, ne söyleyeceği belli olmayan Donald Trump ise bu güçle hem reel ekonomi, hem de finans piyasaları için şu an görünen en büyük tehdit diyebiliriz. Bir cümleyle açıklamak gerekirse, zaman zaman tehditlerine konu olan tarifeler, ticaret kanalı üzerinden küresel ticareti zayıfl atır ve ekonomik büyüme üzerinde risk oluşturur.
Merkez bankaları açısından da bahsettiğim belirsizlik aynı şekilde sirayet ediyor. Riski göz ardı edip konuyu irdelemeye çalışalım. Burada da tabi Fed ile başlamak gerekir. Fed açısından son durumda ABD enfl asyonu nihayet olumlu bir sürpriz yaptı ve hem bir önceki aya göre yavaşlamış, hem de beklentilerin altında gelmiş vaziyette. Ama enfl asyonun kırılıma baktığımızda bu sürprizin çok da büyük bir heyecan yaratmaması gerektiğini anlıyoruz. Zaten genel enflasyon görünümü çok uzaktan bakarsak yavaşlıyor, ancak çok yavaş bir tempoda. Bunun nedeni ise bize ve birçok ülkeye benzer şekilde hizmet fiyatları. Mesela enflasyonu düşüren sebeplerden biri bu ayın verisinde havayolu fiyatları. Ama elbette herkes bu fiyatların zaten çok oynak olduğunu, yani bir ay yükselip öteki ay düşebileceğini bilir.
Yine enflasyona dair herkesin kendinden bir parça bulabileceği benzerlik gıda fiyatları. Belki gıda fiyatları para politikasından bağımsız görünebilir, ama insanlar tükettikleri gıda ürünlerinin fiyat artışına hassastır ve tahmin ediyorum ki tüketici açısından her yerde etin sebzenin fiyatı enfl asyonun aslında düşmediğine insanları ikna edebilir.
Gelelim dolar riskine. Son dönemde bir miktar ivme kaybetmiş olsa da karşımızda güçlü bir dolar var. Yukarıda saydığım iki belirsizlik buranın belirleyicisi durumunda. Neredeyse son 10 yılın en iyi performansını sergilemiş olan dolar, özellikle ticaret kanallarıyla büyüyen ekonomileri, başta Asya ekonomilerini zor durumda bıraktı. Yüksek tasarruf oranlarıyla talebi içeriden göremeyip dışarıya mal ve hizmet satan Asya ekonomilerinin büyümeye ihtiyacı var. Ancak büyümeyi teşvik edeceğim derken, para birimlerini daha da fazla tehlikeye maruz bırakmamak için para politikaları temkinli ilerliyor.
Yatırımcıya gelecek olursak küresel anlamda heyecan yok diyebilirim. Bir pozisyon alabilmeniz için bir yatırım tezine ihtiyacınız var. Belirsizlikler o kadar fazla ve birbirinden o kadar ayrı senaryolarla sonuçlanabilir ki, kimse ortaya mesnetli bir tez koyamıyor. Ama yine de bir tez örneklemeye çalışacağım. Bunu da yukarıda belirsizlikleri yaratan ABD olduğu için oradan vererek yapacağım. Özetlemeye çalıştığım riskler çoğunlukla bir ekonomi için stagfl asyon yani durgunluk ve enflasyonu bir arada gördüğümüz dönemlerini çağrıştırır. Finans piyasalarında bu yatırım teziyle hareket eden yatırımcılar, büyüme ya da enfl asyonla pek alakası olmayan ya da enflasyon artışı dönemlerinde genelde değer kazanan petrol, altın, tarım ya da başka emtia ya da doğal kaynak üreten/satan şirketleri tercih eder. Buna karşılık olarak örneğin tüketim ürünleri üretenleri ya da hizmet sektöründe faaliyet gösteren, talebe bağımlı şirketlere bakmaz.
Ezcümle suyun dibi görünmüyor. Bir yatırım tezi oluşturmanın zor olduğu bir dönemdeyiz. Risk almak için en azından yukarıdaki belirsizliklerden birinin çözülmesi ve diğerlerini tetiklemesi gerekiyor diyebilirim. Yoksa bu bekle-gör döneminin ne kadar daha devam edebileceğini de kestirmek pek mümkün gelmiyor.