Nisan sonu tamamladığımız Türkiye temsili örneklemeli “2024 Tüketici Davranışları” araştırmamızın sonuçları hakkında bilgi paylaşmak isterim.
Türkiye’nin ekonomisi geçen seneye göre daha kötü olacak diyenlerin oranı yüzde 79’larda. Ekim 2023 tarihinden beri bu oran bu civarlarda, değişmiyor. Ne düşüyor ne de yükseliyor.
Asıl beni şaşırtan hane ekonomisi ile ilgili tüketicinin bize söyledikleri oldu.
Ülke ekonomisi hakkında hayli olumsuz düşünen tüketici, hane ekonomisine gelince daha makul konuşuyor.
Hanenin ekonomisi geçen seneye göre daha kötü olacak diyenlerin oranı yüzde 63’lerde. Bu oran Ekim 2023 tarihinde yüzde 72 idi. Yani hane ekonomisinde algısal bir toparlanma var.
Peki ne oldu da tüketici hane ekonomisinde algısal bir düzelmeye gitti?
Tüketici için hanesiyle ilgili belirsizlik gittikçe azaldı.
Bunu pozitif anlamda söylemiyorlar.
Tüketici aslında “başıma geleceklerin artık farkındayım ve buna hazırlanıyorum” demeye başladı.
Kriz başladığından beri sürekli harcamaya odaklanan tüketici, ilk defa bu tutuma geçmiş oldu.
Bu durum veride iki farklı tüketici tutumuna da yansımış oldu.
Birincisi “gelecek ekonomik açıdan beni endişelendiriyor” diyenlerin oranı Ocak 2024’te yüzde 60 iken, Nisan 2024 sonunda yüzde 54’lere geriledi.
İkinci ifade ise “Türkiye’de yaşanan ekonomik dalgalanma nedeniyle geleceğimi öngöremiyorum” diyenler Ocak 2024 ayında yüzde 59 iken, Nisan sonunda bu oran yüzde 52’ye geriledi.
Yani tüketici artık başıma neyin geleceği konusunda bir soru işaretim kalmadı onun için daha hazırlıklıyım diyor.
Anlayacağımız belirsizlik bitti.
Bu belirsizliği azalan tüketici verisini perakende için negatif okumak gerekiyor maalesef.
Tüketici sonunda ne yapmam gerektiğini anladım diyor. Bu da tasarruf önlemleri demek.
“Ev ekonomisini idare etme noktasında geçmişe kıyasla daha çok zorlanıyorum” diyenlerin oranı Ocak ayında yüzde 54 idi. Nisan ayında bu oran yüzde 48’lere geriledi.
Peki nasıl oldu bu?
Market alışverişi yaparken ürünün fiyatlarına artık daha çok dikkat ediyorum diyenlerin oranı yüzde 62’lere ulaşarak oldu.
Alışverişimizde daha önce hiç kullanmadığım bazı markaları, sırf daha ucuz oldukları için denemeye başladım diyenlerin oranı yüzde 39’lara ulaşarak oldu.
Ocak ayında yüzde 35’lerde olan stoklama arzusu, Nisan ayında yüzde 27’lere düştü. Stoklamaya da para artık yetmiyor. Kriz başladığından beri stoklama arzusunda düşüşü ilk defa görüyoruz.
Tam da bu dönemde perakendecilerin indirim iletişimlerini nasıl kullanabilecekleri ile ilgili devletin yeni çıkardığı kararnameler tüketiciyi daha da tasarrufa yönlendirecek gibi görünüyor. Tümüyle indirim algısı bozulmuş tüketiciler büyük indirim oranlarına tav oluyordu, artık olamayacaklar.
Artık başına geleceği kabullenmiş olan tüketicilerden, çok stresliyim diyenlerin oranı Ocak ayında yüzde 50 iken şimdi yüzde 45’e düşmüş gibi görünüyor. Belirsizlik büyük stres. Azaldıkça stres de azalıyor.
Özetle perakende soğumaya başladı.
Bazı perakendeciler fena donacak, bazıları atacakları stratejik adımlarla ise büyümelerini devam ettirecekler.
Görelim yıl sonuna kadar nasıl vakalar göreceğiz.
Her vaka bir öğrenme fırsatı…