Teknolojinin baş döndürücü hızı eğitimden kariyer seçimlerine kadar tüm alanlarda devrim yaratıyor. Üniversite sınavı yaklaşırken, üniversiteye başlayacak ve mezun olacak gençlerin ekonomiye katacağı yeni dalga, iş dünyasına hızla yaklaşıyor. Bu dönüşüm, bireylerin hayatlarını yeniden şekillendirirken işletmelerin ve ekonominin geleceğini de kökten değiştiriyor. İş dünyasındaki profesyoneller olarak, üniversite sınavına girecek gençlere nasıl yaklaşmamız gerektiğini ve onların potansiyellerini nasıl daha iyi değerlendirebileceğimizi düşünmek zorundayız. Google’ın isteği üzerine Implement Consulting Group tarafından yürütülen çalışma, yapay zekanın Türkiye’de GSYİH’ye katkısına ve istihdam üzerindeki etkilerine ilişkin çarpıcı tahminler sunuyor.
Teknolojinin eğitimdeki rolü, kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimlerinden idari görevlerin otomasyonuna kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Yapay zeka destekli sistemler, her öğrencinin öğrenme hızına ve stiline uygun içerikler sunarak, bireysel farklılıkları göz önünde bulunduruyor. Bu da mezunların ve öğrencilerin ekonomik değerini artırıyor. Çalışmaya göre, Türkiye’de üretken yapay zeka kullanımının geniş bir alana yayılması, yaklaşık 10 sene içerisinde Türkiye’nin yıllık GSYİH’sine yüzde 5 ilave katkı sağlayabilir. Bu, 1,2 ila 1,4 trilyon Türk lirasına (50-60 milyar ABD dolarına) denk geliyor. Gençlerin bu teknolojileri etkin kullanarak iş dünyasına hazırlanmaları, işletmelere büyük kazançlar sağlayacağı da aşikar.
Gençlerin çoklu kariyer isteği
Günümüzde gençler, sadece tek bir işte yıllarca çalışmak yerine çoklu kariyer seçeneklerine sahip olmak ve farklı deneyimler kazanmak peşindeler. Bu, onların hayal güçlerini ve motivasyonlarını artırıyor. İş dünyasında profesyoneller olarak, bu gençlerin potansiyelini erken fark etmeli ve onlara üniversite sınavına girmeden önce bile şans vermeliyiz. Staj programları, işbaşı eğitimler ve tersine mentorluk fırsatları sunarak, onların iş dünyasına hazırlanmalarını sağlayabiliriz. Çalışma ayrıca, Türkiye’deki işlerin yüzde 55’inde üretken yapay zeka ile birlikte çalışılmasının beklendiğini, yüzde 41’inin ise üretken yapay zekadan etkilenmeyeceğini ortaya koyuyor. Bu durum, gençlerin erken dönemde bu teknolojilere adapte olmasını daha da önemli kılıyor.
Cazibe merkezi olmak en büyük motivasyon
Şirketlerin, gençleri motive etmeye çalışmakla kalmayıp, aynı zamanda onlar için birer cazibe merkezi haline gelmesi büyük önem taşıyor. Teknolojinin sunduğu olanaklar sayesinde, başarılı olmak isteyen gençler şirketlerin onlara sunacakları ileri teknolojik imkanlarla motive olmalıdır. Gençlerin yaratıcılıklarını ve enerjilerini en iyi şekilde kullanabilecekleri esnek ve destekleyici çalışma ortamları oluşturmalıyız. Bu sadece onların verimliliğini artırmakla kalmaz, aynı zamanda işletmelerin de uzun vadede daha başarılı olmasını sağlar. Türkiye, yapay zekanın geniş alanda kullanımı için güçlü bir operasyonel ortama sahip olsa da, strateji, altyapı ve temel inovasyon dinamikleri açısından eksiklikler bulunmaktadır. İş dünyası olarak, gençlere bu eksiklikleri kapatacak fırsatlar sunmalıyız.
Sonuç olarak, eğitim ve kariyer seçimlerinde teknolojinin etkin kullanımı ve bilinçli kararlar almak, hem bireylerin hem de işletmelerin gelecekte başarılı ve mutlu bir yaşam sürmeleri için kritik öneme sahip. İş dünyasındaki profesyoneller olarak, gençlere erken dönemde fırsatlar sunmalı, onların potansiyellerini geliştirmelerine yardımcı olmalıyız. Türkiye’nin yapay zekadan tam anlamıyla fayda sağlaması için iş gücünü yeniden eğitmesi ve yapay zeka ile ilgili becerilerle donatması gerekiyor. Unutmayın, bugün verdiğiniz destekle yarının liderlerini yetiştiriyorsunuz. Onlara inanarak ve destek vererek, geleceği birlikte şekillendirebiliriz. Şimdi harekete geçin; gençleri motive edin, cesaretlendirin ve onların hayallerine ortak olun!