Dünya genelinde bireysel yatırımcıların ağırlığının ve etkisinin arttığını görüyoruz. Bireysel yatırımcıdan kastım kendi adına bir şirket hissesine yatırım yapan bireyler. Genellikle bir hisseyi elde tutma süreleri kurumsal yatırımcılara göre çok daha kısa. Dünya Ekonomik Forumu bireysel yatırımcıların dünya genelinde yönetim altındaki varlıklar içindeki paylarının 2030 yılına kadar yüzde 61’i geçeceğini tahmin ediyor.
Türkiye’de de hisse senedi piyasasında bireysel yatırımcı sayısında özellikle son yıllarda ciddi bir artış var. Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre 2019 yılında 1,2 milyon olan bireysel yatırımcı sayısı 2024 yılında altı katına çıkarak 7,4 milyona ulaşmış. Bu rakamın tamamına yakını yerli yatırımcılardan oluşuyor ve toplam portföy değerinin yüzde 33’ünü elinde tutuyor. Diğer bir değişle portföy olarak da kurumsal yatırımcı karşısında paylarını da oldukça artırmış durumdalar.
Dünyada da hem kurumsal fonlar hem de şirketler bireysel yatırımcılarla iletişimi artırmak için çeşitli adımlar atıyor. Örneğin dünyanın en büyük varlık yönetim şirketlerinden ABD merkezli BlackRock birikimlerini yönettiği bireysel yatırımcıların da şirketlerin genel kurullarında vekaleten oy kullanabilmesi için Voting Choice isimli bir platform hayata geçirdi. Şirketler de sosyal medya kanallarını bireysel yatırımcıları bilgilendirmeye yönelik daha aktif olarak kullanmaya başladılar. Yani şirketlerin sosyal medya hesaplarında artık daha fazla finansal, operasyonel ve çevresel, sosyal ve yönetişim konularında içerikler görüyoruz.
Bu değişimin daha sağlıklı temellerde ilerleyebilmesi için hem bireysel yatırımcıların hem de şirketlerin üzerine düşen görevler var tabi ki. Bireysel olarak hisse senedi piyasalarında yatırım yapan kişilerin finansal okur-yazarlık konusunda kendini geliştirmesi ve şirket hissedarı olarak haklarını iyi öğrenmesi gerekiyor. Sermaye piyasalarında yapılan yatırımların daha uzun vadeli yatırımlar olarak değerlendirilmesi ve bu konudaki farkındalığın artması da önemli. Ayrıca, özellikle bireysel yatırımcıların çoğunluğu oluşturduğu şirketler açısından bu yatırımcıların genel kurulda oy kullanması kritik öneme sahip olabiliyor. Bu bakış açısıyla genel kurul oy kullanma işlemlerinin kolaylaştırılması ve teşvik edilmesi bireysel yatırımcıların katılımı açısından kritik öneme sahip.
Şirketlerin de bireysel yatırımcılara yönelik bu kitlenin profiline ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek içerikler üretmesi gerekiyor. Bu amaçlarla farklı kurumlarca oluşturulan hisse takibi ve analizi uygulamaları ve internet sitelerinin de yatırımcı eğitimini önceliklendirmesi ve basit ve sade içerikleri sunması da bu konuda yardımcı olacaktır. Dünyada bu tarz uygulamaların sayısının arttığını da görüyoruz. Teknolojinin de gelişmesiyle bu gibi uygulamaların sunduğu basitlik ve kullanım kolaylığı bireysel yatırımcı sayısındaki artışın nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor. Yapay zekâ ile birlikte bu alanda yeni bir ivme görmemiz de muhtemel.
Sonuç olarak, dünyada bireysel yatırımcıların sayısının önümüzdeki dönemde de artmaya devam edeceği bekleniyor. Bundan beş altı yıl öncesine kadar borsada portföy büyüklüğü olarak azınlık olan bireysel yatırımcıların bugün geldiğimiz noktada su veya bu sebeple önemli bir paya sahip olamaya başlaması pek çok şirket açısından yatırımcı iletişimi uygulamalarını ciddi olarak tekrar gözden geçirmelerini gerektiriyor. Dolayısıyla, şirketlerin yatırımcı tabanlarını iyi tanımaları, değişiklikleri yakından takip etmeleri ve bu değişimlere göre kendi uygulamalarını da yenilemeleri şirket değeri ve yatırımcı iletişimi açısından kritik.