Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Küresel Ekonomi

Yeni Tarifeler Küresel Otomotiv Endüstrisini Nasıl Şekillendirecek?
Çinli üreticiler, Batılı ülkelerin bir zamanlar imkansız gördüğü şeyi başarmış ve rakiplerinin eşleşemeyeceği fiyatlarla, yüksek kaliteli elektrikli araçlar üretmeyi başarmış gibi duruyor.
  • 18 Nisan 2025 00:35
  • Koray Öztopçu
Yeni Tarifeler Küresel Otomotiv Endüstrisini Nasıl Şekillendirecek?

Bir tarafta, teknolojinin hızla geliştiği Shenzhen’de, en yeni elektrikli araç modelleri sadece iki yıl öncesine göre neredeyse yarı fiyatına satılırken, Avrupa kıtasında otomotiv üreticileri, tamamen elektrikli bir geleceğe dair iddialı planlarından sessizce geri adım atıyor. Bu iki üretim merkezinin hikayesi, Batılı hükümetlerin Çin menşeli elektrikli araçlara karşı ticaret silahlarını devreye sokmasıyla daha da dikkat çekici hale geliyor. ABD’de yüzde 100’e, Avrupa’da ise yüzde 35’e varan tarifelerle küresel otomotiv endüstrisi yeni bir şekle bürünüyor.


Çin, son güncellemelerin ardından farklı kıtalarda, Meksika ve Türkiye’deki tesisleri üzerinden yeni üretim adımları atarak tarife engellerini etkili bir şekilde aşacak planlarını açıklıyor.


ABD’nin tarifelerle başlattığı süreç, Eylül 2024’te Çin elektrikli araçlarına uygulanan vergilerin artırılmasıyla birlikte, global otomotiv endüstrisini doğrudan etkileyen bir dönüşüme zemin hazırlıyor. Bu adımlar yalnızca otomobil endüstrisi için değil, aynı zamanda ABD-Çin ekonomik ilişkilerinin geleceği ve iklim değişikliğine karşı küresel mücadele için de önemli sonuçlar doğuruyor. Bugün gelinen noktada, bu süreç, yakın tarihin en önemli ticaret anlaşmazlıklarından biri olarak öne çıkıyor.


Çin, artık küresel elektrikli araç pazarının yüzde 65’ini kontrol ederken, ülkenin en büyük otomotiv üreticisi de yakın zamanda Almanya’nın en büyük üreticisini geride bırakarak, piyasa değerine göre dünyanın ikinci büyük otomobil üreticisi konumuna yükseldi. Çinli üreticiler, Batılı ülkelerin bir zamanlar imkansız gördüğü şeyi başarmış ve rakiplerinin eşleşemeyeceği fiyatlarla, yüksek kaliteli elektrikli araçlar üretmeyi başarmış gibi duruyor. Çin’de üretilen bir aracın maliyeti, yeni tarifeler devreye girmeden önce bile, Avrupa pazarlarındaki benzerinin neredeyse yarısı seviyesinde.


2023 yılında Çin, Japonya’yı geride bırakarak, dünyanın en büyük otomobil ihracatçısı konumuna ulaştı ve 5 milyondan fazla araç ihraç etti. Yeni ABD tarifelerinin hedef aldığı 18 milyar dolarlık Çin ithalatının en büyük kategorisini ise elektrikli araçlar oluşturuyor. Avrupalı otomotiv üreticileri için tehdit ise çok daha yakından hissediliyor. Çinli elektrikli araçların, yeni tarifeler duyurulmadan önce Avrupa elektrikli otomobil pazarındaki payı yüzde 8 seviyesindeyken, yapılan tahminlere göre bu oranın vergilere rağmen 2025 yılında yüzde 15’e ulaşması bekleniyor.


Ölçek ve yenilik ekonomisi


Mevcut ticaret savaşları, küresel otomotiv endüstrisinde yaşanan hızlı ve yıkıcı elektrikli ekosistem dönüşümünü gözler önüne sererken, Çin’in elektrikli araç ekosistemindeki başarısını mümkün kılan ölçek etkilerinin, korumacı önlemlerle gerçekten durdurulup durdurulamayacağı sorusu da giderek daha fazla gündeme geliyor. Bu sorunun cevabı ise 1990’lara uzanan “Made in China 2025” vizyonunda saklı. Çin, onlarca yıl süren planlama ve yatırımla inşa ettiği bu stratejisi sayesinde, otomotivden batarya teknolojilerine, yazılımdan tedarik zincirine kadar kapsayıcı ve güçlü bir ekosistem oluşturmayı başardı.


Çinli üreticilerin bugün sağladığı üstünlüğün arkasında birkaç strateji ve faktör öne çıkıyor. Bunun başında, ölçek ekonomisi etkisi geliyor. Çin’in kendi iç pazarının büyüklüğü ve ardından global pazardaki hızlı gelişmesi, üretici şirketlerin maliyetlerini önemli ölçüde düşüren yüksek üretim hacimlerine ulaşmasını sağladı. Sadece 2023 yılında yaklaşık 950 bin adet elektrikli araç satan Çinli üreticiler, Batılı rakiplerine kıyasla çok daha rekabetçi ölçek ekonomilerine ulaşarak küresel elektrikli araç yarışında önemli bir avantaj yakaladı.


Diğer taraftan, kapsamlı bir tedarik zinciri geliştirilmesi, Çin’in elektrikli araç endüstrisindeki gücünü pekiştiren en önemli unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Bataryalardan yarı iletkenlere, yazılımlardan kritik parçalara kadar hemen her şeyi yerel olarak üreten Çin, bu dikey entegrasyon sayesinde benzeri görülmemiş bir maliyet avantajı ve inovasyon üzerinde güçlü bir kontrol sağlıyor. Bugün Çin, dünyadaki elektrikli araç bataryalarının yüzde 75’ini üretirken, elektrikli araçlar için gereken kritik minerallerin işlenmesi, işlemlerinin büyük bölümünü de kontrol eder hale geldi.


Rekabetin zorladığı inovasyon, Çin’in elektrikli araç sektörünü diğerlerinden ayıran bir başka önemli faktör olarak öne çıkıyor. Geleneksel otomobil pazarlarında birkaç üreticinin onlarca yıldır hakimiyet kurduğu yapının aksine, Çin’de elektrikli araç pazarında yer alan üreticiler, pazar payı kazanabilmek için kıyasıya rekabet içinde. Bu durum, sektörde hızlı inovasyon ve gelişmeyi adete zorunlu hale getiriyor. Batılı üreticilerin yeni modeller geliştirmesi genellikle dört ila beş yıl sürerken, Çinli üreticiler bu geliştirme döngüsünü 18 – 24 aya kadar indirmiş durumda.


Küresel ticaret politikası için sonraki adımlar ve çıkarımlar


Otomotiv sektöründe korumacı önlemler, Batılı otomobil üreticilerini kısa vadede koruyor gibi görünse de uzun vadede inovasyonu teşvik eden rekabetçi baskıyı ortadan kaldırarak zarar verebileceği yönünde ciddi tartışmalar gündemde. Geçmiş tecrübeler de bu görüşü destekliyor. Eski ABD Başkanı Ronald Reagan’ın gümrük vergilerinin olumsuz etkilerine dair yaptığı uyarı, bugün ABD’nin yeni ticaret savaşı döneminde yeniden yankılanıyor. Reagan’ın eski bir videosu, sosyal medyada yeniden popüler hale gelirken, dönemin başkanının “Gümrük vergileri koruma sağlamaz, ters teper” mesajı gündeme taşınıyor.


Daha da geçmişe bakıldığında, 17. ve 18. yüzyıl İngiltere’sinde uygulanan Mısır Yasaları da korumacı politikaların sanayi gelişimini nasıl geride bıraktığını gösteren örneklerden biri olarak hatırlatılıyor. Bu yasalar, korunan endüstrilerin her zaman geride kaldığına dair önemli bir ilkeye dayanıyor. Bugün de benzer bir şekilde, tarifeler yerine Batı pazarlarına, rekabetçi baskıyı koruyarak yerel inovasyonu teşvik eden politikalarla hizmet verilmesinin daha etkili olacağı görüşü savunuluyor. Asıl zorluk, otomobillerin nasıl tasarlandığını, üretildiğini ve satıldığını tamamen yeniden hayal etmeyi gerektiriyor. Bu tür bir dönüşüm, koruma değil, rekabet ile mümkün hale geliyor.


Çinli üreticiler, tarifelerle doğrudan mücadele etmek yerine, stratejilerini giderek daha fazla sayıda pazara hizmet edebilecek küresel üretim ağları kurma üzerine inşa ediyor. Geçmişte Japon otomobil üreticilerinin izlediği yol gibi, Çinli şirketler de kilit pazarlarda üretim üsleri kurarak mevcut küresel ticaret politikalarının getirdiği engelleri aşmayı hedefliyor. Bu yaklaşım, yalnızca kısa vadeli çözümler sunmakla kalmıyor aynı zamanda gerçek anlamda küresel bir otomotiv şirketi olmanın da temelini oluşturuyor.


Çin’in tepkisi: Yeni engelleri aşmak


Çinli elektrikli araç (EV) üreticileri, her yaklaşımın kendine özgü riskleri ve zorlukları olmasına rağmen, yeni ticaret engellerini aşmak için farklı yaklaşımlar geliştirmeye devam ediyor. Bu süreçte, otomotiv endüstrisindeki küresel ayak izlerini tamamen yeniden tasarlamak isteyen Çinli üreticiler, lojistik avantajları güçlü olan ve işçilik anlamında rekabetçi koşullar sunan bölgelerde yeni üretim tesisleri kurma planlarını hızlandırıyor.


Avrupa ve ABD pazarına erişim için, Çinli üreticilerin verdiği stratejilerden biri de AB ile gümrük birliği olan ve bu ülkelerde üretilen araçların Avrupa pazarlarına tarifesiz giriş yapabildiği bölgelere yatırım yapmak ya da yerel üretim tesisleri kurmak olacak.


Ancak bu yaklaşımın en büyük zorluğu, yalnızca fabrika inşa etmekle sınırlı değil. Asıl mesele, Çin’de sahip olunan tedarik zinciri avantajlarını başka coğrafyalara taşıyabilmekte yatıyor. Bu nedenle, başarıyı yalnızca üretim tesisleriyle değil, aynı zamanda kapsamlı bir üretim ekosistemi inşa edebilmekle değerlendirmek gerekiyor.


Önümüzdeki birkaç yıl, küresel otomotiv ekosisteminin dönüşümü açısından kritik bir dönem olacak. ABD ve Avrupa’nın uygulamaya başladığı yeni gümrük vergileri, daha da yüksek tarifelerin gündeme gelme ihtimali ve Çinli üreticilerin uluslararasılaşma planlarını hızlandırması, sektörü büyük bir değişimin eşiğine getiriyor.


Bu yeni dönemde hayatta kalacak şirketler, küresel tedarik zincirleri ve inovasyon odaklı üretim ağları kurabilenler olacak. Yerel üreticiler ise rekabette geri kalmamak için küresel üretici kimliğini kazanmak zorunda kalacak.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Otomobili Aldınız Ya Sonrası?
Otomobili Aldınız Ya Sonrası?
TSE belgeli servisler teknik yeterliliğe ve standartlara sahip hizmet sağlarken, aracın bakım ve onarımında yüzde 60 oranında tasarruf sağlıyor.
Nvidia CEO’su Yapay Zekanın Tehlikeleri Hakkında Konuşmak İstemiyor
Nvidia CEO’su Yapay Zekanın Tehlikeleri Hakkında Konuşmak İstemiyor
Nvidia’nın kurucusu Jensen Huang, grafik işlemcilerden yapay zekâ devrimine uzanan çalkantılı yolculuğuyla Silikon Vadisi’nin en etkileyici liderlerinden biri haline geldi. Mühendislik odaklı yaklaşımı ve karizmatik liderliğiyle dikkat çeken Huang, yapay zekânın dünyayı nasıl değiştireceğini şekillendirenlerin başında gelse de olası tehlikeleri tartışmayı başkalarına bırakmayı tercih ediyor.
TCMB Adını Koydu
TCMB Adını Koydu
TCMB, 20 Mart’tan bu yana uyguladığı faiz politikasını kalıcılaştırdı. Politika faizi, fiili faiz olan yüzde 46’ya çıkarıldı. Banka, faiz koridorunun üst bandını yüzde 49 olarak belirleyerek manevra imkanını genişletti.
Rüzgar Gibi Geçti…
Rüzgar Gibi Geçti…
Carry trade temelli sermaye girişleri sürdürülebilirlik açısından soru işaretlerini de barındırıyor. Faiz artışı ile çekilen sermayenin yapısal reformlarla desteklenmemesi durumunda para akımı, dışsal bir şokta hızla ülkeyi terk edebilir.
Enflasyon Muhasebesi ve Ekonomide Yavaşlama Temettüleri Vurdu
Enflasyon Muhasebesi ve Ekonomide Yavaşlama Temettüleri Vurdu
Baharın müjdecisi olan Nisan ayı Borsa İstanbul’da da temettülerin habercisi konumunda. Bu yıl da şirketler bu ayın başından itibaren nakit kâr paylarını ödemeye başladı. Ancak kâr payları yatırımcılarını memnun etmiş görünmüyor. 17 Nisan akşamına kadar açıklanan temettülerin toplamı geçen yılı 30 milyar lira altında.
Türk Üreticileri Trump Duvarının Üzerinden Atlamayı Tercih Edecek mi?
Türk Üreticileri Trump Duvarının Üzerinden Atlamayı Tercih Edecek mi?
Pazar büyüklüğü ve teşvikler, gümrük vergilerini artıran ABD’de üretimi cazip hale getiriyor. Ancak Türk üreticilerin ABD’de üretime yönelmesi kolay görünmüyor.
Küresel Ticaretin Yeni Yüzü: Bloklaşan Dünya, Kırılan Zincirler
Küresel Ticaretin Yeni Yüzü: Bloklaşan Dünya, Kırılan Zincirler
ABD’nin Çin menşeli ürünlere yüksek gümrük tarifeleri uygulamasıyla başlayan süreç, küresel ticarette taşları yerinden oynatıyor. Çin ise Avrupa Birliği ve Asya-Pasififik ülkeleriyle yeni ittifaklara yönelerek iş birliği modelini güçlendirmeye çalışıyor. Ticaretin ekseni Atlantik’ten Asya’ya mı kayıyor? Küresel ticaret ve tedarik zinciri nasıl şekillenecek?
E-ticaretin ‘China+1’i Türkiye olabilir mi?
E-ticaretin ‘China+1’i Türkiye olabilir mi?
ABD’nin yeni vergi duvarları ve “de minimis” düzenlemesi Shein, Temu gibi Çinli e-ticaret devlerini zorlarken, daha yakın, hızlı ve gümrük avantajı sağlayabilecek ülkeler alternatif olarak öne çıkıyor. Sektör uzmanlarına göre Türkiye güvenli üretim üssü olarak, “China +1” stratejisinde güçlü bir alternatif olabilir. Ancak bu sadece bir fırsat değil, kalıcı avantaj sağlanamaması durumunda maliyet baskısını artırarak, küresel rekabette geri düşürebilecek bir sınav...
Kurumsal Ölümsüzlük Mümkün mü?
Kurumsal Ölümsüzlük Mümkün mü?
Aile şirketlerinin dijital ikizler aracılığıyla zihinlerini, sezgilerini, reflekslerini ve değerlerini klonlaması, onlara sadece süreklilik değil aynı zamanda stratejik ölümsüzlük kazandırabilir.
British Steel Krizi İngiltere-Çin İlişkilerini Sarsıyor
British Steel Krizi İngiltere-Çin İlişkilerini Sarsıyor
İngiltere, British Steel’in kontrolünü Çinli sahibinden devralarak kritik bir sanayi krizine müdahale etti. Krizin derinleşmesiyle Çin yatırımları üzerindeki güvenlik tartışmaları büyüyor.
Gelir Vergisi Beyanında Rekor Nasıl Geldi?
Gelir Vergisi Beyanında Rekor Nasıl Geldi?
Gelir vergisinde matrah ve hesaplanan vergide sırasıyla yüzde 115 ve yüzde 111 artış yaşanırken beyanname sayısında 5 milyona ulaşılarak rekor kırılması dikkat çekti. Beyandaki artışta önceki yıl beyanname vermeyen 378 bin kira geliri mükellefine yönelik yapılan uyarılar, dijitalleşmeyle birden fazla işverenden geliri olanlara yapılan uyarılar, temettü geliri olanlara yapılan ikazlar etkili oldu. İlk kez beyanname verenlerle birlikte beyan artışı 498 bine ulaştı.
Elektrik Tarifelerindeki Artışın Reel Sektör Etkileri
Elektrik Tarifelerindeki Artışın Reel Sektör Etkileri
Nisan 2025 itibarıyla elektriğe yapılan zamlar, reel sektörde özellikle enerji yoğun üretim yapan sektörleri doğrudan etkiliyor.
Mutlu Olmak Üzerine
Mutlu Olmak Üzerine
Bireysel “iyi hissetme” halimizi güçlendiren unsurları keşfetmek, zihinsel dayanıklılığımızı artırmak ve belirsizliklerle başa çıkma becerilerimizi geliştirmek, hem kendimiz hem de çevremiz için atabileceğimiz en değerli adımlardan biri.
Kripto Paraların Psikolojik Etkileri
Kripto Paraların Psikolojik Etkileri
Kripto dünyası, bireylerin hayata tutunma biçimlerinden biri haline gelirken, bu süreçte alınan riskler ve yaşanan deneyimler, modern toplumların ekonomik ve psikolojik yapılarında derin izler bırakıyor.
İkinci Çeyrekte İzlenmesi Gereken 10 Şirket
İkinci Çeyrekte İzlenmesi Gereken 10 Şirket
Ocak ayında yayımladıgımız “Izlenmesi Gereken 50 Sirket” listemizin ardından, iste ikinci çeyrek özelinde (iyi ya da kötü anlamda) mutlaka haberdar olmanız gereken 10 sirket. Bloomberg Intelligence analistleri, yüksek güven derecesine sahip daha genis bir Odak Fikirler grubundan en ilginç sirketleri belirlemek için senaryoları inceledi. Sektör ve bölge çesitliligi sunan her senaryo, önümüzdeki birkaç ayda yatırım tezini destekleyecek bir katalizöre dayanıyor. Bloomberg Terminal kullanıcıları, yıllık 2025’te “Izlenmesi Gereken 50 Sirket” listemizdeki hisse senetlerinin performansını Bloomberg Businessweek 2025 Izlenecek Sirketler endeksleri ile takip edebilirler. Iyimser listedeki net getiri ilk çeyrekte yüzde 3 artarken, kötümser liste ise beklenmedik bir sekilde yüzde 6’lık yükselisle daha fazla artıs gösterdi. Aynı dönemde S&P 500 yüzde 6 düsüs gösterdi, dolayısıyla yatırımcılar çok daha kötü sonuçlar da alabilirdi.
Trump’ın Ticaret Politikası Beraberinde Stagflasyon Riskini Getiriyor
Trump’ın Ticaret Politikası Beraberinde Stagflasyon Riskini Getiriyor
Amerikalılar zayıf büyüme ve yüksek fiyatların zehirli kombinasyonu olarak bilinen stagflasyona hazırlıklı olmalı.
Milyarderin Şehri
Milyarderin Şehri
Irvine, California, yaşamak için görünüşte normal bir yer tabii şehrin çoğunu kontrol eden gizli bir geliştirici olduğunu bilmiyorsanız.