Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Ekonomi

TL İçin Yeni Bir Sayfa
Attığımız doğru adımlara ve enflasyonla mücadeleye kararlı şekilde devam edersek TL’de geçtiğimiz son 10 yıldaki ana trendin değiştiğini görebiliriz
  • 1 Aralık 2023 09:34
  • Gizem Öztok Altınsaç / TÜSİAD Baş Ekonomisti
TL İçin Yeni Bir Sayfa

Son dönemde TL’nin reel değerine ilişkin yorumların yeniden arttığına şahit oluyoruz. Her ne kadar teknik açıklaması çok daha kapsamlı olsa da reel kur konuşurken aklımıza ilk gelmesi gereken bir para birimi ile ne kadar mal satın alabildiğimiz olmalı. Örneğin 10 lira ile iki yıl evvel iki ekmek alabiliyorsanız ve bugün 10 lira ile sadece bir ekmek almanız mümkünse paranızın değerinin reel olarak düştüğünü söyleyebilirsiniz. Bu elbette en basit anlatım yolu, normalde reel kur hesaplarında temelde enflasyondan arındırmanın yanında ekonomideki verimlilik, maliyet düşüşleri, maliye politikası dış ticaret politikaları gibi pek çok unsur rol oynamakta ve o para biriminin olması gereken gerçek (adil) değer hesabı da bu değişkenlere göre yapılmaya çalışılmakta. Her şeye rağmen herhangi bir ekonomide o ülkeye ait para biriminin olması gereken adil değerinin hesaplanması konuştuğumuz kadar basit bir konu değil. Dış ticaretinize konu olan ülkelerdeki göreli fiyat hareketleri, diğer ekonomilerdeki teknolojik süreçler ve göreli verimlilik artışları gibi faktörler de adil değer (olması gereken değer) hesabında rol oynamakta.


Türkiye özeline bakarsak, çok uzun yıllardır reel kurun ne olduğu, TL’nin adil değeri ve bunun yarattığı rekabet avantaj/dezavantaj üzerine konuşuyoruz. Sanılanın aksine Türkiye’de TL reel bazda değer kaybettikçe değil, değerlendikçe ihracat performansımızın iyileştiğini, belirgin değer kayıplarında ise ihracatımızda çok da iyi performans yakalayamadığımızı veriler ortaya koyuyor. Dolayısıyla TL’deki değer kaybının ihracatımızda ne kadar rekabet avantajı yarattığı sorgulanır nitelikte.


Bunun iki temel sebebi var. Öncelikle verimlilik artışı yakalayamadığınız durumlarda ülke para birimine değer kaybettirerek ihracatta alan kazandığınız ve bunun global trend olduğu dönem uzun yıllar evvelinde kaldı. İkincisi de Türkiye’nin ihracat performansında kur her ne kadar önemli bir faktör olsa da konuştuğumuz kadar ciddi paya sahip değil. Örneğin en önemli ihracat partnerimiz olan Avrupa’nın talebi ihracatımızda çok daha büyük etkiye sahip.


Peki bugün ihracat performansımız neden zayıf?


Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle en önemli ihracat partnerimiz olan Avrupa’da durum iyiye gitmiyor. Almanya önderliğinde Avrupa ekonomisinde belirgin bir zayıflama mevcut. Ve bu durum geçici gibi de gözükmüyor daha çok yapısal sebepleri var. Almanya ekonomisinde sanayi çıktısının enerji yoğun olduğu bir büyüme modeli mevcut. Rusya ile yaşanan gerginlik de bu süreçte Almanya ekonomisini vuruyor. Yıllar evvel nükleer enerjiye karşı çıkmış olmaları ve bugün kömür gibi diğer kaynaklara dönemeyişleri de bu süreci zora sokuyor. Var olan politik yapı da (koalisyon) herhangi bir reform adımı atmaya izin vermiyor. Özetle Almanya imalat sanayinin düzlüğe çıkması kısa vadede çok da olası değil. Bu da zamanında ihracatında bölgesel çeşitlenmeyi yapamamış olan Türkiye’nin ihracatını birebir olumsuz etkiliyor.


jiye ve verimliliğe dayalı katma değeri daha yüksek bir üretim yapısına geçememiş olmamızla ilgili. Bu da bugün maliyet tarafını zorlaştıran bir süreç haline gelmiş durumda. Diğer bir konu da markalaşma anlamında dünyaya çok da fazla ürün sunamayışımız. Tüm bunlara son yıllarda ihracat finansmanına dair attığımız hatalı adımlar da eklenince (ki şimdi bunları düzeltmeye dair pek çok adım atılsa dahi) geldiğimiz nokta da ihracatımızın son bir yıldır yerinde saydığını görmekteyiz. Oysa ki reel kura baktığımızda son bir yılda TL’nin en değersiz olduğu süreci de geride bırakmışız. Özetle son 6-7 yılı global ekonomiden pay alma anlamında kaybettiğimizi söyleyebiliriz.


Bugüne bakacak olursak TL’nin son 10 yılda baskı altında kaldığı süreç geride mi kalıyor sorusu gündeme geliyor.


Bunun temel sebebi de ekonomi politikalarında son dönemde yaptığımız olumlu u-dönüşü ve özellikle para politikasında doğru adımlar atmaya başlamamızla ilgili. Türkiye potansiyeli çok yüksek bir ekonomi. Ekonomideki aktörlerin (reel kesim, hane halkı, bankalar) bilançoları da oldukça esnek. Dolayısıyla doğru adımlar attığı dönemde TL’de reel değerlenme zaten kaçınılmaz oluyor çünkü içeriye sermaye girmeye başlıyor. Önümüzdeki kısa vadede TL’de reel değerlenme muhtemelen olacaktır fakat bundan da öte, eğer ki içine girdiğimiz süreçte attığımız doğru adımlara ve enflasyonla mücadeleye kararlı şekilde devam edersek TL’de geçtiğimiz son 10 yıldaki ana trendin değiştiğini ve nominal değerlenme görme ihtimalimizin dahi doğmuş olduğunu konuşmaya başlayabiliriz. Bunun aynı zamanda enflasyonla mücadeleyi de kolaylaştıracağını unutmayalım.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 7. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 7. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Girişimlerde Başarısız Olmanın Bazı Kısa Yolları
Girişimlerde Başarısız Olmanın Bazı Kısa Yolları
Yankı odaları girişimciler için derinlik eksikliği yaratırken gerçeklerden kopuk fikirlere tutunmalarına neden oluyor.
Amerika’nın En Şanslı Ev Sahipleri
Amerika’nın En Şanslı Ev Sahipleri
Peşin alınan konut oranı geçen yıl neredeyse yüzde 40 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı
2024’ü Beklemek…
2024’ü Beklemek…
2023’te yanıltan kötümserlik, 2024’e sarkan iyimserlik ile yeni yıl bekleniyor. Piyasaların bekleyecek neyi kaldı yeni yılda öğrenilecek.
Yüksek Faizler Tüm Dünyada Konut Hayallerini Yıkıyor
Yüksek Faizler Tüm Dünyada Konut Hayallerini Yıkıyor
Emlak patlamasının sona ermesi, zenginliğe giden bir yol olarak ev sahipliğini azaltıyor ve ekonomik bölünmeleri derinleştiriyor.
ABD-Çin Çip Savaşında Yeni Cephe
ABD-Çin Çip Savaşında Yeni Cephe
Yükselen ileri paketleme alanı, yarı iletken endüstrisi için bir dönüm noktası olarak görülüyor. Çin de bu alanda ilerliyor.
Endüstri 4.0 Etkisinde e-Otonom Araçlar
Endüstri 4.0 Etkisinde e-Otonom Araçlar
10 yıl sonra ticari olarak satışa sunulacağı konusunda geniş bir fikir birliği olan otonom araçlar ulaşımın şeklini değiştirme gücüne sahip.
Türkiye’nin Bataryası Yavaş Doluyor
Türkiye’nin Bataryası Yavaş Doluyor
Elektrifikasyon sürecini hızlandırma niyetinde olan Türkiye batarya konusunda yavaş kalıyor.
Müşteri Verisini Eğlenceli Bir Deneyime Çevirmek: Spotify Wrapped 2023
Müşteri Verisini Eğlenceli Bir Deneyime Çevirmek: Spotify Wrapped 2023
Spotify’ın yıllık Wrapped çalışması, modern pazarlama ve müşteri ilişkileri yönetiminde on binlerce kullanıcı davranışı verisine sahip markalar için bir rol model olabilir.
Petrol Diyarında İklim Zirvesi
Petrol Diyarında İklim Zirvesi
Dubai’deki zirve üyeleri söylemden eyleme geçirebilecek mi?
Paylaşımlı Araç mı, Taksi mi? Sizin İçin Deneyimledik...
Paylaşımlı Araç mı, Taksi mi? Sizin İçin Deneyimledik...
İstanbul’un meşhur taksi sorununa paylaşımlı araçlar çözüm olabilir mi? Hangisi daha hızlı? Hangisi daha ucuz? Hangisi daha bulunabilir? Arkadaşlarımız Cemre Nur Karaca ve Tamer Arıcan, aynı anda çıktıkları yolculuklarda iki işlek rotada hem taksi hem paylaşımlı aracı deneyimledi, sizler için yazdı...
“Yatırım Gurusu” Jim Rogers: Türkiye’de şaşırtıcı söylemler bitti, doğru söylemler geldi
“Yatırım Gurusu” Jim Rogers: Türkiye’de şaşırtıcı söylemler bitti, doğru söylemler geldi
Dünyanın en tanınan “yatırım gurularından” Jim Rogers, Bloomberg Businessweek Türkiye’nin sorularını yanıtladı. Rogers, son iki yıldaki “şaşırtıcı” söylemlerden “dünyayı daha iyi anlayan” söylemlere geçilmesini olumlu görüyor, ancak Türk varlıklarını almak için “pahalı” buluyor.
Parayı Bulursak “İkiz Dönüşeceğiz”
Parayı Bulursak “İkiz Dönüşeceğiz”
Türkiye’de özel sektörün önemli bölümü, dijital ve yeşil dönüşümün artık zorunluluk olduğunun farkında. Avrupa’ya mal satabilmek için sınırda karbon uyumunun, rekabette geri kalmamak için dijitalleşmenin değerini biliyor. Dönüşmeye niyetliyiz; ama tek eksik var: Para…
Borsanın Pozitif Reel Faizle Sınavı
Borsanın Pozitif Reel Faizle Sınavı
Faizlerde son aylarda yaşanan yükseliş borsanın alternatifsiz olma konumunu sallıyor gibi görünüyor. Mevduat faizlerinin yüzde 50’lere dayanması yatırımcının daha risksiz olan bu alana yönelmesine yol açabilir mi? Faiz artışlarına bugüne kadar direnen borsa, pozitif reel faize geçilmesiyle birlikte bunu sürdürebilecek mi?
TL Küllerinden Yeniden mi Doğuyor?
TL Küllerinden Yeniden mi Doğuyor?
Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikası, TL’de önümüzdeki dönemde reel değerlenme ihtimalini artırırken, piyasa oyuncuları ve reel sektör yeni duruma uyum sağlamaya çalışıyor.
Hormonlu Büyümeden Yumuşak İnişe
Hormonlu Büyümeden Yumuşak İnişe
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in deyimiyle “rasyonel politikaya geçişin” makro ekonomideki izleri, henüz küçük de olsa geriden gelen büyüme verilerinde kendini gösteriyor. Politika faizinin yüzde 15’ten 30’a çıktığı, KKM’de ilk önlemlerin alınmaya başlandığı ve sıkılaşmanın ilk izlerinin görüldüğü çeyrekte Türkiye yüzde 5,9 büyüdü. Ancak bu veri iç tüketim odaklı hormonlu büyüme modelinin son “çok yüklü” verisi olabilir...
Her Şey Şimdi Başlıyor
Her Şey Şimdi Başlıyor
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, İstanbul Sanayi Odası’nın Meslek Komiteleri toplantısında yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi.