Yatırım evreni, enstrümanların çeşitliliği ve bu enstrümanların ekonominin dinamiklerinden etkilenme ölçülerine bağlı olarak yatırımcılarda da bir karakter inşa etti. Ekonomilerin yıllar içerisinde küreselleşme ile iç içe geçmesi sermayenin de gezmesine yol açtı. Sermayedar, yatırımcı kimliği ile girdiği her piyasanın koşullarına uyum sağlamak için bir kimlik geliştirdi.
Tercih ettiğiniz yatırım stratejisine göre özellikle hisse senetleri piyasasında aslında genel kabul görmüş bir yatırımcı kimliğiniz olabilir, tıpkı gerçek karakteriniz gibi diyebilirim aslında.
Öncelikle Türkiye’de yaygın olarak bilinen, özenilen ama pratikte uygulanamayan değer (value) ve büyüme (growth) yatırımcılarından başlayalım.
Değer yatırımcıları iskontolu hisse senetleri ararlar. Yani şirketin faaliyetlerinin, operasyonlarının, bilançosunun hisse senedi fiyatına doğru yansımadığını ve fiyatın ucuz kaldığını düşündükleri hisse senetlerine yatırım yaparlar. Yatırım yapan herkesin en azından ismen bildiği Warren Buffett akla gelen ilk örnektir. Yatırım yaptıkları şirketlerin uzun vadeli potansiyeline inandıkları için uzun vadeli yatırımcılardır.
Büyüme yatırımcılarına genel itibarıyla geleceğe yatırım yapanlar diyebilirim. Son yıllarda özellikle teknoloji şirketlerini bu kapsama sokabiliriz. Şirketin yüksek bir büyüme potansiyeli taşıması beklenir. Bu şirketlere yatırım yapmak, henüz büyüme yatırımcısı olduğunuzu bilmeden yüksek risk taşıyabilir başlangıçta. Tesla yatırımcıları örneğini verebileceğim bu yatırımcılar şirketin yüksek borçlanmalarına şahit olabilirler. Çünkü şirketin ortaya koyduğu vizyon, yapması beklenen inovasyon ve günün sonunda öngörülen hedefin güçlü bir taleple karşılaşacağını öngörmek gerekir. Sadece küçük ölçekli şirketlere yatırım yapanlar da temelde büyüme yatırımcısıdır. Ancak yüksek büyüme potansiyeli olan küçük ölçekli şirketlerde likiditenin de nispeten az olabileceği durumlarda alınan risk yüksek olabilir.
Bunların haricinde bizim ülkemizde “mevduat yatırımcısı” diyebileceğim riski sevmeyenlerin hisse senetleri piyasasındaki karşılığı gelir (income) yatırımcısıdır. İstikrar esastır. Yatırımcı hisse senedinin performansıyla olmasa bile yatırım yaptığı şirketin temettü politikasıyla nakit akışını kontrol altında tutar. Gelir yatırımcısına benzeyen bir diğer yatırımcı kimliği kalite (quality) yatırımcısıdır. Bu tip yatırımcıları temel analize hâkim olmaya çalışırlar. Yatırım yaptıkları şirketlerden güçlü finansallar, kurumsal yönetim ilkelerinin benimsenmiş olması ve bu şirketlerin sahip oldukları rekabet avantajının rakiplerinin çok önünde olmasını ister.
Ağırlıklı olarak kısa vadede yatırım yapanlar momentum yatırımcısı olabilir. Momentuma tam karşılığı olmasa da hız ya da hızlılık diyebilirim kabaca. Bu yatırımcı tipi bir trendi takip eder. Hisse senedi fiyatının yükseliş ya da düşüş hızını, bu hızı artıran ya da azaltan etmenleri değerlendirip güçlü fiyat hareketlerinden getiri beklentisiyle yatırım yaparlar.
Piyasada çoğunluğun yaptığının tersini yapmak da genel kabulde bir yatırımcı kimliğidir. Aykırı (contrarian) yatırımcılar piyasanın aşırı tepki verdiğini düşündüğü dönemlerde o tepkinin aksi yönde tepki verir. Bu strateji kısa vadeli olmak zorunda değildir. Ekonomik daralma, resesyon gibi dönemlerde ya da sıkı para politikası dönemlerinde yatırım yaptıkları şirketin hisselerinin gereğinden fazla düştüğünü değerlendiriyorsa ya da finansal anlamda şirkete inanıyorsa yatırım yapabilir.
Bu yazıda tek başlıkta toplayabileceğimiz diğer yatırımcı kimlikleri ağırlıklı olarak bireyselden çok kurumsal yatırımcılarda görülür. Endekse paralel getiri elde etmesi, sürprizlerin çok beklenmediği endeks yatırımcıları ağırlıklı olarak fonlardır. Endeks yatırımcısına bir çeşitlilik eklerseniz eminim aklınıza bu yaklaşımla yatırım yapan ve aslında iki kimliği de taşıyan bir sürü fon gelecektir. Temel güdü aslında ülke ekonomisine dair beklentilerdir. Hisse senetleri piyasası bir ülkenin ekonomisine paraleldir. Eğer kredi notunda artış, iktisat politikalarında gevşeme vb. teorik olarak ülke borsasına iyi gelecek haberler endeks yatırımcılarına portföyünde holding, banka, enerji vb. birden fazla sektör barındırıyorsa çeşitlilik (diversified) yatırımcılarına işaret eder.
Nihayetinde her yatırımcının kimliği birbirinden farklıdır. Ancak temelinde aslında risk algımız kimliğimizi belirler. Riske ne kadar tahammül edebiliyorsak kimliğimizin temeli budur. İkincisi ise sabır teamülüdür. Üçüncü ve son olarak hatta belki de birçoğumuzun ilk sırada sayacağı hayallerimiz ya da daha doğru bir ifadeyle getiri beklentimiz olduğunu söyleyebilirim.