14 Haziran’da Avrupa Futbol Şampiyonasıyla başlayan spor dolu bir yazı, Paris Olimpiyatlarının kapanışıyla birlikte geride bıraktık. Bu iki dev organizasyon, başta yapay zekâ olmak üzere yeni teknolojilerin kullanımının yaygınlaşmasıyla da ön plana çıktı.
Aslında sporda tekolojinin kullanımı yeni değil. Bugün profesonel veya amatör sporcular hatta düzenli düzensiz spor yapan bireyler günlük hayatlarında bulut uygulamalarından, yapay zekâya ve makine öğrenimine kadar farklı teknolojilerden faydalanmakta.
Kimi hesaplamalara göre sporda yapay zekâ çözümlerinin 2023’de 1,85 milyar dolar olan ekonomik büyüklüğünün 2028’de 6,6 milyar dolara yükselmesi bekleniyor*. Bu artış elbette teknolojinin yaygınlaşması ve sunduğu çözümlerin büyük organizasyonlar öncesinde ve sırasında daha fazla kullanılması ile mümkün.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (UOK) Paris Oyunlarına kısa bir süre kala bir yeniliğe imza atarak “Olimpiyatlar için Yapay Zekâ Gündemi”ni dünya kamuoyu ile paylaştı. Gündemin başlıca amacı Olimpiyatlarda yapay zekânın sunduğu fırsatlardan (özellikle verimlilik ve süreçleri kolaylaştırma bakımından) azami ölçüde faydalanmak ve riskleri bertaraf etmek olarak açıklandı.
Yapay zekânın Olimpiyatlarda kullanımına yönelik 6 örnek
1. AthleteGPT sohbet robotu: Mistral AI ile Intel’in Gaudi işlemcilerinin kullanımıyla ortaya çıkan Geniş Dil Modeli (LLM) tabanlı sohbet robotu (chatbot) AthleteGPT sayesinde sporcular binlerce sayfalık içeriğe ilişkin sorulara çok kısa sürede yanıt bulabildiler. Örnek vermek gerekirse, hangi ilaçların doping sayıldığından, sosyal medya kullanım rehberine veya neyin siyasi yahut dini propaganda kapsamına girip girmediği gibi bilgiler için bu sohbet robotu sporculara kolaylık sağladı.
2. Online zorbalıkla mücadele: UOK, sporcular hakkında sosyal medyada yayımlanabilcek kötü içerikli veya dezenformasyona dayalı paylaşımların kısa sürede kaldırılması için yapay zekâyı kullandı.
3. Sporcu performansının analizi ve artırılması: UOK’nin uzun vadeli planları arasında belki de en önemli başlıklardan biri yapay zekâ ve veri görselleştirmesi ile beraber sporcu eğitimi, madalya kazandıran antrenman önerileri, robotlarla antrenman, sakatlık tahmini ve dopingle mücadele gibi konu başlıklarında teknoloji kullanımının yaygınlaştırılması.
Senegal’de başlayan pilot uygulamayla beraber yapay zekâ sayesinde potansiyel olimpiyat yarışçıları tespit ediliyor. 3D Athlete Tracking adı verilen bu teknoloji sayesinde herhangi bir özel ekipman kullanmaya gerek olmaksızın cep telefonlarıyla çekilen videolar sayesinde sporcuların yetenekleri binin üzerindeki biyomekanik veri seti ile ölçülüyor ve bilgiler spor klüpleriyle paylaşılıyor. Böylece sporcu seçmelerindeki havuz önemli oranda genişletilmiş oluyor ve fırsat eşitliği sağlanıyor.
4. Hakem kararları: Her spor dalı büyük veri setleri için yatırım açısından “feasible” olmasa da başta futbol, basketbol ve jimnastik olmak üzere hakem kararlarında teknoloji kullanımı giderek artıyor. Burada beklenti özellikle insan gözünün fark edemeyeceği kadar küçük ayrıntılarda yapay zekâdan faydalanarak hata payını asgariye indirmek. Ancak bazı spor dallarında kararların anında verilmek zorunda olması, bu alanda daha fazla veri seti ve algoritmaya ihtiyaç duyulduğu anlamına geliyor.
5. Enerji verimliliği: Dijital ikiz teknolojisi sayesinde spor salonlarında enerji kaybının veya fazla enerji kullanımının önüne geçilmesi mümkün. Bu teknoloji ayrıca, katılımcılara veya yayıncılara lojistik planlama ve hazırlıklar açısından da sanal ortamda imkânlar sunuyor.
6. Artan izleyici tecrübesi: Yapay zekâ kullanımıyla birlikte seyir zevki arttı ve hikâye anlatımı gelişti. Örneğin, hareket takip teknolojisi sayesinde atletlerin yarışlar esnasındaki pozisyonları hakkında isabetli veriler hızlı bir şekilde seyirci ve yorumcularla paylaşıldı.
Sonraki Olimpiyatlarda, yapay zekâ sayesinde her bir izleyiciye ilgi ve zevkine göre yarış yayınının önerilmesi veya özet kesitlerinin hazırlanması mümkün olabilecek. Örnek vermek gerekirse, rakip analizini yapan bir teknik sorumlu, tek bir komutla ve istediği parametreleri girerek (mesela, rakibin maç boyunca ceza sahası dışından şutları veya pota altında yaptığı fauller) özet videolar oluşturabilecek. Bu da önemli oranda vakit kazancı anlamına gelecek.
Teknolojinin beraberinde getirdiği riskler elbette spor endüstrisi için de geçerli. Yapay zekâ başta olmak üzere diğer yeni teknolojilerin kullanımının artışı başta güvenlik ve mahremiyet açısından tartışmaları beraberinde getiriyor. Paris Olimpiyatlarının öncesinde Fransa hükumeti tarafından uygulamaya konan 7. Madde ile dronlardan ve güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerle kalabalık grupların davranışlarının tahlil edilmesi ve olası olayların önüne geçilmesi hedefleniyordu. Ne yüz tanıma teknolojisinin kullanılmayacak olması ne de 7. Maddenin Mart 2025’te yürürlükten kalkacak olması düzenlemeye karşı çıkanların fikrini değiştirmedi. Teknolojinin kitlelerin denetimi için kullanımı bazı çevreler tarafından özellikle GDPR (AB Genel Veri Koruma Düzenlemesi) açısından çok sakıncalı bulunuyor.
Bir diğer tartışma konusu ise teknolojinin oyunların içine çok fazla girmesiyle sporun “insani” yanının azalacağı ve bir anlamda mekanikleşeceği endişesi. Ancak Yapay Zekâ Gündeminde Uluslararası Olimpiyat Komitesi, yapay zekâyı sadece “destekleyici” bir unsur olarak görüyor ve insan odaklı kalmasını önemsiyor. Elbette bu alanda küresel veya bölgesel düzenlemelerin yapılması endişelerin giderilmesi için önem arz ediyor.
*Blog: Leveraging Artificial Intelligence in the Sports Industry: Opportunities and Challenges for the Commonwealth | Commonwealth