Dünya son 20 yılda yaşadığı değişimin çok daha azını geçmiş yüzyılda yaşadı. Sanayileşme ve teknoloji hayatımızı şekillendirirken, yaşamlarımızı da o denli hızlı bir şekilde değiştiriyor.
En basitinden şu an çevrimiçi kanallardan ulaştığımız film ve müzikler,1900’lü yılların başlarında ilk önce radyolar, plaklar ve sinema salonlarından, şu an elimizdeki akıllı telefonlara kadar indiler. Okuduğumuz gazeteler ve kitaplar ise yıllarca basılı şekilde bize ulaşırken, artık elimizdeki tablet ya da bilgisayarımızda… Teknoloji ile bilgiye ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı.
Dünya değişiyor, kıtalararası ekonomik aktivite ve inovasyon hız kazanıyor, teknolojiler geliştikçe ve ucuzladıkça, dünya daha büyük bir rekabet içerisinde yeni açılımlar ve buluşlar içine giriyor.
Uzay’da rekabet hep vardı
İnsanlık yarım asırdan uzun bir süre sonra ilk kez Ay’a dönüyor. 1972’deki Apollo 17’den bu yana Ay’ın yakınına ulaşan ilk insanlar için planlamalar yapılırken, SpaceX, Polaris Dawn misyonu kapsamında, insanlık tarihindeki ilk özel uzay yürüyüşü için 10 Eylül’de Florida’dan Falcon 9 roketi fırlatıldı. Bu misyonun özel yolcusu, kapsülden bir halat yardımıyla uzay boşluğuna çıkarak uzay yürüyüşünü tamamladı.
NASA ise Ay çevresindeki ilk mürettebatlı Artemis görevi olan Artemis II için şimdi Eylül 2025’i ve ilk astronotları Ay’ın Güney Kutbu yakınına indirmesi planlanan Artemis III için de Eylül 2026’yı hedefliyor. Gateway Ay Uzay İstasyonuna yapılacak ilk görev olan Artemis IV, 2028 yılı için yoluna devam ediyor.
Artemis II dışında, Çin Ay Keşif Programı (Chang’e) ile Ay’da keşif planlıyor. 2020’deki Chang’e 5 gibi, Chang’e 6 da Ay yüzeyine robotik bir iniş aracı göndermeyi, 2030 yılına kadar Çinli astronotları aya indirme ve sonunda ay yüzeyinde bir üs inşa etme hedeflerini gerçekleştirmede çok önemli bir adım olarak görüyor.
Son dönemde Rusya, Hindistan, Japonya ve ABD’nin de bulunduğu çok sayıda uzay yolculuğu ülkesi de Ay’a yolculuk planlıyor. Yeniçağda yeni tür bir uzay yarışının başladığını görüyoruz.
Uzay ekonomisi hızla büyüyor
Küresel uzay endüstrisinin, 2023’teki 630 milyar dolardan 2035’e kadar tahmini 1,8 trilyon dolara çıkacağı öngörülüyor. Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan rapor, endüstrinin yılda ortalama yüzde 9 oranında büyüyerek küresel GSYİH büyümesini geride bırakacağını tahmin ediyor.
Uzay teknolojileri dünyanın en acil ticari ve toplumsal zorluklarının çoğunun üstesinden gelecek. İletişim gibi, uzay destekli teknolojiler, daha düşük maliyetlerle ve daha iyi erişim, konumlandırma, navigasyon ve zamanlama ile gözlem hizmetleriyle hızla büyüyecek.
Bu büyümeyi tedarik zinciri ve ulaştırma gibi sektörler yönlendirirken, bunun yiyecek-içecek, savunma, perakende, tüketim malları ve yaşam tarzı ile ve dijital iletişim yönünde etkileri olacak.
Uzay dünyanın daha büyük bir parçası olacak
Uzay ekonomisi 2023’te 630 milyar dolarda iken uzay yarışında ülkelerin elde edeceği pay, uzay donanımı üreticileri ve servis sağlayıcılarının yarattığı ekonomik büyüklükle artacak. Uydu tabanlı, teknoloji bağlantısı olmadan, sürücüler ve navigasyon hizmetleri sağlamak üzerine otonom araç süreçleri daha da hızlanacak.
2035 yılına kadar, uzay ekonomisindeki artış, gelir yaratmanın ötesinde, afet uyarısı, insani yardımın iyileştirilmesi ve iklim izleme konularında daha yaygın bir şekilde refahı artırmak için kullanılacak. Kamu ve özel şirketler arasındaki işbirliği ülkelerin uzay yeteneklerini geliştirmelerinin anahtarı olacak.
Otonom araçlar için de önemli bir adım…
Burada amaçlanan; Ay’da öğrenilenleri ilerletmek ve bu araçla, astronotların ay yüzeyinde araştırma yapma ve bilimi yürütme yeteneğini büyük ölçüde artırmak, aynı zamanda mürettebatlı görevler arasında bir bilim platformu görevi gerçekleştirmek.
Ay’ın Güney Kutbundaki zorlu koşullarla başa çıkabilecek güç yönetimi, otonom sürüş ve son teknoloji iletişim ve navigasyon sistemleri için gelişmiş teknolojilere sahip olacak araç, astronotları ve bilimsel ekipmanları, yürüyerek gidebileceklerinden çok daha uzaklara taşımak ve ay yüzeyinden örnekler toplamak için kullanacak, bu da bilimin geri dönüşünü artıracak.
Uzay ekonomisi nasıl devam edecek?
Teknolojinin desteğiyle ekosistemi hızlı bir şekilde dönüştürmek yüksek maliyetler ve geliştirmeler ile zor olsa da, uzay tabanlı ve etkinleştirilmiş uygulamalar hızlı bir şekilde yatırım alacak.
Bu arada, uzay özellikli faaliyetler ve uygulamalar da giderek artıyor. Uzay çalışmaları, uzay turizmi gibi uygulamalarla, bir bilim kurgu filmine benzer şekilde, bilimin dışında farklı bir formata dönüşüyor.
Uzayın sunduğu fırsatları benimsemek
Uzay bildiğimiz şekliyle dünyayı değiştirirken, farklı ülkeler ve bu ülkelerdeki yeni sektörler ekonomik açıdan rekabet avantajı sağlamak için, uzay temelli olarak sosyal ve jeopolitik faydaları veya etkin teknolojileri giderek daha fazla kullanacaklar. Her endüstri uzayın lokomotifi olabilirken, endüstrinin standardizasyonuna katkıda bulunarak işbirliğini paydaşlar ile yapacaklar.
Teknolojik yenilik ve finansal rekabetçilik artıyor
2035’e kadar hızlanacak uzay ekonomisi adımları, 50 yıl önce ilk Ay’a inişten bu yana, özellikle son on yılda ivmelendi ve bu gidişle uzay tabanlı, uzay-etkin uygulamalarla bir dönüm noktasına ulaşacağı gözüküyor.
Uydu tabanlı navigasyon sistemleri, lojistik alanında yönlendirme sistemi ve yetersiz hizmet alan küresel topluluklara uydu interneti öne çıkarak, tüm toplumlara rahatlıkla ulaşacak.
Uzay, karasal enerjinin büyüyen bir kolaylaştırıcısı haline geldikçe, uzay sektöründeki üst düzey liderlerin yanı sıra paydaş olan tüm sektörler, uzaydaki gelecekte yaratılacak fırsatlar hakkında elde edilen gelişmeleri uygulamalarla pekiştirerek, diğer ülkelerle şeffaflığın bir şekilde paylaşması çok önemli.
Uzayın potansiyelini benimsemek için geleceğe baktığımızda, her sektörün uzay ekonomisinin itici gücü olabileceğini görebilmekteyiz. Tarım, inşaat, sigorta, iklim değişikliğiyle mücadele gibi çeşitli sektörlerdeki işletmelerin tümü, yeni ve genişleyen uzay ekonomisinin itici güçleri olabilir ve olmaya devam edecek. Özel sektör oyuncuları, uzayın tüm potansiyelini anlayıp benimseyerek kendilerini uzay ekonomisinde lider olarak konumlandırabilir ve uzun vadeli faydaların kilidini açabilirler.
Hem ülkeler hem de özel şirketler, uzayın potansiyelini anlayıp benimseyerek, herkesin yararına olacak şekilde sayısız potansiyel uygulamanın kilidini açmaya yarayacak iyi bir konuma sahip olacaklar.