Nesnelerin İnterneti (IoT), kullanıcılar tarafında milyarlarca günlük nesnenin birbiriyle iletişim kurması olarak tanımlanırken, yeni dönemde dönüştürücü bir gelişme olarak hayatımıza girdi. Nesnelerin interneti, teknolojisiyle üretkenlik yaratırken, elektrikli araçlarda ulaşımı kolaylaştırmada daha verimli olmayı, enerji ihtiyacımızı gidermede en sürdürülebilir adımlara gitmeyi sağlıyor. Otonom araçlara yönelik IoT ürün ve hizmetlerinin ekonomik değeri 2025 yılına kadar 110 ila 130 milyar dolar arasında olacak.
Nesnelerin İnterneti, ilk başlangıç
IoT’nin doğuşu 1930’lu yıllara kadar uzanıyor ve gündelik nesnelerin birbirine bağlı olduğu bir dünyayı, verilerin bir ağ üzerinden paylaşılmasını sağlıyor. 1930’larda Alan Turing, Turing Makinesi olarak bilinen teorik bir hesaplama cihazı konseptini tanıtırken, bu çığır açan fikir, yapay zekânın gelişiminin temelini attı. Turing, mantıksal akıl yürütme ve problem çözme yoluyla insan zekâsını taklit edebilen makineler yaratma olasılığı hakkında ilk çalışmayı yaptı.
1960’ların sonunda araştırmacılar, bilgisayarları ve sistemleri birbirine bağlamak için ABD Savunma Bakanlığı’nda oluşturulan günümüz internetinin öncüsü olan ağda ilk adımları attılar. 1990’ların ortalarına gelindiğinde internet bu yetenekleri küresel olarak genişletti ve araştırmacılar ile teknoloji uzmanları, insanlarla makinelerin daha iyi bağlantı kurmasının yollarını keşfetmeye başladı. 1997’de MIT’deki Otomatik Kimlik Merkezi’nin kurucu ortağı İngiliz teknoloji uzmanı Kevin Ashton, fiziksel cihazların mikroçipler ve kablosuz sinyaller aracılığıyla bağlanmasına olanak tanıyan bir teknoloji çerçevesi olan radyo frekansıyla tanımlamayı (RFID) keşfetmeye başladı ve 1999’da Ashton “Nesnelerin İnterneti” ifadesini icat etti.
Birkaç yıl içinde akıllı telefonlar, bulut bilişim, işlem gücündeki gelişmeler ve gelişmiş yazılım algoritmaları, verileri daha sağlam bir şekilde toplamak, depolamak, işlemek ve paylaşmak için bir çerçeve oluşturdu. Aynı zamanda, hareketi, sıcaklığı, nem seviyelerini, rüzgar yönünü, sesi, ışığı, görüntüleri, titreşimleri ve diğer birçok koşulu ölçebilen ve ayrıca coğrafi konum aracılığıyla bir kişiyi veya cihazı tam olarak tespit edebilen gelişmiş sensörler ortaya çıktı. Ardından, akıllı telefonlar ve tabletler gibi mobil cihazların yaygın biçimde benimsenmesi ve yaygın kablosuz bağlantının kullanıma sunulmasıyla, insanları ve nesneleri neredeyse her yerde birbirine bağlamak mümkün oldu. Sonuç olarak akıllı trafik ağları, bağlantılı depolama tankları ve endüstriyel robotik sistemler norm haline geldi.
Otomotivde IoT ve elektrikli araçlar
IoT donanım ve yazılım teknolojilerinden oluşurken, otomotivde donanım, basitten gelişmiş sensörlere kadar uzanan akıllı elektrikli araçlar ve yol üzerindeki sensörlerden oluşur. Akıllı araçlar, telefonlar, yol sensörleri ve bunları birbirine bağlayan 4G-5G gibi ağlar elektrikli araçlarda nesnelerin internetinde en önemli unsurlardır. Gelecekte elektrikli akıllı araçlarda yolu ölçen, yönlendiren, müdahale eden sensörlerden binlerce taşıyacağız. Yolda nasıl hareket ettiğimizi hayal bile edemeyeceğimiz şekilde sosyalleşmek ve dünyada gezmek akıllı otonom araçlarla mümkün olacak. IoT elektrikli araçlarla ikinci dijital devrim olarak kabul edilirken, ağlar ve verilerden gelen akış olağanüstü bir uygulama yelpazesi sunuyor ve ekonomikliği destekleyecek fırsatlar arasında yer alıyor.
IoT’nin yeni ekosisteme sağlayacağı faydalar artacak
Ekonominin diğer sektörleri de benzer şekilde çarpıcı faydalar elde edebilir. Araştırmalar, IoT uygulamasına sahip araçların sayısının her dört yılda bir iki katına çıkacağını öngörüyor Otonom araçlarda ve akıllı ulaşım altyapısında daha sağlam güvenlik önlemleri trafikteki maliyetleri azaltabilir. Daha iyi karayolu trafiği yönetimi, tıkanıklığın hafifletilmesine yardımcı olarak tasarruf sağlayabilir.
Ulaşımda yüksek performanslı bilgi işlem, veri toplama, analiz ve açık veriler e-mobilitenin gelişmesine güç veriyor. Tüketiciler e-mobilite ile hizmete ulaşmak, rezervasyon yapmak ve gezi planlamak için artık mobil uygulamalar kullanıyor.
Ulaşımda IoT şehirlerde çözüm sunacak
Çok modlu yolculukların farklı kolları, nesnelerin interneti ile önemli ölçüde seyahat şeklimizi iyileştiriyor. Elektrikli akıllı araçlarda ve toplu taşıma sistemlerindeki sensörlerin sayısı artıyor. Günümüzün ortalama aile arabası, Ay’a inen ilk araçtan daha fazla işlem gücüne sahip. Birçok elektrikli araç üreticisi artık batarya menzili ve şarj planlama gibi uzaktan izleme yapabilen uygulamalar sunuyor. Gelecekte, tam otonom araçların en sonunda akıllı yollar, otopark, trafik ışıkları, işaretler, sokak lambaları ve trafik ışıklarından oluşan bir ulaşım sistemine entegre edildiğini göreceğiz. Trafik ışıkları kapanmak üzereyken sürücülere hızlarını ne zaman ayarlamaları gerektiği konusunda sinyal veren otonom araçlar geliştiriliyor
IoT otomotivde yeni yasal düzenlemeler getirecek
Her yeni teknolojide olduğu gibi, IoT önemli bir potansiyelin yanında zorlukları da barındırıyor. Örneğin güvenlik ve mahremiyet ihlalleri en çok tartışılan konular arasında yer alıyor. Bu anlamda geleceği şekillendirmek için ülkelerin, bilim insanlarının, programcıların ve girişimcilerin bir araya gelmesi çok önemli. Teknolojiyi uygulayan yeni işletmelerin araştırılması, geliştirilmesi ve yaratılması, inovasyonların desteklenmesi, gerektiği şekilde yasalaştırılması veya nasıl düzenleneceğinin IoT açısından da değerlendirilmesi gerekiyor.