Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Sürdürülebilirlik

Tüketiciler Sürdürülebilir Ürünler İstiyor
Yıllardır marka yöneticileri, tüketicilerin sürdürülebilir ürünler satın almayı planladıklarını ancak aslında satın almadıklarını söylüyordu. Şirketler, ürünlerini daha sürdürülebilir hale getirmemek için bu geleneksel düşünceyi gerekçe olarak kullandılar. Bugün sürdürülebilir olarak pazarlanan ürünler artık bu geleneksel inanışın doğru olmadığını ortaya koyuyor.
  • 14 Haziran 2024 09:24
  • Koray Öztopçu
Tüketiciler Sürdürülebilir Ürünler İstiyor

Şirketler daha sürdürülebilir ürünler sunarak, sürdürülebilirlik stratejileri oluşturarak, pazarlama ve iletişim faaliyetlerinde çevresel çabalarını öne çıkararak yeni adımlar atıyor. Sürdürülebilirlik, işletmelerin bu büyüyen pazardan faydalanması, tüketicilerin taleplerini karşılaması ve endüstrinin çevre üzerindeki etkilerini azaltmaya yönelik düzenlemeleri öngörmesi için önemli bir fırsat sunuyor.


Bu adımların ardındaki en önemli sebep, tüketicilerin satın alma kararlarının çevre üzerindeki etkisinin giderek daha fazla farkına varmaları ve daha sürdürülebilir seçenekler araması olarak görünüyor. Tüketicilerin yaklaşık yüzde 57’si çevreye katkı sağlamak adına satın alma davranışlarını değiştirmeye, yüzde 66’sı ise daha sürdürülebilir markalar için daha fazla ödemeye istekli durumda.


Ürünler artık daha sürdürülebilir


Ambalajlı tüketici ürünleri kategorilerinin yüzde 90’ından fazlasında sürdürülebilirlik odağında pazarlanan ürünler, geleneksel muadillerine göre daha hızlı büyüyor. Pazarda büyüyen sürdürülebilir ürünler, pazarın yüzde 16,6’sını oluşturuyor.


Yaklaşık 114 milyar dolarlık satışa ulaşan bu ürünler, şirketlerin, tüketicilerin sürdürülebilir markaları giderek daha fazla tercih ettiklerini fark etmesini ve bu yöne doğru adım atmasını sağlıyor. Tüketicilerinin ambalajlı malları fiili satın alma büyümesinin yüzde 50’si sürdürülebilirlikle pazarlanan ürünlerden gelirken, ambalajında sürdürülebilirlik iddiası bulunan ürünler, diğer ürünlere göre 5,6 kat satış artışı yakalamış durumda.


Sürdürülebilirlik odaklı pazarlanan tüketici ürünlerinde en büyük payı temel gıda maddeleri, süt, yoğurt, peynir ve meyve suları alırken; kişisel temizlik maddeleri tuvalet kâğıdı, çamaşır deterjanı, yer temizleyicisi de öne çıkıyor. Burada doğaya daha az zarar veren ve kimyasal içerik taşımayan ürünlerin tüketici tarafında daha öncelikli olduğunu söyleyebiliriz.


Tüketici davranışlarında geleneksel bakış artık çok geride kaldı


Tüketiciler sürdürülebilir olmayan markalara karşı dururken, bu değişimi kabul eden ve dönüş yapmaya istekli olan markalar daha uzun yaşayacak. Dönüşümü gerçekleştiremeyen şirketler ise kaybedecek. Tüketici beklentilerinin değiştiğini takip eden şirketler başarılı olurken, 1980’li yıllar sonrası işe yarayan bir ürün ve pazarlama bakışı başarılı olur diyenler ise başarısız olacak. Şu anda şirketlerin ciro büyümesinin yüzde 70’ini sağladığı düşünülen ürünlerin, eski markaların, gerekli dönüşümü gerçekleştirmek için, eski ürünlerini yeniden icat ederek yola çıkabilirler. Bu markalar, tüketicilerin alışverişlerini kendi değerleriyle uyumlu hale getirme konusundaki reflekslerine hitap ediyor. Günümüzde bu anlamda eski markaların, şirketlerin, bu alandaki küçük markaları satın aldıklarını görebiliyoruz.


Sürdürülebilir ambalajlar tüketici tercihinde önemli hale geldi


Tüketiciler sürdürülebilir ambalajların ve ürünlerin çoğuna diğer sürdürülebilirlik unsurlarından daha fazla değer veriyor. Tüketicilerin yüzde 64’ü plastik kirliliğini bir numaralı çevresel sorun olarak belirtiyor ve dünya çapındaki tüketicilerin yaklaşık yüzde 52’si markaların daha az ambalaj kullanmasını istiyor. Şirketler bu talebe, alternatif malzemeleri tercih ederek, ürünlerindeki plastiği azaltarak (gereksiz plastiği ortadan kaldırarak), geri dönüştürülmüş içeriği artırarak veya geri dönüşümü geliştirerek yanıt vermeye çalışıyor. Tüketicileri şirketin plastik azaltma stratejisine dahil etmek, daha sürdürülebilir seçimleri teşvik etmek daha sürdürülebilir bir dünya için gerekli.


Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Küresel Riskler 2024 raporu


Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 Küresel Riskler raporu, küresel ekonominin bu yıl ve önümüzdeki yıllarda karşılaşacağı bazı temel risklere ve sorunlara ışık tutuyor. Anket, iş dünyası, akademi, sivil toplum ve hükümetler dahil olmak üzere çeşitli sektörlerden yaklaşık bin 500 liderin yanı sıra 200’den fazla farklı konulardaki liderin görüşlerini paylaşıyor. Yayınlanan son rapora göre, yapay zekanın getireceği yanlış bilgilerin, artan bölgesel çatışmaların ve ekonomik belirsizliğin bu yılın karşı karşıya olduğu en yaygın riskler olacağı belirtiliyor. 2024 Küresel Risk Algılama Anketi’ne yanıt verenlerin yüzde 54’ü istikrarsızlık ve orta düzeyde küresel felaket riski beklerken, diğer yüzde 30 ise daha da çalkantılı koşullar bekliyor. Son 10 yılda görünüm belirgin şekilde daha farklı risk barındırıyor.


Tüketicilerin sürdürülebilirlik rolü


Daha sürdürülebilir ürünler sunmak için gereken değişimin çoğu aynı zamanda tüketici davranışına da bağlı. Tüketicinin, hangi ürünlerin gerçekten sürdürülebilir olduğunu ve ürünleri elden çıkardıktan sonra ne yapacaklarını bilmek için uygun bilgi ve kaynaklara sahip olması gerekiyor. Örneğin tek kullanımlık ürün ambalajlarında, tüketicilere bunları “geri dönüştürülebilir” veya “iade edilebilir” şeklinde en doğru nasıl atabilecekleri konusunda bilgi veren etiketler bulunabilir.


Tüketiciler, sürdürülebilirlik bakışı açısıyla, daha fazla zaman, emek ve ek maliyet yaratsa da sürdürülebilir ürün ve hizmetleri almaya daha fazla istekli oluyor. Sürdürülebilir bakış olgusunun bir diğer özelliğinin ise müşteri deneyimiyle yayıldığını biliyoruz.


Tüketiciler internette bir ürünü araştırırken ve satın almak için giderek daha fazla dijital kanalları tercih ettikçe, markaların da sürdürülebilir dijital deneyimlerini bu kanallarda yansıtması gerekiyor. Benzer şekilde, diğer döngüsellik ve geri dönüşüm girişimleri için şirketlerin bunları tüketicilere etkili bir şekilde aktarmaları veya istenen davranış için bir teşvik sağlamaları gerekiyor.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 34. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 34. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Şirket Çok Rapor Yok
Şirket Çok Rapor Yok
Borsa İstanbul’da şirket sayısı 550’yi aştı. Ancak bunların neredeyse yüzde 20’si analistlerin izleme listesinde bulunuyor. BIST 100 Endeksi’nde yer alan şirketlerin bile yarısından fazlasıyla ilgili doğru düzgün rapor bulunmuyor.
Herkes Afrika’yı Etki Alanına Alma Peşinde
Herkes Afrika’yı Etki Alanına Alma Peşinde
Afrika on yıllar boyunca açlık ve sefaletle boğuştu. Batılı ülkelerin sözde insani yardım hamleleri kıta genelinde önce ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi daha sonra da jeopolitik menfaatler ile nüfuz arayışını izledi. Son yıllarda Körfez sermayesi Rusya, Çin ve Hindistan’ın kıtadaki önemli yatırımlarını gölgede bırakıyor. Peki adeta etki alanı oluşturma sahasına dönmüş Afrika nasıl yeniden şekilleniyor?
ABD’de Wall Street’in Huzurunu Kaçıran Yeni Nesil Yatırımcılar
ABD’de Wall Street’in Huzurunu Kaçıran Yeni Nesil Yatırımcılar
ABD’de GameStop hisseleriyle ünlü olan ve kullandıkları alım-satım platformu tarafından durdurulana dek Wall Street’te uykuları kaçıran yeni nesil bireysel yatırımcılar nasıl ortaya çıktı ve gerçekten geldikleri gibi gittiler mi?
Pixar Yeniden Ayağa Kalkabilecek mi?
Pixar Yeniden Ayağa Kalkabilecek mi?
Başarısızlıkların ve yanlış adımların ardından animasyon stüdyosu, Ters Yüz 2’nin büyüsünü yeniden yakalamasına yardımcı olmasını istiyor.
Avrupa Sağa Çekmeye Devam Ediyor
Avrupa Sağa Çekmeye Devam Ediyor
Avrupa’da ev ödevini layıkıyla yapmayan merkez partilerden açılan boşluğu aşırı sağ partiler dolduruyor. Güçlenen aşırı sağ AB’nin kuruluş felsefesini yıpratırken Türkiye’nin AB üyeliğini de zora sokuyor.
Futbolun Kalbi Almanya'da Atacak | İnfografik
Futbolun Kalbi Almanya'da Atacak | İnfografik
Avrupa Futbol Şampiyonası başlıyor!
Kripto Paralara ETF Piyangosu Üçüncü Kez Çıkar mı?
Kripto Paralara ETF Piyangosu Üçüncü Kez Çıkar mı?
2024 kripto para piyasaları için ETF yılı oluyor. Peki ETF piyangosu üçüncü kez kripto para piyasalarına çıkar mı?
Paranın Uluslararası Fonu ve 80 Yılda Devri Alem
Paranın Uluslararası Fonu ve 80 Yılda Devri Alem
21. Yüzyıl başlangıcında IMF’nin konumu daha adil ve etkili politikalar geliştirebilmesine bağlı olacak.
Aradığınız Mavi Yakalıya Şu Anda Ulaşılamıyor
Aradığınız Mavi Yakalıya Şu Anda Ulaşılamıyor
Daha büyük beklentileri olan yeni nesil pek çok işi göz ardı ederken işveren mavi yakalı çalışan bulmakta zorlanıyor. Peki emek yoğun sektörlerde yaşanan mavi yaka sorunu nasıl çözülecek?
Yok Artık Lebron James!
Yok Artık Lebron James!
Amerikan Basketbol Ligi (NBA) 11 yıllığına 76 milyar dolarlık bir yayın sözleşmesi yapmaya hazırlanıyor. Söz konusu rakamlar küresel spor yayıncılığı açısından önemli bir dönemece işaret ediyor.
GM Apple CarPlay’i Gösterge Panelinden Kaldırdığı İçin Pişman Olacak mı?
GM Apple CarPlay’i Gösterge Panelinden Kaldırdığı İçin Pişman Olacak mı?
Detroit ve Cupertino arasındaki huzursuz ilişki, GM’nin yeni yazılımının kusurlu bir şekilde piyasaya sürülmesiyle gözler önüne seriliyor.
Her Şey Borçlanmakla Başladı
Her Şey Borçlanmakla Başladı
Aldığınız borçla kaynaklarınızı zenginleştirip üretimi artıramazsanız borç can yakar.
Bir Ekosistem Olduğumuzu Bir Türlü Anlayamadık
Bir Ekosistem Olduğumuzu Bir Türlü Anlayamadık
Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için…
Yeni Nesil CFO’lardan Beklenti Çok Yüksek
Yeni Nesil CFO’lardan Beklenti Çok Yüksek
Yeni Nesil CFO’lardan şirketin stratejilerine yön veren ve geleceğe daha fazla odaklanan bir yaklaşım göstermesi bekleniyor.
Çin ve Amerika Arasında Kıran Kırana Bir Yapay Zeka Yarışı
Çin ve Amerika Arasında Kıran Kırana Bir Yapay Zeka Yarışı
İki ülke arasında yapay zeka üzerinden devam eden rekabet sadece bu iki ülkenin değil, tüm dünyanın geleceğini belirleyecek.