Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

Uzay Ekonomisi: Gelecek İçin Yeni Bir Adım mı?
Uzay yarışı yaklaşık 50 yılın ardından yeniden canlandı. ABD ve Çin’in başı çektiği yarışla birlikte uzay ekonomisinin 2035’e kadar yıllık ortalama yüzde 9 büyümesi bekleniyor.
  • 20 Eylül 2024 01:29
  • Koray Öztopçu
Uzay Ekonomisi: Gelecek İçin Yeni Bir Adım mı?

Dünya son 20 yılda yaşadığı değişimin çok daha azını geçmiş yüzyılda yaşadı. Sanayileşme ve teknoloji hayatımızı şekillendirirken, yaşamlarımızı da o denli hızlı bir şekilde değiştiriyor.


En basitinden şu an çevrimiçi kanallardan ulaştığımız film ve müzikler,1900’lü yılların başlarında ilk önce radyolar, plaklar ve sinema salonlarından, şu an elimizdeki akıllı telefonlara kadar indiler. Okuduğumuz gazeteler ve kitaplar ise yıllarca basılı şekilde bize ulaşırken, artık elimizdeki tablet ya da bilgisayarımızda… Teknoloji ile bilgiye ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı.


Dünya değişiyor, kıtalararası ekonomik aktivite ve inovasyon hız kazanıyor, teknolojiler geliştikçe ve ucuzladıkça, dünya daha büyük bir rekabet içerisinde yeni açılımlar ve buluşlar içine giriyor.


Uzay’da rekabet hep vardı


İnsanlık yarım asırdan uzun bir süre sonra ilk kez Ay’a dönüyor. 1972’deki Apollo 17’den bu yana Ay’ın yakınına ulaşan ilk insanlar için planlamalar yapılırken, SpaceX, Polaris Dawn misyonu kapsamında, insanlık tarihindeki ilk özel uzay yürüyüşü için 10 Eylül’de Florida’dan Falcon 9 roketi fırlatıldı. Bu misyonun özel yolcusu, kapsülden bir halat yardımıyla uzay boşluğuna çıkarak uzay yürüyüşünü tamamladı.


NASA ise Ay çevresindeki ilk mürettebatlı Artemis görevi olan Artemis II için şimdi Eylül 2025’i ve ilk astronotları Ay’ın Güney Kutbu yakınına indirmesi planlanan Artemis III için de Eylül 2026’yı hedefliyor. Gateway Ay Uzay İstasyonuna yapılacak ilk görev olan Artemis IV, 2028 yılı için yoluna devam ediyor.


Artemis II dışında, Çin Ay Keşif Programı (Chang’e) ile Ay’da keşif planlıyor. 2020’deki Chang’e 5 gibi, Chang’e 6 da Ay yüzeyine robotik bir iniş aracı göndermeyi, 2030 yılına kadar Çinli astronotları aya indirme ve sonunda ay yüzeyinde bir üs inşa etme hedeflerini gerçekleştirmede çok önemli bir adım olarak görüyor.


Son dönemde Rusya, Hindistan, Japonya ve ABD’nin de bulunduğu çok sayıda uzay yolculuğu ülkesi de Ay’a yolculuk planlıyor. Yeniçağda yeni tür bir uzay yarışının başladığını görüyoruz.


Uzay ekonomisi hızla büyüyor


Küresel uzay endüstrisinin, 2023’teki 630 milyar dolardan 2035’e kadar tahmini 1,8 trilyon dolara çıkacağı öngörülüyor. Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan rapor, endüstrinin yılda ortalama yüzde 9 oranında büyüyerek küresel GSYİH büyümesini geride bırakacağını tahmin ediyor.


Uzay teknolojileri dünyanın en acil ticari ve toplumsal zorluklarının çoğunun üstesinden gelecek. İletişim gibi, uzay destekli teknolojiler, daha düşük maliyetlerle ve daha iyi erişim, konumlandırma, navigasyon ve zamanlama ile gözlem hizmetleriyle hızla büyüyecek.


Bu büyümeyi tedarik zinciri ve ulaştırma gibi sektörler yönlendirirken, bunun yiyecek-içecek, savunma, perakende, tüketim malları ve yaşam tarzı ile ve dijital iletişim yönünde etkileri olacak.


Uzay dünyanın daha büyük bir parçası olacak


Uzay ekonomisi 2023’te 630 milyar dolarda iken uzay yarışında ülkelerin elde edeceği pay, uzay donanımı üreticileri ve servis sağlayıcılarının yarattığı ekonomik büyüklükle artacak. Uydu tabanlı, teknoloji bağlantısı olmadan, sürücüler ve navigasyon hizmetleri sağlamak üzerine otonom araç süreçleri daha da hızlanacak.


2035 yılına kadar, uzay ekonomisindeki artış, gelir yaratmanın ötesinde, afet uyarısı, insani yardımın iyileştirilmesi ve iklim izleme konularında daha yaygın bir şekilde refahı artırmak için kullanılacak. Kamu ve özel şirketler arasındaki işbirliği ülkelerin uzay yeteneklerini geliştirmelerinin anahtarı olacak.


Otonom araçlar için de önemli bir adım…


Burada amaçlanan; Ay’da öğrenilenleri ilerletmek ve bu araçla, astronotların ay yüzeyinde araştırma yapma ve bilimi yürütme yeteneğini büyük ölçüde artırmak, aynı zamanda mürettebatlı görevler arasında bir bilim platformu görevi gerçekleştirmek.


Ay’ın Güney Kutbundaki zorlu koşullarla başa çıkabilecek güç yönetimi, otonom sürüş ve son teknoloji iletişim ve navigasyon sistemleri için gelişmiş teknolojilere sahip olacak araç, astronotları ve bilimsel ekipmanları, yürüyerek gidebileceklerinden çok daha uzaklara taşımak ve ay yüzeyinden örnekler toplamak için kullanacak, bu da bilimin geri dönüşünü artıracak.


Uzay ekonomisi nasıl devam edecek?


Teknolojinin desteğiyle ekosistemi hızlı bir şekilde dönüştürmek yüksek maliyetler ve geliştirmeler ile zor olsa da, uzay tabanlı ve etkinleştirilmiş uygulamalar hızlı bir şekilde yatırım alacak.


Bu arada, uzay özellikli faaliyetler ve uygulamalar da giderek artıyor. Uzay çalışmaları, uzay turizmi gibi uygulamalarla, bir bilim kurgu filmine benzer şekilde, bilimin dışında farklı bir formata dönüşüyor.


Uzayın sunduğu fırsatları benimsemek


Uzay bildiğimiz şekliyle dünyayı değiştirirken, farklı ülkeler ve bu ülkelerdeki yeni sektörler ekonomik açıdan rekabet avantajı sağlamak için, uzay temelli olarak sosyal ve jeopolitik faydaları veya etkin teknolojileri giderek daha fazla kullanacaklar. Her endüstri uzayın lokomotifi olabilirken, endüstrinin standardizasyonuna katkıda bulunarak işbirliğini paydaşlar ile yapacaklar.


Teknolojik yenilik ve finansal rekabetçilik artıyor


2035’e kadar hızlanacak uzay ekonomisi adımları, 50 yıl önce ilk Ay’a inişten bu yana, özellikle son on yılda ivmelendi ve bu gidişle uzay tabanlı, uzay-etkin uygulamalarla bir dönüm noktasına ulaşacağı gözüküyor.


Uydu tabanlı navigasyon sistemleri, lojistik alanında yönlendirme sistemi ve yetersiz hizmet alan küresel topluluklara uydu interneti öne çıkarak, tüm toplumlara rahatlıkla ulaşacak.


Uzay, karasal enerjinin büyüyen bir kolaylaştırıcısı haline geldikçe, uzay sektöründeki üst düzey liderlerin yanı sıra paydaş olan tüm sektörler, uzaydaki gelecekte yaratılacak fırsatlar hakkında elde edilen gelişmeleri uygulamalarla pekiştirerek, diğer ülkelerle şeffaflığın bir şekilde paylaşması çok önemli.


Uzayın potansiyelini benimsemek için geleceğe baktığımızda, her sektörün uzay ekonomisinin itici gücü olabileceğini görebilmekteyiz. Tarım, inşaat, sigorta, iklim değişikliğiyle mücadele gibi çeşitli sektörlerdeki işletmelerin tümü, yeni ve genişleyen uzay ekonomisinin itici güçleri olabilir ve olmaya devam edecek. Özel sektör oyuncuları, uzayın tüm potansiyelini anlayıp benimseyerek kendilerini uzay ekonomisinde lider olarak konumlandırabilir ve uzun vadeli faydaların kilidini açabilirler.


Hem ülkeler hem de özel şirketler, uzayın potansiyelini anlayıp benimseyerek, herkesin yararına olacak şekilde sayısız potansiyel uygulamanın kilidini açmaya yarayacak iyi bir konuma sahip olacaklar.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 48. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 48. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Yapay Zeka ve İnsan Zekası: İşbirliği mi, Rekabet mi?
Yapay Zeka ve İnsan Zekası: İşbirliği mi, Rekabet mi?
İnsan zekası ve yapay zeka arasındaki dengeyi kurabilen şirketler, dijital devrimde bir adım önde olacak.
Almanya’nın Sınır Kontrolleri Schengen’in Sonunu Getirir mi?
Almanya’nın Sınır Kontrolleri Schengen’in Sonunu Getirir mi?
Göç krizi, güvenlik endişeleri ve yaklaşan seçimler Almanya’yı sınır kontrollerine yöneltirken, bu adım Schengen serbest dolaşım sisteminin geleceği konusunda ciddi soruları gündeme getiriyor.
Enflasyon Muhasebesi FAVÖK’leri Törpüledi
Enflasyon Muhasebesi FAVÖK’leri Törpüledi
Bu yıl uygulamaya koyulan enflasyon muhasebesi Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin kârlılıklarını negatif etkiledi. İkinci çeyrek bilançosunu açıklayan şirketlerin Faiz, Vergi, Amortisman Öncesi Kârları (FAVÖK) 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 17,3 azaldı.
Orta Doğu’nun İpek Yolu’nda Geri Sayım
Orta Doğu’nun İpek Yolu’nda Geri Sayım
Yeni çağın İpek Yolu olarak adlandırılan Kalkınma Yolu Projesi ile Irak’taki Fav Limanı’ndan Londra’ya kadar kara ve demir yolu ile Avrupa’nın her ülkesine Türkiye’den kesintisiz ulaşım sağlanacak. Peki küresel ölçekte ilgi uyandıran proje hangi aşamada? Dev girişim Türkiye için ne gibi fırsatlar sunuyor?
Banka ve Ödeme Şirketlerinde POS Açmazı
Banka ve Ödeme Şirketlerinde POS Açmazı
Gelir İdaresi Başkanlığı, kayıtdışı ile mücadele amacıyla eski POS’ların kendi sistemi ile uyumlu çalışacak yeni teknoloji POS cihazları ile değiştirilmesi talebinde bulundu. Banka ve ödeme kuruluşları ise, 1 milyon 800 bin adet POS cihazının değişimi için verilen 15 Kasım tarihinin paniğini yaşıyor, zaman istiyor.
Beko’nun Tozlu Yolu
Beko’nun Tozlu Yolu
Avrupa’nın en büyük beyaz eşya üreticisi konumundaki Beko, Mısır’a açtığı fabrika ile Afrika ve Orta Doğu pazarlarında varlığını da güçlendirmek istiyor. Bölge zayıf rekabet açısından fırsatlar sunsa da sıkıntılı ekonomik gidişat ve siyasal riskler işi zorlaştırabilir.
Merkez Bankalarının Güçlü Altın Talebi Devam Ediyor
Merkez Bankalarının Güçlü Altın Talebi Devam Ediyor
Merkez bankaları, altın fiyatlarındaki rekor yükselişe rağmen altın alımlarını sürdürüyor. Gelişmekte olan ülkeler, jeopolitik riskler ve finansal belirsizlikler karşısında altına yönelirken, altın ETF’leri ve spot alımlar fiyatları desteklemeye devam ediyor.
Yılda 5 Trilyon Dolar
Yılda 5 Trilyon Dolar
Dünyanın kendine koyduğu sürdürülebilirlik hedeflerini tutturabilmesi için yapmaları gereken yatırım tutarı.
Kurumsal Yatırımcı Neden Önemli?
Kurumsal Yatırımcı Neden Önemli?
Bir kurumsal yatırımcının etkisi bireysel yatırımcının bin katından fazla olabiliyor.
Paraya Hükmeden Kadınlar
Paraya Hükmeden Kadınlar
Geçtiğimiz yıl küresel çapta yapılan merkez bankası yönetim değişiklikleri ortaya şaşırtıcı bir tablo koydu. Çünkü sadece geçtiğimiz yıl küresel ortamda kadın merkez bankası başkanları sayısı 23’ten 29’a çıkmış durumda. Artış göstermiş haliyle bile bu rakam 185 merkez bankasının sadece %16’sını ifade ediyor. Rakamlar hala cinsiyete yönelik eşit dağılım seviyesinden çok uzak fakat para yönetimlerinin üst düzey pozisyonlarında kadınların giderek daha çok söz sahibi olduğunu görüyoruz. İlginç olan ise, AMB Başkanı Christine Lagarde, Avustralya Rezerv Bankası Başkanı Michele Bullock ve Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina gibi etkili isimler bir kenara konulduğunda kadın merkez bankası başkanı atamalarının büyük çoğunluğunun az gelişmiş ülkelerde gözlemlenmesi.
Borsa Yeni Hikâye Peşinde
Borsa Yeni Hikâye Peşinde
Borsada hisseleri yukarı taşıyacak hikâyenin kalmaması ve halka arzların etkisini kaybetmesiyle birlikte endeks yaklaşık 2 aydır 9 bin 500 ile 11 bin puan arasında hareket ediyor. Borsayı yeniden yukarı taşıyabilecek en yakın hikâye MB’nin faiz indirimleri olacak gibi görünüyor.
En Yeni Ticari Araçlar Almanya’da Görücüye Çıktı
En Yeni Ticari Araçlar Almanya’da Görücüye Çıktı
Avrupa’nın en büyük ticari araç fuarlarından olan Almanya Hannover IAA Transportation Fuarı’nda dünyanın dört bir yanından katılan ticari araç üreticileri en yeni modellerini ve teknolojik ürünlerini vitrine çıkardı.
ABD’nin Yeni Belası: Siyasi Şiddet
ABD’nin Yeni Belası: Siyasi Şiddet
ABD’de Cumhuriyetçi Başkan Adayı Donald Trump’a 2’nci suikast girişimi siyasi kutuplaşmanın çok daha derinleştiğini gösteriyor.
Ekonomilerin Büyüyen “Gizli Borç” Tehdidi
Ekonomilerin Büyüyen “Gizli Borç” Tehdidi
Devletlerin gizli borcu 1 trilyon dolara ulaşırken, kamu borcunun şeffaf olmaması ekonomik istikrarı sarsıyor. Dünya genelinde kamu borcunun gizliliğini düzenleyen çok az yasa bulunmakla birlikte kamu borcunun dar tanımı, yasal açıklamaların ve denetimlerin yetersizliği ise borcun gizlenmesine zemin hazırlıyor.
Stratejik Açılım İhtiyacı
Stratejik Açılım İhtiyacı
Türkiye’nin hizmet sektöründe atılması gereken adımlar, hem mikro hem makro düzeyde stratejik bir planlama ile desteklenmeli.
Net Sıfırın Maliyeti 200 Trilyon Doları Aşacak Ancak Bu Yeterli Değil
Net Sıfırın Maliyeti 200 Trilyon Doları Aşacak Ancak Bu Yeterli Değil
Küresel emisyonların azaltılması maliyet açısından başarılabilir. Ancak ABD ve diğer zengin ülkeler savaş mentalitesine girmedikçe, kritik iklim hedeflerine ulaşma şansımız yok.
Rusya’dan Ayrılan Şirketler İçin Şartları Putin Belirliyor
Rusya’dan Ayrılan Şirketler İçin Şartları Putin Belirliyor
Ukrayna’nın işgalinden hemen sonra Rusya’dan çıkan Batılı şirketler büyük kayıplar yaşadı. İki yıl sonra çıkmayanların maliyeti gittikçe daha da ağırlaşıyor.